Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/82 E. 2022/445 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/82 Esas
KARAR NO : 2022/445

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/01/2017
KARAR TARİHİ : 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davalı … yönetimindeki … plakalı araçla 30/12/2016 günü davacı müvekkilime çarpması sonucu yaralamıştır. … plakalı aracın sahibi davalı …’de KTK ‘nun 85. maddesi uyarınca kaza sonucu oluşan zararlardan müşterek ve müteselsilen sorumludur. Davalı … Sigorta A.Ş. kazaya karışan ve diğer davalılar aracı olan … plakalı aracı 06/01/2016 -06/01/2017 tarihli arasında poliçe nosu … olan KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigorta etmiştir. Tüm davalılar oluşan zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Olaydaki trafik kazasında kusurlu olan taraf tamamen davalı … plakalı aracın sürücüsüdür. Söz konusu aracın sürücüsü dikkatsiz ve tedbirsiz olarak aracını kullanmakla müvekkilime çarparak yaralamıştır. Davalı … sürücüsü olduğu … plakalı araçla, … Mahallesi, … caddesi … üzerinde çocuklarını okula bırakıp evine dönerken davalı sürücünün hızlı ve dikkatsiz gitmesi sonucu çarparak uzun seyri sırasında aracının ön tampon, kaput ve ön cam kısmıyla aynı yönde bisikletle giden müvekkile arka tekerlek kısmından çarpması sonucu tekerleğin altına alarak 15-20 metre kadar yerde sürüklemiştir. Yaralanma sonucu davalı şoför müvekkilini hastaneye götürmemiştir. Durumu gören çevredeki vatandaşlar tarafından …Hastanesine kaldırılan davacıya yapılan ilk müdahaleden sonra … hastanesine götürülmüştür. Burada da müdahale edilemediğinden … Eğitim ve Araştırma Hastanesine nakledilmiştir. Kaza sonucu davacı yaşamını tehlikeye sokacak işekilde yaralanmıştır. Kafasının sol tarafının tepe kısmından başlayarak kulakla birlikte yüzün sol yanı olmak üzere deri ve kasları kafatası görülecek şekilde sıyrılmıştır. Yapılan 3 kez cerrahi müdahaleyle sağlam deri ve kas bölümleriyle doku kaybı olan kısımlar kapatılarak tedavi etmek istenmiş ancak sonuç alamayınca 4. kez bacaktan alınari kaslarla doku nakli yönüne gidilmiştir. Nakledilen dokunun tutup tutmayacağı ileride | görülecektir. Kulak kepçesinin büyük bölümü yok olmuştur. Bunu içinde ileride vücudun başka yerinden alınacak parçalarla kıkırdak yapılacaktır. Nörolojik tablosu iyileşme ihtimali bulunmayan niteliğe haiz olup ve hayat fonksiyonlarını ağır iderecede etkileyecek şekilde yaralanmıştır. Kazaya ilişkin 30/12/2016 târihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında … plakalı aracın sürücüsü davalı … olay yerini terk etmiş olduğundan KYTK’nun 81/3 maddesine göre herhangi bi| kaza tespit tutanağı tutulamamıştır. Her ne kadar tutanakta müvekkil …’u hastaneye götürdüğü için olay yerini terk ettiği yazılmışsa da davalı kendi 30/12/2016 tarihli polis ifadesinde “,,.başının kanadığını görünce hemen esnaf arkadaşlara rica ettim ordan başka bir araçla en yakın Safir hastanesine ulaştırdık. Daha sonra bende hastaneye gittim” demiştir. Davacı …’da ifadesinde kendisini hastaneye çevrede ki vatandaşların hastaneye götürdüğü söylemiştir. Kaza sonucunda müvekkilin yüzünde iz kalması’ muhtemeldir. Kulak kepçesi koptuğundan nakil yoluyla estetik ameliyatla düzelmesi tîıtimali zayıftır. Her hâlükârda uzuv eksiyi olacaktır. Yaralanma sonucu hastanede kaldığı süre zarfında evine çocuklarına bakamamıştır. Öyle ki 3 aylık olan bebeğini emzirememiş , mamalarla beslemişlerdir. Bundan sonra eskisi gibi çalışamayan ve çalışdmayacak davacı için maddi kayıplarının bedelini talep etmekteyiz. Ayrıca kaza sonrâsı yapılan her türlü masraf ve harcamalar ile bundan sonra olacak masraf ve her türlü giderleri talep ediyoruz. Müvekkil kazadan dolayı ömür boyu duyacağı elem ve acılar giderilmesi, sosyal aktivitelerdeki durumu, yüzünde oluşacak şekil bozukluğu ve kulak kepçesinin olmaması nedeniyle ömür boyu duyacağı Üüzüntü Ve sakatlığa bağlı ve bunlara bağlı psikolojik bozukluklar nedeniyle manevi tazminat talep ediyoruz. Açıklanan nedenlerle talep, dava ve ıslah hakkımız saklı kalmak kaydıyla; Kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın ve davalıların diğer araçları ile taşınmazlarının kaydı üzerlerine teminatsız tedbir konulmasına, Çalışma yaşına kadar uğrayacağı gelir kaybının peşin sermaye bedeli, estetik ameliyatları, hastane giderleri, yol masrafları ve bu gibi her türlü gider tazminatlarına mahsuben şimdilik 1.000,00TL maddi tazmıinatın sigorta poliçesi sorumluluk dahilindeki kadarı davalı sigorta şirketinden olmak üzere, kaza tarihi olan 24/10/2012 günden itibaren işleyecek faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline; davacının hayatı boyunca bu kazanin neden olduğu elem ve acılar ile psikolojisinin bozulmasına bağlı olarak duyacağı acı ve üzüntünün giderilmesi için 20.000,00.TL tazminatın kaza tarihi olan 24/10/2012 günden itibaren işleyecek faiziyle davalılar … ve …’den müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir…”
CEVAP:
Davalı … ve … vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Müvekkillerden …, … ilçelerinde faailiyet gösteren hatlı minibüs şoförüdür. Diğer davalı müvekkil ise, huzurda görülen davaya konu olayda yaralanmaya sebebiyet verdiği iddia olunan minibüsün malikidir. İşbu davaya konu olay; 30.12.2016 tarihinde saat 07:30 sıralarında müvekkil …’nun … Caddesi üzerinde kullandığı … plaka sayılı aracın önüne davacının aniden atılarak, karşıdan karşıya kontrolsüz geçmeye çalışması sonucunda meydana gelmiştir. Olayda, müvekkil Şehit … Caddesi üzerinde, 1. viteste 5-6 kmlik hızda kontrol bir şekilde seyir halinde ilerlerken; davacı müvekkilin aracının önüne, trafik kurallarını hiçe sayarak, gerekli ihtimamı göstermeden, karşıdan karşıya geçme saikiyle atılmıştır. Bunun üzerine müvekkil hemen aracı durdurmuş ve davacıya yardıma koşmuştur. Bu bakımdan, dava dilekçesinde yer alan “davalı sürücünün hızlı ve dikkatsiz gitmesi sonucu çarparak uzun seyri sırasında aracın ön tampon, kaput ve ön cam kısmıyla aynı yönde bisikletle giden müvekkile arka tekerlek kısmından çarpması sonucu tekerleğin altına alarak 15-20 metre kadar yerde sürüklemiştir.” şeklindeki iddialara katılmamak bir yana, olayın dava dilekçesinde anlatılan şekli tamamen hayal ürünüdür. Kaldı ki, olay yerine ilişkin çekilmiş fotoğraflar mevcut olup dilekçe ekinde dosyaya sunulacaktır. İlk olarak, müvekkilin aracı hızla sürdüğü iddiası doğru değildir. Çünkü, müvekkil söz konusu caddede 1. viteste ve 5-6 km hızla seyir etmekteydi. İşbu husus sabit olup, mahkemenizde dinletilecek tanık anlatımlarıyla da ispatlanacaktır. İkinci olarak, olayın gerçekleştiği cadde mahalle arasında bir cadde olup, davacının “uzun seyri sırasında” ifadesinin gerçekleşme ihtimali yol durumundan dolayı dahi söz konusu değildir. Bu husus yapılacak keşifte ortaya çıkacaktır. Yine, “aracın ön tampon, kaput ve ön cam kısmıyla” davacıya çarpışmış olması söz konusu değildir. Müvekkil, 5-6 km hızda ilerlerken davacının önüne atılmasını fark etmesiyle hemen durmuştur. İfade edildiği şekliyle davacıya bir çarpma söz konusu olmamıştır. Ayrıca davacının bisikletle seyir halinde olması, müvekkilin davacının bisikletinin arka tekerleğine çarpmış olması, davacıyı 15-20 metre sürüklemiş olduğuna ilişkin iddialar tamamen gerçek dışı olup, bu iddiaların tarafımızca anlaşılması olanak dışıdır. Kaldı ki, tarafların dosyada mübrez ifade tutanaklarından da olayın yukarıda anlatılan biçimde gerçekleşmemiş olduğu açıktır. Bu bakımdan, müvekkil 5-6 km hızda ilerlerken davacının aracın önüne atılarak kazaya sebebiyet vermesi, olayın gelişimi, tanık anlatımları ve keif sonucu ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda, müvekkilin olayda kusurunun olmadığı, müvekkil davaranışı ile davacıda iddia olunan yararlanma ve zarar arasında illiyet bağının bulunmadığı ortadadır. Yukarıda açıklanan; müvekkilin davranışı ile yaralanma arasında gerek illiyet bağının bulunmaması gerekse müvekkilin kazada kusurunun bulunmadığı tekarar etmekle, müvekkilin olay sonrası adeta olay yerinden kaçmış gibi gösterilmeye çalışıldığı dava dilekçesindeki hususlara katılmamız mümkün değildir. Müvekkil, davacıyı fark etmesi üzerine aracı durdurmuş; hemen bir araç tedarik ederek, davacıyı olay yerine çok yakın olan … Hastanesi’ne sevk etmiştir. Araç sürücü müvekkilde hemen hastaneye geçmiş; olay hakkında diğer davalı müvekkil …’ye haber verilerek hastayene intikali sağlanmıştır. Davacının eşinin de hastaneye gelmesi üzerine, davacı müvekkil …’ye ait transporter tipi araç ile … Hastanesi’ne götürülmüştür. İşbu hususlar tanık anlatımlarında da açıkça ortaya çıkacaktır. Yine ilgili hastanelerin kamera kayıtları dosyaya celp edildiğinde, müvekkillerin davacı ile hastanede oldukları ve hatta davacının hastanelere götürülme işlerinin bizzat müvekkil tarafından yapıldığı görülecektir. Davalı müvekkiller olaydan sonra davacıyla bir hafta aralıksız ilgilenmişler, bu süreden sonra müvekkillerce ve müvekkil yakınları tarafından davacıyla ilgilinmesi hususundaki girişimler davacı yan tarafından engellenmiştir. Bu bakımdan, davacının sanki müvekkilin olay yerinden kaçmış gibi bir intiba içinde bırakılmasını reddediyoruz. Dava dilekçesinde, davacının olay nedeniyle, yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralandığı iddia edilmiştir. Bu hususta, olay hakkında … CBS… Soruşturma numaralı dosyada yer alan Adli Tıp Kurumu … Şube Müdürlüğü’nden alınan rapora göre söz konusu değildir. Raporda, kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişide kemik kırığı tanımlanmadığı, yüzde sabit iz kalıp kalmayacağı hususunun olay tarihinden 6 ay sonra yapılacak muayenede belli olacağı belirtilmiştir. Bu bakımdan, davacı tarafından yaralanmanın detaylarına ilişkin iddiları kabul etmediğimizi beyanla, ilgili raporda belirtilen süreden sonra davacının raporunun alınmasını talep ederiz. Ayrıca, davacının “eskisi gibi çalışamadığı ve çalışamayacak olduğu” iddia edilmiş olup, davacının olay tarihinde çalışıp çalışmadığı, ne gibi bir iş yaptığı hususlarında hiçbir delil ibraz edilmemiştir. Yine, olay sonrasıda yapıldığı iddia olunan masraf ve harcamaların ne olduğu, nereye yapıldığı vb. hususlarda hiçbir delil ibraz edilmemiştir. Bu sebeple, davacı tarafından zarara ilişkin kalemlerin açıklanması halinde tarafımızca yapılacak itiraz sebeplerini saklı tutmaktayız. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak talep edemeyeceği ilkesinin bertaraf edildiğini vurgulayarak, davacının sebebiyet verdiği kaza nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinin reddi gerekmektedir. Davacının kusurlu hareketleri ile müvekkili kazaya sürüklemesi kaçınılmaz olmuştur. Kaldı ki, kabul anlamına gelmemekle birlikte, Sayın Mahkemenin kaçınılmazlık dışında bir mülahazaya sevk olması durumunda dahi, davacının ağır müterafik kusurunun dikkate alınmasıı zaruriyeti bulunmaktadır. Ayrıca manevi tazminatın bölünmezliği ilkesini vurgulayan HGK 09.05.2007 gün 2007/21-269 E. 2007/269 K. sayılı karar uyarınca da fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddedilmesi gerekmektedir. Yukarıda arz ve izaha çalıştığımız hususların yanı sıra, işbu davaya konu olay nedeniyle … CBS’nin … Soruşturma numaralı dosyası üzerinden ceza soruşturması yapılmakta olduğunu Sayın Mahkeme’ye bildiririz. Ceza dosyasının hukuk davasına etkisi ile ilgili hükümlere göre, savcılık dosyasının neticesinin huzurda görülen dava açısından bekletici mesele yapılmasını talep ederiz. Yine, davacı yan … Sigorta A.Ş.’yi sadece, KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında hasım göstermiştir. Bunun yanı sıra, davalı müvekkil … ile … Sigorta A.Ş. arasında 13.12.2016 başlangıç ve 13.12.2017 bitiş tarihli ve 0001-0210-18770708 numaralı poliçe akdedilmiş olup, diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğu işbu kasko poliçesi de dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir. Son olarak, davacı dilekçesinin “sonuç ve istem” kısmında kaza tarihini 24.10.2012 tarihi olarak belirtmiş ve işbu günden başlatılarak faiz talep etmişse de, dava konusu kaza 30.12.2016 tarihinde gerçeleşmiş olduğundan, bu husustaki ifadeler olayla bağdaşmadığından söz konusu tarih itibariyle talep olunan faizin reddini talep ederiz.
… CBS’nin … Soruşturma numaralı dosyası üzerinden yürütülen soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasına, Müvekkil … ile … Sigorta A.Ş. arasında akdedilmiş 13.12.2016 başlangıç ve 13.12.2017 bitiş tarihli ve … numaralı poliçe de dikkate alınarak diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun değerlendirilmesine,
Davacı yanın, fazlaya ilişkin talepleri dahil olmak üzere, maddi ve manevi tazminat taleplerinin illiyet bağı bulunmamasından ötürü sorumlu olmayan müvekkiller açısından reddine, aksi takdirde kanunen gerektirici şartlara istinaden tazminatların kusuru bulunmayan müvekkiller açısından tenkisine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir…”
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….. plakalı araç müvekkil şirket nezdinde … numaralı trafik sigorta poliçesi ile 06/01/2016/2017 tarihleri arasında sigortalıdır. Poliçeden dolayı sakatlanma halinde kişi başına azami sorumluluk limiti kaza tarihinde 310.000,00-TL olup sigortalı ara sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetindedir. Müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmilini talep etmiştir…”
GEREKÇE:
Dava; Trafik kazasından kaynaklanan bir kısım tazminat talebidir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun… sayılı raporu özetle şöyledir:
“….’un 30.12.2016 tarihli trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından malüliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceğine dair görüş sunulmuştur…”
İstanbul Adli Tıp Kurumunun… sayılı raporu özetle şöyledir:
“…Dosya içerisinde kaza tespit tutanağının bulunmadığı, dosyada mevcut bilirkişi raporunda çarpma noktasının konumunun gösterilmediği, rapor tanzimi yapılabilmesi için mümkünse tarafların hazır bulunacağı mahallinde yapılacak keşifle, sürücünün gidiş istikameti, çarpma noktasının yeri, çarpma noktasının yaya geçidine, yol kenarına olan mesafesi ve yol genişliğinin olay yerinin özelliklerinin belirtildiği ayrıntılı ve ölçekli kroki üzerinde gösterilmesine ihtiyaç duyulduğundan dosyanın işlem görmeksizin mahalline iadesine karar verilmiştir….”
06/03/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…İstanbul Adli Tıp Kurumunun … sayılı raporunda belirtilen eksiklikler mahallinde keşif yapılarak dosyaya sunulduğuna dair görüş sunulmuştur….”
İstanbul Adli Tıp Kurumunun … sayılı raporu özetle şöyledir:
“…Davalı sürücü …, sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken, yola gereken dikkati vermemiş, olay mahalli kavşağa tedbir alabilecek şekilde yaklaşmamış, seyre göre sol taraftan kaplamaya giriş yapıp yolun büyük bir bölümünü kat eden ve karşıdan karşıya geçişini tamamlamakta olan davacı yayayı zamanında fark edemeyip davacı yayaya çarpmış olduğu, ilk geçiş hakkını kavşak mahallinden geçiş yapan davacı yayaya vermediği anlaşılmakla olayda; asli kusurludur. Davacı yaya …, karşıdan karşıya geçiş yapmak için kavşak mahallinden kaplamaya giriş yapıp geçişini tamamlamak üzere iken, seyir halinde olan aracın sadmesine maruz kaldığı olayda; atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. Olayda Davalı sürücü …’ nun %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya …’ un kusursuz olduğuna dair görüş sunulmuştur…”
28/07/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…Davalı sörücü … sayılı Karayoltarı Trafik Kanunu’nun Madde;47/c, Madde; 52/a-b ve Madde:74 de belirtilen kuralları ihlal ettiği ve kazanın meydana gelmesinde %75 oranında asli kusurlu olduğu, Davacı …”’un meydana gelen kazada 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68/b Maddesinde belirtilen kural ve yasağa uymadığından % 25 oranında tali kusurlu olduğuna dair görüş sunulmuştur…”
19/10/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…Davacı …’un 30.12.2016 tarihinde geçirdiği kazada yaralanması ile sonuçlanan olaydan dolayı taleplerine ilişkin olarak Davacı adına hesaplanan maddi tazminatın toplam 1.574,41 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limitini aşmadığı, söz konusu tutara temerrüde düşülen 03.11.2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, manevi tazminat taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğuna dair görüş sunulmuştur….”
24/01/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…Davalıların itirazlarının özü itibariyle hesaplamaya değil de kusur oranına ilişkin olduğu anlaşılmakla birlikte, bilirkişiliğimizce yapılan işlem dosya içeriği belgelere göre hesaplama yapmaktır. Kusur yönüyle alternatif hesaplama yapmayı gerektirecek bir duruma da rastlanmamıştır.
Hesaplama sadece Adli Tıp Kurumunun sürekli iş göremezliğe gerek olmadığı, geçici iş göremezlik (iyileşme süresinin) 1,5 ay olacağını belirttiği duruma göre 30.12.2016-15.02.2017 tarihleri arası dönem için yapılmış olup, bu durumda da Yargıtay’ın 2022 yılına asgari ücretin değişmesinin de yapılacak hesaplamaya bir etkisi olmayacağından bu yönleri ile raporda bir değişiklik yapmayı gerektirecek bir duruma rastlanmadığına dair görüş sunulmuştur….”
Davacı vekilinin UYAP üzerinden sunduğu ıslah dilekçesi özetle şöyledir:
“…Fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak, talep edilen 1.000,00TL’nin bilirkişi raporunda belirtilen 1.574,41 TL olarak ıslah ettiğimizden, talep ile ıslah arasındaki fark olan 574,41TL nin dava harcını yatırmaya amade olduğumuzdan davamızın olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte toplam 1.574,41 TL üzerinden kabulüne ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini…”
Yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda, davalılardan … yönetimindeki … plakalı minibüs 30.12.2016 tarihinde yaya olarak yoldan karşıya geçmekte olan davacıya çarpmak suretiyle yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Davalılardan … söz konusu minibüsün sahibi, … Sigorta A.Ş. ise sigorta şirketi konumundadır. Davacı, kaza nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararların tazminini talep etmektedir.
Mahkememizce, destekten yoksun kalma tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı, meydana gelen kazadaki kusur durumu ve aktüerya hesaplamasının yapılması için uzmanlardan bilirkişi raporları alınmıştır. Alınan raporlar neticesinde, yukarıda detayları paylaşıldığı üzere, davacının 1.574,41-TL maddi zararı olduğu hesaplanmıştır. Davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir. Diğer taraftan, manevi tazminat davası sadece gerçek kişi davalılara yöneltilmiş olup, sigorta şirketi aleyhine açılmış bir manevi tazminat davası bulunmamaktadır. Manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması, mahkememizce hükmedilen maddi tazminatın miktarı, olayın oluş şekli ve davacı üzerinde bıraktığı etki dikkate alınarak takdiren 1.500 TL manevi tazminata hükmedilmiş; davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden KABULÜNE, 1.574,41-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı sigorta şirketi yönünden 03/11/2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden 30/12/2016 tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine)
2-Davanın manevi tazminat yönünden KISMEN KABULÜNE, 1.500,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 30/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Maddi tazminat davasında karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 107,54-TL harçtan peşin alınan 91,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 16,21-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp hazineye gelir kaydına,
5-Maddi tazminat davasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 1.574,41-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat davasında karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 102,46-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp hazineye gelir kaydına,
7-Manevi tazminat davasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 1.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat davasında davalılar … ile … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 1.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar … ile …’ya verilmesine,
9-Davacı yargılama gideri 441,33-TL (ilk harç ve masraflar/keşif harcı/ıslah harcı) ile 4.968,57-TL (posta/tebligat/bilirkişi/ATK rapor bedeli/keşif araç bedeli) olmak üzere toplam 5.409,90-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile Davalı … ve … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 25/05/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza