Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/600 E. 2019/496 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/600 Esas
KARAR NO : 2019/496

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2017
KARAR TARİHİ : 19/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılama sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu tarafından Türkiye’de faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı RKHK’nun 4.maddesini ihlal edip etmediğinin tespiti amacıyla yürütülen soruşturma sonucunda vermiş olduğu … tarih ve … sayılı nihai kararı ile, aralarında davalı bankanın da olduğu 12 bankanın kanunun 4. maddesini ihlal ettiklerine karar verildiğini, Rekabet Kurulu kararına göre, bu bankaların 21/08/2007 ile 22/09/2011 tarihleri arasında kartel oluşturarak faiz oranlarını birlikte belirlemesi sebebiyle serbest piyasanın bozulduğunu, faiz oranlarının suni olarak arttığını, bu artma neticesinde de kartel oluşturulan dönemde çekilen krediler ve kredi kartlarına olağandan yüksek faiz, mevduatlara ise olağandan düşük faiz uygulandığını, böylelikle 12 banka fazladan ve haksız kazanç elde ederken, banka müşterilerinin de zarara uğradığını, davacı müvekkilinin, söz konusu rekabete aykırı anlaşmalar nedeniyle ödeyeceği faizlerden daha yüksek faiz oranları ile kredi ödemesi yapmak zorunda bırakıldığını, müvekkilince 16/03/2009 tarihinde davalı bankadan kredi kullanıldığını ve fazla faiz ödemesi yapıldığını, bu nedenle müvekkilinin zararın 3 katı kadar tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’nın kredi tarihinden başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede … sayılı ticari kredinin 24/11/2009 açılış tarihli 311.500,00 TL tutarlı ticari kredi olduğunun tespit edildiğini, söz konusu davanın, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve reddine karar verilmesi gerektiğini, Rekabet Kurulu kararının iptali için müvekkili banka tarafından açılan davanın karar düzeltme aşamasında olduğunu, söz konusu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının müvekkili bankadan kullandığı ticari nitelikli kredinin işbu davanın konusu olamayacağını, davaya dayanak teşkil eden Rekabet Kurulu kararında ticari nitelikli kredilere ilişkin yer verilen tespitler ve değerlendirmeler incelendiğinde, müvekkili banka hakkında hiçbir belge ve tespit bulunmadığının açıkça görüleceğini müvekkili banka hakkında ticari krediler yönünden ortada bir ihlal kararı bulunmadığını, davacının tazminat istemine ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın işbu davadaki iddialarının hukuki sebebinin haksız fiil sorumluluğu olduğunu, bu nedenle haksız fiilin unsurlarının somut olayda bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerektiğini, ortada bir zarar mevcut olmadığını, Rekabet Kurulu kararının başla hiçbir husus araştırılmaksızın banka müşterilerine tazminat talep etme hakkı yarattığını söylemenin mümkün olmadığını, Rekabet Kurulu kararı ile davada iddia edilen fazla faiz ödemesinden kaynaklanan zarar arasında herhangi bir illiyet bağı olmadığını, davacının, 3 katı tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını beyanla dava konusu uyuşmazlığın ticari nitelikte bir kredi olması ve Rekabet Kurulu kararında müvekkili bankanın ticari kredilerine yönelik bir ihlalinin veya uyumlu eyleminin bulunduğuna dair herhangi bir tespit yer almaması nedeniyle davanın reddine, … 2. İdare Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının HMK md.165 gereğince bekletici mesele yapılmasına, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, bu talepleri hakkında aksi kanaat oluşması halinde dava konusu olayda haksız fiil unsurlarının tamamı bulunmadığından ve davacı zararını ispat edemediğinden davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, rekabet piyasasının bozulmasına sebep olan fiillerde bulunulduğu iddiası ile Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57-58. maddeleri uyarınca tazminat taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, davacının davalıdan kullanmış olduğu krediye ilişkin sözleşme ve ekleri, Rekabet Kurulu’nun … tarihli, … sayılı kararı, davalı dışındaki bir kısım bankalardan 24/11/2009 tarihinde 32 aya kadar vadeli ticari kredilerde uyguladıkları faiz oranlarına dair yazı cevapları dosyaya celp edilmiş ve dosya bankacı bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalı bankanın Bayrampaşa Şubesi arasında 16/03/2009 tarihli, 270.000,00 TL limitli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme limitinin 24/11/2009 tarihinde 315.000,00 TL’ye çıkarıldığını, davacıya bu sözleşme kapsamında 24/11/2009 tarihinde, yıllık %19,08, aylık %1,59 faiz oranı üzerinden 32 ay vadeli, 311.500,00 TL bedelli ticari kredinin kullandırıldığını, Rekabet Kurulu Kararında konut, ihtiyaç ve taşıt kredisi faiz oranlarının incelendiğini, kararda geçen bankaların 2008 yılı faiz oranlarının %1,89 ile %2,24 aralığında olduğunu, kararda yer almayan bankaların çoğunluğu tarafından bu tarihlerde uygulanan faiz oranlarının davalının uyguladığı oranların üstünde, bir kısmının ise altında olduğunu, kararda ticari nitelikteki kredilerin yer almadığını, aksi halde de davalı banka tarafından uygulanan faiz oranının emsal 5 banka tarafından uygulanan faiz oranlarının altında olduğunu, Mahkememizce davacının tazminat talep edebileceği kanaatine varılması halinde, davacının rekabet ihlali nedeniyle talep edebileceği tazminat miktarının 50.262,34 TL olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Rekabet Kurulu kararının onanmasına dair … 2. İdare Mahkemesi’nin … Esas sayılı kararının, Danıştay 13. Dairesinin 2016/3587 Esas ve 2019/1178 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının, davalı bankadan kullanmış olduğu krediden dolayı, Rekabet Kurulu kararı kapsamında, tazminat talebinin yerinde olup olmadığı ve varsa tazminat miktarı hususundan kaynaklanmaktadır. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un amacı 1. maddesinde, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme yaparak rekabetin korunmasını sağlamak olarak tanımlanmıştır. Kanunun 4/1. maddesinde, belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin, bu tür karar ve eylemlerinin hukuka aykırı ve yasak olduğuna yer verilmiştir. 56. maddesinde, bu kanuna aykırı anlaşma ve kararların hukuki niteliği, 57. maddesinde tazminat hakkı, 58. maddesinde zararın tazmini, 59. maddesinde ispat yükü düzenlenmiştir. 57. maddede, her kim bu kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecbur olduğu, 58. maddede ise, zararın tazmini üst başlığı ile rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenlerin, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasa idi ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilecekleri, ortaya çıkan zararın tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakimin zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı tutarında tazminata hükmedebileceği belirtilmiştir. Somut olayda davacı davasını mezkur kanunun 57. ve 58. maddelerine dayandırarak açmıştır. Bu maddelerde düzenlenen tazminat taleplerinin dayanağı hukuki olarak haksız fiildir ve bu maddelere dayanarak tazminat talep edenin hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve illiyet bağı unsurlarını ispat etmesi gerekmektedir. Talep edilen tazminatın haksız fiil temeline dayanması nedeniyle tabi olduğu, kredilerin kullanıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60/1. maddesinde, haksız fiilden kaynaklanan tazminat taleplerinin, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağının düzenlendiği, davacının zararını ancak bilirkişi raporu ile öğrenebileceği ve ayrıca Rekabet Kurulu kararı da kesinleşmediğinden henüz zamanaşımı süresinin dolmadığı kanaatiyle esas yönünden değerlendirme yapılmıştır. Rekabet Kurulu’nun … tarihli, … sayılı kararı, Mahkememiz açısından bağlayıcı olmamakla birlikte, davacı hukuka aykırı fiil iddiasını bu karara dayandırmıştır. Kararın kesinleşmesi halinde kesin delil teşkil etmesi söz konusu olup karara ilişkin … 2. İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararın Danıştay tarafından bankalar lehine bozulması nedeniyle kesin delil niteliği bulunmamaktadır. Bununla birlikte Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, davacının kullanmış olduğu kredi, türü itibariyle Rekabet Kurulu’nun … tarihli, … sayılı kararına konu edilmemiş olduğundan İdare Mahkemesi kararının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmamıştır. Davacı, davasını söz konusu Rekabet Kurulu kararına dayandırmış, davalının RKHK’nın 4. maddesine aykırı rekabeti bozucu başkaca bir fiiline vakıa olarak dayanmamış ve bu konuda bir delil de sunmamıştır. Kaldı ki bilirkişi raporu ile tespit edildiği, üzere davalı banka tarafından uygulanan faiz oranları, Rekabet Kurulu kararı kapsamında olmayan beş bankanın uyguladığı faiz oranlarının da altında olup davalının, tahsis ettiği kredide, davacıyı zarara sokma kastı ile haksız olarak yüksek faiz uygulamak suretiyle davacının zararına sebep olduğu hususları ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Reddine,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile kalan 40,99 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/06/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza