Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/651 E. 2018/276 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/651 Esas
KARAR NO : 2018/276

DAVA : Sözleşme Mahkemenin Müdahalesi
DAVA TARİHİ : 21/07/2017
KARAR TARİHİ : 19/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşme Mahkemenin Müdahalesi davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu olan “… Çözümleri A.Ş Üye Kuruluş Sözleşmesi”nin davalı şirket tarafından tek taraflı olarak hazırlandığını, müvekkili federasyona kayıtlı esnaflar ile müzakere edilmediğini, zorla dayatılarak imzalatıldığını, davalı şirketin hizmet verdiği “… kartlarının” yaygın olarak kullanıldığını ve günlük hayatta müşteriler tarafından bu hizmete sahip olmayan lokantaların tercih edilmediğini ve pek çok müşteriden mahrum kaldığının tartışmasız olduğunu, müvekkili federasyona kayıtlı esnafların bu sözleşmeyi imzalamak zorunda olduğunu ve sözleşmenin herhangi bir maddesine müdahalede bulunamayacağının açık olduğunu, sözleşme maddelerinin açıkça genel işlem koşullarının tüm unsurlarını taşıdığını, bu sözleşmenin hali hazırda kullanıldığı gibi ileri de de aynı konuda kullanılmaya devam edeceğini, davaya konu sözleşme kanunun aradığı tüm şartları taşıdığını beyanla mahkememizce sözleşmenin 4.2 ve 6.2. maddelerine müdahalede bulunulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davanın ticari dava olmadığını, davacı federasyonun bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkilinin kullandığı örnek sözleşmenin 2017 yılı itibariyle değiştiğini, davanın konusuz kaldığını, davaya konusu sözleşmede genel işlem koşulunun bulunmadığını, davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı yanın müvekkilinin hizmet bedelini aldığını, hizmet faaliyetlerini bu gelirlerle finanse edebilecekken oluşabilecek ek maliyetleri de üye kuruluşlardan karşılamaya çalıştığını, davacının ucu açık ifadelerle neredeyse tüm maliyetlerin üye kuruluşa yüklendiğini iddia ederek maddeye müdahale edilmesini talep ettiğini, söz konusu maliyet kalemlerinin ” hizmet bedeli” ile benzer şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, öte yandan davacının üye esnaflarına bu hizmeti sunan müvekkilinin ek maliyetlerini de yine üye müşteriye yansıtmasının ticaretin olağan kabul edilen uygulamalarından olduğunu, davacının kendisinin de yemek kartı pazarına girdiğini, işbirliği yaptığı şirketin tek taraflı hazırladığı sözleşmesinde genel işlem koşulu teşkil eden, benzer hatta daha ağır koşulların yer aldığını, davacının yemek kartları piyasasına girerek, işbirliği yaptığı şirketin sözleşmesinde her biri genel işlem koşulu olan ve müvekkilinin yaptığı sözleşmeden daha ağır hükümlere yer vermesi diğer yandan da müvekkilinin sözleşmesindeki bazı maddelerin genel işlem koşulu teşkil ettiğinden bahisle bu hükümlere müdahale edilmesini talep etmesi çelişkili davranış yasağına aykırılık teşkil ettiği gibi, samimiyetsizliğinin de göstergesi olduğunu, davacı yanın iddialarının aksine yemek kartı hizmeti veren şirketlerin ödeme günlerini ve komisyon oranlarını aralarında anlaşarak belirlediklerine ilişkin olarak verilmiş bir mahkeme kararını bulunmadığı beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin genel işlem koşulları taşıdığından bahisle hakimin sözleşmeye müdahalesi talebine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir. Eldeki davada davacının … Esnaf ve Sanatkarlar Federasyonu olduğu, ticari bir amaç gütmediği, ticari bir işletme olmadığı ve dava konusu edilen alacak da bu anlamda her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış olup mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/03/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸