Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/180 E. 2018/165 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/180 Esas
KARAR NO : 2018/165

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/12/2012
KARAR TARİHİ : 20/02/2018

Mahkememizin 2012/328-2015/696 E.K. Sayılı kararının Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/4299-15386 E.K. sayılı 01/12/2016 tarihli ilamı ile bozulması neticesinde dosya mahkememize tevzii edilmiş olup mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılarak yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 18.03.2009 tarihli bir üyelik sözleşmesi imzalandığı, davalı şirket bu üyelik sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin anlaşmalı olduğu tedarikçi firmalardan avantajlı koşullarla hizmet aldığı, Davalı şirketin müvekkili şirket ile anlaşması olan … A.Ş. ile 16.04.2010 tarihli Müşteri Taşıt Tanıma Sistemi Sözleşmesi imzaladığı, işbu sözleşme 3 yıl süreli olduğu halde davalı şirketin taahhütlerini yerine getirmeyerek sözleşme süresi dolmadan yakıt alımına son verdiği, taraflar arasında yapılmış olan üyelik sözleşmesi kapsamında davalı şirket sunulan hizmetlerden 12.794,93 TL indirim sağlamış, davalı şirketin üyelik sözleşmesinin anılan maddesi uyarınca sağladığı indirim tutarlarını müvekkili şirkete ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin davalının sözleşmeden kaynaklı bu borcuna karşılık 03.10.2012 tarihli 645944 nolu ve 12.794,93 TL bedelli faturayı tanzim ederek iadeli taahhütlü olarak davalı şirkete gönderdiğini, söz konusu fatura 12.10.2012 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı tarafın borcunu ödememesi üzerine … 35. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı şirket icra takibine haksız şekilde itiraz ederek takibin durmasını sağladığını, sonuç olarak davanın kabulü ile davalının … 35. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının haksız itirazı sebebiyle %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında … A.Ş. üyelik sözleşmesinin, 18.03.2009 tarihinde imzalandığını, 3 yıl süreli olarak imzalanan üyelik sözleşmesinin 18.03.2012 tarihinde sona erdiğini, bu nedenle süresi dolmuş olan sözleşme hükmüne bağlı olarak davacının sözleşme süresi içinde yapılmış olan iskonto bedellerini talep etme hakkının olmadığını, davacı, müvekkili şirketin … A.Ş. ile imzalamış olduğu Müşteri Taşıt Tanıma Sözleşmesinin süresi dolmadan yakıt alımını kestiğini, bu nedenle indirim veya promosyonların bedellerinin ödenmesi gerektiğini ileri sürdüğünü, oysa davacı, müvekkili ile … A.Ş. arasında imzalanmış olan Müşteri Taşıt Tanıma Sözleşmesinin tarafı olmadığını, bundan dolayı müşteri Taşıt Tanıma Sözleşmesine bağlı olarak bir hak talep etmesinin mümkün olmadığını ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
… 35. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyası getirtilerek incelendiğinde; davacı vekili tarafından davalı aleyhine, faturaya istinaden 12.794,93 TL asıl alacak miktarı üzerinden icra takibi yapıldığı ödeme emrinin davalıya 06/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 12/11/2012 tarihinde itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2012/328-2015/696 E.K. sayılı 23/11/2015 tarihli karar ile “Davanın kabulüne, … 35. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında 12.794,93 TL miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin takip talebinde ki şartlarla devamına, icra takip tarihi de nazara alınarak hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatı olan 5.117,97-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiş olup, mahkememiz kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/4299-15386 E.K. sayılı 01/12/2016 tarihli ilamı ile “Davacı şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen “… A.Ş. Üyelik Sözleşmesi” başlıklı akit 18/03/2009 tarihinde imzalanmış olup 3 yıl süre ile geçerli olacağı hükme bağlanmıştır. Sözleşmenin 17/03/2012 tarihi itibariyle kendiliğinden sona erdiği çekişmesiz olup alınan bilirkişi raporuna göre mal alımının Mayıs 2012’de sona erdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşmede uzama hükmü bulunmadığı ve akdin kendiliğinden sona erdiği gözetildiğinde davacının sözleşmenin 5. maddesindeki sağlanan kazançları geri talep hakkı bulunmamaktadır. Bu yön gözetilmeden sözleşmenin yorumunda hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA” karar verilmiş olup, mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmuştur. Tüm dosya kapsamından taraflar arasında 18/03/2009 tarihinde “… A.Ş. Üyelik Sözleşmesi”nin imzalandığı, anılan sözleşmenin 4. Maddesine göre sözleşmenin imza tarihinden itibaren 3 yıl süre ile geçerli olduğu, bu durumda sözleşmenin 17/03/2012 tarihinde kendiliğinden sona erdiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda mal alımının 2012 yılı mayıs ayında sona erdiği tespit edilmiştir. Davacının talebi anılan sözleşmenin “Fesih, Zarar-Ziyan Ve Gecikme Tazminatı” başlıklı 5. maddesine dayanmakta olup 5. maddede “…Taraflardan birisi iş bu protokolü 45 gün önceden bildirmek kaydı ile fesih edebilir. Sözleşmenin feshini müteakip tarafların birbirleri lehine henüz sonuçlanmamış taahhütleri var ise sözleşme bu taahhütlerin sona ermesine kadar geçerliliğini koruyacaktır. İş bu protokolün veya tedarikçi ile yapılmış sözleşmelerin zamanından önce fesih edilmesi durumunda üye, …. üzerinden herhangi bir indirim veya promosyon almış ise almış olduğu indirim veya promosyonların bedellerinin tarafına fatura edileceğini ve …’ın anlaşmanın feshinden dolayı yaşamış olduğu zararın karşılanacağını beyan ve taahhüt eder.” düzenlemesi yer almaktadır. Yukarıda yazılı bozma ilamında da açıklandığı üzere sözleşme 17/03/2012 tarihinde kendiliğinden sonra erdiğinden davacının sözleşmenin 5. maddesindeki sağlanan kazançları geri talep etme hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine ve davacının icra takibine geçmede haksız ve kötüniyetli olduğu kanaatine varılarak davalının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile İİK 67/2 maddesi uyarınca reddedilen dava değerinin %20’si üzerinden davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın reddine,
Davalının kötüniyet tazminat talebinin kabulü ile 2.558,98-TL kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar harcının, peşin alınan 126,15-TL harçtan düşümü ile bakiye 90,25-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 600,00-TL bilirkişi ücreti, 60,00-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 660,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda hükmün tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/02/2018

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza