Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/258 E. 2019/1303 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/258 Esas
KARAR NO : 2019/1303

DAVA : Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ : 16/03/2017
KARAR TARİHİ : 31/12/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin davalı şirkette 1/3 hissedar olduğunu, diğer hisselerin … ve aile fertlerine ait olduğunu, şirketin kuruluş amacının … mahallesi 1. Ada, 73 parselde bulunan arsa üzerinde inşaat yapımı olduğunu, söz konusu inşaat projesi için … ile … ve ailesinin sahibi olduğu … Tic. A.Ş. arasında inşaat sözleşmesi akdedildiğini, inşaatın devamında hak edişlerin gerçeğe aykırı şekilde yüksek çıkartılarak müvekkilinden fazla alım yapılarak ödemezse şirketteki hisselerini satın almanın amaçlandığını, müvekkilinin ödeme yapmayı kabul etmemesi üzerine 15/07/2014 tarihli genel kurulda sermaye artırımına gidilerek müvekkilinin hissesinin %1’e indirilip azlık statüsünün elinden alınmasının amaçlandığını, şirketin kötü yönetildiğini, bu nedenle söz konusu inşaatın mühürlendiğini, kuruluşundan bu yana kâr dağıtmadığını, müvekkilinin bilgi alma haklarını kullanmasının engellendiğini belirterek şirket yönetiminin kayyıma devrine, TTK 531 maddesi uyarınca feshine ve tasfiyesine, aksi halde davacı payların karar tarihindeki gerçek değeri hesaplanarak ortaklıktan ayrılmasına izin verilmesine, ayrılma payının davalılara taksimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davanın haksız ve kötü niyetle açıldığını, müvekkili şirketin feshine yönelik ileri sürülen haklı sebeplerin müvekkili şirket açısından gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dava, TTK 531 md. gereğince haklı sebeplerle şirketin feshine karar verilmesi talebine ilişkindir.
Davacı vekili tahkikat aşamasında dosyaya sunmuş olduğu 23/12/2019 tarihli dilekçede yer alan beyanında davadan feragat ettiklerini belirtmiştir. Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri niteliktedir. HMK 307-315 maddeleri gereğince davadan feragat davaya son veren taraf işlemi olup hüküm ifade etmesi karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Dosyada mevcut vekaletnamede davacı vekilinin davadan feragat yetkisinin olduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeni ile davanın reddine,
2-Harçlar Kanunun 22. maddesi uyarınca alınması gereken 29,60-TL’nin peşin alınan 44,40-TL’den mahsubu ile kalan 14,80TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince davalı vekili lehine takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemelerine İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/12/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza