Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/353 E. 2019/15 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/353 Esas
KARAR NO : 2019/15

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/07/2016 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken karşıdan karşıya geçen müvekkiline çarptığını, kaza tespit tutanağında sürücünün kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle yaralandığını ve tedavi gördüğünü, sürücü hakkında taksirle yaralama suçundan … CBS’nin …ası ile soruşturma başlatıldığını ve şikayet yokluğu nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davalıya 27/02/2017 tarihinde başvuru yapıldığını ancak müvekkiline ait engelli sağlık kurulu raporu kazanın üzerinden bir yıl geçmeden temin edilemeyeceğinden raporun davalıya teslim edilemediğini, davalı tarafından müvekkiline ödeme yapılıp yapılmayacağına dair herhangi bir açıklama yapılmadığını beyanla işgübü kaybından doğan 3.200,00 TL tazminat ile 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davadan önce yapmış olduğu başvurusunun eksik evrakla yapılmış olması sebebiyle usulüne uygun olmadığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının tamamen kusurlu olduğunu, davacının var ise maluliyetinin İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesi tarafından belirlenmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle oluştuğu iddia edilen bedensel zararların tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizce davacının kaza nedeniyle gördüğü tedavi evrakları, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, dosya kazadaki kusur durumunun tespiti için İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiştir.
19/11/2018 tarihli ATK raporunda özetle; dosyadaki bilgi ve belgelere göre kazanın dava dışı sürücü …’ın iddia ettiği şekilde meydana gelmiş olması halinde dava dışı sürücünün %25, davacının %75 oranında, kazanın davacının iddia ettiği şekilde meydana gelmiş olması halinde ise dava dışı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu tespit ve mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 15/07/2016 tarihli ibraname ile davacının, dava dışı sürücü …’dan maddi zararlarının karşılığı olarak 1.000,00 TL ve manevi zararlarının karşılığı olarak 2.000,00 TL aldığı ve dava dışı sürücü, araç sahibi, aracın kasko ve sigorta şirketini tamamen ibra ettiği ve dava dışı sürücü hakkındaki şikayetinden de vazgeçtiği anlaşılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesinde işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı Kanunun 85. maddesi ile aracın işletilmesi sırasında 3. şahısların bedeni ve maddi zarara uğratılmasından işleten doğrudan sorumlu tutulmuş, 97. madde gereğince de, zarar görenin, zarara neden olan aracın zorunlu trafik sigortacısından doğrudan talep ve dava hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, zorunlu trafik sigortacısının zarardan sorumluluğu 93. madde gereğince belirlenen ve poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlıdır. “Beynelminel Mecburi Mesuliyet Sigortasına dair Avrupa Sözleşmesi” gereğince ülkemizde tüzel kişiliği haiz Türkiye Sigorta ve Reasünans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuş olup yabancı plakalı motorlu araçların, şayet milletlerarası alanda geçerli olup Türkiye’de de kabul edilen sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararlar, zorunlu trafik sigorta güvencesinde karşılanmaktadır. Somut davada taraflar arasında dava konusu kazaya karışan WM-ST-886 plakalı aracın meydana getirdiği zararın güvence altında olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
İşleten ve zorunlu trafik sigortacılarının 3. kişilere karşı sorumluluklarının niteliği kanundan doğan Türk Borçlar Kanunu’nun 162. maddesince müteselsilen sorumluluk olup, mezkur kanunun 163. maddesi gereğince; alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir, 166. maddesi gereğince ise borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesi “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.
Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” düzenlemesini içermektedir.
Açıklanan tüm mevzuat kapsamında uyuşmazlığın değerlendirilmesi neticesinde; dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile karıştığı trafik kazası nedeniyle davacıya 15/07/2016 tarihinde ödeme yaptığı ve davacı tarafından imzalanan ibraname ile dava dışı sürücü ve sigorta şirketinin ibra edildiği, dava tarihi itibariyle davacı tarafından KTK’nın 111. maddesi gereğince ibranamenin geçersizliği iddiası ile dava dışı sürücünün davalı olarak gösterildiği bir dava açılmamış ve ibraname iptal edilmemiş olup geçerli ibranameye göre davacı, alacağının tamamını davalı ile müteselsil sorumlu dava dışı sürücüden almış ve borç sona ermekle davalının da herhangi bir sorumluluğu kalmamış olduğundan Mahkememizce başka bir inceleme yapılmaksızın davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Reddine,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’den peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 13,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olmak üzere karar verildi. 16/01/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza