Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/182 E. 2018/1240 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/182 Esas
KARAR NO : 2018/1240

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/03/2007
KARAR TARİHİ : 06/12/2018

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; … Köprüsü’nün etüt, proje, mühendislik ve inşaat sürecindeki kontrollük hizmetlerinin ifası amacıyla 1982 yılında davalı ile …, … Ltd. Arasında mühendislik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre -TL karşılığı ifa edilecek iş ve hizmetlerin tamamının sözleşme ve eklerinde yer alan koşullat altında 07/09/1982 tarihli sözleşme ile …, … tarafından müvekkili şirkete devredildiğini, müvekkili şirketin yüklendiği işleri eksiksiz bir şekilde ifa ettiğini, müvekkili şirketin düzenleyip davalıya sunmuş olduğu hak ediş bedellerinin zamanında ödenmediğini, kontrollük sözleşmesinin 8.2.1. Maddesine göre her bir hak ediş evrakının onayı tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmemesi halinde davalının temerrüde düşmüş olduğunun kabul edileceğini, 169 nolu ve sonraki hak edişlerin karşılığı olan işlerin müvekkili tarafından gereği gibi ifa edilmiş olmasına rağmen 169-178 numaraları arası hak edişler toplamı 411.172.606.629-TL’nin ödenmediğini iddia etmekte ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartı ile bu bedelin temerrüt tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek banka faizi üzerinden hesaplanacak temerrüt faiziyle ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; … köprüsü yapılabilirlik etüdü, proje ve mühendislik hizmetleri ve inşaat süresince kontrollük işinin yapılan ihale neticesi İ… (…) firmasına verildiğini ve 02/09/1982 tarihinde sözleşme akdedildiğini, sözleşme eki teklif verme şartnamesinin 5.2. ve 5.3. Maddeleri uyarınca … firmasının uygulama aşamasında birlikte çalışmak üzere bildirdiği … Ltd. Şti.’nin bu sıfatı ile bölge müdürlüğünce uygun görüldüğünü, ihaleden sonra … firması ile … şirketi arasında 07/09/1982 tarihinde sözleşme akdedildiğini ve onay için bölge müdürlüğüne sunulduğunu ancak hiçbir işlem yapılmadığını, bu sözleşmenin … ile … arasında çalışma esaslarını ve mali şartları düzenleyen bir sözleşme olduğunu ve müvekkili idareyi bağlamadığını, dava konusu edilen alacağın muacceliyet kesbettiği iddia olunan tarihler nazara alındığında davanın zamna aşımına uğradığını, 169-178 arasında yer alan hak edişlerin müvekkili idarenin uzun sürelki ikazlarına rağmen işin kesin hesaplarını yapomsayan … firmasının sözleşmeden doğan vecibelerini yerine getirmemesi nedeniyle tutulduğunu ve ödenmediğini, dolayısıyla davacı şirketin hak edişlerin karşılığı olan işleri gereği gibi yerine getirildiği iddiasının yerinde olmadığını davacı şirketin sözleşmeye aykırı tutumunda direnmesi üzerine 15/10/2002 tarihinde işin durdurulduğunun … firmasına ihtar edildiğini, vecibeleri yerine getirtilmemesi üzerine sözleşmenin 19. maddesi gereğince iş akdinin feshedildiğinin MHAİ firmasına ve bilgi için … firmasına bildirildiğini, neticeten davacıya herhangi bir borcu olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2007/214-2010/336 E.K. sayılı 24/06/2010 tarihli karar ile “…Davanın KISMEN KABULÜNE, 169-170-171 NOLU hak edişler için 92.682,41-TL’nin onay tarihi olan 03/02/2003 tarihine sözleşme gereği 15 gün ilavesi ile temerrüt tarihi olan 19.02.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte: 172,173,174,175,176,177,178 hak edişler için 255.768,93-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,” karar verilmiş olup, iş bu karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2011/34-2012/1421E.K. sayılı bozma ilamı ile “…Davalının savunması, davacının sözleşme uyarınca edimlerinin bir kısmını yerine getirmediği ve daha önceki hak edişlerde fazla ödeme yapıldığına ilişkin olduğundan mahkemece konusunda uzman teknik bilirkişilerden oluşacak kuruldan savunma ve itirazları irdeleyip davalının fazla ödemesi olup olmadığı, varsa miktarı ile sözlşemenin 7.5.1. Maddesine göre … konulacak yeni vergilerin tutarlarının da Bölge Müdürlüğü tarafından yükleniciye geri ödeneceği kabul edildiği, sözleşme 02/09/1982 tarihli olup 3065 sayılı KDV Kanunu’nun bu tarihten sonra 25/10/1984 tarihinde kabul edilip, 02/11/1984 günü yürürlüğe girdiği ve KDV tekliften sonra yürürlüğe giren kanunla getirilen yeni vergi kapsamından olduğundan davacının istemekte haklı olduğu KDV miktarı de hesaplattırılıp sonucuna uygun bir karar veriplmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Öte yandan ödeme biçimiyle ilgili sözleşmenin 8.2.1 maddesindeki düzenleme firmanın her ayın15. Gününe kadar bir önceki aya ilişkin hakediş evrakını …’ye vereceği ve BM’nin bu evrakı ineleyerek yetkili organların onaylanmasından sonra 15 gün içnide firmaya ödeme yapacağına dair düzenleme alacağın muaccel olacağı tarihin belirlenmesine yönelik olduğu, kesin vade niteliğinde bulunmadığı ve davadan önce yönetimne uygun ihtarlka davalı temerrüde düşürülmediğinden kabul edilen tüm alacağa dava tarihinden ve Türk Ticaret Kanunu’nun 12/III. Maddesi uyarınca her çeşit imal ve inşa işleri ticari iş olması sebebi ile davacı yüklenici 3095 sayılı kanunun 2/II. Maddesi gereğince avans faizi talep edebilir ise de dava dilekçesinin dava konusu kısmında bundan daha az miktardaki reeskont oranında faiz isteminde bulunulduğu ve Merkez Bankası’nca halen reeskont faiz oranları yayınlandığından reeskont faizi ile birlikte tahsil kararı verilmesi yerine yanlış değerlendirme sonucu bir kısım alacaklareda faizin dava tarihinden önce başlatılması ve yasal faiz uygulanması da usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. Bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA,” karar verilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur. Bozma sonrası mahkememizin 2013/189 esas sırasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonucunda 2013/189-2016/87 E.K. sayılı 17/02/2016 tarihli karar ile “1-Davanın KABULÜNE, 411.172,56 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş olup, iş bu karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2013/189-2016/87 E.K. sayılı bozma ilamı ile “…1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı davasında … Köprüsü’nün etüt, proje, mühendislik ve inşaat sürecindeki kontrollük hizmetlerinin ifası amacıyla 1982 yılında davalı ile dava dışı …, … Ltd. arasında mühendislik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre TL karşılığı ifa edilecek iş ve hizmetlerin tamamının, sözleşme ve eklerinde yer alan koşullar altında 07.09.1982 tarihli sözleşme ile …, … ve … tarafından kendilerine devredildiğini, sözleşme kapsamındaki imalâtların tamamlandığını, buna rağmen düzenleyip davalıya sundukları hakediş bedellerinin zamanında ödenmediğini, Kontrollük Sözleşmesi’nin 8.2.1. maddesine göre her bir hakediş evrakının onayı tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmemesi halinde davalının temerrüte düşmüş olduğunun kabul edileceğini, 169-178 numaraları arası hakedişler toplamı 411.172.606.629,00 TL’nin ödenmediğini belirterek bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 24.06.2010 tarihinde verilen karar ile davanın toplam 348.451,34 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş bu kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 08.03.2012 tarihli 2011/34 Esas 2012/1421 Karar sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak bu kez davanın 411.172,56 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilâmında davalının savunması, davacının sözleşme uyarınca edimlerinin bir kısmını yerine getirmediği ve daha önceki hakedişlerde fazla ödeme yapıldığına ilişkin olduğundan mahkemece konusunda uzman teknik bilirkişilerden oluşacak kuruldan savunma ve itirazları irdeleyip davalının fazla ödemesi olup olmadığı, varsa miktarının sözleşmenin 7.5.1 maddesine göre saptanması ayrıca davacının istemekte haklı olduğu KDV miktarının da hesaplattırılıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gereğine işaret edilmiştir. Mahkemece bozmaya uyma kararı verilmesinden sonra alınan bilirkişi raporunda ise herhangi bir araştırma yapılmaksızın sözleşme konusu işin tasfiye edilmeksizin aynı firma tarafından bitirilmiş olması halinde davalı BM tarafından geçici kabulün yapılması ve kesin hesapların yapılması için sözleşmeye göre ödeme yapılamaya devam edileceği, 169 ile 178 nolu hakediş bedellerine kesin hesapların yapılması bedellerinin dahil olmadığı belirtilerek davacı alacağı 411.172,56 TL olarak hesaplanmıştır. Mahkemece bozma ilâmına uyulduğuna göre bozma gereğinin yerine getirilmesi yasal zorunluluktur. Bu nedenle bozma ilâmında belirtilen esaslara göre değerlendirme yapılmamış olan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılması gereken iş bilirkişilerden alınacak ek rapor ile hükmüne uyulan bozma ilâmında açıklandığı şekilde davalının savunmasına göre fazla ödeme yapılıp yapılmadığının incelenmesi, davacının alabileceği KDV oranın belirlenmesi sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan bu gerekçe ile kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA…” karar verilmiştir. Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmuş olup, bozma ilamı doğrultusunda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 02/03/2018 tarihli ek bilirkişi raporunun sonuç kısmında “Bilirkişi görev tanımı doğrultusunda yapılan ek inceleme, tespit ve değerlendirmelerimize dayalı olarak heyetimizin 03/03/2015 tarihli ek-1 raporunda izhar edilen görüşlerimizin değiştirilmesine gerek olmadığı” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi heyetinin mahkememizin 2013/189 esas sırasında kayıtlı dosyasına sunduğu 03/03/2015 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle “…Mezkur iş tasviye edilmeyip aynı firma tarafından bitirilmiş olması durumunda davalı … geçici kabulün yapılması ve kesin hesapların yapılması için sözleşme ve eklerine göre ödeme yapmaya devam edecekti. 169 ila 178 arası toplam 10 adet hakediş bedellerine, kesin hesapların yapılması bedeli dahil değildir. Bu durumda aşağıda dökümü yapılan hakediş bedellerinin karşılığı olan toplam 411.172,56-TL’nin davacı …’ne ödenebileceği değerlendirilmektedir. KDV Dahil 411.172,56-TL davacı ana para alacağına, dava tarihinden başlamak üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 12/III3. Maddesi uyarınca her çeşit imal ve inşa işleri ticari iş olması sebebiyle davacı yüklenici 3095 sayılı kanunun 2/II. Maddesi gereğince avans faizi talep edebilir ise de dava dilekçesinin dava konusu kısmında bundan daha az miktardaki reeskont oranında faiz isteminde bulunulduğundan Merkez Bankası’nca yayınlanan reeskont faizinin de ayrıca uygulanması gerektiği” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu denetime uygun, kanaat kurmaya ve hüküm oluşturmaya elverişli kabul edilmiştir.
Dava, davalı ile dava dışı …, … Ltd. Şirketi arasında imzalanıp davacıya bir kısmı devredilen eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, ödenmeyen hak ediş bedeli alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. … Köprüsü’nün etüt, proje, mühendislik ve inşaat sürecindeki kontrollük hizmetlerinin ifâsı amacı ile 1982 yılında davalı ile dava dışı …, …, … Ltd. arasında mühendislik sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye göre -TL karşılığı ifâ edilecek iş ve hizmetlerin tamamının sözleşme ve eklerinde yer alan koşullar altında 07/09/1982 tarihli sözleşme ile …, … ve … tarafından davacıya devredildiği, 169-178 numaralı hak edişler toplamı 411.172,56-TL’nin davacıya ödenmediği, davacının hak ediş bedeli karşılığı olan işleri yerine getirdiği anlaşılmakla yukarıda özetlenen bozma ilamları doğrultusunda alınan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne,
411.172,56-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 28.087,20-TL harçtan peşin alınan 5.550,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 22.536,30-TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 6.196,00-TL (bozmadan önceki masraf), 30,50-TL tebligat posta gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti ile 5.566,20-TL harç olmak üzere toplam 13.292,70-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı vekili lehine hesaplanan 30.396,90-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarıunca davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/12/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza