Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/178 E. 2018/125 K. 13.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/178 Esas
KARAR NO : 2018/125

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 20/10/2009
KARAR TARİHİ : 13/02/2018

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Ltd.Şti nin müvekkili bankanın kredi borçlusu olduğunu, firmanın yetkilisi …’ ın kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olduğunu, kredi borçlusu şirketin hesapları kat edildiği ve ödeme yapılmayınca haciz yolu ile icra takibi yapıldığını ve kesinleştiğini, takipte … tarafından maliki olduğu … ili … İlçesi … … ada, … parsel sayılı 620 m2 miktarlı iki katlı 4 daireli apartmanın 2.. katinda 3 nolu bağımsız bolüm numaralı rdaireyi 05/01/2009 tarıhinde …’ a satış suretiyle devrettiğini, taşınmazın alacaklıları zarara uğratmak amacıyla diğer davalıya muvazaalı olarak satıldığını mal kaçırmak üzere satış yapıldığının anlaşıldığını bu nedenle akraba olan davalıların mal kaçırmaya yönelik işlemde bulunduklarını, iyi niyetli olduklarının düşünülemeyeceğini bu nedenle gayrimenkulün yeniden el değiştirilmesinin önlenmesi için İİK nun 281/2 maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesini fazlaya dair ve faizle karşılanmayan munzam zarar talep haklarının saklı tutulmasına, masraf ve ücreti vekaletin davalılarda yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin verdiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın diğer davalı …’dan boşanmış olup … 2. Aile Mahkemesinin kararı uyarınca devretmiş olduğu gayrimenkul ile ilgili,olarak davacının İ.İ.K. 277 ve devamı maddesine dayalı olarak açtıkları davanın koşullarının oluşmadığını,müvekkilinin söz konusu devir işlemini mahkeme kararına istinaden yaptığını ortada bir satış olmadığı gibi alacaklılardan mal kaçırma durumununda söz konusu olmadığını, davacı tarafın son derece kötü niyetli olup asılsız ve mesnetsiz iddialarda bulunduğunu, aynı konuda başka bir banka tarafından da tasarrufun iptali davasının … 11 Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olup yargılaması halen devam ettiğini açılan bu ttasarrufun iptaii davasının koşulları oluşmadığından davanın reddi ile ücreti vekalet ile mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapıldığı, cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen 2009/766-2011/299 E.K. Sayılı karar ile “Davanın kabulüne, tapu kaydında değişiklik yapılmaksızın … ili … ilçesi … mevkî, … ada … parsel sayılı 620.00 m² yüz ölçümlü 2 katlı 4 daireli bahçeli Kargir apartman niteliğindeki 24/84 arsa paylı 2. Kat 3 nolu bağımsız bölüm nolu taşınmazın davalı … tarafından diğer davalı …’a satışına ilişkin 05/01/2009 tarihli tasarrufun … 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak kaydı ile iptaline” karar verilmiş olup, iş bu kararın davalı … tarafından temyiz edilmesi sonucunda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/1003-17987 E.K. Sayılı 18/12/2013 tarihli ilamı ile “…Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davasının koşullarından biri alacaklının elinde kesin (İİK.143) veya geçici (İİK.105/II) aciz belgesinin bulunması gerektiğidir. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması, iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında bile alınıp ibraz edilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun hacze kabil malının bulunmaması halinde durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebilir. 5411 sayılı Bankacılık Yasasının geçici 13-16. madde hükmüne göre ise davacı bankanın sermayesinin yarısından fazlasının kamu kurum ve kuruluşlarına ait olduğu ve açtığı tasarrufun iptali davasında aciz belgesi aranmayacağı belirgindir, ancak bu hüküm yasa metninde açıklandığı üzere, 26.12.2003 tarihinden önce kullandırılan krediler için geçerlidir. Somut uyuşmazlıktaki takibe esas kredi sözleşmlerinin 21.08.2008 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda eldeki dava bakımından, davacı banka tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi aranacaktır. Davalı borçlunun aczini gösteren kesin ya da geçici aciz vesikası dava şartı olduğundan, mahkemece aciz halini gösteren belgeler sunulmadan davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre davalı … vekilinin sair temyiz itiralarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…” karar verilmiş olup mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen mahkememizin 2014/128-2015/174 E.K. Sayılı 17/03/2015 tarihli kararı ile “1-Davalı … hakkındaki davanın KABULÜNE, Tapu kaydında değişiklik yapılmaksızın … İli … İlçesi … Mevkii … Ada , … parsel sayılı 620.00 M2 yüzölçümlü 2 katlı, 4 daireleri , bahçeli kargir apartman niteliğindeki 24/84 arsa paylı ikinci kat 3. Nolu bağımsız bölüm nolu taşınmazın davalı … tarafından diğer davalı … a satışına ilişkin 05/01/2009 tarihili tasarrufun … 5. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasındaki alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak kaydı ile iptaline, 2-Davalı … hakkında mahkememizden daha önce verilen karar temyiz nedeni olmadığından ve kesinleşmiş bulunduğundan bu davalı hakkında taktiren hüküm tesisine yer olmadığına” karar verilmiş olup, kararın davacı alacaklı tarafından temyiz edilmesi sonucunda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/4167-3715 E.K. Sayılı 24/03/2016 tarihli ilamı ile “Davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmazın cebri icra yolu ile satılması halinde davalı 3.kişinin elinde bir bedel kalması ve davanın diğer koşullarının da bulunması halinde davalı 3.kişi bedel ile sorumlu tutulur. Somut olayda davacı vekili 24.06.2014 günlü oturumda dava konusu taşınmazın satışının … 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından da iptaline karar verildiğini ve taşınmazın … 7. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında cebri icra yolu ile satıldığını beyan etmiştir. Bu durumda anılan satış dosyasının getirtilerek yapılan cebri satış sonrasında davalı 3.kişiye para kalıp kalmadığı denetlenerek şayet kalmamış ise 3.kişinin iradesi dışında elinden çıktığından davanın konusuz kaldığı nazara alınarak “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm tesisi ile yargılama giderlerinin haksız olan taraftan alınmasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA” karar verilmiş olup, mahkememizde usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay Bozma İlamına uyulmuştur.
Dava, 2004 sayılı İİK’nun 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali talebine ilişkindir. İİK 282 md. gereğince iptal davasının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler aleyhine açılması gerekmektedir.Davada borçlu ve lehine tasarruf yapılan 3. kişi şeklî olarak zorunlu dava arkadaşıdır (HMK md. 60). Her ne kadar mahkememizin yukarıda yazılı 2014/128-2015/ 174 E.K. sayılı 17/03/2015 tarihli kararının hüküm kısmında “Davalı … hakkında mahkememizden daha önce verilen karar temyiz nedeni olmadığından ve kesinleşmiş bulunduğundan bu davalı hakkında takdiren hüküm tesisine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiş ise de belirtildiği üzere davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğundan usul ve yasa gereği davalı … yönünden kararın kesinleştirilmesinin mümkün olmaması nedeni ile bu davalı yönünden de yargılamaya devam olunmuştur. Tüm dosya kapsamından davacı banka, kredi borçlusu olan dava dışı … Ltd. Şti. ile düzenlenen 21/02/2008 tarihli 2.000.000,00-TL bedelli ve 21/02/2008 tarihli 1.000.000,00 -TL bedelli genel kredi sözleşmesinde davalı …’ın kefil sıfatı ile borçlu olduğunu, borcun tahsili için … 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu …’ın mâliki bulunduğu …. ili … ilçesi … mevkî, … ada … parsel sayılı 620.00 m² yüz ölçümlü 2 katlı 4 daireli bahçeli Kargir apartman niteliğindeki 24/84 arsa paylı 2. kat 3 nolu bağımsız bölüm nolu taşınmazı alacaklılarından mal kaçırmak gayesi ile muvazaalı olarak eşi olan diğer davalı …’a devrettiğinden bahisle tasarrufun iptali talebinde bulunmuştur. Yukarıda yazılı Yargıtay Bozma İlamı’nda belirtildiği üzere mahkememizce … 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde davaya konu taşınmazın … 7. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında cebr-i icra yolu ile satışının yapıldığı ve satış bedelinin tamamının alacaklılara ödendiği, taşınmaz mâliki davalı …’a satış bedelinden para kalmadığı, bu durumda yukarıda yazılı yargıtay bozma ilamı’nda belirtildiği üzere davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nun 331/1 maddesi gereğince davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri gerekmektedir. Somut olayda dava tarihi itibari ile davacının davasında haklı olduğu kanaatine varıldığından davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 165,00-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.365,00-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı … vekilinin ve davalı …’ın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/02/2018

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza