Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/460 E. 2020/591 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/460 Esas
KARAR NO : 2020/591

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/05/2017
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : müvekkillerinin murisi … 04/04/2015 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı hasta nakil aracı ile … Hastanesine diyaliz seansına gitmekte iken içinde bulunduğu aracın diğer davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracına arkadan çarpması neticesinde hayatını kaybettiğini, kaza nedeniyle her iki aracın sürücüleri olan … ve … hakkında … 14. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile ceza yargılamasının devam ettiğini, ceza dosyasında ATK’dan aldırılan kusur bilirkişi raporunda iki seçenekli kusur tespitinin yapıldığını buna göre davalı kamyon sürücüsü …’in aracı park halinde değilse kusursuz davalı … tam ve asli kusurlu park halinde ise asli kusurlu davalı … tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … plakalı araç yönünden davalı … aracın (kamyon) sürücüsü, davalı … Hesabı ise kaza anında aracın trafik sigortasının bulunmaması nedeniyle (aracın trafik sigortası kazadan birkaç saat sonra yapıldığını) müvekkillerinin murisi …’ın kaza neticesinde vefatından dolayı müvekkillere karşı maddi ve manevi tazminat sorumluluklarının olduğunu, … plakalı aracı yönünden davalı … hasta nakil aracının sürücüsü olduğunu, davalı … aracın işleteni ve davalı sigortacısı olduğunu, davalı …A.Ş. (…) araç sürücüsü davalı …’ın asıl işvereni ve aynı zamanda murisin diyaliz tedavisi olduğunu hastane olduğunu, davalılar bu sebeplerle müvekkillerin murisi …’ın kaza neticesinde vefatından dolayı müvekkillerine karşı maddi ve manevi tazminat sorumluluklarının olduğunu, maddi tazminat taleplerinin müvekkillerinin murisi …’ın 1964 doğumlu olduğunu, 2010 yılında malulen emekli olduğunu, kaza neticesinde hayatın kaybettiğini, davacı müvekkilleri murislerin vefatı nedeniyle murislerinden elde ettikleri ve edecekleri destekten yosun kaldıklarını, muris Tekstil yıkama malulen emekli olduğunu, emekli maaşının yanında aylık 1.300,00-TL civarında parayı bu şekilde kazandığını, açıklanan nedenlerle fazlaya dair haklarının sakla kalmak kaydıyla şimdilik davacılardan eş … için 5.000,00-TL, oğlu … için 5.000,00-TL, oğlu … için 5.000,00-TL , oğlu Sedat Yakışır için 4.000,00-TL, kızı .. için 4.000,00-TL olmak üzere toplam 23.000,00-TL maddi tazminat destekten yoksun kalma tazminatını talep ettiklerini, tazminat taleplerinin kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, kazaya karışan her iki araç ticari araç olduğunu, ticari iş için kullanıldığını, davacı müvekkilleri adına hükmedilecek alacağın şuan için miktarının belirsiz olduğunu, ancak sayılı HMK 107. Madde gereği belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatı ileride artırılmak kaydıyla şimdilik 23.000,00-TL, manevi tazminat olarak eş için 50.000,00 TL, murisin bekar çocukları bakımından 35.000,00 TL, diğer çocukları … ve … yönünden 25.000,00 TL olmak üzere toplamda 170.000,00-TL olmak üzere toplam 193.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (davalılar … Sigorta eğer poliçede manevi tazminat sorumluğu yoksa ve … Hesabı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla tüm yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde bahsi geçen 04/04/2015 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı araç müvekkili şirkete 22/11/2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitlerinin kişi başına 290.000,00-TL olduğunu, manevi tazminat talebinin teminat kapsamında olmadığını, trafik sigortacısı şirket üçüncü kişilerin uğradığı bedeni zararlardan sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusur oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, dosyada öncelikle kusur tespitinin yapılmasının gerektiğini, davacı tarafından …’ın vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatının talep edildiğini, öncelikle davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespitinin yapılmasının gerektiğini, destekten yoksun kalan kimselerin olması halinde alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (…) vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Bu davaya Ticaret Mahkemelerinde değil Asliye Hukuk mahkemelerinde bakılmasının gerektiğini, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, dava konusu olay, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, işbu dava Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen haksız fiil hükümlerine göre değerlendirilmesinin gerektiğini, dolayısıyla işbu davanın görülmesinde yetkili mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 6.maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, bu davada husumet yöneltilmesi gereken müvekkili … A.Ş.’nin yerleşim yeri “… “ olmakla yetkili mahkeme … Mahkemeleri olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu 109. maddesi uyarınca motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin talepler kaza tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, dava konusu trafik kazasının 04.04.2015 tarihinde gerçekleşmiş olduğu gözetildiğinde işbu davanın zamanaşımı yönünden de reddinin gerektiğini, dava dilekçesinden davacıların murisi olan müteveffa …’ın, … plakalı araç ile … plakalı aracın 04.04.2015 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucu vefat ettiği ve müvekkili şirketin dava dilekçesinde talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminattan sorumlu olduğu ileri sürülerek müvekkili şirket hakkında da dava açıldığının anlaşıldığını, müvekkili şirket hakkında açılan dava haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirket, kazaya karışan araçların hiçbirinin maliki ya da işleteni olmadığını, davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarları da fahiş olduğunu, manevi tazminatın tarafların mali ve içtimai durumuna uygun olması, bir tarafı zor duruma düşürürken, diğer tarafı zenginleştirecek tutarda olmaması, manevi tazminat tutarının belirlenmesinde esas alınan kriterlerden olduğunu, manevi tazminat tutarı kusur oranıyla orantılı olmasının gerektiğini, davalı …’ın kusurunun tali kusur olması dikkate alındığında da talep edilen manevi tazminat tutarı oldukça yüksek olduğunu, bu kriterler birlikte değerlendirildiğinde davacıların talep ettiği manevi tazminat tutarlarının ne kadar yüksek olduğunun açıkça ortaya çıkacağını, davacıların tazminat taleplerine kaza tarihinden itibaren değil, dava tarihinden itibaren ticari faiz değil yasal faiz talep edilebileceğinden davacıların bu yöndeki taleplerinin de reddinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle, haksız ve mesnetsiz açılan davanın işbu davada İstanbul Mahkemeleri yetkisiz olduğundan, yetki itirazımızın kabulü ile dosyanın yetkili Bakırköy Ticaret mahkemesine gönderilmesine, görev itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, zamanaşımı itirazımızın kabulü ile davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, mahkeme masrafları ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve …vekilinin cevap dilekçesinde özetle: dava konusu olay 04.04.2015 tarihinde meydana geldiğini, davanın ise, 17.05.2017 tarihinde açıldığını, dava süresinde açılmadığından maddi ve manevi tazminat yönünden zamanaşımına uğradığını, davanın öncelikle zamanaşımından reddini talep ettiklerini, müvekkilleri … ve …’inde bulunduğu bir grup davalıdan , 04.04.2015 tarihinde … yönünde meydana gelen kaza sonucu …’ ın vefatı nedeni ile 23.000 TL maddi ve 170.000 TL manevi tazminat talebinde bulunduğunu, ancak gerek kaza tespit raporunda gerekse de halen yargılaması devan eden … 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından yapılan hazırlık ve yargılama aşamasında dava konusu kaza ile ilgili olarak tespit edilmiş kesin ve tereddüte mahal bırakmayacak bir kusur değerlendirilmesinin bulunulmadığını, müvekkillerinin kazanın oluşununda her hangi bir kusuru bulunmadığından tazminat talebinin reddinin gerektiğini, ancak davacının tazminat talebinin kabulü manasına gelmeksizin davacı tazminat talebinde bulunurken, müteveffanın davacılara hali hazırda ne kadar desteğinin olduğu konusunda dilekçesinde bir malumat vermediğini, huzurda görülen davada ispat külfeti davacılarda bulunduğunu, bu kapsamda müteveffanın davacılara “destek” oldugu hususunun ispatlanması zaruri olduğunu, yaşanan elim kaza sonucu gerek … plakalı araç sürücüsü … gerekse de ruhsat sahibi … derin bir üzüntü yaşadığını, ancak yukarıda da izah edildiği üzere yaşanan kazada müvekkillerinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, kaza …’in kurallara aykırı davranmasından ve yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklandığını, belirtilen nedenlerle manevi tazminat taleplerinin de müvekkillerinin açısından reddinin gerektiğini, manevi tazminata taleplerinin kabulü manasına gelmeksizin , davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarı da oldukça fahiş olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraflara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle: dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava öncesinde müvekkili kuruma öncelikle başvuru yapılmış olması şartının getirildiğini, ancak davacılar tarafından destekleri …’ın vefatı sebebiyle tazminat taleplerine ilişkin olarak, dava öncesinde müvekkili kuruma başvuru yapılmadığından , dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespitinin gerekli olduğunu, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespiti adli tıp vasıtasıyla yapılmasının gerektiğini, ayrıca kazaya karışan araçlardan… plakalı aracın ZMMS si olmadığı iddasıyla müvekkili kurum husumet yöneltilmiş olduğundan, sorumluluğu kabul anlamına gelmemek şartıyla, aleyhlerine karar verilmesi halinde bu aracın kusuru oranında müvekkili kurum sorumlu tutulabileceğini, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanmasının gerektiğini, hatır taşımasının varlığı halinde hesaplanacak tazminatta indirime gidilmesinin gerektiğini, davacının müterafik kusurunun varlığı halinde, bu husus da ayrıca indirim sebebi olduğunu, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacıya ödenen veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesinin gerektiğini, güvence hesabı’nın sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacılar vekilinin kaza tarihinden itibaren ticari faiz talebi haksız olup, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilemeyeceğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-… Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosya sureti, sosyal ekonomik durum araştırması, trafik sicil kayıtları, SGK kayıtları, sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı,
2-Mahkememizce atanan bilirkişiler …tarafından ve kusur uzmanı … tarafından müşterek sunulan 20/09/2019 tarihli bilirkişi raporu.
3-Mahkememizce atanan kusur bilirkişileri … ile … ve … tarafından müşterek sunulan 31/10/2019 tarihli bilirkişi raporu.
4-Mahkememizce atanan aktüerya bilirkişisi … tarafından sunulan 16/10/2020 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacılar murisinin ölümü nedeni ile 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. Maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ve 6098 sayılı TBK md 56. gereğince manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dava devam ederken, davacı vekilinin, mahkememizin 06/11/2020 tarihli celsesinde maddi tazminat taleplerinden tüm davalılar yönünden feragat edildiğini beyan ettiği ve son celse talebini sadece manevi tazminat olarak belirttiği, davalı … Sigorta şirketinin ise 26/10/2020 tarihli ibraname, feragatname ve makbuz içerikli belge sunduğu ve 09/11/2020 tarihli dilekçesinde de, davacı vekili ile sulh olmak ve talep hususunda karşılıklı ibralaştıkalrını ve huzurdaki davada, vekalet ücreti ve / veya yargılama gideri hususunda hiç bir taleplerinin olmadığını beyan etmekle, davacı vekilinin feragat beyanı doğrultusunda gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenen davadan feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak kayıtsız ve şartsız olarak yapılabilen, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesine dair ve ileri sürüldüğü an hüküm ifade eden bir taraf usuli işlemidir. Davacı vekilinin feragati sayılan şartları haiz olduğundan mahkememizce davanın maddi tazminat yönünden tüm taraflar açısından feragat nedeniyle reddine,
Manevi tazminat yönünden ise, 04/04/2015 günü, taksirle meydana gelen, hastane çalışanı (ambulans )sürücüsü … ile … plaka numaralı sürücüsü … olan araçların kaza yapması neticesinde, ambulans içerisinde hasta olarak bulunan davacıların murisi …’ın vefat ettiği anlaşılmıştır.
Meydana gelen kazada tarafların kusur durumunun tespiti yoluna gidilmiş olmakla, son tahlilde davacıların murisinin kazada kusurlu olmadığı açıktır. 31/10/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre, Kamyon sürücüsü davalı …’in hatalı sevk ve idaresinin birinci derecede ve takdiren % 60 (yüzde altmış) oranında etkili olduğu, hasta nakil aracı sürücüsü davalı …’in hatalı sevk ve idaresinin ikinci derecede ve takdiren % 40 (yüzde kırk) oranında etkili olduğu” mütelaa edilmekle, kusur yönünden bu raporun çelişkileri gideren,dosya kapsamına ve denetime elverişli olan rapor olduğu değerlendirilmiş ve bu rapor hükme esas tutulmuştur.
Türk Borçlar Kanunu 56/2. maddesi; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmakla, meydana gelen kaza nedeniyle davacıların manevi zarara uğradığı açık olmakla, söz konusu para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda, davalı sürücülerin ve müteveffanın kusur durumu,tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay nedeniyle duyulan acı gibi nedenler dikkate alınarak,davalı … Sigorta şirketinin, poliçe kapsamında manevi tazminat bulunmadığından, bu davalı hariç olmak üzere, davanın manevi tazminat talep edilen diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar maddi tazminat yönünden feragar nedeniyle red kararı verilmiş ise de, ödeme nedeniyle red kararı verildiğinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı eş … için 30.000,00-TL, …, …, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00-TL olmak üzere toplam 90.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …, …, …, … (… İşletmeciliği A.Ş.) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye taleplerin reddine,
2-Maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle davanın reddine,
3-Karar itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken karar ve ilam harcı olan 54,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 6.147,90-TL harçtan peşin alınan 659,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.488,70-TL karar ve ilam harcının davalılar …, …., …, … ( … İşletmeciliği A.Ş.) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Manevi tazminat yönünden, davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 12.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılar …, …, …, …( …A.Ş.) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden, Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 11.200 TL Nisbi Vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davalılar … ve …’a verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden davalı tarafa vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 3.736,35-TL (bilirkişi ücreti, posta masrafı,) kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 1.978,06 TL ile peşin olarak ödenen harç 659,20-TL olmak üzere toplam 2.637,26 TL’nin davalılar …, …, …, … ( … A.Ş.) müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/11/2020

Katip
E-imza

Hakim
E-imza