Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/609 Esas
KARAR NO : 2018/1072
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Davacı şirketin ticari ilişki sebebiyle davalı şirkete gıda ürünleri sattığını, satılan gıda ürünlerine ilişkin ödemeler yapılmadığından, davalı aleyhine … 35 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 13/11/2012 tarihinde icra takibi başlatıldığını, başlatılan bu icra takibine davalı tarafın itiraz ettiğini, icra takibine dayanak olarak “son işlem tarihi 26/09/2011 olan 5.713,42 TL tutarındaki cari hesap alacağı” gösterildiğini, bu alacak davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan bir alacak olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, haksız ve kötüniyetli yapılan iş bu itirazın herhangi bir hukuki dayanağının bulunmadığını ve davacıya ekonomik açıdan zarar verdiğini, davalı itirazında , takibe ve borca (faiz ve ferilerine) itiraz ettiğini, borçlunun 1.104,69 TL işlemiş faize ilişkin itirazını kabul ederek, takip tarihinden sonra işleyecek olan faize ilişkin itirazlarını kabul etmediğini beyan ettiğini, sonuç olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla borçlunun, asıl alacağa (5.713,42 TL) ve takip tarihinden sonra işleyecek olan faize ve ferilerine ilişkin itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak yasal süresi içersinde davalı tarafın davaya cevap dilekçesi sunmadığından HMK 128. Maddesi uyarınca Münkir Addedilmesine karar verilmiştir.
Davalı taraf daha sonraki beyan ve dilekçelerinde açılan davayı kabul etmediklerini, kendilerine her hangi bir mal teslim yapılmadıklarını belirtmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. 35. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline yönelik itirazın iptal davası olduğu anlaşılmıştır.
… 35 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibinde 13/11/2012 tarihli harç ikmal makbuzlu olarak 5.713,42 TL asıl alacak 1.104,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.818,11 TL si üzerinden takip başlatıldığı ve takip dayanağı olarak cari hesap alacağının gösterildiği , davalı tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinden mahkememizce resen seçilen mali müşavir … aracılıyla inceleme yapılarak, davacının icra takip tarihi itibarıyla davalıdan alacağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesine karar verildiği ve bilirkişi tarafından hazırlanan 13/03/2014 tarihli bilirkişi raporu özetle; Dava dosyası, icra dosyası, belge, evraklar ve ticari defterlerin incelenerek değerlendirildiğini ve davacı tarafa ait 2011 yılı envanter defterlerinin kati delil olma kabiliyetinin bulunmadığı, 2011 yılı yevmiye defteri ile 2012 yılına ait ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, davalı tarafın, 2011 ve 2012 yılı ticari defterlerinin kati delil olma kabiliyetinin bulunmadığını, davacı tarafın kendi ticari defter-kayıtlarındaki hesaba göre, icra takibine başladığı tarih itibarıyla davalı tarafından 5.713,42 TL si alacaklı olduğu ve icra takibinde bu rakkam üzerinden başlatıldığını, takip konusu asıl alacak takip tarihine kadar temerrüt oluşmadığı, davacı tarafın takip tarihinden dava tarihine kadar geçen süre içen 635,36 TL işlemiş faiz talebinde bulunulabileceği yönünde görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi tarafından incelenerek alacağın bulunup bulunmadığı yönünde Ek Rapor ibraz etmesine karar verildiği ve bilirkişi tarafından hazırlanan 16/09/2014 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davalı tarafın 2011 ve 2013 yılı ticari defterlerinin katı delil olma kabiliyetinin bulunmadığı, 2012 yılı ticari defterlerinin ise kapanış tasdiki süresinde ve yasalara uygun yapılmış olduğu, sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, davacı tarafından dava konusu edilen alacağa konu olan faturaların ticari defter kayıt edilmediği, davacı tarafa ilişkin borç kaydına rastlanmadığı, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden alınan BA-BS formalarının incelendiğini ve alacak konusu edilen faturaların aylık bazdaki toplamlarının bildirim hadlerinin altında olduğu ve sözkonusu formlarda bulunmadığını, davalı tarafından sunulan SGK hizmet dökümleri incelendiğinde, alacak konusu edilen faturalarda teslim alan kısımlarını imzalayan şahıslardan … ve …’ün davalı şirketin SGK lı çalışanları oldukları, …, … ve …’ın ise SGK hizmet dökümlerinde isimlerinin bulunmadığı yönünde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tarafların BA-BS formları vergi dairesinden celp edilmiş, ancak faturaların miktarları dikkate alındığında BA-BS formundan muaf oldukları görülmüştür. Yine bir kısım faturalarda imzaları bulunan şahısların davalı şirkette çalışıp çalışmadığı hususunda SGK ‘na müzekkere yazılmış ve verilen cevabi yazıda, gönderilen kayıtlarda bu faturalarda teslim alan olarak imzaları bulunan … ve … ‘ün davalı şirket çalışanı olduğu görülmüş, diğer faturalara teslim alanların şirket çalışanı olup olmadığı, yada şirketle bir ilgisinin bulunup bulunmadığı hususunda davalı şirket yetkilisine istiçvap davetiyesi çıkartılmış, ancak sözkonusu istçvap davetiyesi davalı tarafa tebliğ edilememiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 06/03/2017 tarih, 2016/6080 esas ve 2017/1782 karar sayılı bozma ilamı nedeniyle diğer faturaların teslimine ilişkin mahkememizce dinlenen tanık beyanlarına itibar edilmemiş, davacı taraf yemin deliline dayandığı için davalı şirket yetkilisine yemin davetiyesi tebliğ edilmiştir.
Usulüne uygun yemin davetine rağmen davalı taraf yetkilisinin yemine icabet etmemesi nedeniyle maddi vakıaları kabul ettiği sonucuna varılmış, bu sebeple davalının icra takibindeki asıl alacak kadar davalıdan alacaklı olduğu sonuç ve kaanatine varılmıştır.
Takip öncesi bir ihtarname veya belirlenmiş bir vade bulunmadığından faiz yönünden talep kabul edilmemiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABÜLUNE,
… 35. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takibine vaki davalı borçlu itirazının 5.713,42-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Takibe takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacağın %20’si olan 1.142,00-TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 390,05-TL harçtan peşin alınan 97,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 292,45-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 2.180,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama gideri 125,65-TL ilk harçlar, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 285,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 910,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. – 06/11/2018
Katip …
E-imza
Hakim …
E-imza