Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1110 E. 2020/170 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1133 Esas
KARAR NO : 2020/85

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/11/2016
KARAR TARİHİ : 07/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ile davalı …, …, …, … ve … ile 06.10.2005 tarihli intifa sözleşmesine göre davalıların malik olduğu … ili, … ilçesi, … Mahallesi, 262 ada, 25 parsel de kayıtlı 573 m2 yüzölçümlü taşınmaz üzerine 15 yıl müddet ve 288.293,0 TL bedel ile müvekkili şirket lehine intifa hakkı tescil edildiğini, söz konusu bedel 28.12.2005 tarihinde davalıların ortak hesaplarına ivaz bedeli olarak müvekkili şirketçe yatırıldığını, söz konusu ivaz ödemesi ve intifa hakkı tescili, bir kısım davalıların pay sahibi olduğu dava dışı … Ltd. Şti. ile istasyon bayilik sözleşmesi kurulması amacıyla gerçekleştiğini, müvekkili şirket bu bedeli ilişkinin 15 yıl gibi uzun süreler boyunca süreceği inancı ve bu süre boyunca anılı istasyondan elde edeceği kâr beklentisi ile ödediğini, geçen süre zarfında anılı taşınmaz el değiştirdiğini, … Ltd. Şti. de daha sonra el ve isim değiştirdiğini (dava dışı … ve Tic. Ltd. Şti.), sözleşme süresi dolup yeni bir sözleşme yapılmış olsa bile intifa hakkının baki kaldığını, her türlü fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile müvekkilinin intifa süresinin tamamı nazara alarak davalılara peşinen ödediği intifa ivazının, geçersiz ve müvekkili tarafından kullanılamayacak intifa süresine karşılık gelen 128.827,02 TL’lik kısmının (anapara) davalılara ödenme tarihinden itibaren TCMB’nın kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranında faiziyle ile birlikte davalılardan tahsiline, ayrıca söz konusu bedelin (anaparanın) dava tarihine kadar davalı nezdinde kalması sebebiyle, kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin (kazançların, faizlerin, vs.) ve müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı belirsiz alacak davası hükmünde ve asgari 1.000 TL semerenin (Sayın Mahkemece yapılacak tahkikat sonucu alacaklarımızın tam ve kesin olarak belirlenmesine takiben HUMK hükümleri uyarınca işbu talebimizi arttırma hakkımız saklı tutmak kaydıyla) TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesine vekâleten talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı … ve …’ın cevap dilekçesinde özetle;Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, çünkü hem dava konusu olan intifaya konu taşınmazın …’da olduğunu, hem de davalı olarak geçen taraflar …’da olduğunu, bu sebeple davanın taşınmazın aynına ve buna bağlı intifa hakkına dair olan dava konusu olayda … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bunun yanında davalıların ikametgahı mahkemesinde açılması gereken dava bizzat davacının ikametgahı mahkemesinde açıldığını, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu, dava sebepsiz zenginleşmeden dolayı açıldığından 1 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, sözleşmenin feshinden sonra üzerinden 5 yıl geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle zamanaşımı bakımından da davaya itiraz etiklerini, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı firma ile sözleşme koşullarında zamanında şirkete söz sahibi ve ortaklarından olduğunu dönemde davacı şirkete intifa sözleşmesinin yapıldığının doğru olduğunu, sonrasında gelişen ekonomik olaylar sebebiyle iflas durumu ile karşılaşan … isimli şirketlerinin şirketin çoğunluk hissesini … isimli şahsın satın aldığını, davacı bizzat dava dilekçesinde 14/08/2011 tarihinde intifa terk etmek zorunda kaldığını beyan ettiğini, bunun yanında 18/12/2013 tarihinde davacının davalılardan şirket tarafından bayilik sözleşmesinin fesih edildiğini beyan ettiğini, davacının ana paraya uygulanmasını talep ettiği faiz oranları da kabul edilebilir olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerden de anlaşılacağı gibi dava hem esas ve hem de usul bakımından yasaya aykırı bir şekilde açılan davanın reddine karar verilmesini , yetki ve zamanaşımı dahil tüm itirazlarının kabulüne, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle: davaya konu talebini davalılardan … Ticaret Limited Şirketini ilgilendirdiğini, … isminin değiştiğini ve … Tic. Ltd. Şti ismini aldığını talebe konu alacak sebebiyle Ticaret ve Borçlar Kanununda öngörülen zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, tarafımca davaya konu alacağın talebinin mümkün olmadığını zira muhatap … Tic. Ltd. Şti olarak gösterilmesinin gerektiğini, davaya konu alacağı intifaya ilişkin sürenin yasal olarak sona erdikten sonrası için talepte bulunabileceğini, oysa ki davacının sözleşme başlangıcını esas aldığını, bu durum hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, davacının talep ettiği edilen kazanç tabiri de hukuken ve kanunen kabul edilebilir olmadığını, intifa sözleşmesi ile elde edilecek kazanç da davacı taraf devredilmediğine göre bu talep de kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki intifa sözleşmesinde buna dair bir hükmün olması ya da olmaması durumunun değiştirmeyeceğini, ticari kriz neticesinde …’daki (şimdiki ismi …) hisselerinin 2008 yılında … aldığını ve yönetimin kendisinde olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava bayilik sözleşmesi gereği tesis edilen intifa ivaz bedelinin fazla kısmının iadesi talebidir.
Mahkememizin 30/04/2019 tarihli 6 nolu celsesine davacı vekilinin bizzat katıldığı ve gelecek celsenin sözlü yargılama olacağının ihtar edildiğinden bahisle duruşmanın 09/10/2019 tarihine bırakıldığından haberdar olduğu, ancak 09/10/2019 tarihli 7 nolu celseye davacı vekilinin gelmediği, mazeret de bildirmediği anlaşıldığından dosya H.M.K.’nun 150. Maddesine göre yenileninceye kadar işlemden kaldırılmıştır. HMK 150/5. maddesine göre üç ay içerisinde dosyaya yenileme dilekçesi de sunulmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1- Davanın 6100 Sayılı HMK 150/5. Maddesine göre açılmamış sayılmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40-TL maktu harcın, peşin alınan 2.200,05-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.145,65-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.07/02/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza