Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/438 E. 2018/262 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/438 Esas
KARAR NO : 2018/262

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ : 13/03/2018

İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinin 31/01/2017 tarih, 2016/247 esas ve 2017/142 karar sayılı görevsizlik kararı üzerine Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Müvekkili şirketin 2015 yılından beri … adresinde marketçilik yaptığını, önceleri Davalı …’ın daha sonra Davalı … numaralı abonesi olduğunu, faturalarda dağıtım bedeli, enerji fonu, TRT payı, kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, EEE, BTV, PSH gibi adlar altında kalemlerin tahsil edildiğini, belirterek geriye dönük 10 yıl süre ile tahsil edilen bu bedellerin şimdilik 10.000,00-TL’sinin tahsil tarihinden itibaren işletilecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP;
Davalı … Elektrik vekili cevap dilekçesinde özetle; Husumet itirazında bulunmuş ve faturalandırmanın mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı, husumet ve görev yönünden itiraz ederek faturalandırmanın mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Abonelik sözleşmesi, fatura suretleri, tüketim ekstreleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, elektrik abonelerinden dağıtım bedeli, enerji fonu, TRT payı, kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, EEE, BTV, PSH gibi adlar altında tahsil edilen bedellerin istirdadı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, dava devam ederken 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. Maddelerine göre Davanın Esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan yargılama masraflarının kime yükletileceği, lehe veya aleyhe vekalet ücretine hükmedilip edilmeyeceği hususunda mevzuatımızda açıkça bir hüküm bulunmamaktadır. Somut olaya en yakın hüküm HMK 331/1. maddesi olsa da bu husus “dava açıldığı andaki haklılık” durumuna göre neticeyi tayin etmektedir. Ne var ki somut olayda dava açıldığında kimin hangi mevzuata göre haklı olacağını tayin etmek de pek mümkün olmadığından, bu husus 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 1/2. maddesi bağlamında ele alınmıştır. Buna göre taraflardan hiçbiri lehine vekalet ücretine hükmetmemek ve herkesin yaptığı yargılama masrafını kendi üzerinde bırakmak, en âdilane çözüm olacağından, yargılama masraflarını da bu şekilde hüküm altına almak iktiza etmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar ve ilam harcı 39,50-TLnin peşin alınan 170,78-TL ‘den mahsubu ile bakiye 131,28-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama masrafının, masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.13/03/2018

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza