Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/13 E. 2018/602 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/13 Esas
KARAR NO : 2018/602

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/01/2017
KARAR TARİHİ : 31/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkillerinin murisi ve davaya konu senette borçlu kısmında adı geçen …’ın 1970 yılında …’ya işçi olarak gittiğini ancak geçirdiği bir iş kazası neticesinde 1978 yılında Türkiye’ye dönüş yaptığını, bu tarihten sonra ticarete atıldığını ancak ticarette başarılı olamadığını, himayesi altına aldığı yeğeni …’ın ise borç içerisinde olan ve sürekli işi ve geliri olmayan bir kişi olduğunu, müvekkillerinin murisi … ile davalılardan … arasında hiçbir şekilde ticari ilişki veya borçlanmaya neden olacak bir münasebet olmadığını, davalı …’ın 1990-2006 yılları arasında murisin himayesinde yaşamını sürdürdüğünü, icra dosyasına dayanak yapılan senetin muris …’ın işyerinden çalındığını ve sonradan üzerinin doldurularak alacaklısı … olan bir borç senedi haline getirildiğini, muris …’ın iş gereği dükkandan ayrılmak zorunda kaldığında işlerin aksamaması için imzalı ve damga pullu bir takım senetleri işyerindeki odasında muhafaza ettiğini ve gerektiğinde kullanılması için çalışanlarına talimat verdiğini, davalı …’ın bu durumdan istifade ederek kendisini alacaklı kısmı boş olan senedin alacaklısı haline getirdiğini, davalı …’ın senedin bedelini …’ın yaşamı süresince talep etmediğini, alınan grafolog raporlarında ise borçlu kısmı ile alacaklı kısımları arasında yazım farkı olduğunun tespit edildiğini, davalı …’ın mirasçıların mal varlıkları olduğunu bildiğinden icra takibini …’ın vefatından sonra yaptığını, kendisine bu hususlarda yardım eden ve yol gösteren şahıslarla birlikte planlı bir dolandırıcılık eylemine giriştiğini, tüm davalılar hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, davalı …’ın savcılık ifadesinde “…2008 yılında amcam … benim de söz konusu inşaat firmasında isteme karşılığında doğacak şekilde kendi el yazısı ile 950.000,00-TL’lik bir senet düzenleyip bunu bana verdi…” şeklinde beyanda bulunduğunu ve alacağın nedenini değiştirerek borcun sebebini değiştirdiğini, senet metninin talili nedeni ile ispat yükünün alacaklı/davalı olarak gözüken tarafa geçtiğini, senet üzerindeki damga pullarının düzenleme tarihinde tedavülde bulunmadığından bahisle müvekkilleirne ait menkul ve gayrimenkul mallara hacizler konulup satış aşamasına getirilmesi karşısında telafisi imkansız zararların doğmaması adına takibin durudrulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkillerinin 15/11/2008 vade tarihli 19/08/2008 düzenleme tarihli ve 950.000,00-TL bedelli senet nedeni ile … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından kaynaklı olarak davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …’a yargılamanın her aşamasında usulünce tebligat yapılmış olup davaya karşı beyanda bulunmamıştır.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçek olmadığını, davaya konu senedin kambiyo senedi olduğunu, asıl borçtan mücerret olup tanık dinlenemeyeceğini, yazılı delil gerektiğini, davalı müvekkili …’ın savcılıkta verdiği ifadesinin bir kısmının dava dilekçesinde yazıldığını, müvekkilinin ifadesinde “…Benim de sizden bu şekilde alacağım var, hissem var…” şeklinde olup, müvekkili alacağına karşılık bu senedi aldığını açıkça beyan ettiğini, kişinin şirkette hissesi olmasının bu hissenin paraya tekabül etmeyeceği anlamına zaten gelemeyeceği, kaldı ki müvekkilinin zaten alacağı olduğunu açıkça beyan ettiğini, bu nedenle davacıların talil nedeni ile ispat yükü karşı tarafa geçmiştir iddialarının çok mesnetsiz kaldığını, ayrıca davacı borçluların … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/271-184 E.K. sayılı dosyasından menfi tespit davası açtıklarını, bu davada da aynı iddialara dayandıklarını, her iki davada da hukukî ilişkiye dayanıldığını, hukukî nedenlere dayanıldığından ispat yükünün davacılara ait olduğunu belirterek tüm bu sebeplerden dolayı davanın reddine ve davacıların %20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların delil listesinde gösterilen deliller celp edilmiş olup; Mahkememizce …. 1. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlular …, …, …, …, …, … aleyhine 19/08/2008 tanzim tarihli, 15/11/2008 vade tarihli 950.000,00-TL tutarlı 1 adet bonoya dayalı olarak 03/08/2011 tarihinde kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı anlaşılmıştır. … 36. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı temliknamesi ile icra takibine konu borcun 100.000,00-TL’lik kısmının … tarafından …’a (… TC Kimlik No) temlik edildiği, … 36. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı temliknamesi ile icra takibine konu borcun 162.500,00-TL’lik kısmının … tarafından …’e (… TC Kimlik No) temlik edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce … 3. Asiye Hukuk Mahkemesi’nin … sas sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacılar …, …, …, …, …, … tarafından davalılar …, …, … ve … aleyhine … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu 950.000,00-TL tutarlı bono nedeni ile 17/06/2015 tarihinde menfi tespit davası açılmış olduğu, yargılama sonucunda 18/06/2015 tarih 2015/271-184 E.K. Sayılı karar ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş olduğu, 24/02/2016 tarihli ek karar ile 18/06/2015 tarih 2015/271-184 E.K. sayılı kararın 26/01/2016 tarihinde kesinleştiği, taraflarca HMK 20/1 maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; müşteki …, …, …, …, …, …’ın 04/11/2013 tarihli şikayet dilekçesinde murisleri …’ın şüpheli …’ın amcası olduğunu, muris ile şüpheli … arasında ticarî illişki veya borçlanma şeklinde bir hukukî ilişki bulunmadığını, şikayete konu 19/08/2008 tanzim 15/11/2008 vade tarihli 950.000,00-TL tutarlı bononun imzalı ve boş olarak murisin işyerinden çalınarak doldurularak borç senedi haline getirildiğini, senedin üzerinde bulunan damga pullarının 2003 yılında kaldırıldığını, 2008 tarihli senet üzerinde damga pulunun olmasının mümkün olmadığını, senet hakkında … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip açıldığını ve takibe konu tutarın kısmen … ve …’e temlik edildiğini belirterek resmî belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan şikayetleri üzerine şüpheliler …, …, …, meçhul sanık hakkında 19/08/2008 tanzim 15/11/2008 vade tarihli 950.000,00-TL tutarlı bono hakkında resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık suçundan soruşturma başlatıldığı, şüpheli …’ın 22/10/2016 tarihli savcılık ifadesinde “… isimli şahıs öz amcam olmaktaydı. Biz kendisi ile uzun yıllar birlikte inşaat işi yaptık. Söz konusu inşaat firması …’a aitti. Ben de amcamın yanında ona inşaat ile ilgili bütün işlerde, mal alım-satımı gibi işlerde yardımcı oluyordum. 2008 yılında amcam … benim de söz konusu inşaat firmasında isteme karşılığı doğacak şekilde kendi el yazısı ile 950.000,00-TL’lik bir senet düzenleyip bunu bana verdi. Amcamın bana bu şekilde senet verme sebebi şudur; ben amcama vefat etmeden önce ‘Amca benim de bu şekilde sizden alacağım var, hissem var, ölümlü kalımlı dünya, çocuklarımız var, benim de kendi ailem ve çocuklarım var, ne olur ne olmaz, bana bir güvence ver’ diyince o da bana yukarıdaki dosyaya konu olan 950.000,00-TL’lik senedi verdi. Bu senedi aldıktan sonra tahminen ilgilisi olan amcam vefat etti…” şeklinde beyanda bulunduğu, soruşturma sonunda 2013/34661 soruşturma numaralı 2017/969 karar numaralı 18/01/2017 tarihli “Kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar ile şüphelilerin üzerine atılı dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerine dair müştekilerin iddiaları dışında kamu davasının açılmasını haklı gösterir kesin, somut ve inandırıcı delillerin elde edilemediği gerekçesi ile kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olduğu, iş bu karara karşı müştekiler vekilinin itiraz etmiş olduğu, … 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin … değişik iş numaralı 13/02/2011 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava; menfi tespit davasıdır. 2004 sayılı İİK 72 maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Dava konusu olayda davacı taraf davalının icra takibinden sonra menfi tespit davası açmıştır. Davaya konu 19/08/2008 tanzim 15/11/2008 vade tarihli 950.000,00-TL tutarlı bonoda …’ın keşideci, davalı …’ın lehtar olduğu, bononun geçerli unsurları ihtiva ettiği anlaşılmıştır. Dosyada mevcut nüfus kayıtlarının incelenmesinden, davacıların …’ın mirasçısı olduğu, mirasçıların bu davayı 3. kişi konumundaki davalılara karşı birlikte açmış oldukları, TMK 640 vd. maddesi koşullarının somut olayda mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Bono 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776-779. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bono, hukuki niteliği itibari ile mücerret bir borç ikrarıdır; bir başka deyişle belirli bir bedelin ödenmesi konusunda bir ödeme vaadidir. Uyuşmazlığa konu bonoların düzenleme (ihdas) nedeni bölümünde “nakten” ibaresinin yazıldığı görülmüştür. Davacı taraf, muris … ile davalı … arasında hiçbir şekilde ticari ilişki veya borçlanmaya neden olacak bir ilişki olmadığını öne sürerek bono nedeni ile borçlu bulunulmadığının tespiti talebinde bulunmuştur. Davalı … ise yukarıda ayrıntılı şekilde yazılan savcılık ifadesinde davacıların murisi …’ın yanında ona inşaat ile ilgili bütün işlerde yardımcı olduğunu, inşaat firmasında hissesine karşılık davaya konu bononun … tarafından düzenlenip kendisine verildiğini savunmuştur. Kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı TMK’nun 6. maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Bono nedeni ile borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükü kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Somut olayda davalı … bononun ihdas nedenini tâlil etmiş olup ispat yükü HMK 190 hükmü uyarınca dava konusu bononun inşaat firmasındaki hissesine karşılık düzenlendiğini, savunan davalı …’da olup, savunmasını 6100 sayılı HMK’nun 200 ve 201 maddeleri uyarınca yazılı deliller ile kanıtlanması gerekmektedir. Davalı … dosyaya yazılı delil sunmamıştır. Davalı … delilleri arasında ayrıca ve açıkça yemin deliline de başvurmadığından yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır. Bu durum karşısında davalı … senedin hissesine karşılık olarak verildiğini usulüne uygun olarak kanıtlayamamıştır. Diğer yandan yukarıda açıklandığı üzere … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu alacak kısmen davalılar … ve …’e temlik edilmiştir. Alacağın devri TBK 183-194 maddelerinde düzenlenmiştir. Alacağın devri alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devir alana geçmesini sağlar. Borçlu-davalı, temlik edene karşı ileri sürebileceği tüm def’ileri BK 188 maddesi gereği temlik alana karşı da ileri sürebileceğinden tüm davalılar yönünden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır. İİK’nun 72/5 maddesi hükmüne göre menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde davalı alacaklının tazminattan sorumlu tutulabilmesi için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli yapılması gereklidir. Somut olayda davalının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğu ispat edilememiştir. Bu nedenle davacı lehine tazminata karar verilmemiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, davacıların dava konusu olan … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu 19/08/2008 tanzim tarihli, 15/11/2008 vade tarihli, 950.000,00-TL bedelli bonodan dolayı davalılar …, … ve …’a borçlu olmadığının tespitine,
Davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 64.894,50-TL nispi karar harcından peşin alınan 16.223,63-TL harcın mahsubu ile bakiye 48.670,87-TL karar harcının davalıların … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasındaki alacak miktarları üzerinden oran kurulmak sureti ile davalı …’in (8.325,28-TL kısmından), davalı …’ın (5.123,25-TL kısmından), davalı …’ın (35.222,34-TL kısmından) sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 259,70-TL tebligat posta gideri ile 16.259,63-TL ilk harç gideri olmak üzere toplam 16.519,33-TL yargılama giderinin davalıların … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasındaki alacak miktarları üzerinden oran kurulmak sureti ile davalı …’in (2.825,67-TL kısmından), davalı …’ın (1.738,88-TL kısmından) ve davalı …’ın (11.954,78-TL kısmından) sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacılar vekili lehine hesaplanan 51.950,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıların … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasındaki alacak miktarları üzerinden oran kurulmak sureti ile davalı …’in (8.886,18-TL kısmından), davalı …’ın (5.468,42-TL kısmından) ve davalı …’ın (37.595,39-TL kısmından) sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/06/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza