Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1113 E. 2021/123 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1113 Esas
KARAR NO : 2021/123

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili … A.Ş. 1.700’ü aşkın akaryakıt istasyonu ile bayilik ilişkisi içine olan 1 madeni yağ fabrikası, 10 akaryakıt, 4 LPG dolum terminalı, 20 havaalanı ikmal ünitesi ve yaklaşık 1,1 milyon metreküpü aşan depolama kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük akaryakıt dağıtım ve madeni yağ şirketi olduğunu, Petrol Ofisi çok sayıda aracı/taşeronu ve dolayısıyla yüksek miktarda akaryakıt tüketimi olan dava dışı lojistik firması … A.Ş. İle … tarihinde Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre Petrol Ofisi, sisteme dahil olan bayileri aracılığı ile …’a veya onun taşeronlarına akaryakıt ikmali sırasında bir ödeme yapılmadan, karta tanımlı limitler dahlinde akaryakıt temin ettiğini, sözleşmeye göre bu akaryakıtın bedeli, kesilecek faturalar karşılığı … tarafından ödeneceğini, akaryakıt alımında kullanılacak kartlar Petrol Ofisi tarafından basıldığını ve Netlog’a verildiğini, … da bu kartlara belirli limitler tanımlandığını ve her bir taşerona TC kimlik numarası ve taşeronun kullandığı aracın plakası üzerinden aktive ederek imza karşılığı teslim edildiğini, ne yazık ki davalı adına çıkarılan kartlarla muhtelif tarihlerde … plakalı aracına, kartların limitini aşarak toplamda 103.447-TL’lik fazladan akaryakıt aldığını, izah olunan ve resen ele alınacak nedenlerle davalının … 26. İcra Müdürlüğü’nün… esas numaralı takibine yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin devamına, likit alacağa yaptığı haksız itiraz sebebiyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalının cevap dilekçesinde özetle;Dava dilekçesinin HMK 119 maddesine uygun bulunmadığı asılsız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun, hangi vakıanın hangi delilleri ile ispat edileceği talep ve sonucunun açıklayıcı olmadığı, dilekçesinin içerisinde içermesi gereken zorunlu unsurların bulunmadığı, yetki ve görev yönünden usule aykırılık olduğu bu nedenlerle dava dilekçesinin usulün yönlerden reddine karar verilesini gerektiği, … 26. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazlarında haklı olduklarını, aleyhlerinde yapılan takibin asılsız ve mesnetsiz olduğunu, açılan davanın haksız olarak açıldığını, icra borcunun kendileriyle bir alakasının bulunmadığı, usul ve esasa aykırı olarak açılan davanın reddine, icra takibinin iptaline, haksız dava açılması nedeniyle tazminat hakları saklı kalmasına ve giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, dava dışı şirket ile akdedilen sözleşme kapsamında kart kullanan davalıdan limit aşımı nedeniyle akaryakıt bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra açılmış olup uyuşmazlık, davanın ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve belirlenecek niteliğine göre davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemelerinden hangisi olduğu konularında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir.Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar,
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava konusu somut olayda; akaryakıt dağıtım- satımı işinin davacı tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu ve davacı şirket yönünden ticari iş niteliği arzettiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık, limit aşımına denk gelen akaryakıt-mal bedeli alacağının davalı gerçek kişinin ticari işletmesinden kaynaklandığı veya davalının bir ticari işletmesinin bulunduğu iddia ve ispat edilememiştir. Eldeki davanın asliye ticaret mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için tarafların her ikisinin birden tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması zorunlu olduğundan ve yukarıda izah edildiği üzere; bedeli talep edilen faturanın davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı ve ayrıca dava dışı şirket ve taşeronlarına limit dahilinde kartla verilecek akaryakıtın, yine dava dışı şirket taşeronu davalı tarafça limit aşılarak kendi aracında kullanıldığı ve bedelinin ödenmediği iddiasına dayanıldığından, davacı ile davalı arasında bu durumda limit aşımına konu akaryakıt bedeli yönünden bir ticari ilişki olmadığı da değerlendirilmekle, bu itibarla davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olmadığından davanın usulen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı ve davalının yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.10/03/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza