Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/843 E. 2019/962 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/843 Esas
KARAR NO : 2019/962

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2015
KARAR TARİHİ : 23/10/2019

Mahkememizce verilen 2015/48 Esas 2016/33 karar sayılı ve 28/01/2016 tarihli kararı Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/21119 esas, 2017/8296 karar sayı ve 29/05/2017 tarihli ilamı ile bozulmuş olmakla Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin faaliyetleri için ihtiyacı olan elektrik enerjisini 22/01/2011 – 21/12/2011 tarihleri arasında davalı kurumdan satın aldığını, davacı şirketin sözleşme süresince satıcı durumundaki davalının elektrik tüketimine ilişkin olarak düzenlediği faturaları, düzenli olarak ve gecikmesiz ödediğini, davacı şirket tarafından ödenen faturalar incelendiğinde, dava konusunu oluşturan 22/01/2011 – 21/12/2011 tarihleri arasında fiili elektrik tüketimi ve kanunen tahsili mümkün diğer kalemler dışında “kayıp-kaçak bedeli, parekende satış hizmeti bedeli, PSH sayaç okuma bedeli, iletim bedeli ve dağıtım bedeli ” adı altında bir kısım meblağların da elektrik faturalarına yansıtılarak tahsil edildiğini, anacak sözkonusu bedellerin davacıdan tahsili usul ve yasaya aykırı olduğunu ve iadesi gerektiğini, bu nedenlerle davalı kurumun davacıdan tahsil etmiş olduğu toplam 8.904,42 TL nin her bir faturanın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizleri ile birlikte tazminine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davalı kurum aleyhine açılan dava haksız ve yersiz olup reddi gerektiğini, öncelikle zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, ayrıca davanın muhatabı Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu, davalı şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettiğini, davalı şirketin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını ve davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, bu nedenle gerek husumet yönünden gerekse yargı yolu yönünden davanın reddi gerektiğini, ayrıca kayıp kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermediğini, bir başka deyişle kayıp kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, EPDK’nun 07.12.2011 tarihli “Kayıp Kaçak Bedeline İlişkin Duyurusu” nda bu bedellerin neden faturalarda yer aldığı da açıklandığını, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4/2 maddesinde bu kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekle EPDK’nın sorumlu olduğu belirtildiğini, bu nedenlerle sonuç olarak kayıp kaçak tahakkukları EPDK mevzuat ve içtihatlara uygun olduğunu, haksız ve yersiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Elektrik abonelik sözleşmeleri, elektrik faturaları, fatura dökümleri, ödeme kayıtları listesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedelleri, iletim bedeli, dağıtım bedeli, PSH perakende perakende satış bedeli, sayaç okuma ve enerji tüketim bedeli dışında başka bir ad altında faturalara yansıtılan bedellerin istirdatı talebine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
10/05/2016 tarihinde açılan dava sonrası, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Buna göre, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği gereği dava konusuz kaldığından karar verilmemiş olmasına rağmen, davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Bu itibarla, davanın yasa değişikliği sebebiyle konusuz kaldığı, HMK nun 331/1 maddesi uyarınca ,davacının dava başında haklı olduğu gözetilerek yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış ve lehine vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 44,40-TL’nin peşin alınan 152,07-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 107,67-TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bozma öncesinde yapılan 559,00-TL yargılama gideri ile bozma sonrasında yapılan 61,00-TL tebligat ile posta masrafı ve 152,07-TL’lik harç olmak üzere toplam 772,07-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadenin nereye yapılacağına ilişkin bilgi verilmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/10/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza