Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/291 E. 2021/298 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/291 Esas
KARAR NO : 2021/298

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2017
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : … A.Ş’nin (kısaca “Davalı”) Türkiye pazarına 1980’li yıllarda girdiğini, yabancı sermayeli bir firma olduğunu, 2013 yılından bu tarihe kadar kendi bünyesinde bulunan satış dükkanlarını/mağazalarını Franchising sistemi altında girişimcilere devretmeye başladıklarını, müvekkili …’ın piliç sektörüne aşina olup bir dönem Franchising Sözleşmesi kapsamında davalı ile çalıştığını, davalı tarafın yurt genelindeki Franchise sözleşmelerini tek taraflı feshetmesi üzerine, müvekkilinin de, davalı ile sözleşmesinin sona erdiğini, Franchising Sözleşmesi’ne göre: davalı tarafından üretilen, piliç ve piliç ürünlerinin, müvekkili tarafından işletilecek işyeri kapsamında, piyasaya satışının yapılacağını, satış kapsamında sadece Davalı’nın (…) ürünlerinin satışı yapılacak, işletmeye dair bütün organizasyon davalı tarafından kurulacak, müvekkili ise davalı tarafından gönderilen piliç ve piliç ürünlerini davalının markası ve işletme adı altında satışını yaparak elde edilen cironun %11,25 oranına hak kazanacak, bakiye %89,75’lik kısım davalıya ait olacağını, sözleşme gereği müvekkilinin satışlar neticesinde elde ettiği aylık ciroyu davalıya gönderdiğini, aylık ciro üzerinden hesaplanan %11,25 oranındaki primin “ciro primi” adı altında müvekkilline ödendiğini, faaliyetin başladığı Ağustos ayından Eylül ayı sonuna kadar davalı tarafından piliç ve piliç ürünlerinin sözleşmede kararlaştırıldığı kadar gönderildiğini, ancak davalı daha sonrasında %11,25’lik oran üzerinden ödenen ücretin fazla olduğunu sözlü olarak beyan ederek, göndermesi gereken piliç ve piliç ürünlerini Eylül ayından itibaren azaltmaya başladığını, en son Ocak 2014 tarihinde sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkili davalının ürünlerini satmak için açtığı mağazayı kapatmak zorunda kaldığını, üstelik yalnız müvekkili değil, diğer pek çok Franchise alanların sözleşmesinin bu şekilde sona erdirildiğini, bundan sonra davalının yurt çapındaki franchise’ları geri alarak şube usulüyle çalışmaya başladığını, davacı müvekkili tarafından davalı şirkete, aralarında akdedilen franchıse sözleşmesi kapsamında teminat amaçlı bir de bono verildiğini, söz konusu bononun teminat senedi niteliğinde olduğunu, söz konusu senedin, müvekkilin franchise sözleşmesini ihlal etmesi halinde davalı’nın uğraması muhtemel zararlar için düzenlendiğini, davalının, müvekkili ile aralarındaki sözleşmeyi haksız olarak sona erdirmekle kalmayarak teminat mukabili aldığı senetle müvekkiline icra takibi başlatarak kötü niyetle hareket ettiğini, davalı tarafın teminat senedi niteliğindeki bonoyu icra takibine koyarak müvekkili aleyhine … 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz üzerine davalı tarafça … 14. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Es. Sayılı davasının açıldığını, yetki itirazlarının kabulü üzerine davalı tarafça bu kez … 11. İcra Müdürlüğü’nün… Es. Sayılı dosyası üzerinden icra takibine devam edildiğini, taraflarınca … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Es. Sayılı takibin iptali davası açılmışsa da Yargıtay 12. Hukuk Dairesince takibe konu senet taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak alındığından alacağın tahsilinin gerekip gerekmediği ayrı bir yargılamayı zorunlu kıldığından huzurdaki davayı ikame etme zorunluluğun doğduğunu, … 14. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Es. Sayılı dosyasına davalı tarafından sunulan Franchise Sözleşmesinden sözleşmenin tek nüsha halinde, sadece Davalı’da kalacak şekilde sonradan doldurulmak üzere düzenlendiğinin kesin bir şekilde ortaya çıktığını, sözleşmenin imza tarihi dahi olmadığını, davalı tarafından başlatılan benzer bir icra takibinde tıpkı huzurdaki davaya konu olduğu gibi 50.000 TL tutarlı bir senedin takibe konduğunu, bu durumun dahi senedin teminat amaçlı olduğunu ortaya koyduğunu, söz konusu dava dosyasının … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dava dosyası olduğunu, davalı tarafın kendisiyle franchise sözleşmesi imzaladığı tüm işletmecilerden 50.000 TL alacaklı olmasının oldukça manidar olduğunu, taraflar arasında böyle tarihi dahi doldurulmayan bir sözleşme varken, aynı zamanda bu sözleşmenin “15 – Teminat ve Cezai Şart” ilişkin maddesinde “…, …’nin talep etmesi halinde, işbu … hükümlerinin teminatı olmak üzere … tarafından belirlenecek olan tutarda açık tarihli emre muharrer senet verecektir. …’nın …’yi herhangi bir şekilde ihlalin tespiti halinde önceden herhangi bir ihbara ve hükme hacet kalmaksızın … kendisine teminat olarak verilen senedi tespit tarihini vade tayin ederek derhal takibe koymaya yetkilidir.” hükmünden de boş bir senedin teminat amaçlı alındığı da kesin bir şekilde sabit olduğunu, hem sözleşme hükümlerinden hem de … 14. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasına sunulan ve sadece Davacı’nın imzası bulunan senetten Davalı’nın çalışma prensiplerinin bu şekilde olduğunun anlaşılacağı, davalı taraf, müvekkili aleyhine 20.383,87 TL tutarında icra takibi başlatmışsa da müvekkillinin ticari defterlerine göre takip tarihi olan 17.12.2014 tarihi itibariyle müvekkilinin davalı’ya olan borcu 5.432,07-TL’ olduğunu, müvekkili tarafından bir iyiniyet göstergesi olarak davalı tarafa 14.02.2017 tarihinde 3.000 TL daha ödeme yapıldığını, davalı tarafın buna rağmen halen takip konusu borcun tamamının ödenmesini talep etmekte olduğunu, müvekkili tarafça davalı’ya olan borcunun takip tarihi olan 17.12.2014 tarihi itibariyle 5.432,07 TL olduğunun tespitini, bakiye 14.951,80 TL yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ettiklerini, müvekkili aleyhine ikame edilen (yasal faiziyle birlikte) 21.711,61-TL tutarlı bir icra takibi bulunmakta olup icra takibinin mahkemece belirlenecek bir teminat karşılığında tedbiren durdurulmasını, teminat bedelini ödemeye hazır olduklarını, takip konusu bononun teminat senedi olup gerçekte böyle bir borç olmadığından takibin iptaline; yargılama süresince icra takibinin mahkemece belirlenecek teminat karşılığında durdurulmasını, İİK md.169/son uyarınca kötüniyetli takip alacaklısının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve para cezasına mahkum edilmesini, müvekkilinin 17.12.2014 tarihi itibariyle 5.432,07 TL borçlu olduğunun tespitini, bakiye 14.951,80 TL yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile … arasında … Franchise Sözleşmesi imzalandığını, ancak davacı …, sözleşme konusu yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirmeyerek sözleşmeyi ihlal ettiğini ve müvekkili şirkete olan borçlarını ödemediğini, Davacı …, müvekkili davalı şirkete olan borçlarına istinaden iş bu dava konusu 12.08.2013 tanzim tarihli, 15.05.2014 vade tarihli 50.000,00 TL (Ellibin Türk Lirası) bedelli bonoyu keşideci olarak imzaladığını ve müvekkili şirkete verdiğini, ancak, müvekkili şirket tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen, davacı tarafın müvekkili şirkete olan borcunu ödememesi üzerine, davacı aleyhine … 8. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını, davacı tarafın yetki itirazı üzerine, … 14. İcra Hukuk Mahkemesi … E. sayılı dosyası ile yetki itirazını kabul edildiğini ve icra dosyasının yetkili … İcra Dairelerine gönderilmesine karar verildiğini. bunun üzerine, icra dosyasının … 11. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı Esasına kaydedildiğini ve iş bu icra dosyasından davacı borçluya tekrardan ödeme emri çıkartıldığını, davacı tarafın … 11. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine ilişkin olarak işbu huzurdaki haksız ve mesnetsiz davayı ikame ettiğini, ancak huzurdaki davanın hukuki hiçbir dayanağı bulunmadığını ve davanın reddinin gerektiğini, derdestlik itirazları doğrultusunda huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirkete 17.12.2014 takip tarihi itibariyle 20.383,87 TL asıl alacak tutarında borcunun bulunduğunu, işbu hususun mahkeme nezdinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile de açıkça tespit edileceğini, bu sebeple, davacı tarafın müvekkili şirkete yalnızca 5.432,07 TL tutarında borçlu olduğu iddialarının son derece asılsız ve afaki olduğunu, öncelikle, derdestlik itirazları doğrultusunda huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun talep ve iddialarla ikame edilen huzurdaki davanın reddini ve davacı tarafın %20 oranında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-… 2. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosya UYAP sureti.
2-… 11. İcra Dairesi … Esas sayılı dosya UYAP sureti.
3-Mahkememizce atanan Mali Müşavir … tarafından sunulan 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Takibe konu bononun teminat senedi olduğu ve dolayısıyla kambiyo vasfı taşımadığı iddiasıyla ve teminatın bozdurulmasını gerektirecek şartların oluşmadığı iddiası ile İİK 72 maddesine göre menfi tespit ve davacı tarafından belirtilen borç miktarının tespitine ilişkin tespit davasıdır.
Taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, bu ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacının davalıya senet vermesini gerektirir alacak olup olmadığının tespiti açısından dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, sunulan 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporu da değerlendirildiğinde, uyuşmazlık, taraflar arasındaki franchise sözleşmesi kapsamın’da yürütülen ticari ilişkiye bağlı olarak davalı tarafın davacıdan alacaklı olup olmadığının tespitine ilişkin olarak menfi tespit davası olduğu, davalının tavuk ve tavuk ürünleri satışına yönelik olarak açtığı satış noktalarının davacı tarafından işletilmesine yönelik olarak taraflar arasında … Franchise Sözleşmesi isimli sözleşmenin akdedildiği, bu kapsamda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalı taraf ticari defter kayıtlarının incelenmesinde, davalının inceleme konusu yapılan 2013-2017 mali dönemine ait ticari defterlerinin e-defter olduğu, ait olduğu yılda yürürlükte olan TTK ve VUK hükümlerine göre tutulduğu, ticari defterinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdıkları, sahibi lehine delil niteliğinde olduğu, davalının incelenen ticari defterlerinde, davacı …’ın, 120 nolu alıcılar hesabı altında, … nolu hesapta “…- …” koduyla cari hesapta takip edildiği, cari hesap hareketlerinin yoğun olduğu, davalı taraf ticari defter kayıtlarında 31/12/2013 tarihinde 50.767,88-TL alacak bakiyesinin 2014 yıla devir ettiği, dava tarihi itibari ile davacı taraftan 20.383,87-TL alacaklı görüldüğü, davacı …’ın vekili tarafından dava dosyasına ticari defter muavin raporunun sunulduğunun beyan edildiği, bu kapsamda davacı tarafından ticari defterlerin ibraz edilmemesi nedeniyle incelemenin dosyaya sunulan belgeler üzerinden gerçekleştirdiği, davalı taraf kayıtlarına göre davacının 31/12/2031 tarihi itibariyle 50.767,88-TL, 05/08/2014 tarihi itibariyle 20.383,87-TL davalıya borçlu olduğu, davacı tarafından dava dosyası kapsamına sunulan muavin raporu incelenmesinde 31/12/2013 tarihinde 50.767,88-TL davalı tarafa borçlu göründüğü, tarafların 31/12/2013 tarihinde devir borç/alacak miktarında mutabık olduklarının görüldüğü, davalının dava dosyası kapsamına sunduğu muavin raporda yer alan 01/01/2014 tarihli kayıtlarla 5.181,16-TL tutarlı yansıtma faturaları iadesi açıklamalı, 1.729,34-TL tutarlı yansıtma faturaları iadesi açıklamalı, 2.393,81-TL tutarlı yansıtma faturaları iadesi açıklamalı fişlerle daha önce 2013 yılında davalı tarafından kendisine kesilen kira ve diğer masraflarına ilişkin yansıtma faturaların cari hesaptan tenziline yönelik kayıtlar oluşturduğu, söz konusu kayıtların detayına ilişkin dava dosyası kapsamına herhangi bir belge sunulmadığı, davalı tarafından 27/01/2014 tarihinde kesilen 1.865,34-TL tutarındaki gider yansıtma faturasının yine davalı tarafından kayıtlarına işlenmediği, fakat aynı tutarda cari hesap bakiyesini azaltıcı kayıt yapıldığı, yine davalı tarafından düzenlenen 21/02/2014 tarihli 2.197,75-TL ve 28/02/2014 tarihli 1.584,40-TL tutarındaki gider yansıtma faturalarının davacı tarafından kayıtlarına işlenmediği, davalının 2013 yılında kestiği gider yansıtma faturalarının davalı tarafından 2014 yılında cari hesaptan tenzil edilmesi ve 2014 yılında kesilen gider yansıtma faturalarının ise hiç kayıtlarına alınmaması nedeniyle taraflar arasındaki cari hesap farkının oluşmasına sebep olduğu, söz konusu faturalardan kaynaklı fark nedeniyle davalı kayıtlarına göre 05/08/2014 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinin 20.383,87-TL olduğu, başka bir deyişle davalının davacıdan bu tutarda alacaklı olduğunu, davacı kayıtlarına göre 10/08/2014 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinin 5.432,07-TL olduğu, başka bir deyişle davalının davacıdan bu tutarda alacaklı olduğunu, taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin 7. Maddesinde, ciro priminden …’nin … adına yapmış olduğu masraflar (dükkan kirası, elektirk, su, telekom, yatırım kirası, vs) mahsup edildikten sonra kalan tutar … tarafından …’ya fatura karşılığı ödenir.’ hükmünün olduğu, buna göre davalı tarafından düzenlenen gider yansıtma faturalarının, davacı tarafından, cari hesaptan tenzil edilmesinin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğu ve tüm dosya kapsamına göre dava tarihi itibariyle davacının davalıya 20.383,87-TL borçlu olduğu, görülmekle, davacı sonuç talebinin yapılan defter incelemesi ile uyumlu olmadığı, senedin teminat senedi olarak verildiğine ilişkin yazılı bir belge bulunmadığı, davalının davacıdan yukarıda detaylı belirtildiği üzere alacaklı olduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 255,35-TL harçtan düşümü ile bakiye 196,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/05/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza