Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1125 E. 2018/957 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1125 Esas
KARAR NO : 2018/957

DAVA : Alacak (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’in …Bankası … şubesinden çektiği 19.500,00 TL tüketici kredisine istinaden anılan banka şubesince murise hayat sigortası yaptırıldığını, hayat sigortasının yaptırılması ve kredinin kullandırılmasına müteakip muris …’in geçirdiği pnömoni rahatsızlığı nedeniyle doğal yolla vefat ettiğini, rizikonun gerçekleşmesini müteakip bankaya vefatın bildirilmesi ve kredi borcunun hayat sigortası poliçesini düzenleyen davalı … şirketlerinden tahsili talep edilmiş ise de davalı … şirketlerince sigorta bedelinin bankaya ödenmediğini ve kredi borcunun müvekkilleri tarafından ödenmek zorunda kaldığını, murisin vefatının doğal yollarla olması nedeniyle davalılarca sigorta bedelinin ödenmemesi için geçerli herhangi bir neden olmadığını beyanla fazlaya dair hakları sakları kalmak üzere 19.500,00 TL hayat sigortası alacağının değişen oranlarda ticari faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların bahsetmiş olduğu dava kapsamında 19.500,00 TL bedelli, 03/10/2013-2014 dönemi için ferdi kaza sigorta poliçesinin düzenlendiğini, sigortalının hayatını 06/12/2013 tarihinde kaybettiğimi, söz konusu tarih üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçmesi nedeniyle talebin zamanaşımına uğradığını, söz konusu poliçede dava dışı …Bankası lehine dain mürtehin kaydı bulunması nedeniyle söz konusu bankanın muvafakatının alınması gerektiğini, sigortalının vefat sebebinin zatürre ve beyin kanaması olması sebebiyle vefat sebebi kaza ve kaza niteliğinde olmadığını, poliçenin ise kaza nedeniyle vefat halinde teminat sağladığını, bu nedenle davanın yersiz olduğunu beyanla reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’in … ile yapmış olduğu kredi sözleşmeleriyle ilgili olarak aynı zamanda müvekkilinin acentesi sıfatıyla hareket eden … aracılığı ile kredi koruma sigortası başvurusunda bulunduğunu, davacılar murisinin başvuru sırasında sağlık durumu ile ilgili beyanları nazara alınarak güvenli hayat sigortası katılım sertifikası ile grup poliçesine dahil edildiğini, davacıların müvekkilinden talep ettikleri vefat teminatının murislerinin sigorta sözleşmesinin kurulması aşamasında beyan yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle reddedildiğini, talebin 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olması sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, sigorta poliçelerinde dava dışı … dain mürtehin kaydının olması sebebiyle muvafakatının alınması gerektiğini, davacılar murisinin sigorta sözleşmesinin kurulması aşamasında kendisine açıkça sorulmasına rağmen sağlık durumunu gizlediğini ve hiçbir hastalığının olmadığını beyan ettiğini, ancak uzun süredir beyin anevrizması hastalığı tedavisi gördüğünü, vefatı ile tedavi gördüğü bu hastalık arasında uygun illiyet bağı bulunduğunu ve bu nedenle davanın haksız olduğunu beyanla reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacılar murisinin kullandığı tüketici kredisi ve eki hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan vefat tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce davacılar murisinin dava dışı …Bankasından kullanmış olduğu kredi sözleşmesi ve ekleri, görmüş olduğu tedavilere ilişkin evraklar, davalı … şirketleri nezdinde bulunan hayat sigortası poliçeleri celp edilmiş, murisin 01/10/2013 tarihinde kullanmış olduğu 21.763,27 TL geri ödemeli tüketici kredisi nedeniyle davalı … nezdinde 03/10/2013-03/10/2014 tarihleri arasında geçerli ferdi kaza sigorta poliçesinin ve yine davalı … nezdinde 03/10/2013-03/10/2014 tarihleri arasında geçerli güvenli hayat sigortası katılım sertifikasının bulunduğu anlaşılmıştır.
28/05/2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Mezkur Kanun’un 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara dair davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Kanun’un görev ve yetkiye dair hükümlerinin uygulanmasını engelleyemeyeceğine değinilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine dair olduğu, 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu ve 115. maddesi uyarınca mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında; davaya konu talebin dayanağı olan davacılar murisi ile dava dışı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesi ve bu kapsamda davalılar ile akdedilen sigorta sözleşmelerinin tüketici işlemi olması ve tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.10/10/2018

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza