Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1112 E. 2021/348 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1112 Esas
KARAR NO : 2021/348

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 26/12/2017 tarihli dava asıl dilekçesinde özetle : davalı şirketin kredi borcuna teminat teşkil etmek üzere müvekkil şirket ile … 8. Noterliğinin … tarih, … yevmiye nolu düzenleme Şeklinde Ticari İşletme Rehni Sözleşmesi imzaladığını, davalı şirketin kredi borcunu ödememesi nedeniyle aleyhine … 5. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasından başlatılan menkul rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde, borçlu şirketin, “… adresinde bulunan Ticari İşletme Rehnine Tabi Unsurların, kıymet takdirinin yapılmak amacıyla …ra Dairesi’nin …Talimat sayılı dosyası ile 18/10/2017 tarihinde mezkur mahalle gidildiğine, ticari işletme rehni sözleşmesinin ekinde yer alan listede bulunan rehinli unsurlardan, …” isimli iş makinesi tespit edilemediğini, kıymet takdiri tespitine iştirak eden fabrika müdürü …, söz konusu iş makinesinin bozulduğunu, tamir edilemeyecek durumunda olması nedeniyle hurdacıya satıldığını beyan ettiğini, taraflar arasında imzalanan 09/08/2016 tarihli Ticarî İşletme Rehni Sözlemesinin Tabi Olduğu 1147 sayılı Ticari İşletme Rehin Kanununun “Ticari İletmenin Merhun Değerinin Muhafazası, 11. Maddesine istinaden; ticari işletme sahibi işletmenin merhun değerini muhafaza için gerekli ihtimamı göstermediği veya kanunen öngörülen hallerde alacaklının muvafakatini almadığı ve bu yüzden de alacaklının zararına ticari işletmenin merhun değeri düştüğü takdirde hakim tarafından kendisine verilecek mühlet içinde ek teminat vermez veya evvelki hali iade etmez ise, talep üzerine alacaklıya teminat noksanına tekabül edecek bir miktarın ödenmesine hükmolunur, denilmek suretiyle ticari iletme rehni sözleşmesi kapsamındaki rehinli unsurların gerektiği şekilde muhafazasını yapmayan ticari işletme sahibinin, zayi olduğu anlaşılan rehin unsurun değeri nispetinde ek teminat göstermesi, aksi durumda üçüncü kişiye satılan rehinli unsurun değeri tutarında tazminat ödemesi gerektiği hususunda tereddüt bulunmadığını, davalı şirketin rehinli unsurları sigorta ettirmekle yükümlü olduğunu, davalı şirkete, sözleşme kapsamındaki rehinli unsurları sigorta ettirip ettirmediği, ettirmiş ise bozulduğu için hurdacıya satıldığı iddia edilen dava konusu rehinli iş makinesine ilişkin sigorta şirketinden tazminat tahsil edip etmediğinden bahisle, taraflar arasında imzalanan Ticari İşletme Rehni sözleşmesinin rehne dahil edilen “…” isimli aracın değeri 21.000-TL olarak belirlendiğini, bilirkişi incelemesi ile mezkur rehinli unsurun güncel değeri tespit edilebileceğini, davalı şirketin, ticari işletme rehnini unsuru olan “…” isimli iş makinesini, değerini muhafaza için gerekli ihtimamı göstermemesi veya müvekkil şirketin muvafakati olmadan üçüncü kişiye satması nedeniyle ticari işletme rehninin değerinin düştüğü nispette ek teminat vermesini, aksi takdirde teminat noksanına tekabül edecek tutarın ödemesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça kredi borcuna ilişkin olarak Ticari İşletme Rehni Sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafça kredi borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için … 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından menkul rehnin paraya çevrilmesi talepli icra takibi başlatıldığını, davalının bilinen adresine kıymet takdiri için gidildiğini fakat hazırlanan kıymet takdiri raporuna itiraz edildiğini, bunun üzerine … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından Kıymet Takdirine İtiraz davası açıldığını, dosyadan alınan bilirkişi raporu ile bir kısım malların yerinde tespit edilmediğinin bildirildiğini, davalının bu malların muhafazasını sağlaması gerektiğini, aksi halde tazminat bedeli ödemekle yükümlü olduğunu, bu malların toplam değerinin 134.950,00-TL olduğunu, ayrıca … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından yine tespit edilemeyen başka bir mala ilişkin tazminat davası açıldığını, Mahkememizde açılan davanın bahsi geçen dava ile birleştirilmesi gerektiğini belirterek davanın birleştirilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa asıl ve birleşen davalarda dava dilekçeleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Asıl ve birleşen dava, ticari işletme rehin değerinin düşürülmesi nedeniyle ek teminat verilmesi veya tazminat ödenmesi talebine ilişkindir.
7101 sayılı kanun madde 61 uyarınca 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken diğer bir husus da, yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili “usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı”dır.
Dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla (veya hükümle) sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasındaki her usul işlemi, ayrı ayrı ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi tamamlanmış ise, artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak, dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
Eğer bir usul işlemi, yargılama sırasında yapılmaya başlanıp tamamlandıktan sonra yeni bir usul kuralı yürürlüğe girerse, söz konusu işlem geçerliliğini korur. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden (veya kanunundan) etkilenmez. Buna karşın, bir usul işlemine başlanmamış veya başlanmış olup da henüz tamamlanmamış ise yeni usul hükmü (veya kanunu) hemen yürürlüğe gireceğinden etkilenir. Çünkü, usule ilişkin kanunlar -tersine bir kural benimsenmediği takdirde- genel olarak hemen etkili olup uygulanırlar. O halde somut olayda, dava değeri nazara alındığında dava basit yargılama usulüne tabidir.
HMK 320/4 “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
HMK’nun 320/4 maddesinde belirtilen hal ve koşulların 15/03/2018 tarihinden sonra oluşması gerekir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle ; tarafların duruşmaya katılmamaları ve mazerette bildirmemeleri nedeniyle mahkememizin 16/12/2020 tarihli oturumunda dosyanın 6100 sayılı yasanın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı, davacının yenileme talebi üzerine davanın yenilendiği , yenileme tensip zaptı ve duruşma gününün davacı vekiline tebliğ edildiği ancak mahkememizin 16/06/2021 tarihli oturumunda yapılan duruşmaya yine tarafların katılmadıkları ve mazeret dilekçeside sunmadıkları anlaşılmakla taraflarca takip edilmeyen asıl ve birleşen davanın HMK 150. Madde ve HMK 320/4 maddesi uyarınca Açılmamış sayılmalarına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-İkinci kez takipsiz bırakılan davanın HMK 150. Madde ve HMK 320/4. Maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
ASIL DAVADA
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın peşin alınan 358,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 299,33 TL nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
BİRLEŞEN DAVADA
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın peşin alınan 2.304,61 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.245,31 TL nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf Yolu Açık Olmak Üzere Karar verildi.16/06/2021

Katip …
☪e-imzalıdır.

Hakim …
☪e-imzalıdır.