Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/370 E. 2022/579 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/370 Esas
KARAR NO : 2022/579

DAVA : Alacak (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2017
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “.. Müvekkilimiz ile davalı arasında 18.08.2016 tarihinde FASON SÖZLEŞMESİ ( DİKİM İSTİSNA AKDİ ) tanzim edilmiştir. Bu sözleşme kapsamında davalıya 29.08.2016 tarihinde… numaralı … MODEL numaralı iş ve yine 29.08.2016 tarihli …numaralı … MODEL numaralı işler sözleşmenin 2. Maddesinin B fıkrası gereğince irsaliye, dikim talimatları, çizim kalıpları, model ile birlikte tarafınıza teslim edilmiştir. Dikim talimatları, çizim kalıplarına uygun olarak bir model hazırlanması, numunenin sözleşme şartlarına uygun olması ve onay halinde işin yapılmasına devam edileceği davalıya bildirilmiş, hazırladığın numune şartlara uygun olduğundan sözleşme gereği işin imalatına onay verilmiştir. Onay sonrası davalının yapmış olduğu seri dikim ile hazırladığı numune arasında ciddi farklar olduğu tespit edilmiş, ürünün nihai müşterisi dünyaca ünlü … tarafından gerekli uygunluğu taşımadığı gerekçesiyle testlerden geçemeyerek tamire tabi tutulmak üzere iade edilmiştir. Yapılan incelemede, aşağıdaki hatalar tespit edilmiştir. Numune ile seri üretim aşamasında kullanılan dikiş makinaları ve dikiş teknikleri farklılıklar arz etmektedir. Üründe bulunan cep astarının dikiminde patlaklıklar mevcuttur. Üründe bulunan iç astar dikiminde kullanılan overlok adım ayarlarının 1cm’de 2.5-3 adım vuruşu olması gerekirken 4-5 adım olduğu tespit edilmiştir. Bu durum kontrollerde ürünün sökülmesine neden olmuştur. Yıkama Talimatı’nın hatalı olarak belirlendiği ve etiketlendiği tespit edilmiştir. Yıkama talimatı ve satış kart etiketi arasında bulunan barkodlarda ki renk order tarafınızca karıştırılmış olup bütün ürünlerde bu hususun giderilmesi gerekmiştir.Ürünlerin kemerlerinde bulunan lastik zincir dikişinde çok sayıda atlama tespit edilmiş tüm ürünlerde bu hatanın giderilmesi gerekliliği hâsıl olmuştur. Ürünlerdeki bu hataların varlığı, çeşitli defalar telefon, mail ve whatsapp iletişim kanalıyla davalıya iletilmiş olup, sözleşme kapsamında tamir yükümlülüğünü yerinize getirmediği için ürünler birden fazla atölyede tamir edilmek zorunda kalınmış, sözleşmenin 8. MADDESİNİN D BENDİ uyarınca davalıya reklamasyon faturası kesilmiştir. İşbu faturanın ödenmemesi üzerine … 57. Noterliği… tarih … yevmiye numarası ile hem reklamasyon bedelinin hem de dava konusu diğer zarar ve alacaklarımızın ödenmesi, iadesi için davalı tarafa uzlaşma mahiyeti de bulunan ihtarname tebliğ edilmiş olup; verilen sürede ihtar gereği sözleşmesel yükümlülükler yerine getirilmediğinden işbu davayı açma zarureti doğmuştur. Müvekkilce kesilmiş fatura ile belirli olan reklamasyon bedelinin, tam olarak belirli olmayan ve ancak bilirkişi incelemesi ile hesaplanabilecek cezai şart bedelinin ve yine belirsiz alacak özelliğindeki sözleşmenin 4. Maddesinin F bendi uyarınca hesaplanacak “ayıplı mal bedeli %1’i geçtiği için davalıya fazladan ödenmiş olan” meblağın belirlenmesi sonucu arttırım yapmak, harcı tamamlamak yönündeki hakkımız saklı kalmak kaydıyla ayrı ayrı ticari faizi ile müvekkile ödenmesi yönünden işbu davayı açmaktayız. Davalıya kesilen reklamasyon faturası bedeli olan 106.110,00 TL’nın, Davalının sözleşmeye aykırı davranışları, ayıplı imalatı ve diğer nedenlerle Sözleşmenin 7. Maddesi A bendi uyarınca hesaplanacak CEZAİ ŞART bedelinin şimdilik 75.000TL’nın ve Sözleşmenin 4. Maddesinin F bendi uyarınca hesaplanacak “ayıplı mal bedeli %1’i geçtiği için davalıya fazladan ödenmiş olan” 18.890 TL’nin Sebepsiz zenginleşmeye neden olmamak adına bilirkişice incelenmesi ve hesaplanması halinde arttırım yapma hakkımız saklı kalmak kaydıyla yukarıda bahsi geçen ihtarnamemizin tebliği tarihi itibari ile Ticari faizi ile birlikte davalıdan ayrı ayrı tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederiz. Fazlaya dair ayrı bir talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, Müvekkilce tanzim edilen 30.12.2016 tarihli … Seri … Numaralı 106.110 TL’lık faturanın taraflar arasındaki 18.08.2016 tarihli fason sözleşmesi ( dikim istisna akdi ) gereğince 106.110 tl reklamasyon bedelinin ve satış bedeli üzerinden belirlenecek belirsiz alacak kalemi olarak 75.000 tl cezai şartın talep arttırımı hakkımız saklı kalmak kaydıyla ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine, ayıplı mal bedelinin %1’i aşmış olması nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye neden olmamak üzere daha sonra arttırılmak kaydıyla 18.890 TL’NIN ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava ve taleplerimizin kabulüne, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı taraf uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini…”talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle “….Davacının müvekkilime karşı ikame etmiş olduğu davada özetle, Davacı ile müvekkilim arasında 18.08.2016 tarihinde FASON SÖZLEŞMESİ(DİKİM İSTİSNA AKDİ) tanzim edildiğini, sözleşme kapsamında müvekkilime 29.08.2016 tarihinde … order numaralı … model numaralı iş ve yine 29.08.2016 tarihinde … order numaralı … model numaralı işlerin verildiği, ilgili işler için müvekkilim tarafından numune hazırlandığı, ilgili numunenin sözleşmeye uygun olduğu için seri üretime geçilmesi hususunda davacı tarafından onay verildiği, ancak onay sonrası yapılan seri üretimdeki ürünler ile numune arasında ciddi farklar olduğunun tespit edilip, müvekkilime bildirildiği, imal edilen ürünlerin nihai müşterisi olan … firması tarafından testlerden geçmediği ve tamirat için iade edildiği, imal edilen ürünlerde hatalar olduğu, söz konusu durumu müvekkilim davalıya çeşitli defalar telefon, mail ve whatsapp iletişim kanalıyla bildirdiklerini, müvekkilimin sözleşmede belirtilen tamir yükümlülüğünü yerine getirmediği için, ürünlerin farklı atölyelerde tamir edildiğini, tamirat bedeli için reklamasyon faturası tanzim edilerek müvekkilime gönderildiğini, müvekkilim tarafından ilgili faturanın ödenmediğini ve zararlarının karşılanmadığını iddia ederek huzurdaki davayı ikame etme zaruretlerinin hasıl olduğunu belirtmişlerdir. Davacının davası, haksız ve hukuki temelden yoksundur. Şöyle ki;
Dava yetkisiz mahkemede ikame edilmiştir.6100 sayılı HMK nın 6.maddesinde genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu açıkça belirtilmiştir. Müvekkil davalının adresi,
… adresidir. Yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Adliyesi Hukuk Mahkemeleridir.
1-Müvekkilim ile davacı 18.08.2016 tarihinde Fason sözleşmesi konusunda anlaşmışlardır. İlgili sözleşmeye göre, davacı tarafından müvekkilime 29.08.2016 tarihinde … order numaralı … model numaralı(eşofman altı fason dikim) iş ve yine 29.08.2016 tarihinde … order numaralı … model numaralı (eşofman altı fason dikim işi) işler verilmiştir. İlgili işler konusunda müvekkilim tarafından numune hazırlanmış ve ilgili numune sözleşmeye uygun olduğundan davacı tarafından onay verilmiş ve ilgili ürünlerin seri üretimine geçilmiştir. Ürünlerin seri üretimine geçilmesinin ardından,
24.09.2016 tarihinde … seri numaralı … fatura numaralı irsaliyesi ile …
30.09.2016 tarihinde … seri numaralı … fatura numaralı irsaliyesi ile …
08.10.2016 tarihinde … seri numaralı … fatura numaralı irsaliyesi ile …
20.10.2016 tarihinde … seri numaralı … fatura numaralı irsaliyesi ile …
20.10.2016 tarihinde … seri numaralı … fatura numaralı irsaliyesi ile …
27.10.2016 tarihinde … seri numaralı … fatura numaralı irsaliyesi ile … adet ürün, müvekkilim tarafından sözleşmede belirtilen şartlarda üretilerek davacı şirkete teslim edilmiştir.
-Davacı tarafın ilk iddiası, müvekkilim tarafından üretilip, davacıya teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğu şeklindedir. Davacının iddiası gerçeği yansıtmamaktadır.
Ürünlerin teslim edilmesinin ardından, davacı tarafından müvekkile yöneltilmiş süresinde ve usulüne uygun bir ayıp ihbarı yoktur.
Davacı tarafın ikinci iddiası ise, müvekkilim tarafından ayıplı olarak üretilen ürünler için, tamir yükümlülüğünü yerine getirmediği, ayıplı ürünleri başkaca atölyelerde tamir ettirdikleri ve ek maliyet nedeni ile reklamasyon faturası tanzim edildiği, ilgili faturanın sözleşme gereği müvekkilim tarafından ödenmesi gerekirken ödenmediği şeklindedir. Davacının ilgili iddiasını da kabul etmemiz mümkün değildir.
Davacı tarafından, müvekkilime karşı yöneltilmiş usulüne uygun bir ayıp ihbarı olmadığından ve üretilen ürünler davacı tarafından kabul edildiğinden, davacı tarafın tamir seçimlik hakkını kullanması da söz konusu olamayacaktır. Kaldı ki, müvekkilime noter aracılığı ile gönderilen reklamasyon faturasına dair ihtarnameye de, müvekkilim tarafından süresinde itiraz edilmiştir.
Müvekkilim tarafından, sözleşmeye uygun olarak üretilen ve davacı tarafından da ihtirazı kayıt ileri sürülmeksizin teslim alınan ve kabul edilen ürünlerin ayıplı olduğu dolayısı ile sözleşmeye göre cezai şart talep edilmesi de mümkün değildir.Davacı tarafın ilgili iddaisını da kabul etmiyoruz. Öncelikle yetki itirazımızın incelenerek huzurdaki dava hakkında yetkisizlik kararı verilmesine,
Davanın ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre ikame edilmesi göz önünde bulundurularak dava değerinin tam olarak gösterilmesi ve davacı tarafından eksik yatırılmış harç var ise tamamlattırılmasına,
Haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış olan davanın reddine,
Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini…”talep etmiştir.
DELİLLER:Taraflar arasındaki 18/08/2016 tarihli sözleşme, 03/10/2018 tarihli bilirkişi raporu, 20/08/2019 tarihli bilirkişi raporu, 30/11/2020 tarihli bilirkişi raporu, 30/11/2020 tarihli bilirkişi raporu, 08/03/2022 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; davalı tarafın sözleşmeye aykırı ve ayıplı imalatlarından kaynaklı olarak reklamasyon bedeli ve cezai şart ödenmesi talebine ilişkindir.
Her ne kadar davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuşsa da; taraflar arasındaki sözleşmede İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki anlaşması yapılmış olduğundan davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi ile inceleme yapılarak rapor tanzimi istenmiş; bilirkişi tarafından düzenlenen 03/10/2018 tarihli raporda özetle;”…Davacı ve davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı yasal defter kayıtlarına göre dava tarihi itibari ile davacı asıl alacağının 106.110,00 TL’si olduğu, davalı defterlerinde ise davacı tarafın dava tarihi itibari ile herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığı, davacı tarafça tanzim edilen reklamasyon faturasının davalı tarafa tebliğ edildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir vesaik bulunmadığı, yine davacı tarafça tanzim edilen ihtarnamenin de davalı tarafa tebliğ edilemediği, bu itibarla davalının davacı tarafça talep edilen ve iş bu dava konusu edilen hususlar ile ilgili dava tarihi öncesinde bilgisinin olduğuna dair dosya kapsamında vesaik bulunmadığı, bu itibarla davalının dava tarihi itibari ile mütemerrit olacağı, bu itibarla dava tarihi öncesinde herhangi bir faiz hesaplamasına yer olmadığını, davacı tarafın “ayıplı imalat ve sair zararlarının” olduğu yönündeki iddiasının ispata muhtaç olduğu ve bu sebeple sözleşmede yer alan Ceza-i Şart maddesinin uygulanmasını gerektirecek şartların oluşmadığı…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 03/04/2019 tarihli celsesinde “Yeni oluşturulacak bilirkişi heyetinden davacı tarafça sunulan faturalar, fotoğraflar, yazışmalar … raporları ve davacı vekilince 3 nolu ara karar gereği sunulacak beyanlar nazara alınarak davacı tarafın taleplerinin sözleşmeye uygun olup olmadığı, davalı tarafça üretilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, varsa ayıbın niteliği, ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı, dava dilekçesindeki taleplerin talep edilmesinin mümkün olması halinde miktarlarının tespiti için rapor alınması” karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 20/08/2019 tarihli raporda özetle;”…Dava konusu ürünlerin bir kısmının ayıplı olarak ifa edildikleri, ayıpların açık ayıp olarak nitelendirilebileceği, ayıp ihbarının da zamanında yapıldığı, dolayısıyla davacının ayıplı ifa nedeniyle oluşan zararları talep edebileceği, ancak, davacının, uğramış olduğu zararın miktarını, ispat etmesi gerektiği, teknik inceleme bölümünde yapılan tespitler dikkate alındığında, davacının ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararların miktarını ispat edemediği, bu bakımdan davacının alacak talebinin yersiz olduğun..”yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi heyeti kök raporuna karşı beyan ve itirazları doğrultusunda ek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 16/04/2020 tarihli ek raporlarında özetle “…Davacı tarafından dava dosyasına daha önceki raporumuzda ispat edilmesi gerektiğini belirttiğimiz kanaatimiz ile ilgili olarak ve “ Ek “olarak sunulan 35 adet faturanın incelenmesi sonucunda ayıplı olarak teslim edilen ürünlerin farklı farklı firmalarda tamir ettirilmesi sonucunda yaptıkları ek masrafların * Toplam 117.735,22 TL “ hesaplandığı fakat bu bedelin içerisinde ( Özellikle Nakliye — Ambalaj gibi faturalarda ki , yaklaşık 30.000 TL) normal satın almalar ve bazı normal ürünlerde de kullanılabileceği, işlem yapıldığı düşünülerek , davacı tarafından , davalıdan talep ettikleri ve reklamasyon faturası olarak tanzim ettikleri 106.100,00 TL’lik tutarındaki reklamasyon bedelini davalı firmadan talep edebileceği…”yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 28/10/2020 tarihli celsesinde “Bilirkişi ek raporunun sunulan belgeler kapsamında yalnızca teknik bilirkişi tarafından reklamasyon faturası yönünden verildiği ancak heyetçe ilk raporda zarar tespit edilemediğinden hesaplama yapılamadığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde 3 ayrı kalem olarak talepte bulunduğu, her bir kalem yönünden sözleşme içeriği ve sunulan delillerin birlikte değerlendirilmesi ile heyetçe talep edilen alacakların varlığı hususunda rapor düzenlenmesi” amacıyla dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 30/11/2020 tarihli ek raporlarında özetle “…Heyetimizin teknik bilirkişi tarafından yapılan tespitler sonucunda, davacı tarafından, davalıdan talep edilen ve reklamasyon faturası olarak tanzim edildiği anlaşılan 106.100,00 TL’lik tutarındaki reklamasyon bedelini sözleşmenin 8. maddesi uyarınca davalı firmadan talep edebileceği, davacı tarafından bir kısım malların ayıplı olup da bu malların davalıya tamir için bırakıldığına, bırakılan malların davalı tarafından tamir edilmediğine ya da tamir edilmesi kabul edilmeyip doğrudan davalıya iade edilerek bedellerinin talep edildiğine ilişkin bir somut delile rastlanmadığından, davacının taraflar arasındaki sözleşmenin 4-F hükmüne dayanak cezai şart talebinde bulunamayacağını buna karşılık davacının taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesi uyarınca 142.817,67 TL cezai şart tazminatı talep edebileceği, belirlenen bu alacaklara (toplam 248.917,67 TL) temerrüt tarihinden dava tarihine kadar ticari faiz hesaplandığında davacının talep edebileceği toplam alacak tutarının 5.452,32 TL olacağı…”yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 03/12/2021 tarihli ara kararı ile “dosyanın daha önce dosyada rapor tanzim eden mali müşavir bilirkişisi …’e tevdi edilerek, tüm dosya kapsamı ve Vergi Daireleri’nden gelen cevabi yazı ile ekleri de incelenerek, bilirkişi heyeti tarafından hesaplanan cezai şartın davalının ekonomik hayatının mahvına sebebiyet verip vermeyeceği hususunda” ek rapor tanzimi istenmiş, bilirkişi heyeti 08/03/2022 tarihli ek raporlarında özetle “…Davalı yanın 31.12.2017 tarihi itibarıyla 282.988,91 TL öz kaynağının bulunduğunu, bir başka ifade ile aktiflerin tüm borçları 282.988,91 TL fazlası ile karşıladığı müşahede edildiği, bu durumda 142.817,67 TL tutarındaki cezai şart ödemesinin davalının mahvına sebebiyet vermeyeceğinin değerlendirildiği, bilançosundaki “hazır değerler” hesap grubunda yer alan hazır parasal değerler toplamının (29.345,33 TL) yetersizliği karşısında, işletmenin yabancı kaynak kullanmak zorunda kalacağı, buna dayalı olarak da finansal sıkıntı yaşayacağının değerlendirildiği…”yönünde görüş bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 18/08/2016 tarihli fason üretim sözleşmesinin akdedildiği ve sözleşme kapsamında malların davalı tarafça hazırlanarak davacı tarafa süresi içerisinde ve artan kumaş ve yardımcı materyallerle birlikte teslim edildiği hususunun dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu ancak taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı tarafça teslim dilen malların sözleşmeye uygun olarak ve ayıpsız şekilde teslim edilip edilmedikleri noktasında toplandığı, davalı tarafça bir takım tekstil ürünlerinin öncelikle örnek modellerinin hazırlanarak davacı tarafa sunulduğu ve davacı tarafça örnek modellerin onaylanmasının ardından imalatının yapıldığı; davalı tarafça yapılan imalatların sözleşmeye uygun ayıplı oldukları gerekçesiyle davacı tarafça davalı tarafa … 57. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiği; taraflar arasındaki sözleşmeye göre tüm imalatların orijinal numuneye bağlı olarak hatasız ve eksiksiz şekilde hazırlanması gerekirken dava dışı … firmasının hazırlamış olduğu Inspection raporları ve mahkememizce alınan 20/08/2019 tarihli rapora göre davalı tarafça yapılan imalatların bir kısmının ayıplı oldukları, dikiş hataları ve benzer nitelikteki ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğu, davacı tarafça TTK 23. Madde ve TBK 474. Madde uyarınca ayıp ihbarının davalı tarafa bildirildiği; davacı tarafın ayıplı ifadan kaynaklı olarak zararının tazminini talep edebileceği; 15/04/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre davacının toplam 106.100,00 TL reklamasyon bedeli talep edebileceği;
-Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “4-F” bendinde, tamir edilecek mal miktarının toplamda %1’i geçemeyeceği, bu oranın aşılması halinde aşan kısmın fason ücretinin ödenmeyeceğinin düzenlendiği, davacı tarafça bir kısım malların ayıplı olması nedeniyle davalıya tamir için bırakıldığına, bırakılan malların davalı tarafından tamir edilmediğine ya da tamir edilmesinin kabul edilmeyip doğrudan davalıya iade edilerek bedellerinin talep edildiğine ilişkin delil sunulmadığı, davacı tarafça reklamasyon faturası kesilen mallar dışında farklı firmalara tamir ettirmek zorunda kalınan her hangi bir ayıplı mal olduğunu ispat edemediği anlaşılmakla Sözleşmenin 4-f maddesi uyarınca talep edilen tazminat talebinin reddine,
-Yine taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesi uyarınca ayıplı imalat yapılan malların satış bedellerinin % 25 oranında cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığı, toplam ayıplı olarak imal edilen 39.949 adet ürünün satış bedelinin 571.270,70 olduğu ve davacının talep edebileceği cezai şart miktarının 142.817,67 TL olduğu, belirlenen bu cezai şartın ekonomik olarak davalının mahvinada sebebiyet vermeyeceği ancak dava dilekçesindeki talep ile bağlı kalınarak davacı lehine 75.000,00 TL cezai şart bedeli ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 106.100,00 TL reklamasyon bedeli ve taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesi uyarınca 75.000,00 TL cezai şart bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
-Davacının taraflar arasındaki sözleşmenin 4-f maddesi uyarınca tazminat talebinin REDDİNE
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 12.370,94-TL harçtan peşin alınan 3.415,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.955,44-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 28.165,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.198,10-TL’den (posta/tebligat/bilirkişi) kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 3.801,37-TL ile 3.415,00-TL peşin harç olmak üzere toplam 7.216,37-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 350,00-TL (posta/tebligat/bilirkişi) yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 33,07-TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/09/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza