Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/468 E. 2019/401 K. 14.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/299
KARAR NO : 2019/415

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2017
KARAR TARİHİ : 21/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile satın alma sözleşmesinin haklı nedenlerle sona erdirilmesinden dolayı, HMK 107 maddesine göre fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydı ile; cari hesap alacaklar olan 5.921,00-TL’sının temerrüt faizi ile tahsilini, davalı tarafa her açılan mağaza için ödedikleri mağaza açılış bedellerinin talep edilip edilemeyeceğinin ve miktarının tespiti ve ödeme tarihlerinden itibaren temerrüt faizi uygulanmak kaydı ile şimdilik 2.000,00-TL sının iadesini, davalı tarafa mağaza açılış bedeli ödendiği halde kapatılmasına rağmen taraflarınca iade edilmeyen bedellerin talep edilip edilemeyeceğinin ve miktarının tespiti ile ödeme tarihlerinden itibaren temerrüt faizi uygulanmak kaydı ile şimdilik 2.000,00-TL’sının iadesini, davalı tarafın eleman tahsis bedeli olarak taraflarından tahsil ettiği bedellerin tespiti ve bu bedellerin ödeme tarihlerinden itibaren temerrüt faizi uygulanmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL’sının iadesini, sözleşmenin haklı nedenle sona erdirilmesinden dolayı uğranılan zararlarımızın ve kar kaybının tespiti ve bu alacaklarına temerrüt faizi uygulanmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL’sının tahsilini, müvekkili şirkete uygulanan yöntemler ve haksız uygulamalar nedeni ile manevi tazminat olarak 50.000,00-TL’sının davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı yanın müvekkili davalı şirket nezdinde cari hesap alacağının bulunmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca, davacı yanın, mağaza açılışlarında ödediği tanıtım/reklam destek primi isimli fatura bedellerini talep etme imkanının bulunmadığını, müvekili şirket tarafından fatura tanzim edilmesinin son derece haklı olduğunu, bahsi geçen faturaların tanzim edilmesinin davacıya ait ürünlerin teşhir edilip edilmemesine yahut sipariş verilip satışa sunulmamasına veya bulundurmasına bağlı olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca, davacı yanın, mağaza yenileme çalışmaları sonrasında ödediği fatura bedellerinin talep etme imkanının bulunmadığını, davacı yanın, eski stok ürünlerini iade süresi geçmesine karşın iade almaya zorlandığı yönündeki iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirket tarafından uygulanan ticari kararın davacı yan tarafından sorgulanmasının taraflarınca anlaşılamadığını, müvekkili şirket tarafından davacı yan adına kesilen 2016 yılına ait faturaların taraflar arasındaki müzakereler sonucunda iptal edildiğini, davacı yanın haksız yere satım sözleşmesini feshettiğini, davacının manevi tazminat talebinin koşullarının 6098 sayılı TBK uyarınca kanunen oluşmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, UYAP üzerinden 15/05/2019 tarihli dilekçesi ile davanın taraflarının sulh olmasından dolayı davanın konusunu kalmadığını, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini içeren dilekçe göndermiştir.
Mahkememizin devam eden yargılamasın son celsesi olan 21/05/2019 tarihinde taraf vekillerinin karşılıklı olarak sulh olunduğu, yine taraf vekillerinin birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı hususu ayrı ayrı beyan edilmiştir.
HMK’nın 313/1. maddesi; “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.” ve HMK’nın 315/1. maddesi; “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükümlerini amir olup tarafların karşılıklı olarak birbirleriyle sulh olunduğundan bahisle vaki sulh nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair, yargılama giderlerinin masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Vaki sulh nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar ve ilam harcı 44,40-TL’nin mahsubu ile kalan 159,19-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/05/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza