Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/821 E. 2018/430 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/821 Esas
KARAR NO : 2018/430

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2017
KARAR TARİHİ : 18/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından … 33. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 19/11/2015 tarihinde işlemiş faizi ile birlikte 267.148,33 TL alacağın tahsili için müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesine binaen davacı adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 2105 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 22/2141 cilt/sayfada kayıtlı bağımsız bölüm üzerine haciz konulduğunu, takibin halen devam ettiğini, takipte borcun sebebinin “267.000,00 TL bedelli satış alacağı kaynaklı alacak” olarak belirtildiğini, oysa taraflar arasında böyle bir satış işlemi olmadığını, taraflar arasında… İli, … İlçesi, … Mahallesi, 2105 ada 4 parsel arsa payı karşılığı İnşaat Yapım Protokolü düzenlendiğini, bu protokolün taraflar arasında yapılmış bir Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi olmayıp sadece arsa payı karşılığı inşaat yapımı konusunda akdedilmiş bir porotokolden ibaret olduğunu, davalı şirketin müvekkili ile yaptığı yapım protokolünün aynısını davacıya ait parsele komşu olan 6 parsel sayılı taşınmazın maliki olan … isimli bir şahıs ile de yaptığını, davalı şirketin iş bu protole bağlı öncelikli edimlerini yerine getirmediğinden protokolün anlaşmalı olarak feshedildiğini, iş bu protokolün taraflar arasında düzenlenmiş olmasından sonraki bir tarihte davalı şirketin kendisiyle yapım protokolü düzenlediği kişilere ödünç olarak para verme yardımında bulunduğunun öğrenilmesi üzerine müvekkilinin davalı şirketten ödünç para isteğinde bulunmuş olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkiline ait banka hesabına 13/08/2014 tarihinde 100.000,00 TL ve 26/09/2014 tarihinde 5.000,00 TL yatırıldığını, müvekkilinin hesabına davalı şirket tarafından yatırılmış toplam 105.000,00 TL tutarındaki borcun halen ödenmediğini, aradan geçen süreye rağmen davalıya olan borcun ödenmeme sebebinin ise davalı şirketin bu miktarda alacağın ödenmesine rıza göstermeyip takibe konu edilmiş alacağın icra masrafları, faizi ve vekalet ücretleri toplamına eşit miktarda ödenmesi istemekte direniş göstermesi olduğunu, davalının takip miktarına erişmiş muaccel bir alacağının olmadığını beyanla icra takip dosyasında 105.000,00 TL’yi aşan kısım yönünden müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20’si oranında tazminata ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı taraf ile 25.08.2014 tarihinde davacı adına kayıtlı olan … İli, … İlçesi, … Mah., 2105 ada 4 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde civarında bulunan taşınmazları da kapsayacak şekilde kat karşılığı şeklinde inşaat yapmak üzere sözleşme imzaladığını, davacı ile imzalanan sözleşmenin, davacının mülkiyet durumu, sahip olduğu taşınmazın alanı gibi nedenlerle civarındaki taşınmazlarla birlikte değerlendirilmesi gereken bir taşınmaz olduğundan taşınmazdaki mülkiyet durumunun kesinleşmesi, komşu parseller ile birleştirilmesi, sözleşmenin imzalanması gibi işlemlerin bitmesi ve işe başlanması işin mahiyeti gereği oldukça uzun ve meşakkkatli bir süreç olduğunu, davacının ifade edilen içeriğe vakıf olarak müvekkili ile sözleşme imzaladığını ve bu hususta müvekkili ile ileride yapılacak inşaat işi ile ilgili olarak karşılıklı olarak bağlandıklarını, müvekkilinin davacı ile imzaladığı sözleşmeye ve davacı tarafa olan inancına bağlı olarak vakit kaybetmeksizin çalışmalara başladığını, bu çalışmaların, komşu ve civar parsel sahipleri ile görüşme ve yapılabilecek minumum metrekare bazında yapılacak inşaatın projelendirilmesi gibi ana başlıklar altında toplanabileceğini, müvekkilinin tamamen iyi niyetle davacı tarafa ve onunla imzaladığı sözleşemeye olan inançla çalışmaya devam ederken tüm taleplerine rağmen davacı taraftan işin seyri hakkında bilgi alamadıklarını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede kararlaştırıldığı üzere davacının malikli olduğu taşınmazın 2B yasası olarak adlandırılan orman vasfını yitirmiş arzilerin satışı ile ilgili yasa hükmü kapsamında olduğunu ve bu yasa gereğince davacının taşınmazın maliki olabilmesi için İdareye ödemesi gereken bir bedel bulunduğunu, sözleşmede bu bedelin müvekkili tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin zaten zorlu ve uzun olan bu sürecin daha da fazla uzamaması amacı ile yukarıda ifade edilen işlemleri bir an evvel yapma gayretinde iken davacının kayıtsız tutumu karşısında … 40.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini davacıya gönderdiğini, bu ihtarnamede özetle yüklenici taraf olarak sözleşmeden kaynaklı edimleri yerine getirmeye hazır olunduğu ve arsa maliki olarak kendilerinin de sözleşme ile yüklendiği edimleri yerine getirmelerinin istendiğini, davacının bu ihtarnameye … 3.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap vermiş ve bu ihtarnamede (taraflar arasında yazılı sözleşmede açıkça yazılı olduğu halde) belediyeye başvuru yaptıklarını, ilgili yasal durum nedeni ile tevhit işlemi yapılması gerektiğini, komşu ve civar ve parsel sahipleri ile yaptığı görüşmede … Yapının onlarla bir anlaşma yapmadığını öğrendiğini ileri sürdüğünü ve devamla şimdilik noter huzurunda “kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmayacağımı ve ne miktarda bir ödemede bulunulmuş ise bu ödemenin iadesi için banka hesabının kendisine bildirilmesini talep ettiğini, bu şekilde sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davacının sözleşmenin feshi bildirimine karşılık taraflarınca … 40.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verildiğini, bu ihtarda feshin haksız olduğunun, ana para ödemesi olan 125.500,00 TL nin bildirilen banka hesabına iade edilmesinin ayrıca haksız fesih nedeni ile cezai şart, maddi ve manevi zararlar için talep ve dava haklarının saklı olduğunun bildirildiğini, söz konusu ihtarnamenin davacıya gönderildiğini ancak aradan geçen süre içerisinde müvekkiline her hangi bir ödeme yapılmadığını, bu aşamada davacı tarafın esas itibari ile başka bir müteahhit firma ile sözleşme imzaladığını ve asıl fesih gerekçesinin bu olduğunu, müvekkilinin nihayetinde karşı tarafça haksız olarak feshedilmiş bir sözleşme ile bağlı olmadığından ödemiş olduğu ana para ve sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacakları için davacı hakkında … 33.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, icra takibi kesinleştikten sonra müvekkili adına alacağın tahsili için yasal prosedürlere devam edilirken davacının müvekkiline müracaatla sulh olmak istediğini beyan ettiğini, müvekkilinin bu sulh talebini iyi niyetle kabul ettiğini ve taraflar arasında 26.11.2015 tarihinde borç ödeme protokolünün imza altına alındığını, müvekkilinin tüm aşamalarda iyi niyetli olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmesini sabırla beklediğini, protokolün imzalanmasının üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçtiğini, bu süre boyunca icra dosyasında davacının borcuna karşılık arsa pay devri yapmasının beklendiğini ve tahsile yönelik hiç bir adım atılmadığını, davacının icra takibinin başlamasından neredeyse üç yıl sonra menfi tespit davası açtığını, oysa bu üç yıl boyunca icra takibinden haberdar olduklarını, davacının müvekkili ile imzaladığı sözleşmeyi haksız olarak başka bir müteahhitten daha fazla menfaat temin etme amacı ile fesheden taraf olduğunu, bu itibarla haksız feshin sonuçlarına katlanması gerektiğini, müvekkilinin alacağının her türlü ayıptan ari hak edilmiş bir alacak olup bu güne kadar bu alacağın ödenmemiş olması nedeni ile maddi olarak zarara uğramış ve mağdur olduğunu beyanla davanın reddine, davacının haksız ve kötü niyetli davası nedeni ile dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Davacı taraf davalıdan 105.000,00 TL borç aldığını, bu nedenle davalıya bu miktarda borçlu olduğunu, icra takibi ile talep edilen miktarda borcunun olmadığını beyanla 105.000,00 TL dışında kalan miktar yönünden borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı taraf ise davacı ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, bu nedenle davacıya ödeme yapıldığını, davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, kendisine ödenen bedeli iade etmediğini, bu nedenle hakkında icra takibi başlattığını iddia etmiş, buna ilişkin olarak yapılan arsa payı karşılığı inşaat yapım protokolü ile borç ödeme protokolüne dosyaya sunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir. Eldeki davada davacı tacir değildir ve dava konusu talep her iki tarafın iddiası her ne kadar farklı ise de her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış olup mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.18/04/2018

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza