Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/512 E. 2022/691 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/512 Esas
KARAR NO : 2022/691

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2017
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davalılardan …’nun araç maliki, …’nin sürücüsü bulunduğu, diğer davalı …Sigorta Şirketi’nce 24.01.2015 – 24.01.2016 tarihleri arasında … poliçe no ile sigortalı bulunan … plaka sayılı araç 28.07.2015 salı günü maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına neden olmuştur. 28.07.2015 günü saat 08:20 sıralarında davalılardan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … ilçesi … halinde iken … Kesişimine geldiği esnada …sokağa dönmek isterken geçiş önceliğine uymayarak aracının sol ön köşe kısımları ile … caddesinden Vatan caddesi istikametine seyir halinde olan davacı müvekkilim …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu müvekkilim hayati tehlikeye maruz kalacak şekilde yaralanmıştır. Davalı sürücü …, Trafik Kazası Tespit Tutanağından da anlaşılacağı üzere 2918 KTK ‘nun 84/h bendi (kavşaklarda geçiş önceliğine uymama) ihlalini yaptığı anlaşılmıştır. Davalı sürücü … kazaya sebebiyet veren olayda asli ve tam kusurludur. Bu vahim kaza ile ilgili olarak … 17.Asliye Ceza Mahkemesinin … esas numaralı dosyası ile davalılar ile aramızdaki ceza kovuşturması halen devam etmektedir. Bu kaza sonucu müvekkilim hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmış olup … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortepedi Epikriz raporundan da anlaşılacağı üzere, sol bacağında açık yara oluşmuş ve acil ameliyata alınıp tedavisi yapılmış, 3 ay kadar bir süre hastahanede yatarak tedavi görmüş, bu sürenin sonunda 3 aylık bir istirahat raporu ile taburcu edilmiş olmakla tedavisi hala devam etmekte olup müvekkilimin sakat kalma ihtimali hala mevcudiyetini korumaktadır. Müvekkilim tedavisi için para harcamak zorunda kalmış harcadığı paraların büyük bir kısmını bağlı bulunduğu Sosyal Sigortalar Kurumundan alamamıştır. Tedavi için yapılan harcamaların faturalarını dosyaya ibraz edeceğiz. Ayrıca davalılardan …Sigorta Anonim Şirketi’ne 04.11.2015 tarihinde müracaat etmiş olmamıza rağmen talebimiz halıhazırda hala sonuçlandırılmamıştır.Davalı sigorta şirketi tarafından istenen belgeler gönderilmiş aynı belgeler tekrar tekrar istenerek süreç bilinçli bir şekilde uzatılmıştır. Üstelik sayın mahkemeniz gerek duyarsa sunacağımız mesajlaşmaların bir örneğinde 2015 yılından 2017 yılına kadar bizden istenen her belgeyi göndermiş olmamıza rağmen ilgili sigorta şirketinin süreci uzattığı açıklığa kavuşacaktır. Bu nedenle müvekkilimizin tedavi giderleri ve kaza nedeniyle yaralanmâsından dolayı çektiği acılardan ve çalışamaması ve gelecekte de çalışıp çalışamayacağının muallakta olması dolayısıyla yaşadığı psikolojik travma dolayısı ile uğradığı manevi zararın ve maddi zararın tazmini için bu davanın açılması zorunluluğu hasıl olmuştur. Ayrıca dava sonuçlanana kadar, hak kaybının önlenmesi için, davalılar … ve …’nun adlarına kayıtlı menkul ve gayrimenkullerinin tespiti halinde, bunların kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep ediyoruz. Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla 150.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi zarartımızın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (sigorta şirketi teminat limiti dahilinde), Davalılar … ve …’nun adlarına kayıtlı araç ,menkul ve gayrimenkullerinin tespiti halinde, bunların kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine, 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 4667 Sayılı Kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekalet ücretinin Avukat olarak adımıza hükmedilmesine, alacağımızın teminat altına alınması bakımından … plaka sayılı aracın aynına ve kaydına tedbir konulmasına karar verilmesini…”
CEVAP:
Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“……. plakalı araç, müvekkil şirket tarafından tanzim edilen, 24/01/2015-29/12/2015 vadeli … poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalıdır. Kaza tespit tutanağı ve diğer deliller tarafımıza tebliğ edilmemiş olup öncelikle davacı yanın iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar görenin de bu kazaya karıştığını ispat etmesi gerekmektedir. Davaya konu talep zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ederiz. Kaza sırasında sigortalı aracın işleteninin sigorta ettiren olup olmadığının araştırılmasını talep ederiz. İşletenin sorumluluğunu teminat altına alan müvekkil şirketin işletenin sorumluluğu bulunmaması karşısında sorumluluğu bulunmayacağı açıktır. HMK 6. Madde gereği yetkili mahkeme davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeridir. Bu nedenle davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ederiz.Davaya konu kaza neticesinde zararın oluşmasında davacı yanın ağır kusuru bulunmaktadır. Davacı kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosiklet ile seyahat etmekte olup bu tutumu neticesinde maluliyeti ortaya çıkmıştır. Bu husus zarar ile kaza arasındaki illiyet bağını koparmıştır. Bu nedenle davanın reddi gerekmektedir.
Ayrıca zarar görenin ve yanında yolculuk ettiği sürücünün kaza sırasında alkollü olup olmadığının tespit edilmesini talep ederiz.
-)Davaya konu edilen kazadan dolayı açılan ceza soruşturma ve kovuşturma dosyasının celbini talep ederiz. Davacı yanın kazaya ilişkin maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını talep ederiz.
Diğer yandan kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ve zararın da kaza ile illiyetinin tespiti halinde ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanına gönderilmesini talep ederiz. Ancak önemle belirtelim ki aktüer hesabı yapılırken kullanılan yaşam tablosuna göre bakiye ömür, bilinen dönem, aktif ve pasif dönemin ayrı ayrı ve denetime elverişli biçimde hesaplanması gerekmektedir. Davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduklarının sayın mahkemenizce tespit edilmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere eğer davacılar Sosyal Güvenlik Kurumundan ölüm/cenaze masrafı, geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, bu sosyal Güvenlik kuruluşlarının kendi özel kanunlarına göre müvekkil şirkete rücu imkanı doğmaktadır. Müvekkil şirketin davacıların dışında, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerekmektedir. Bu çerçevede SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesini talep ederiz.Aleyhimizde açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın usulden yetkisizlik nedeniyle reddi ile yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine;
Esasına girildiği takdirde Davaya konu talebin zamanaşımına uğraması, Sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle,Mahkeme Masraf ve Vekalet Ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini;
Davacı yanın müterafik kusurunun nazara alınmasına, Celp edilmesi gereken delillerimizin toplanmasına,Kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına, Her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini…”
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“… Öncelikle davacının yönelttiği tazminat taleplerinin muhattabı olarak müvekkil gösterilmiş ise de müvekkilin davada taraf sıfatı olmadığından, mahkemece bu durumda davaya konu edilen hakkın esası hakkında bir inceleme yapılmayıp, davanın müvekkil davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ederiz. Şöyle ki; Davacı tarafın dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen zararlarının tazmininden diğer davalılardan … Sigorta Şirketi sorumludur. Kaza tarihinde aracın ekte yer alan ZMSS poliçesi kapsamında sorumluluğu sigorta şirketine aittir. Zorunlu trafik sigortası işletenin 2911 sayılı KTK’ya göre sorumluluğunu karşılamak üzere kurulmuştur. Nitekim Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda sigorta kapsamı, “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” düzenlenmiştir. Bu nedenle kazaya karışan aracın maliki müvekkilin, dava konusu kaza nedeniyle davacının zararlarını karşılama sorumluluğu bulunmamaktadır. Davacının dava dilekçesinde de belirttiği üzere, davaya konu zararın tazmini için diğer davalılardan … Sigorta Şirketi’ne müracaat edilmiştir. Müvekkilin maliki olduğu aracın ZMSS ile sigortalı olması nedeniyle trafik kazasından meydana gelen bir zarar var ise; davacının hem müvekkilden hem de diğer davalı sigorta şirketinden tazminat talep etmesi hukuk ve hakkaniyete aykırıdır.
Kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an olsun müvekkilin işleten sıfatıyla sorumlu olması durumunda da işleten ile sürücünün farklı kişiler olması ve vuku bulan kaza nedeniyle işletene yüklenecek kusur bulunmadığından müvekkilin sorumluluğu ortadan kalkmaktadır. Müvekkil ile sürücü arasında ekte yer alan kira sözleşmesi gereği sürücünün kusurlarından meydana gelen tüm zararlardan kiracı sıfatına sahip sürücü sorumludur. Kaza tespit tutanağında diğer davalılardan sürücü …’nin asli ve tamamen kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kazanın meydana gelmesine araç sürücüsü sebebiyet vermiş olup, sürücü dışında kimsenin kusurlu olmadığı açıktır. Mahkemeniz huzurunda ikame edilen işbu dava sürecinde alınmasını talep ettiğimiz kusur durumunu bildirir bilirkişi raporu kapsamında da müvekkilin kusuru olmadığı ortaya çıkacaktır.
Bununla birlikte trafik kazası nedeniyle davacı yanın uğramış olduğu zarar açıklanmamış olup maddi tazminata konu zarar ispatlanmamıştır. Yine kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının manevi zarara ilişkin talebi çok yüksek miktarda olup manevi tazminatın taraflar için zenginleşme aracı olmaması ilkesi gereğince ve ayrıca uğranan psikolojik elem ve ızdırap da ispatlanamadığından reddedilmesi gerekmektedir.
Ayrıca dava dilekçesinde faiz talebi kaza tarihinden itibaren istenmiş olsa da kanun gereği dava tarihi ile birlikte temerrüde düşülmüştür.
Tüm bu izah etmiş olduğumuz hususlar çerçevesinde; davacının hukuki dayanaktan yoksun iddialarının aksine, Müvekkilin dava konusu kaza nedeniyle sorumluluğu bulumamaktadır. Bununla beraber, ispat yükü davacıda olmak üzere ileri sürmüş olduğu haksız ve hukuka aykırı iddialarını hiçbir şekilde kabul etmemekteyiz. Bu nedenle müvekkil şirkete ait maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin huzurda ikame edilen işbu davanın reddedilmesini Sayın Mahkemenizden saygılarımızla arz ve talep ederiz.
tespit edilecek nedenler muvacehesinde davacı yanın anılan 24.06.2017 tebliğ tarihli haksız ve hukuka aykırı dava dilekçesine karşı beyan ve itirazlarımızı sunar, huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini…”
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“…Dava dilekçesinde dikkat edileceği üzere ‘Konu’ kısmında talep edilen maddi tazminat miktarı olarak 50.000,00 TL belirtilmiş; ‘Netice ve Talep’ kısmında ise 150.000,00 TL olarak talep edilmiştir. Bu hususun da davacı tarafça açıklığa kavuşturulmasını ve hangi miktar doğru ise o talep doğrultusunda tarafımıza tebliğ ettirilmesini ve varsa eksik harcın tamamlattırılmasına karar verilmesini talep ederiz. Bahsi edilen kaza tarihi ile dava tarihi arasında geçen sürede dava açma hakkı ve tazminat talep etme hakkı zamanaşımına uğradığından zamanaşımı itirazımızı ileri sürüyor ve davanın bu yönden reddini talep ediyoruz.
Müvekkilimin kullandığı ve kazaya karışan araç kiralama firmasından kiralanmış bir araç olup gerekli kasko ve sigortaları mevcuttur. Bu sebeple uğranıldığı iddia edilen zararların tazmini için muhatap ilgili sigorta firmasıdır. Nitekim davacı, sigorta şirketine müracaat etmiş, ancak ödemesini alamayınca müvekkilim de dahil olmak üzere 3 ayrı davalı hakkında dava açmıştır. Kaldı ki sigorta şirketi henüz ret veya kabul şeklinde bir cevap bildirmemiştir. Bu sebeple öncelikle sigorta şirketinin nihai cevabı beklenilmelidir.
Bahsi geçen olaya ilişkin … 17. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından görülmekte olan davanın karara bağlanmasını ve kesinleşmesini; ayrıca olayın gerçek boyutunun anlaşılması amacıyla bu ceza dosyasında yapılan yargılamanın, ileri sürülen delillerin ve yapılan keşiflerin de dikkate alınarak işbu davamızın seyrinde göz önüne alınmasını talep ederiz. Yukarıda usule ilişkin itirazlarımızı, her birinin kabul görmeme ihtimaline binaen ve bu konudaki istinaf ve temyiz haklarımızı saklı tutmak kaydıyla sırasıyla sayın mahkemeye sunmuş bulunmaktayız. Bu sebeple esas incelemesine geçmeden evvel öncelikle bu usuli itirazlarımızın değerlendirilmesini ve gerekli kararın ihdas edilmesini talep ederiz.
Öncelikle şu hususu belirtmek isteriz ki; Yargıtayca da kabul gören görüşe göre, kaza tutanağı başlı başına ve doğrudan hükme tesir ve etki etmez. Nitekim işbu davaya konu kazaya ilişkin tutanak da baştan sona hatalıdır. Her şeyden evvel bu tutanak, kaza anında ve kaza mahallinde değil, sonradan ve hastanede polis tarafından düzenlenmiş ve apar topar müvekkilime imzalatılmış bir tutanaktır. Tutanak kendi içinde dahi tutarsızdır. Bu sebeple işbu yargılamanın sadece kaza tutanağına dayanılarak yapılmamasını, gerekli keşif, inceleme, kamera kayıtları, hastane kayıtları ve tanık beyanlarının da dikkate alınarak yapılmasını özellikle talep ederiz.
Kazaya konu olan ve müvekkilimin kullanmış olduğu araç,… isimli firmadan kiralanmış, gerekli sigortası ve kaskosu olan bir araçtır. Kaza tutanağındaki yanlışlıklardan ilki şudur ki, tutanağı hazırlayan memur, araç ruhsatı müvekkilim adına olmadığından, ‘bir arkadaşından emaneten aldığı araç’ diye tutanağı düzenlemiş ve bu beyanı da sanki müvekkilimin ağzından söylenmiş söz gibi yazmıştır. Bu tutanağın müvekkilime, olayın sıcaklığı ile imzalatıldığı öncelikle buradan bellidir. Zira müvekkilim bu kadar bariz bir yanlışlığa karşı gerekli beyanı ve düzeltmeyi yapar, aracın emanet değil kiralık olduğunu söylerdi.
Bunun dışında; kazanın oluş saati, kaza yeri krokisi, kaza sonrası araçların duruş pozisyonu, gidişli-gelişli yolun düzgün belirtilmesi gibi birçok yanlışlıklar bulunmaktadır. Kaza tutanağının gerçeği yansıtmadığı yönündeki tüm bu iddialarımızı ispat edebilmek için ve bunun sayın mahkemenizce de tatmin edici şekilde anlaşılabilmesi için keşif yapılması zaruridir. Bu sebeple sayın mahkemenizden keşif yapılmasını talep ederiz.
Esasen kazanın asıl müsebbibi ve kendi kusuru nedeniyle kazaya sebebiyet veren davacının kendisidir. Yokuş aşağı ve aşırı hızla gelen davacı müvekkilimin aracına çarpmıştır. Bunun en büyük ispatı şudur ki; müvekkilimin kullandığı araçtaki hasar, aracın yan tarafındadır ve içe göçük şekildedir. Eğer iddia edildiği gibi müvekkilim motosiklete çarpmış olsaydı araçtaki hasar aracın ön tarafında olurdu. Bir araç yan yan gidemez veya yan yan bir şeye çarpamaz. Araçtaki hasarın aracın yan tarafında olması motosikletin araca çarptığının en büyük ispatıdır. Ayrıca davacı aşırı hızlı olmamış olsa idi en fazla araca çarptığında dururdu ve motosikletinin üzerinde sabit kalırdı. Ancak aşırı hız nedeniyle motosikleti araca çarptıktan sonra uçmuştur.
Bir diğer önemli husus ise şudur ki, kaza anında müvekkilimin kullandığı araç zaten hareket halinde değildir. Sola dönüş yapmaya hazır vaziyette beklemektedir. Gidişli gelişli ve yokuş yukarı olan yolda sola dönmeye hazır vaziyette beklerken, yokuş aşağı aşırı hızla gelen davacının kontrolünü kaybetmesi nedeniyle müvekkilimin aracına çarpması suretiyle kaza meydana gelmiştir.
Davacının bir diğer kusuru ise, motosiklet kullandığı halde hiçbir koruyucu güvenlik önlemi almamış olmasıdır. Eğer kask, koruyucu dizlik, motosiklet yeleği ve eldiveni gibi gerekli güvenlik tedbirlerini almış olsa idi basit bir düşme ile geçiştirilebilecek bir kaza bu seviyeye gelmezdi. Davacının edbirsizliği nedeniyle gereksiz yere büyümüştür.
Kaza anında aracından inerek davacıya ilk müdahaleyi yapan, gerekli önlemleri alan, ambulansı ve polisi arayan müvekkilim olmuştur. Ayrıca hastane sürecinde de sürekli yanında olmuş ve insani görevini yerine getirmiştir.
Gerek kaza anına ilişkin ve gerekse sonrasına ilişkin tüm bu beyanlarımızı, sayın mahkemece de gerekli görüldüğü takdirde tanık beyanları ile de ispat edebiliriz.
Burada asıl sorulması gereken sorunun ve sayın mahkemenin göz önünde bulundurması gereken hususun şu olduğu kanaatindeyiz: Kaza tutanağındaki yanlışlıklar ve çelişkiler bu kadar barizken sırf artık bir kere imzalanmıştır diye bu kaza tutanağının hükme esas teşkil etmesi hakkaniyete uygun mudur? Sayın mahkemenin takdir yetkisini kullanırken bu hususu dikkate almasını arz ve talep ederiz.
Kazanın oluş tarihinin üzerinden 2 yıl geçmiş ve 3. Yılına girmiştir. Başlarda müvekkilim ile gayet iyi ilişkiler içinde olan ve sürekli irtibat halinde bulunan ve birçok ihtiyacını müvekkilime söyleyip karşılayan, hatta lüks denilecek pahalı cep telefonuna kadar müvekkilime aldıran davacının taleplerinin ardı arkası kesilmemiş, artık para istemeye başlamıştır. Bunun üzerine müvekkilim, bugüne kadar insani görev anlamında kendi üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını, bundan sonraki taleplerini karşılamayacağını söylemiştir. Bunun üzerine davacı işbu tazminat davasını açma yoluna gitmiştir.
Kazaya karışan ve müvekkilimin kullanmış olduğu araç kiralıktır ve sigotası mevcuttur. Zaten bu sebeple alelade herhangi bir oto kiralama firmasından kiralanmamış, herhangi bir hasar veya zarar durumunda gerekli tazminatı karşılaması amacıyla sigorta ve kaskosu tam olan firmadan kiralama yapmıştır. Bu sebeple dava neticesinde herhangi bir tazminata hükmedilmesi halinde bunun ilgili sigorta firması üzerine hükmedilmesi, müvekkilim üzerine hükmedilmemesi gerekmektedir. Bu hususu da sayın mahkemenin takdirlerine arz ederiz.
Dava dilekçesinde maddi zarar kalemlerini belirtilmemiş, hangi tedavinin kazanın uzantısı nedeniyle olduğu, önceki hastalıklarına ilişkin tedavilerinin olup olmadığı anlaşılamamış, hangi raporun neye istinaden verildiği yönünde bir beyan görülmemiştir. Bu eksiklikler nedeniyle tazminat talep hakkı bulunmamaktadır.
Ayrıca davacının sigortalılık durumunun ve devletçe karşılanan tedavi giderlerinin de tespitini, iş ve meslek durumu ile bilfiil çalışma durumunun tespit edilmesini talep ederiz.
Gerek maddi tazminat itibariyle ve gerekse manevi tazminat itibariyle davacı tarafın talep ettiği miktar çok fahiş olup bunu bir fırsata çevirme ve zenginleşme vesilesi yapma çabası içerisinde olduğunu göstermektedir. Nitekim maddi tazminat kalemleri ve neye istinaden talep edildiği belirtilmemiş, manevi tazminat talebini gerektirecek herhangi bir husus da belirtilmemiştir. Bu sebeple bu taleplerin reddi yönünde karar verilmesini talep ederiz.
Ayrıca bugüne kadar müvekkilime herhangi bir bildirimde bulunulmamış ve herhangi bir temerrüt durumu gerçekleşmemiştir. Bu sebeple muhtemel bir tazminat kararı durumunda karar tarihinden itibaren faiz işlemesi yönünde karar verilmesi gerekmektedir.
Öncelikle usule ilişkin itirazlarımızın değerlendirilerek bunlara ilişkin karar ihdas edilmesini,
Haksız ve mesnetsiz olarak talep edilen maddi ve manevi tazminat talepli davanın reddine karar verilmesini,
Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmil edilmesine karar verilmesini…”
GEREKÇE:
Dava, 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi ile TBK’nın 54. Maddesine göre Trafik kazasından kaynaklanan aylık gelir kaybının sigortanın karşılamadığı ve tedavisinde kullanılan ortopedik ekipmanların, yol giderlerinin, fizik tedavi giderlerinin iş göremezlik bedelinin tazmini ile 58. maddesine göre manevi tazminat davası talebidir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun … karar sayılı maluliyet raporu özetle şöyledir:
“……’nin 29/07/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII(33Aa……….10)A %14, Gr1 XII(35a……….3)A %7, Gr1 XII(20……….0)A %3 , Balthazard formülüne göre: %22.41 olduğuna göre; E cetveline göre %18.2oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 2 ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğine…”
26/05/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…… plakalı otomobilin sürücüsü …’nin hatalı sevk ve idaresinin kazanın meydana gelmesinde %75 oranında etkili olduğu, … plakalı motosikletin sürücüsü …’nin hatalı sevk ve idaresinin kazanın meydana gelmesinde %25 oranında etkili olduğu, Davacı … için hesaplanacak tazminat miktarından koruyucu tertibat kullanmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi uygulanmasına gerek olmadığı, Davacı kazazede …’nin Geçici İş Göremezlik Maddi zararının 11.091,42TL, Sürekli İş Göremezlik Maddi zararının 299.633,84TL olmak üzere toplam da 310.725,26TL maluliyet maddi zararının bulunduğu, Davalı … Sigorta A.Ş, sigortaladığı aracın sürücüsü ve işleteninin sorumluluğunu üstlenmiş olduğundan sürücü ve işletenin kusuru oranına isabet eden maddi zarar tutarından teminat limitiyle sınırlı olarak sorumlu olduğu, 310.725,26 TL X %75 = 233.043,95 TL Davalı Sigorta Şirketi sorumluluğunda olduğu düşünülen maddi zarar tutarının kaza
tarihinde geçerli olan poliçe teminat limiti dahlinde olduğuna…”
Davacı vekilinin UYAP üzerinden sunduğu ıslah dilekçesi özetle şöyledir:
“…Maddi tazminat miktarının 233.043,95 TL olarak ıslahını, dava dilekçemizin arz edilen şekilde ıslahı ile kaza tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınıp müvekkilime verilmesini, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…”
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının sürücüsü olduğu … plakalı motosiklet ile davalılardan Davalılardan … yönetimindeki diğer davalı …’na ait … plaka sayılı araç arasında 29/07/2015 tarihinde trafik kazası meydana gelmiştir. Kaza neticesinde yaralanan davacı, davalılar ve davalılara ait aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçelerini düzenleyen sigorta şirketlerinden meydana gelen maluliyet nedeniyle 150.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkememizce, öncelikli olarak davacının maluliyet durumunun tespiti gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun … sayılı maluliyet raporu doğrultusunda kaza tarihindeki mevzuat hükümlerine göre davacının maluliyet durumuna ilişkin tespitte bulunulmuştur. Rapora ilişkin detay üst paragrafta mevcuttur.
Davacının maluliyet durumunun belirlenmesini müteakip, meydana gelen kazaya karışan araçların ve davacının kusur durumu ve kusur durumuna göre aktüerya hesaplaması yaptırılmıştır. Yukarıda teknik detayları belirtildiği üzere, kusur ve aktüerya uzmanlarınca hazırlanan her iki raporda da davaya karışan araçların yüzde 75-25 oranında kusurlu oldukları belirtilmiş; mahkememizce de bu hesaplamaya iştirak edilmiş ve hükme esas alınmıştır. Davacının maluliyet durumuna ve meydana gelen kazada yüzde 25 kusurlu olmasına göre yapılan hesaplamada toplam 233.043,95 TL maluliyet kaynaklı iş kaybı zararı oluştuğu sonucuna ulaşmış ve bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Sigorta şirketlerinin sorumluluğu, poliçe limitiyle sınırlıdır ve sigortaya başvuru tarihinden itibaren başlamaktadır. Bu çerçevede, kazanın oluşumunda yüzde 75 kusurlu olduğu değerlendirilen aracın sürücüsü, maliki ve sigorta şirketi aleyhine tazminata hükmedilmiştir. Davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihi, sigorta şirketi yönünden ise sigortaya başvuru tarihine göre belirlenen temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmiştir. Manevi tazminat yönünden ise, Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçelerinde manevi tazminata ilişkin bir hüküm bulunmaması nedeniyle bu davalı yönünden reddedilmiş; gerçek kişi davalılar yönünden ise 200.000,00 TL olarak talep edilen manevi tazminat isteminin meydana gelen olayın ağırlığı, davacı üzerinde bıraktığı etkiler dikkate alınarak 20.000,00 TL olarak kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DAVANIN KABULÜNE, 233.043,95-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı … Sigorta Şirketi yönünden 17/11/2015 tarihi, diğer davalılar yönünden 28/07/2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,)
2-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
A-Davalı … Sigorta Şirketi yönünden davanın reddine,
B-Davalılar … ve … yönünden davanın kısmen kabulü ile 20.000,00-TL manevi tazminatın 28/07/2015 tarihiden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-MADDİ tazminat talebi yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 15.919,23-TL harçtan peşin alınan/ıslah 7.395,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.523,90-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp hazineye gelir kaydına,
4-MADDİ tazminat talebi yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 35.626,15-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
5-MANEVİ tazminat talebi yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.366,20-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’ndan alınıp hazineye gelir kaydına,
6-MANEVİ tazminat talebi yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … ve …’ndan alınıp davacıya verilmesine,
7-MANEVİ tazminat talebi yönünden davalı … Sigorta Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı … Sigorta Şirketi’ne verilmesine,
8-MANEVİ tazminat talebi yönünden davalı … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara müştereken verilmesine,
9-Tüm talepler yönünden davacı tarafından yapılan 2.642,70-TL’den (posta/tebligat/bilirkişi/ATK rapor bedeli) kabul ve red durumuna göre davalılar hisselerine düşen 1.544,22-TL ile ilk harç ve masraflar/ıslah harcı 7.431,33-TL olmak üzere toplam 8.975,55-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalılar tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza