Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/635 E. 2018/1276 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/635 Esas
KARAR NO : 2018/1276

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/07/2017
KARAR TARİHİ : 20/12/2018

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı şirket aleyhine 2007/2008 bilanço dönemlerinde müvekkiline vadesinde ödemeyen TRT payı borcunun tahsili talebi ile … 23. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının anılan takibe herhangi bir borcu olmadığı gerekçesi ile itiraz ettiğini, süresinde yapılan itiraz nedeni ile icra takibinin durdurulduğunu belirterek davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline, … 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibin toplam 545.192,38-TL üzerinden asıl alacak yönünden takipte talep edilen faiz tür ve oranlarında faiz işletilerek devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı tarafından iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu edilen TRT payının bir amme alacağı olduğunu, davacı kurum tarafından ikame edilen … 35. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/119-2013/1179 E.K. Sayılı ilamında davacı kurum alacağının amme alacağı niteliğinde olduğuna karar verildiğini ve zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğuna hükmedildiğini, davacı kurum tarafından TRT payının hesaplanmasına esas olan matraha dahil edilmeye çalışılan iletim ve dağıtım bedelleri gibi bedellerin enerji bedeli olmadığını, müvekkilinin sadece tahsiline aracı olduğu bedeller olduğunu belirterek öncelikle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, bu talebin kabul edilmemesi halinde haksız ve kötü niyetle girişilen takip nedeni ile davanın esastan reddine ve davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Takibe dayanak alacağın niteliği gereği somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı BK’nun 125 md. uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibari ile dolmamış olması nedeni ile davalı tarafın zamanaşımı itirazı kabul edilmemiştir.
Mahkememizce … 23. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası getirtilmiş incelenmesinde; alacaklı TRT Genel Müdürlüğü tarafından borçlu … Üretim A.Ş. aleyhine 3093 sayılı kanun gereği mükellefiyet (07/06/2016 tarihli E.132458 sayılı makam oluru) borcun sebebi gösterilerek 197.154,28-TL asıl alacak, 348.038,07-TL işlemiş faiz olmak üzere 545.192,38-TL’nin tahsili talebi ile 23/08/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun süresinde boca ve tüm ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dava, davalı şirketin 3093 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu matraha ilişkin 4/c ve 5/c maddesi gereğince Ocak 2007’den 26/07/2008 tarihine kadar olan dönemde kuruma ödenmediğinden bahisle TRT Payı borcunun tahsili talebi ile açılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin olup, uyuşmazlık TRT payının matrahına dahil edilebilecek veya edilemeyecek olan bedellerin tespiti noktasındadır. Somut olayda uyuşmazlığın çözümünde öncelikle yasal mevzuatın incelenmesi gerekmektedir. TRT payı 3093 sayılı TRT Kanunu’nun ve 09/07/2008 tarihli 5784 sayılı yasanın 11. Maddesi ile elektrik bedeli üzerinden hesaplanıp TRT’nin hesabına aktarılan bir bedeldir. Elektrik faturalarında ise %2 TRT Payı olarak ifade edilmektedir. İlk olarak 1984 yılında çıkarılmış olan 3093 sayılı TRT Kanunu’nun 4/c maddesinde yer almıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 4/c maddesinin değişiklik yapılan 26/07/2008 tarihinden önceki şeklinde; “(Değişik: 06/07/1999 tarihli 4397 sayılı Kanun) … A.Ş. ve … A.Ş. ile bu kuruluşların dışında kanunla elektrik üretimi ve iletimi tesisleri kurmaya ve işletmeye, dağıtım ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan diğer kurum, kuruluş ve işletmeler nihai tüketiciye satılan enerjiden elde edilen gayri safi satış hasılatının (katma değer vergisi hariç, tüm fon, vergi ve payları dahil) %3,5 oranı tutarındaki payı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler.” şeklinde düzenlenmiştir. Maddedeki %3,5 oranı 23/02/2003 tarih ve 25029 sayılı Resmî gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile de %2 olarak değiştirilmiştir. Maddenin düzenlenmesine göre elektrik üreten, dağıtan ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan kurum ve kuruluşlar ve işletmeler “nihaî tüketiciye” satılan enerjiden elde edilen gayrı safi satış hasılatının maddede belirtilen oranı tutarındaki payı TRT Kurumu’na intikal ettireceklerdir. 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 4/c maddesinde 26/07/2008 tarihinde değişiklik yapılarak “(Değişik; 26/07/2008 tarih 5784 sayılı yasanın 11. Maddesi) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz.” şeklinde yeniden düzenlenmiştir. 10/09/2014 tarihinde yayınlanan 6552 sayılı yasanın 114/ğ fıkrası ile değişiklik yapılarak fıkra hükmünün son hali “Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler.” şeklinde düzenlenmiştir. Uyuşmazlık konusunun incelenmesi ve davacının alacağının belirlenebilmesi için dayanak icra dosyası, tarafların dava konusu borç dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları incelenerek tarafların dosyaya sunduğu kayıt ve belgeler de nazara alınarak, davalının davacıya borcu bulunup bulunmadığının, var ise icra takip tarihi itibari ile alacak ve faiz miktarının denetime elverişli şekilde tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Ekonomi ve finans uzmanı, ticaret ve borçlar hukuku öğretim üyesi Dr. …, İTÜ Elektrik Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. …, muhasebe finans uzmanı … tarafından düzenlenen 12/07/2018 tarihli raporun sonuç kısmında “…TRT Payının kanunda açık bir şekilde tarifi verildiği gibi aktif enerji geliri üzerinden alınması gerektiği, mevzuat gereği bu gelire sadece kayıp kaçak dahil olabileceği, dağıtım ve iletim gelirlerinin TEK’in lâv edilmesi ile başlayan ayrıştırma sürecinden dolayı dahil edilemeyeceğinden bilirkişi kurulumuz davalı tarafı haklı bularak, davacının davalı tarafın takibine yapmış olduğu itirazın kaldırılmasındaki talebinde haklı olmadığı, davalı tarafın davacıya herhangi bir borcunun olmadığı sonuç ve kanaatine varmış bulunmaktadır.” şeklinde görüş bildirilmiş olup, mahkememizce bilirkişi raporu kanaat oluşturmaya yeterli kabul edilmiştir. Somut olayda davacı dava konusu Ocak 2007-26/07/2008 tarihleri arasındaki dönemde davalı adınna sistem kullanım bedelleri üzerinden TRT payı ödenmediğini öne sürerek icra takibi başlatmış ise de yukarıda değişimi kronolojik olarak açıklanan yasal mevzuata göre davaya konu dönemde sistem kullanım bedeli, dağıtım ve iletim bedelleri davalının gelir kalemi olmadığından TRT payı matrahına dahil edilemeyeceğinden davacının icra takibinde haksız olduğu, diğer yandan somut olayın açıklanan özellikleri karşısında davalının kötü niyet tazminat talebinin İİK 67 maddesi uyarınca yasal koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmakla davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmeyerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan 9.310,53-TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.274,63-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 42,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 21.357,70-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/12/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza