Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/165 E. 2019/494 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/165 Esas
KARAR NO : 2019/494

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2017
KARAR TARİHİ : 19/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla taraflarınca İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, davalının, süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında mal alım satımı yapıldığını, cari hesapta kalan bakiye bedel olan (takip öncesi faiz dahil olmak üzere) 20.039,18-TL üzerinden takibe geçildiğini, davalı itiraz dilekçesinde borçlu olmadığını ifade etse de bu iddiaların tamamen farazi olduğunu, takip konusu borç ilişkisi ile ilgili muavin defter kayıtları olmakla birlikte bu hususta düzenlenen faturaların da mevcut olduğunu beyanla icra dosyasına konu 18.100,00-TL anapara yönünden faiz, vekalet ücreti ve tüm feriler ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının takip talebinde alacağın kaynağı olarak cari hesap alacağını göstermesine rağmen dava dilekçesinde sonradan fatura ve ticari defter ve kayıtlara dayanmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, davacının takip talebi ekinde yer verdiği 09/09/2015 tarihli ve 5.799,56-TL bedelli ve 20/07/2016 tarihli ve 9.336,41-TL bedelli faturalar ile 22/07/2013 tarihli çıkış başlıklı belge ile 22/07/2013 tarihli çıkış belgesi tutarlı olmamakla birlikte söz konusu ürünlerin müvekkiline tesliminin yapılmadığını, davacının teslim olgusunu ispata yarar herhangi bir delil ileri sürmemiş olmasının davanın haksızlığının ispatı için yeterli olduğunu, öte yandan davalı müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, taraflar arasında cari hesap mutabakatı bulunmamasına rağmen cari hesap alacağı iddiası ile takip başlatıldığını, takip talebinde borcun kaynağı olarak cari hesap alacağı gösterilmesine rağmen dava dilekçesinde sonradan fatura ve ticari defter ve kayıtlara dayanıldığından ve ayrıca takip konusu alacağın varlığını ispat etmek için sunulan faturaların içerikleri tutarsız, 20/07/2016 tarihli ve 9.336,41-TL bedelli faturanın keşidecisi de davacı olmayıp takibe dayanak faturalara konu mallar da müvekkiline teslim edilmediğinden davanın reddine, müvekkili aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak takip başlatıldığından, takip tutarının yüzde yirmisinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, cari hesaba dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, İstanbul… İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesiyle; davacı tarafından, davalı aleyhine 18.100,00 TL asıl alacak, 1.939,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.039,18 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 18/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 19/01/2017 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya, davacı tarafından sunulan cari hesaba ilişkin faturalar, davalı tarafça sunulan deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa alacağın miktarı hususunda rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; taraflarca ticari defterlerin incelemeye sunulmadığını, davacı tarafından sunulan muavin hesap ekstrelerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 85.201,02 TL alacaklı olduğunu, davalının işletme hesabına göre defter tuttuğunu beyan ettiğini, dosyaya sunduğu 2015 ve 2016 yıllarına ait ödeme makbuzları incelendiğinde, davacıya 13.000,00 TL ödeme yapıldığının anlaşıldığını, makbuzların davacı tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin tespit edilemediğini, dosyaya sunulan ödeme makbuzlarının davacı tarafından sunulan ekstrelerde yer almadığını, takibe konu alacağın cari hesap içerisinde yer alan hangi faturalara dayandığının değerlendirilemediğini tespit ve beyan etmiştir. Davacı tarafın rapora beyan dilekçesi nazara alınarak yeniden dosya bilirkişiye tevdii edilmiş ve ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; davacı tarafından sunulan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığını, defterlere göre taraflara arasındaki ticari ilişkinin 2014 yılı öncesine dayandığını, takip tarihi itibariyle davacının cari hesap nedeniyle 85.801,02 TL alacaklı olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Davalıya ait BA formları celp edilerek bilirkişiden 2. kez ek rapor alınmıştır. Bilirkişi 2. ek raporunda; 2015 yılında davacı tarafından davalıya keşide edilen tüm faturaların davalı tarafından BA formu ile vergi dairesine bildirildiğini, 2016 yılında davalı tarafından davacıya ilişkin herhangi bir bildirimin yapılmadığını, davalı tarafından 2015 yılında bildirilen fatura toplamının 16.346,62 TL olduğunu, cari hesap işleyişi mantığı ile hesaplama yapıldığında alacağın 17/12/2014 tarihli, 26.091,78 TL tutarlı faturadan kaynaklanabileceğini tespit ve beyan etmiştir. Davacı vekili söz konusu fatura ve bu faturaya bağlı sevk irsaliyesini dosyaya ibraz etmiştir. Kök ve ek raporlar mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap açıklaması ile icra takibi başlatıldığı, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadığı, buna göre her ne kadar takip talebinde cari hesap denilmiş ise de, talebin açık hesaba ilişkin olduğu, incelenen davacı ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının, talep edilen miktardan fazla alacaklı göründüğü, davalı tarafından davacının düzenlemiş olduğu 2015 yılı faturalarının ilgili olduğu vergi dairesine bildirildiği, 2016 yılında bildirilmiş bir fatura olmadığı, tarafların kayıtlarının karşılıklı olarak incelenememesi sebebiyle davacının ticari defterlerinin alacağın varlığı hususunda HMK’nın 222. maddesi uyarınca kesin delil teşkil etmediği, kaldı ki, alacağın hangi faturadan kaynaklandığının davacı tarafça açıklanmadığı, faturaların tek başına alacağın varlığını ispat edemeyeceği, bilirkişi tarafından sunulan belgelere göre alacağın kaynaklanmış olabileceğini tespit ettiği faturanın bağlı olduğu sevk irsaliyesinin teslim alan kısmının boş olduğu, davacının, alacağının hangi sebepten, hangi faturadan kaynaklandığını ve varlığını ispat etmesi gerekmekte olup, sunulan tüm deliller kapsamında alacağın hangi faturadan kaynaklandığı ve bu fatura konusu malların teslim edildiği ispat edilemediğinden davanın reddine, alacağın varlığı ispat edilememiş olmakla birlikte davacının takipte kötü niyetli olmadığı kanaatine varıldığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Reddine,
2-Davalının Kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin alınan 309,11 TL harçtan mahsubu ile kalan 264,71 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.
19/06/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza