Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/652 E. 2020/785 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/605 Esas
KARAR NO : 2020/679

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/07/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili sigorta şirketi nezdinde ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı …’a ait servis kutu ve boruları davalılar tarafından hasara uğradığını ve bu sebeple sigortalarına 27/01/2016 tarihinde 65.04-USD hasar tazminatı ödediğini, davacı müvekkili sigorta şirketi ödediği 65.04-USD’sinin davalılardan rücuen tahsilini teminin sigortalı emteanın hasara uğramasından sorumlu olan davalı aleyhine rücu mektubu gönderildiğini, davalı taraf rücu mektubuna olumsuz yanıt verdiğini ve borcu ödemediğini, açıklanan mübrez deliller ve resen tespit edilecek sair hususlar da göz önüne alınarak, öncelikle tensip ile delillerle yazılı belgelerin celbine, 65.04-USD’nin fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile 27/01/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …Tic. A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle:… yanında müvekkilinin de taraf gösterildiği işbu dava ile sigortalı-…’ın doğalgaz dağıtımı hattına, müvekkili şirketçe zarar verildiğini, bu nedenle hasara uğrayan borular nedeni ile … tarafından, hasar tazminatı adı ile ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin rücuen ödenmesinin istendiği görüldüğünü, ancak açılan davanın haksız olduğunu, davanın reddi gerektiğini, gerçekleştiği iddia edilen zararın gerçekleşip gerçekleşmediği bile belli zararın gerçekleşmesinde müvekkilinin kusuru olmadığını, sigortacıya rücu hakkı tanınması iki esasa dayandığını, öncelikle, zarar sigortalarının temelinde yatan zenginleşme yasağının bir sonucu olarak, sigorta ettirenin uğradığı zararı bir kez tazmin etmesi gerektiğini, ikinci olarak, sigortacı, halefiyet ilkesi sayesinde, zarardan asıl sorumlu olan kişiye başvurarak bu kişinin neden olduğu zararın sonuçlarına katlanmasını sağlayabildiğini, halefiyet ilkesi sayesinde, sigortacı, sigortalının yerine geçerek zarar verenden tazminat talebinde bulunmakta ve böylece kusuru ölçüsünde bu kişiye başvurabildiğini, açıklanan ve mahkemenizce re’sen gözetilecek sair nedenlerle, davaya cevap ve delil sunma hakları saklı kalmak üzere; haksız ve mesnetsiz iddialarla açılmış davanın reddine; vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkili olmadığını, görevli ve yetkili mahkemenin idare mahkemeleri olduğunu, dava konusu olayda talep miktarının dövize dayalı olarak istendiğini, bu talebin hukuka aykırı olduğunu, sorumlu ve davalı aktif hasım olan müteahhit firma olduğunu, her türlü zarar ziyan kaza ve hasarların firmaya ait olduğunu, davanın müvekkili yönünden pasif husumet ehliyet yönünden reddinin gerektiğini, esastan incelemeye gidilmesi halinde yersiz ve mesnetsiz davanın esastan reddine, mahkeme giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ a dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER:
1-… yazı cevabı, … yazı cevapları, ibraname, hasar dosyası,
2-Mahkememizce atanan bilirkişiler Makine Mühendisi … ile Sigorta uzmanı … tarafından sunulan 23/08/2019 tarihli kök ve 09/09/2020 tarihli ek bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı, sigorta şirketi nezdinde ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı …’a ait servis kutu ve boruların davalılar tarafından hasara uğradığını ve bu sebeple sigortalarına 27/01/2016 tarihinde 65.04-USD hasar tazminatı ödendiğini belirterek ödediği 65.04-USD’sinin davalılardan rücuen tahsilini talep etmiş, davalı tüzel kişi, bu zarara ilişkin ödeme yapıldığını belirterek, davalı İSKİ ise, husumet itirazı ile davanın reddini savunmuştur.
Dava, haksız fiil nedeniyle rücuan tazminat talebidir.
İddia edilen hasarın oluşmasında tarafların kusurunun ve hasarda gerçek zarar miktarının tespiti açısından dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, 23/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle:”… Dava konusu hasar onarım bedelinin, dava tarihi itibariyle serbest piyasa bedellerine göre toplam 291,61-TL olarak belirlendiği, davalı … Tic. A.Ş. %50 kusur oranında sorumlu olacağı 291,61/100=145,805-TL + 50,58 =toplam 196,305-TL olduğu, … Genel Müdürlüğünün %30 kusur oranında sorumlu olacağı 291,61×30/100=87,483-TL +30,35= toplam 117,833-TL olduğu, davalı … %20 kusur oranında sorumlu olacağı 291,61×20/100=58,322-TL + 20,23 toplam 78,522-TL olduğu…”yönünde rapor tanzim edilmiş ve itirazlar üzerine alınan, 09/09/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda ise:”…meydana gelen olayın haksız fiil netiliğinde bulunduğu, davacının kendi sigortalısına ödediği tazminatı, halefiyet kuralı gereğince, kendi sigortalısına ödediği miktar dahilinde tazminat talep edebileceği, davacı sigortalısının zararının 187,14-TL olması sebebiyle ve davacının ancak 187,14-TL tazminat talep edebileceği, davacının 187,14-TL asıl alacak ve dava tarihine kadar 16,09-TL işlenmiş faiz olmak üzere 203,23-TL’yi yasal faizi ile talep edebileceği, davacının ödemiş olduğu hasarın ödeme günü 13/07/2016 için 64,69-USD olduğu, dava tarihindeki karşılığı 57,81-USD olduğu, dava konusu hasar onarım giderleri 13/07/2013 ödeme tarihi itibariyle serbest piyasa bedellerinin toplamı 252,91-TL olarak belirlendiği, dava konusu hasar onarık giderleri 13/07/2013 ödeme tarihi itibari ile serbest piyasa bedellerinin toplamı 252,91-TL olarak belirlendiği…”dair rapor tanzim edilmiş olmakla,
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği kuşkusuz olmakla, halefiyetin söz konusu olabilmesi için sigortalıya ödeme yapılmış olması gerekir, somut olayda, dosya içerisinde davacı ve sigortalısı arasında düzenlenen bila tarihli bir ibraname bulunmakta ise de, ibranamenin geçerliliğin, ödemenin sigortalının banka hesabına gönderilmesi şartına bağlandığı, dosyada ödemeye ilişkin belge olmadığı, 8.celse 1. Nolu ara karar ile ödemeye ilişkin banka dekontunun sunulması için davacı tarafa süre verildiği ve herhangi bir belge sunulmadığı ve bu suretle, tek başına ibranamenin geçerli olamayacağı ve halefiyet şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Karar miktar itibari ile kesin olmakla, kanun yolunun yanlış gösterilmesi taraflar leh ve aleyhine sonuç doğurmayacağından gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki oluşturmamak adına düzeltilmeden bırakılmıştır.)
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 31,40-TL harçtan düşümü ile bakiye 23,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı …Tic. A.Ş ve … Müdürlüğü, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 210.00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı … A.Ş ve … Müdürlüğüne verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/12/2020

Katip
E-imza

Hakim
E-imza