Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/718 E. 2022/422 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/718 Esas
KARAR NO : 2022/422

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi
DAVA TARİHİ : 15/08/2017
KARAR TARİHİ : 18/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : “….Müvekkilimiz şirket (yüklenici) ile davalk … (Taşeron) arasında akdedilen 18.07.2013 tarihli sözleşme ile davalı taşeron firma, … 142 ada, 1 parsel sayılı yerde “… Gümrük Müdürlüğü Yeni Hizmet Binaları, Ticari Tesisler ile Ek Yapıların Yapımı İşleri” ile ilgili işbu sözleşme ve eklerinde belirtilen “… Gümrük Müdürlüğü Alçak Gerilim ve Orta Gerilim Elektrik Tesisatı İşleri” işini sözleşme ve eklerine uygun bir şekilde eksiksiz olarak yerine getirmeyi kabul, beyan ve taahhüt etmiş bulunmaktadır. Davalı ile akdedilmiş bulunan işbu sözleşme kapsamında davalı, basiretli bir tacir olarak; projeye, özel şartnameye, birim fiyat tarifine, yürürlükteki itgili şartnamelere, teknik kurallara, normlara, standartlara ve söz konusu sözleşme ve eklerine uygun olarak ifa edilmesi gereken edimlerin bir kısmını eksik ve bir kısmını da ayıplı olarak ifa etmiştir. Söz konusu eksik ve ayıplı imalatların listesi geçici kabul tutanağı eksiklikleri listesinde ayrıntıları ile düzenlenmiş olup davalı şirkete de yazılı olarak bildirimi yapılarak eksik ve kusurlu imalatların tamamlanması istenmiştir. Eksik ve kusurlu imalatların tamamlanmasına ilişkin davalı … tarafından herhangi bir eylemde bulunulmaması üzerine işbu eksik ve kusurlu imalatlardan bazılarının davalı şirket nam ve hesabına tamamlanması için başka şirketler Ile anlaşılmış olup, işbu şirketlerce eksik ve kusurlu imatatların bir kısşmı tamamlanmıştır. Ayrıca, diğer eksik ve ayıplı olarak ifa edilen imalatlardaki eksik ve ayıpların davalı tarafından giderilmesi gerektiği, müvekkil şirket tarafından defalarca beyan edilmiş olmasına rağmen, davalı tarafından herhangl bir eylemde bulunulmaması üzerine, … 41. Noterliğinin … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtamamesi ile eksik ve kusurlu imalatların taşeron nam ve hesabına da başka firmalara yaptırılacağı ihtar edilmiştir. İP Kapalı Devre Televizyon Sistemi ile ilgili teknik şartnamenin 64. sayfasındaki 2.3. Maddesinde düzenlenen; “Sistemde kullanılacak kayıt depolama üniteleri her kamera için en yüksek çözünürlükte 25 fps canlı izleme, 25 fps kayıt özellikli ve en az 60 gün geriye dönük kayıt kapasitesine sahip olacaktır. Depolama aygıtları bu kritere en iyi cevabı verecek hızda ve nitelikte seçilecektir….” hükmüne rağmen, mevcut sistemde 2TB kapasiteli 131 adet hard disk bulunmakta olduğu ve hard diskler şartnamede istenilenden düşük çözünürlükte olduğu, ayrıca sistemin yalnızca 30 gün kayıt yapılabilmesine izin verdiği belirtilerek, sözleşme ve eklerine uygun bir şekilde yükümlülüklerini yerine getirerek tüm hard disklerin 4TB’lik kapasiteli hard diskler ile değiştirilmesi gerektiği, … cihazlarının iki adedi arızalı olduğu ve yenileri ile değiştirilmesi gerektiği, Teknik şartnamenin 70. Sayfasında yer alan madde 4.4.15. gereği; “Kamera kendi başına en az -20 C ile +50 C sıcaklık arasında çalışabilmelidir. Harici tip muhafaza ile …. standardında çalışma şartlarına uygun çalışma yapabilmelidir.” Ancak, taşeron firma tarafından yerleştirilen kameralardan 23 tanesinin su alıp bozulmuş olduğu, işbu şartnameye uygun bir şekilde yenileri ile değiştirilmesi gerektiği, Teknik şartnamenin 74. Sayfasında yer alar ve 4.11. maddesinde de tarifi edilen sistem omurgasının arızalı olduğu ve işbu omurganın yenisi ile değiştirilmesi gerektiği, aksi takdirde, işbu sayılam eksik ve kusurlu imalatların taşeron nam ve hesabına da başka firmalara yaptırılacağı ihtar edilmiştir. … 41. Noterliği aracılığı ile keşide etmiş olduğumuz … yevmiye numaralı, … tarihli ihtarmamemize cevaben davalı şirket, … 26., Noterliği’nin … yevmiye, … tarihli ihtamamesi ile; “Sözleşme kapsamında yapılan imalatların, sözleşmeye ve teknik şartnameye uygunluğu yapılan hakked.iş belgeleri ile tutanak altına alınarak, taraflarca imzalanmıştır.” şeklinde beyanıda bulunmuştur. Davalı ile müvekkil şirket yetkilileri tarafından imzalanan geçici kabul tutanağı eksikliklerinden de görüleceği üzere davalının işbu beyanatları gerçeği yansıtmamaktadır. Kaldı ki, davalı … şirketi ile yapılan sözleşmenin “GARANTİ” başlıklı 36. Maddesi gereğince; “taahhüt konusu yapım işinin her türlü sorumluluğu, kesin kabul işlemlerinin yüklenici tarafından onaylayacağı tarihe kadar tamamen taşerona aittir. Taşeron, gerek malzemelerin şartnameye uygun olmamasından ve gerekse işlerinin kusur ve eksikliklerinden dolayı, yüklenici tarafından gerekli görülecek bütün onarım ve düzeltmeleri yapmak zorundadır.” Söz konusu eksik ve kusurlu imalatlar dolayısıyla kesin kabul işlemleri de yapılmış değildir. İşbu medenle, eksik ve kusurlu imalatların tamamlanmasına ilişkin davalının herhangi bir sorumluluğunun olmadığı iddiası somut olayla da bağdaşmamaktadır. Davalı şirkettin yükümlülüğünde olmasına rağmen davalı şirket tarafından eksik ve kusurlu olarak yapılan imalatların bir an evvel tamamlanması gerektiğinden, eksik ve kusurlu imalatların mevcut hali ile tespit edilebilmesi için … 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş numaralı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulmuştur. İşbu delil tespiti dosyası kapsamında yerinde yapılan bilirkişi incelemesinin ardından düzenlenen raporda, davalı … uhdesinde yapılması kararlaştırılan bir takım işlerin eksik ve bir takım işlerin de kusurlu olarak yapılmış olduğu şüpheye mahal vermeyecek bir şekilde mevcut hali ile ortaya konulmuş vaziyettedir. … 41. Naterliği’nin … yevmiye, … tarihli ihtarnamesi ile ihtaratı yapılan ve … 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş numaralı dosyası ile de tespit edilen eksik ve kusurlu imalatlar, davalı şirket tarafından tamamlanmadığından işbu eksik ve kusurlu imalatların davalı şirket nam ve hesabına başka şirketlere yaptırılmasının gerekliliği hasıl olmuştur. Davalı, “… Gümrük Müdürlüğü Yeni Hizmet Binaları, Ticari Tesisler ile Ek Yapıların Yapım İşleri” sözleşmesi kapsamında yükümlenmiş olduğu edimlerin bir kısmını eksik bir kısmını da kusurlu olarak ifa ettiğinden, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında akdedilmiş bulunan sözleşmenin “Garanti” başlıklı 36. Maddesinde yer alan; “Taahhüt konusu yapım işinin her türlü sorumluluğu, kesin kabul işlemlerinin Yüklenici tarafından onaylanacağı tarihe kadar tamamen taşerona aittir. Taşeron gerek malzemenin şartnameye uygun olmamasından ve gerekse işlerin kusur ve eksikliklerin dolayı, Yüklenici tarafından gerekli görülecek bütün onarım ve düzeltmeleri derhal yapmak zorundadır., kendisinden bir yazı ile yükümlülüklerini yerine getirmesini isteyecektir. Bu talimatın tebliğ tarihinden başlamak üzere işin Öözelliğine göre, talimat yazısında Yüklenici tarafından daha uzun bir verilmemişse, Taşeron 7(yedi) takvim günü içinde teknik gereklere göre işi bitirmediği takdirde Yüklenici, söz konusu onarım, düzeltme ve bakım işlerini, bütün giderleri taşerona ait olmak üzere yaptırabilir. Yüktenici bu işler için Taşeron teminatından veya varsa diğer alacaklarından %10 (yüzde on) fazlası ile ödeme yapmaya yetkilidir.” düzenlemesi çerçevesinde müvekkil şirket, eksik ve kusurlu işlerin sözleşme ve eklerine uygun bir şekilde tamamlanması için defalarca uyarıda bulunmuştur. İşbu uyarılara tağmen, eksik ve kusurlu işlerin davalı şirket tarafından tamamlanmaması üzerine, eksik ve kusurlu imalatlar davali şirketin nam ve hesabına müvekkil şirketler tarafından burada sayılanlarla sınırlı olmamak jüzere, … A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … Şti., ve … Ltd. Şti. ve … Tic. Ltd. Şti.’ye yaptırılmıştır. İşbu davaya konu edilen KDV dahil toplam tutarı 107.006,21 TL olan 6 adet faturanın davalının müvekkil şirket nezdindeki 11.699,24 TL tutarındaki hakkediş bedeli mahsup edildikten sonra ortaya çıkan bakiye 95.306,97 TL’nin fazlaya ilişkin hak ve taleplerimiz saklı kalmak kaydıyla müvekkil şirkete ödenmesi için … 41. Noterliği’nin … yevmiye, … tarihli ihtamamesi(EK.6) keşide edilmesine rağmen, davalı şirket tarafından bugüne kadar da herhangi bir ödeme yapılmış değildir. Davalı … şirketi, ayıplı ifa dolayısıyla ortaya çıkmış olan eksiklikleri verilen süre içerisinde tamamlamadığı gibi tamamlamak üzere işe de başlamamıştır. Davalı, 30.06.2017 tarihli ihtarnameye cevaben de … 26. Noterliğinin düzenlediği … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnameyle, faturaları kabul etmeyerek, keşin kabul işlemlerinin yapıldığını, tesisi teslim ettiğini, işin gereği gibi ifa edildiğini beyan etmiştir. Davalı şirketin beyanları gerçeği yansıtmamaktadır. Açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve taleplerimiz saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 95.306,97 TL’nin ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak tarafımıza verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karsı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ediyoruz…” şeklinde talep ve beyanda bulunmuştur.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi özetle :”….Davacı sözleşme kapsamında yapılan imalatları kontrol ederek teslim almış .geçici kabullerin yapıldığı sırada hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmemiş . kabulleri imzalamış ve itiraz edilmeyen faturalara göre davacı ödemeleri yapmıştır. Müvekkil ile davacı taraf aralarında imzaladıkları 18.07.2013 tarihli sözleşme ile yapım işlerinin tamamlanması ve teslimi usullerini belirlemişlerdir. Sözleşmeye göre yapılacak işler tamamlanarak davacı tarafa hakediş formları ile teslim edilmiştir. Davacı taraf ve yetkilileri bu sözleşme kapsamında tamamlanan imalatları kontrol ederek teslim almışlardır. Teslim alma esnasında herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmemiştir. Daha sonra yapılan bu teslim işlemine göre müvekkil faturaları düzenleyerek davacı tarafa göndermiş, davacı tarafından da ödemeler gerçekleştirilmiştir. Tüm bu anlatılan süreçlerin hiç bir kısmında itiraz ileri sürmeyen faturaları kabul ederek ödeme yapan davacının iyiniyetli olduğu düşünülemez. Müvekkil şirketin tesisi tamamlayarak teslim etmesinin ardından bu tesisin ne şekilde ve nasıl kullanıldığı herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığı müvekkilin bilgisi dışındadır. Dolayısı ile kontrol imkanı bulunmayan bir tesis için müvekkilin tasarrufu olamayacağından, yapılan değişiklikler de bilgisi dışındadır. Ancak yapılan hakedişler, itiraz edilmeyen faturalar ve bu faturalara göre yapılan ödemeler nazara alındığında müvekkil işi gereğince ifa etmiştir. Davacı taraf sözleşmede belirtilen imalatların kurulumunun yapılmasından sonra, teslimi yapılan imalat ile ilgili olarak sözleşmeye uygun olmadığı ile ilgili bir itiraz ileri süremeden ödemeleri yapmış olmasını ve dolayısı ile itiraz edilmeyerek teslim alınan imalat sebebi ile dava aşamasında imalatın ayıplı ve eksik yapıldığını ileri sürme hakkı bulunmamaktadır. Ayrıca işin bitiminden sonra davacı ve müvekkil şirketin hazır bulunarak yapmış oldukları 30.12.2014 tarihli Yapım İşleri Geçici Kabul Tutanağının da anlaşıldığı üzere müvekkil şirket yapmış olduğu imalatları ayıpsız ve sözleşmeye uygun olarak eksiksiz teslim etmiştir. Keza davacı şirket yetkililerince yapılan imalatlar kontrol edilmiş iş bu tutanakla da ” Yapılan işin sözleşme ve eklerine uygun olduğu ve geçici kabule engel olabilecek eksik kusur ve arızanın bulunmadığı görülmüştür” denilerek işin sözleşme ve ekindeki teknik şartnameleri uygun olarak yapıldığı kabul edilmiştir. Müvekkilin davacıya, teslim ettiği, ödemesini yapılan işler ile ilgili olarak bunlar teslimde de ayıplı olmasına rağmen teslim aldık, ödemesini yaptık, kullandık ancak bunlar ayıplı ve sözleşmeye aykırıydı beyanının, iyiniyetli ve basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğüne aykırı olduğu gibi, mahkemelerce de korunması söz konusu değildir. 2014 yılında teslim edilen imalatlar 2017 yılına kadar davacı tarafından kullanılmıştır. Bu süreç içerisinde davacı tarafından kullanılan imalatların ne şekilde kullanıldığı ve değişiklik yapılıp yapılmadığı bilinmemektedir. Teslim edilen ürünlerin ve yapılan imalatın ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte, bir an için ayıp olduğu düşünülse dahi, tarafların her ikisi de tacirdir. Tacirler arasındaki ayıpları ihbar süreleri ve bu ihbarların nasıl yapılacağı kanun hükümleri ile açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, hiçbir delil sunmayan davacının davasının dinlenebilme olanağı bulunmamaktadır. Davacı, tarafça ürünlerin ve yapılan imalatların kontrol ve muayene edilerek, herhangi bir ayıp ihbarında bulunmamaları, hakkedişleri imzalamaları, bundan sonra da müvekkilce düzenlenen faturaları ödemelerinin sebebi yapılan imalatların ve ürünlerin ayıptan ari olmasıdır. Türk Ticaret Kanunu m.23: “…Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür…” şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu Madde 223 – Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Yine Borçlar Kanunu Madde 474 – “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.” Hükmünü içermektedir. Davacının iddialarını kesinlikle kabul etmemekle birlikte bir an için müvekkil şirket tarafından yapılan kamera sisteminin teknik şartnameden farklı olarak 30 gün kayıt süresinin olduğu, çözünürlüğü şartnameye uygun olmadığı kapasitesinin düşük olarak yapılmış olduğu kabul edildiğinde de kamera sisteminde teslim tarihinden itibaren davacı 30 gün sonra kayıtların silindiğini farkına varmış olması gerekip müvekkil şirkete haber vermesi gerekmektedir.Ancak davacı sistemi aylarca kullanmıştır ve sözleşme dışı şirketlerden destek alarak değiştirdiğini söylemektedir. Aynı şekilde davacı her an kameraların çözünürlüğünü fark edebilecek durumdadır. Davacının aradan yıllar geçtikten sonra imalatların ayıplı olmasından beisle iş bu davayı açması kötü niyetli olup basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne de aykırılık oluşturmaktadır. … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. Iş Numaralı dosyasındaki bilirkişi raporu 23.02.2017 tarihinde yapılan keşif neticesinde hazırlanmış olan iş bu rapor müvekkil şirketin imalatları yapıp teslim edilmesinin hemen ardından düzenlenmemiştir. Bu nedenle keşif mahalindeki meydana geldiği iddia edilen eksikliklerin müvekkil şirketin imalatlarından kaynaklı olduğu ispatlanmamış olup müvekkil şirkete maal edilmesi hakkaniyete aykırıdır. Bilirkişi raporunda rögar kapaklarının açık olduğunu belirtmektedir. Davacı tarafla yapılan geçici kabul tutanaklarından da anlaşılacağı üzere müvekkil şirket tarafından teslimi yapılan imalatlar sözleşmeye ve teknik şartnameye uygun olarak teslim edilmiştir. İş bu sözleşmeye aykırılıkların müvekkil şirketin tesliminden sonra davacının kullanımı esnasında meydana geldiği aşikardır. Ayrıca davacı şirket bu tespiti sözleşme dışı şirketler tarafından yapılan müdahaleler sonrasında yaptırmıştır. Müvekkil şirketin ayıplı olduğu iddia edilen imalatların sözleşme dışı şirketlerin müdahalesiyle meydana gelmiş olabilme ihtimali göz ardı edilmemelidir. Bilirkişi raporunda yine bir kaç aydınlatmanın yanmadığını belirtmiştir. Müvekkil şirket imalatları teslim ettikten sonra davacı yapılan tüm imalatları kontrol etmiş ve sözleşmeye hiçbir aykırılık olmadığını tespit ederek 30.12.2014 tarihli Yapım İşleri Geçici Kabul Tutanağını imzalamıştır. İş bu aykırılığın imalat ve teslim esnasında olmadığı açıktır. Davacının kullanımında kaynaklanmaktadır. Davacı dava dilekçesinde taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Garanti” başlıklı 36. maddesinden bahisle müvekkil şirketin iş bu iddia olunan ayıplardan sorumlu olacağını iddia etmiştir. Öncelikle davacının bu iddiası mesnetsizdir. Müvekkil şirket işin teslimi anında yaptığı 30.12.2014 tarihli Yapım İşleri Geçici Kabul Tutanağıyla da sabit olduğu üzere sözleşmeye ve teknik şartnameye uygun olarak imalatları teslim etmiştir. İddia olunan ayıplar davacının kullanma ve işletilmesinden kaynaklanan müvekkil şirketinin kusuru olmayan ayıplardır. Bunun aksini ispatla yükümlü olan davacıdadır. Keza davacı bu hususu imzalamış olduğu 30.12.2014 tarihli Yapım İşleri Geçici Kabul Tutanağıyla kabul etmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ” Kesin Kabul ” başlıklı 30. maddesinde de ” Taşeron işlerin teminat süresi içindeki bakımını yapmak ve tümünü iyi bir şekilde korumak ve çıkabilecek kusur ve aksaklıkları gidermek zorundadır. Ancak bitirilmiş yapıların işveren tarafından kullanılma ve işletilmesinden kaynaklan veya taşeronun kusurları dışındaki hallerin gerektiği onarımlar bakım yükümlülüğünün dışındadır. ” denilerek müvekkil şirketin sorumluluğunda olmadığı açıkça düzenlenmiştir. Eser sözleşmelerinde işin yapıldığını ve teslim edildiğini kanıtlamak yükleniciye, eserin ayıplı ve eksik olduğunu kanıtlama külfeti ise iş sahibine aittir.Müvekkil şirket imalatları sözleşmeye ve teknik şartnameye uygun olarak yapmış ve davacıya teslim etmiştir.Bu husus geçici kabul tutanaklarından , davacı adına kesilen ve itiraz edilmeyen faturalardan iş bu faturalara ilişkin yapılan ödemelerden anlaşılmaktadır. Ancak davacı imaatları 3 yıl boyunca kullandıktan ve sözleşme dışı şirketlerin müdahalesinden sonra imalatların ayıplı olduğunu iddia etmektedir. Davacı bu imalatların ayıplı olarak teslim edildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Davacının haksız davasının reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaleti karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ediyoruz…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER:
… 1. İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyası, … 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası, 22/10/2019 tarihli bilirkişi raporu, 25/08//2021 tarihli bilirkişi ek rapor ile tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olarak açılmışken yargılama sürecinde davalı şirketin iflasına karar verilmiş olması nedeniyle 2004 sayılı İİK’nın 235.maddesi uyarınca iflas masasına kayıt ve kabulü talebine dönüşmüştür.
Mahkememizce davacının iflas masasına başvuru dilekçesi ve ekleri, başvuruya ilişkin iflas idaresinin kararı, sıra cetveli getirtilip incelenmiştir.
Mahkememizin 09/05/2018 tarihli ara kararı ile ,eksik ve ayıplı ifa olup olmadığı, ödemelerin hangi hususlarda yapıldığı, eksik iş varsa bedellerinin ne olduğu, başkasına yaptırıldığı iddia edilen işlerin sözleşmede davalının yükümlendiği işler olup olmadığı, hususunda rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyetinin ön raporu doğrultusunda … 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası celp edilerek dosya tekrar bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 22/10/2019 tarihli raporda özetle:”…Davacı tarafça dava konusu edilen faturalar İncelendiğini, davacı şirketçe Eser sözleşmesinin ayıplı ifa edilmesi gerekçeli dava konusu edilen faturalardan başka firmalara düzelttirilmek zorunda kalınan SADECE IP kapalı devre kamera sistemine ilave edilen hard disklere konu 03.04.2017 Tarihli KDV dahil 69.945,49-TL E-FATURA talebinde bulunulabileceğini, diğer faturalara ilişkin talebinin olamayacağın…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı tarafın kök rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda ek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 25/08//2021 tarihli ek raporda özetle:”…Davalı Müflis … A.Ş. İflas İdaresi Vekili tarafından sunulan dilekçede zikredilen, beyanı ve itirazları en küçük ayrıntısıyla incelendiğini ve değerlendirilerek 22.10.2019 tarihli “Kök Bilirkişi Heyet Raporunun” İş Sözleşmesi verileri, Dürüstlük Kuralı ve Vicdanı değerlerimize uygun düzenlendiği inancıyla, Kök Bilirkişi Raporunda bir değişiklik ön görülmediğine dair müşterek görüş sunulmuştur…”
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ( yüklenici ) ile müflis şirket (taşeron) arasında 18/07/2013 tarihli “… Gümrük Müdürlüğü Yeni Hizmet Binaları, Ticari Tesisler ile Ek Yapıların Yapımı İşlerine” ilişkin olarak sözleşme yapıldığı, sözleşme doğrultusunda müflis şirket tarafından imalatların gerçekleştirildiği ancak davacı tarafça yapılan imalatların ayıplı olması ve başka firmalara yeniden yaptırıldığı iddiasıyla iş bu davanın açıldığı, mahkememizce hükme esas alınan denetlenebilir bilirkişi heyeti kök ve ek raporuna göre; davacının ” gün ışığı sensörü, 1000 Watt Metal Halide ampuller, kompanzasyon revizyonu , malzeme teknik servis bakım onarıma ilişkin taleplerinin, geçici kabul tutanağı, sözleşme hükümleri ile faturaya konu mallara ilişkin olarak piyasada verilen garanti süreleri gözetilerek müflis şirketten talep edilemeyeceği ancak ayıplı ifa edilmesi nedeniyle başka firmalara yeniden yaptırılmak zorunda kalınan IP kapalı devre kamera sistemine ilave edilen hard disklere ilişkin 03.04.2017 Tarihli KDV dahil 69.945,49-TL tutarlı faturanın müflis şirketten talep edilebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; davacının 69.945,49 TL alacağının müflis … A.Ş’nin … 1. İcra Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasındaki iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine
2- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 1.627,61-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.546,91-TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.250,00-TL’den(posta/tebligat/bilirkişi) kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 1.651,26-TL ile 1.627,61-TL ilk harç ve masraflar olmak üzere 3.278,87-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 204,40-TL’den (posta/tebligat) kabul ve red duruna göre 54,39- TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın gerekçesinin tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süre içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.18/05/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza