Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1068 E. 2021/895 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1068 Esas
KARAR NO : 2021/895

DAVA : Menfi Tespit-İstirdat
DAVA TARİHİ : 12/12/2017
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı tarafından müvekkilleri aleyhine … 31. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, davalının söz konusu 1.000.000,00-USd bedelli çek için yapmış olduğu icra takibinde bakiye alacak iddiası olan 232.562,10-USD üzerinden talepte bulunulduğunu, takibe konu edilen …bank … Şubesi 15/12/2016 tarihli 15/05/2017 düzeltme tarihli 1.000.000,00-USD bedelli keşidecisi …. olan … seri numaralı çekin taraflar arasındaki anlaşma gereği vadesinden önce ödendiğini ancak davalının söz konusu çek ödenmiş olmasına rağmen 22/05/2017 tarihinde çeki bankaya ibraz ettiğini ancak davalının söz konusu çek ödenmiş olmasına rağmen 22-05-2017 tarihinde çeki bankaya ibraz ettiğini, muhatap banka tarafından keşideci imzası benzemiyor açıklaması ile arkası yazılan çekin hamil tarafından kısmi alacak nedeniyle takibe konu edildiğini, takibe konu edilen çekin müvekkil tarafından, 20-12-2016 tarihinde 500.000,00TL 12-05-2017 tarihinde 2.500,000,00 TL 15-05-2017 tarihinde 250.000,00 TL olmak üzere toplamda 3,250.000,00-TL olmak üzere ve taraflar arasındaki döviz kuru anlaşmasına göre ödendiğini, nitekim davalının takip öncesinde keşide ettiği … 45. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinde takibe konu çeke ilişkin 12.05.2017 tarihihinde 2.500.000-TL, 15.05.2017 tarihihinde 250.000-TL ödendiğini, bunun ödeme tarihindeki kur karşılığının 767.437,90-USD olduğunu beyan ve ikrarla bakiye 232.562-USD alacağın ödenmesini talep ettiğini, … 29. Noterliği’nin …tarih … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesinde ikrar edilen bedelin yanı sıra takibe konu çekin seri numarası belirtilmek suretiyle 20-12-2016 tarihinde 500.000,00-₺ ödemenin daha yapıldığı ve bu ödemenin gözden kaçırıldığı bildirildiğini, anılan ihtarname ekinde dekont suretinin de davalıya gönderildiğini, davalının kendisine gönderilen cevabi ihtarnameden sonra yeniden düzenlediği ihtarnamede kendilerinde bulunan dekontta çek numarasının anlaşılmadığını, bu nedenle bu ödemenin dikkate alınmadığını bildirdiğini, bu beyana karşılık verilen cevabi ihtarnamede kendilerinde bulunan ödeme dekontunda banka tarafından kısaltma yapıldığından çek bedeli ve açıklamasının görülemediği ancak 500.000,00-TL tutarlı ödemenin taraflar arasındaki anlaşmalara uymak koşuluyla takibe konu çeke istinaden ödendiğinin belirtildiğini, davalı alacaklının ikrar ettiği 2.500.000,00-TL ve 250.000,00-TL tutarlı ödemelerin yanı sıra dekontu ibraz edilen 500.000 TL ödeme ile söz konusu takip dayanağı çeke ilişkin müvekkillerinin borcu ödenerek sona erdiğini, tarafların çekte ödeme için emsal alınacak kuru belirlerken 1 USD = 3.25 TL kurunu esas aldıklarını ve takibe konu çekle ilgili olarak öncesinde hamilin yetkilisi / sorumlusu Sevim isimli kişi ile … nolu telefon üzerinden görüşmeler gerçekleştiğini ve davalı alacaklı tarafça kur oynaklığı dikkate alınarak bu çeke ilişkin 3.250.000-TL ödeme yapılmasının istendiğini, bu hususun whatsapp kayıtlarında yer aldığını ancak kötüniyetli alacaklının kendisine haksız menfaat sağlamak gayesiyle bedelini tahsil etmiş olduğu çeki icra takibine konu ettiğini belirterek öncelikle açıkça yasaya aykırı icra takibinin müvekkiller yönünden ödeme belgeleri ve davalının tahsil ikrarı nazara alınarak teminatsız şekilde durdurulmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde uygun görülecek teminat karşılığında İİK 72. madde gereğince icra veznesine yatan paranın dava kesinleşinceye kadar davalıya ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini, yargılama sonunda davanın kabulü ile davalının takibe konu ettiği çek bedeli müvekkilleri tarafından ödenmiş olduğundan, … 31. İcra Müdürlüğünün …sayılı takip dosyası ve takibe konu çek yönünden davalı tarafa borcun olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalının takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/04/2018 tarihli dilekçesinde … 31. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında haciz tehdidi ile tahsilat yapılmış olduğunu belirterek icra dosyasına konu çek yönünden davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitine ve icra dosyasında alacaklıya ödenen tutarın müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin … İli, … İlçesi, … Köyü, … Altı mevkinde mukim, … Tapu Müdürlüğünün … yevmiye, 32 cilt, 3074 sayfa numarasında kayıtlı, 106 pafta, 3075 parselde mukim 4 he, 5000 m² tarla vasıflı arazi ve üzerinde bulunan binalar ve 106 pafta 3074 parselde kayıtlı bulunan 19.800 m² tarla vasıflı arazinin malikiyken, bu taşınmazda kiracı olarak bulunan fabrikanın sahibi olan dava dışı 3. bir şirketin hisselerinin davacı şahısların fiilen hakim hissedarı olduğu grup şirketler tarafından satın alınmak istendiğini, bu noktada da müvekkili ile irtibat kurularak taşınmazın üzerinde kiracı olan şirket hisseleri ile müvekkilinin sahibi olduğu taşınmazın da satın alınmak istendiğini, bu uğurda tüm tarafların katılımı ile karma sözleşme niteliğinde olan 15.01.2014 tarihli “Hisse Devir Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin imzalandığını, iş bu sözleşmenin 4.8 maddesinde yer alan mülkiyeti … A.Ş.’ne ait olup, iş bu sözleşmenin 9. maddesinde yer alan taşınmazlar 3.700.000,00-USD bedel ile …A.Ş.’ne satılmasının kararlaştırıldığını ve karşılığında …bank … Şubesi’ne ait, lehdarı …A.Ş. olan 15/04/2015 vade tarihli … seri numaralı 700.000,00-USD bedelli, 15/12/2016 vade tarihli … seri numaralı 1.000.000,00-USD bedelli, 15/12/2016 vade tarihli … seri numaralı 1.000.000,00-USD bedelli, 15/102/2016 vade tarihli … seri numaralı 1.000.000,00-USD bedelli çeklerin alındığını, davacıların sözleşme imzalanıp çekler verildikten sonra ekonomik sıkıntıları bahane ederek geç ödeme yaptığı gibi çeklerin vadelerinde değişiklik yapmak istediğini, müvekkilinin tüm iyi niyeti ile bu talepleri kabul ederek 15/12/2016 tarihli dava konusu çekin vadesini çek üzerinde düzeltme yaptırarak 15/05/2017 tarihine ertelediğini, yine davacıların çek bedellerini çekin düzenlendiği hesaptan değil müvekkili hesabına parça parça havale yolu ile yapmak istediklerini, müvekkilinin yine tüm iyi niyeti ile bu talebi kabul ettiğini, fiiliyatta da ödemelerin bu şekilde gerçekleştiğini, davacıların son çekin ödenmesi noktasında sıkıntıya girdiğini, müvekkilinden kabul edilemeyecek talep ve isteklerde bulunmaya başladıklarını ve son olarak da iş bu davaya konu ettikleri 500.000,00-₺ ödemenin vadesi gelmiş önceki çeklerin bakiyesi için yapılan ödeme iken bakiyesi ödenen çekler kendilerine teslim edildikten sonra bu ödemeyi geride kalan son çek olan dava konusu … nolu çeke istinaden yaptıklarını söyleyerek haksız kazanç elde etme gayreti içerisine girdiklerini, sözleşme ve şartları uyarınca 4 adet çek ile ödenmesi gereken bedelin 3.700.000,00-USD olup, hal-i hazırda ödenenin ise 2.734.214,08-USD olduğunu, tarafların döviz cinsinden olan borcun ödenmesinde ödeme günündeki merkez bankası döviz alış kurunun esas alınacağını kararlaştırdıklarını, davacının delil olarak sunduğu 20/12/2016 tarihli banka dekontunun müvekkilinden sadır olmuş bir makbuz olmadığını, bu ödemenin davacının daha sonraki iddiasına kadar hiçbir şekilde dava konusu … nolu çeke istinaden yapıldığının müvekkilinin bilgisi ve hatta kabulünde olmadığını, zira henüz ödemesi tamamlanmamış, vadesi daha önce gelen çekler mevcut olduğunu ve bu ödemenin de zaten önceki çeklerin bakiyesine istinaden yapılmış olduğunu, sonuç olarak 500.000,00-₺ ödemenin TBK 102 maddesi gereğince vadesi geçmiş olan eski borca mahsup edileceğinin kanun emri gereği olduğunu belirterek tüm bu sebeplerden dolayı davacıların haksız davasının reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … 31. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı …A.Ş. tarafından borçlular …a.Ş., …A.Ş., …, …, …Tic. A.Ş. Aleyhine … A.Ş. … Şubesi’ne ait 15/05/2017 vade tarihli 1.000.000,00-USD miktarlı çeke istinaden 232.562,10-USD asıl alacak, 2.790,75-USD işlemiş faiz, 23.256,21-USD tazminat, 697,69-USD komisyon olmak üzere toplam 259.306,75-USD’nin 27/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek %6 oranında ABD Doları Merkez Bankası azami mevduat faiz oranları kapsamında belirlenecek faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsili talebi ile 27/07/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dava, icra takibine konu çek nedeni ile borçlu bulunulmadığının tespiti ve icra dosyasına ödenen tutarın istirdadı talebine ilişkindir. Somut olayda taraflar arasında 15/01/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinin akdedildiği, anılan sözleşmenin 9. maddesinde belirtilen taşınmazların davalı …. tarafından davacı ….’ye 3.700.000,00-$ bedel karşılığında satışı ve satış bedelinin 4 adet çek ile ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacıların söz konusu çeklerde aval veren sıfatı ile imzalarının olduğu, bu çeklerden davaya konu …bank…Şubesi’nin …. çek numaralı 1.000.000,00-₺ tutarlı 15/12/2016 vade tarihli olan çekin 15/12/2016 olan vadesinin bilahare 15/05/2017 olarak değiştirildiği sabittir. Davacı, davaya konu edilen çekte ödeme için emsal alınacak kuru belirlerken 1,00-USD = 3,25-₺ kurunu esas aldıklarını, bu hususta hamilin yetkili sorumlusu … isimli kişi ile telefon görüşmeleri gerçekleştirildiğini ve söz konusu çek nedeni ile 20/12/2016 tarihinde 500.000,00-₺, 12/05/2017 tarihinde 2.500.000,00-₺, 15/05/2017 tarihinde 250.000,00-₺ olmak üzere toplamda 3.250.000,00-₺ ödenmek sureti ile çek ile ilgili herhangi bir borcun kalmadığını öne sürmüş, davalı ise taraflar arasında akdedilen sözleşme ve şartları uyarınca 4 adet çekle ödenmesi gereken bedelin toplam 3.700.000,00-$ olup, hal-i hazırda ödenenin ise 2.734.214,08-$ olduğunu, taraflarca döviz cinsinden olan borcun ödenmesinde ödeme günündeki Merkez Bankası döviz alış kurunun esas alınacağının kararlaştırıldığını, davacının davaya konu çeke ilişkin döviz kurunun sabitlendiğine dair iddiasının doğru olmadığını, söz konusu çeke ilişkin 12/05/2017 tarihinde 2.500.000,00-₺ karşılığı 697.136,16-$ (döviz alış kuru: 3,5861-₺) ve 15/05/2017 tarihinde 250.000,00-₺ karşılığı 70.301,74-$ (döviz alış kuru: 3,5561) olmak üzere toplam 767.437,90-$ ödendiğini, bakiye 232.562,10-$ borcun kaldığını, bu tutar ve fer’ileri üzerinden icra takibi açıldığını savunmuştur. Uyuşmazlığın çözümü için 20/12/2016 tarihinde yapılan 500.000,00-₺’lik ödemenin davaya konu çeke ilişkin olup olmadığının ve davaya konu çeke ilişkin olarak ödemenin 1,00-$=3,25-₺ kuru esas alınmak sureti ile yapılacağı hususunda taraflar arasında anlaşma yapılıp yapılmadığının tespiti gerekmektedir. Mahkememizce, taraflarca dosyaya delil olarak sunulan sözleşme, ihtarname, çek, dekont vs. tüm belgeler incelenmiş olup, uyuşmazlığın çözümü için dayanak icra dosyası, tarafların dava konusu borç dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları ve dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 11/08/2020 tarihli raporunda özetle “…D- MALİ SONUÇLAR: Takdir Sayın Mahkemenin olmak üzere, dava dosyası ve ekinde (… 31. İcra Müdürlüğü … E.) yer alan her türlü bilgi, belge, tüm deliller ve davacı ve davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; Davacı Men Gayrimenkul Yatırım AŞ.’nin şirketin 2014-2015 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, 2013-2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olamayacağı takdiri Mahkemenize aittir. Davacı … AŞ.’nin 2016-2017 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, 2014-2015 yılına ait defterinin kapanış tasdiklerinin mevcut olmadığı ve delil niteliğine haiz olup olamayacağı hususunda takdir Mahkemenize aittir. Davacı …AŞ.’nin 2014-2015-2016-2017-2018 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil! vasfına haiz olduğu hususunda takdir Mahkemenize aittir. Kök raporda belirtildiği üzere Davalı … AŞ.’nin 2014-2015-2016-2017-2018 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu hususunda takdir Sayın Mahkemenize aittir. 18.02.2020 tarihinde Davacı şirket merkezinde yerinde inceleme gidilmiş ve 25.02.2020 tarihine kadar süre verilerek Davacı şirketlerden Davalı şirketle olan cari hesap ekstresi İstenmiştir. 25.02.2020 tarihi itibariyle evraklar tarafıma iletilmemiştir. Tespit yapılamamıştır, Takdir Mahkemenize aittir. … 31.İcra Dairesi … E. sayılı dosyasında 259.306,75 USD takip başlatılmış olup, buna istinaden yerinde incelemede tarafıma ibraz edilen dosya kapak hesabında 1.967.667,46 TL ilgili dosyaya ödeme yapıldığı, borçluya iade edilecek tutarın 806.498,65 TL olduğu tespit edilmiştir. UYUŞMAZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ 1) Dava konusu uyuşmazlık, “davacıların davalıya, takip konusu … nolu, 15.05.2017 tarihli, 1.000.000 TL bedelli çekten dolayı, takip tarihi itibariyle bakiye 232.562,10 USD asıl borçlarının bulunup bulunmadığı” noktasındadır. 2) Dava dosyası içeriğine göre; 2/a- Davalı/İpeks Şirketi, davacı/… Şirketi ve davacı … Şirketi’nin de tarafı oldukları 15.01.2014 tarihli Hisse Devri Sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşmenin içeriğinde, Hisse Devir Sözleşmesi ile Taşınmaz Satımı Sözleşmesi bulunmaktadır. Dava konusu uyuşmazlık bakımından önem arz eden Sözleşme, Taşınmaz Satımı Sözleşmesi olup, bu sözleşmenin dava konusu uyuşmazlık bakımından önem arz eden hükümleri şöyledir: -İşbu Sözleşmenin 9 nolu maddesinde özellikleri belirtilmiş olan Taşınmazların, bunların maliki durumunda olan davalı/İpeks Şirketi tarafından davacı/… Şirketi’ne 3.700.000 USD bedel karşılığından satılması hususunda anlaşmaya varılmıştır. İşbu 3.700.000 USD’lik bedelin aşağıdaki çekler ile ödenmesi kararlaştırılmıştır (md.9, md.6/8B): **…bank …Şubesi’ne ait, lehdarı … A.Ş. olan 15/04/2015 vade tarihli … seri numaralı 700.000,00-₺ bedelli, 15/12/2016 vade tarihli … seri numaralı 1.000.000,00-₺ bedelli, 15/12/2016 vade tarihli … seri numaralı 1.000.000,00-₺ bedelli, 15/12/2016 vade tarihli … seri numaralı 1.000.000,00-₺ bedelli çekler** -İşbu Sözleşme gereğince verilecek çeklerin tamamı, devir alanlar ile … (davacı), … (davacı), Enerji Şirketi (davadışı) ve … Şirketi (davacı) tarafından aval veren sıfatıyla imza edilecek olup, söz konusu çeklerin ödenmesinden ilgili şirket ve şahıslar da müştereken ve müteselsilen şahsi malvarlıkları ile sorumlu olacaklardır. Sözleşmede sözü edilen taşınmazın satış ve devrinin yapıldığı anlaşılmakta olup, bu konuda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, yukarıdaki tabloda belirtilen çeklerden, … seri nolu çek bedelinin tamamının davacılar tarafından davalıya ödenip ödenmediği noktasındadır. İşbu sözleşmenin imzalanmasından sonra, … seri nolu çekin vadesinin 15.05.2017 olarak değiştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. 2/b- Davalı tarafından davacılara gönderilmiş olan 15.06.2017 tarihli ihtarnamede; “… seri nolu çek bedeline (1.000.000 USD) istinaden davacılar tarafından davalıya, 12.05.2017 tarihinde 2.500.000 TL karşılığı 697.136,16 USD (döviz alış kuru: 3,5861) ve 15.05.2017 tarihinde 250.000 TL karşılığı 70.301,74 USD (döviz alış kuru: 3,5561) olmak üzere toplam 767.437,90 USD ödenmiş olduğu, davacıların bakiye 232.562,10 USD borçları kalmış olduğu, bu tutarın 3 gün içinde ödenmesini talep edildiği” hususları bildirilmiştir. Davacılar tarafından davalıya gönderilmiş olan 21.06.2017 tarihli cevabi ihtarnamede; davacıların sözüne ettiği çek bedeline istinaden, davacıların belirttiği ödemelerin yanı sıra, 20.12.2016 tarihinde, … Bankası … (davalı) hesabına, … nolu çek bedeli açıklaması ile 500.000 TL ödeme daha yapılmış olduğu, bu ödeme göz önünde bulundurulduğunda, ihtarnamede sözü edilen borcun sona ermiş olduğu, taraflar arasında yapılan sözlü ve yazılı mutabakatlara (anlaşmalara) göre, en son yapılan 15.05.2017 tarihli 250.000 TL’lik ödeme sonrasında, söz konusu çekten dolayı davacıların davalıya kalmadığı” hususları bildirilmiştir. 3) Görüldüğü üzere davacılar, “taraflar arasında yapılmış olan anlaşmaya göre, en son yapılan 15.05.2017 tarihli 250.000 TL’lik ödeme sonrasında, söz konusu çekten dolayı davacıların davalıya borçlarının kalmadığını” iddia etmişlerdir. Yani tarafların bu hususta anlaştıklarını iddia etmişlerdir. Nitekim davacılar dava dilekçelerinde de; tarafların çekte ödeme için emsal alınacak kuru belirlerken 1 USD – 3,25 TL kurunu esas aldıklarını ve takibe konu çekle ilgili olarak öncesinde davalı şirketin yetkilisi/sorumlusu Sevim adlı kişi ile … nolu telefon üzerinden görüşmeler gerçekleştiğini ve davalı tarafından bu çeke ilişkin 3.250.000 TL ödeme yapılmasının istendiğini, ekte sunulan Whatsap kayıtlarıyla da görüleceği üzere talep edilen 3.250.000 TL baz alınarak çek vadesinden önce ödenmekle çekle ilgili herhangi bir borç kalmadığını” iddia etmişlerdir. Ne var ki davacılar, yukarıda sözü edilen hususlarda (yani 250.000 TL’lik ödeme ile 1.000.000 USD’lik çek bedeli borcunun tamamının sona ereceği hususunda) tarafların anlaşmaya vardıklarını yazılı delil (yazılı ir anlaşma metni) ile ispat etmekle yükümlüdür. Davacılar ise bu hususu ispat için, dava dilekçeleri ekinde, bir Whatsap yazışması örneği (fotokopisi) sunmuşlardır. Ancak bu yazışma örneği incelendiğinde, bu yazışmanın davalı şirket yetkilisi veya çalışanı tarafından davacılardan herhangi birine veya davacılardan herhangi birinin yetkilisine ya da çalışanına yapılmış olduğu anlaşılamadığı gibi, bu yazışmanın gerçekten yapıldığı hususu da anlaşılamamıştır. Bu nedenle, bu yazışmadan hareketle, davalı ile davacılar arasında, davacıların iddia ettiği gibi bir anlaşmanın yapıldığı yönünde bir kanaate ulaşılamamıştır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. Davalı ise, “işbu 500.000 TI’lik ödemenin takip konusu … nolu çek bedeline istinaden yapılmadığını” iddia etmiştir. Davalının bu iddiası da yerinde görülmemiştir. Zira ihtilaf konusu) 20.12.2016 tarihli 500.000 TL’lik ödemeye ilişkin Banka Dekontu’nda, “GAYRİMENKUL SATIŞ BEDELİNE İSTİNADEN 0416474 NL ÇEK BED” açıklaması bulunmaktadır. Ayrıca bu ödeme, … tarihli çekin, değiştirilmeden önceki vadesinde (20.12.2016 tarihinde) yapılmış bir ödemedir. Öte yandan, alacaklıya kaşı birden fazla para borcu bulunan borçlu, hangi borcu ödemek istediğini bildirmiş ise, yapılan ödemenin o borca ait olduğu kabul edilir. Zira TBK.md101/f.1’e göre, Birden çok borcu hulunan borçlu, ödeme gönünde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir. Eğer alacaklı, bu bildirime (açıklamaya) bir itirazda bulunmadan ödemeyi kabul etmişse, artık bu ödeme, borçlunun bildirmiş olduğu borç için yapılmış sayılır. Nitekim dava konusu olayda da, davalının, söz konusu 500.000 TL’lik ödemenin … nolu çek bedeli borcuna istinaden yapılmış olduğu yönündeki bildirime (açıklamaya) itiraz etmemiş olduğu anlaşıldığından (ki bu hususa itiraz ettiğini ispata ilişkin bir delil sunmamıştır), kanaatimizce işbu 500.000 TL’lik ödeme … nolu çek bedeline istinaden yapılmış sayılmalıdır. Ancak davacılar da, “1.000.000 USD’lik çek bedeli borcunun 1 USD – 3,25 TL kuru esas alınmak suretiyle 3.250.000 TL olarak sabitlenmesi hususunda davalı ile anlaşmaya varıldığını” ispat edememiş olduğundan, kanaatimizce işbu 500.000 TL’lik ödeme, davalının cevap dilekçesinde iddia ettiği gibi ödeme tarihindeki (20.12.2016) kur (3,5116) esas alınmak suretiyle 142.385,24 USD karşılığı olarak yapılmış sayılmalıdır. Dolayısıyla da kanaatimizce, davacıların davalıya, takip konusu 1.000.000 TL bedelli çekten dolayı, bakiye (232.562,10 USD – 142.385,24 USD -) 90.176,86 USD asıl borçları kaldığı kabul edilmelidir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle; … 31. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ve takiben konu çek yönünden davacıların davalıya, takip tarihi itibariyle bakiye 90.176,86 USD asıl borcu bulunduğu…” yönünde görüş bildirilmiş olup, bilirkişi raporunda uyuşmazlık konusu 500.000,00-₺’lik ödemeye ilişkin davacı tarafça dosyaya sunulan banka dekontunda yer alan “Gayrimenkul alış bedeline istinaden …” açıklaması değerlendirilmek sureti ile kanaat oluşturulduğu anlaşılmıştır. Davacı, … numaralı çeke istinaden 20/12/2016 tarihinde davalıya 500.000,00-₺ para havalesi yaptığını, havale işleminin açıklama kısmına “Gayrimenkul alış bedeline istinaden …” açıklamasının yazıldığını öne sürmüş ve dosyaya sunmuş olduğu, dekontta belirtilen açıklamanın yer aldığı görülmüştür. Davalı, davacı ile karşılıklı ihtarlaşmasına kadar bu bilgiden habersiz olduğunu, kendisinin banka kaydından alınan dekontun açıklama kısmında herhangi bir çek numarasının yazılmadığını savunmuş olup, dosyaya sunmuş olduğu dekontun açıklama kısmında ise “Gayrimenkul alış bedeline istina…” yazılı olduğu, çek numarasının ise yazılı olmadığı görülmüştür. İddia ve savunmada geçen dekontlara konu havale işlemine ilişkin olarak gönderenin ve alıcı dekontlarının bankanın sisteminden alınarak mahkememize gönderilmesi, gönderilen dekontta yer alan “Gayrimenkul alış bedeline istinaden …” açıklamanın davalı şirketin banka kaydında görülüp görülmediğinin, alıcı olan davalı şirketin işlem dekontunda bu açıklama görülemeyecek ise sebebinin araştırılarak mahkememize bu konuda bilgi verilmesi hususunda … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, cevabi yazıda “…Davaya konu havale işlemine ilişkin olarak havale göndericisi …ŞİRKETİ’nin havale dekontuna bankamız sisteminden ulaşılmış olup bankamız sisteminden alınmış onaylı dekont mektubumuz ekinde tarafınıza gönderilmiştir. Havale alıcısı ….A.Ş. firmasının tarafınıza sunduğu dekont ise bilgi fişi mahiyetinde olup firma tarafından dijital bankacılık kanallarından müşterilerimize özel temin edildiği için tarafımızca temin edilememektedir. Havale göndericisi dekontu ve havale alıcısı bilgi fişi açıklamalarındaki farklılık ise sistemsel olarak havale dekontunda havaleye ilişkin tüm bilgilerin yer alması ancak dijital bankacılık kanallarından alınan bilgi fişinde ise sadece havale göndericisinin ismi/unvanı ve havaleye ilişkin referans numarasına yer verilmesinden kaynaklanmaktadır…” şeklinde açıklama yapılmış olduğu görülmüştür. Mahkememizce davalı şirketin … Bankası İnternet Bankacılığı kayıtlarında yer alan 20/12/2016 tarihli 500.000,00-₺ tutarlı, … sıra numaralı …fiş sıra numaralı işleme ait dekontun mevcut halinin tespitine ilişkin davalı şirketin … Bankası İnternet Bankacılığı kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. 12/03/2021 tarihli teknik bilirkişi raporunda davalı şirket vekilinin katılımı ile … Bankası İnternet Bankacılığı’na şifre ile girilerek …BAN: … no’lu hesaba 20.12.2016 tarihinde gelen … Sıra No’lu … Fiş Sıra No’lu işleme ait dekontun görüldüğü, anılan dekontun bir örneğinin rapor ekinde sunulduğu belirtilmiş olup, rapor ekindeki dekontta açıklama kısmında “GAYRİMENKUL ALIŞ BEDELİNE … GAYRİMENKU” yazılı olduğu görülmüştür. TBK md. 101/1’de “…Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir…” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan düzenleme uyarınca alacaklıya karşı birden fazla para borcu bulunan borçlu hangi borcu ödemek istediğini bildirmiş ise yapılan ödemenin o borca ait olduğu kabul edilir. Alacaklı bu bildirime bir itirazda bulunmadan ödemeyi kabul etmiş ise bu ödeme borçlunun bildirmiş olduğu borç için yapılmış sayılır. Diğer yandan ispat kuralına ilişkin MK md. 6 hükmüne göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” HMK md. 190/1 hükmüne göre “İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” bir vakıada kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Somut olayda da uyuşmazlığa konu 20/12/2016 tarihli 500.000,00-₺’lik para havalesine ilişkin olarak davacı tarafça delil olarak dosyaya sunulan dekontta “Gayrimenkul alış bedeline istinaden…” yazılı ise de yukarıda yazılı teknik bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davalı tarafın banka kayıtlarında söz konusu işleme ait dekontta “…” yazılı olduğu anlaşılmakla davacının iddiasının haklı görülebilmesi için anılan ispat kuralları uyarınca para havalesinin … nolu çeke istinaden yapıldığının ve ayrıca takibe konu 1.000.000,00-$’lık çek bedeli borcunun 1,00-$=3,25-₺ kuru esas alınmak sureti ile 3.250.000,00-₺ olarak sabitlenmesi hususunda davalı taraf ile anlaşmaya varıldığı hususunun davacı tarafça geçerli deliller ile ispatlanması gerekmektedir. Davacı tarafça delil olarak dosyaya bir kısım whatsapp yazışma örneği fotokopileri sunulmuş ise de bilirkişi heyeti raporunda da yazılı olduğu üzere bu yazışmaların davalı şirket yetkili veya çalışanı tarafından davacılardan herhangi birine veya davacılardan herhangi birinin yetkilisine ya da çalışanına yapılmış olduğu anlaşılamadığı gibi bu yazışmaların gerçekten yapıldığı hususu da anlaşılamadığından whatsapp yazışmaları ispat için yeterli kabul edilmemiştir. Davacı taraf delilleri arasında yemin deliline dayandığından iddialarının ispatı yönünde davalı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış olup, davacı taraf davalı tarafa yemin teklifinde bulunmuştur. Yemin teklifi davalı şirket yetkilisi tarafından kabul edilerek edâ edilmiştir. Davalı şirket yetkilisi … yeminli beyanında “Ben davalı şirket yetkilisiyim. Davaya konu … seri numaralı çek ile ilgili olarak döviz kurunun 3,25-₺ olacağına dair davacılar ile sözlü ya da yazılı anlaşma yapmadım. Bana sorulan …’nu tanımıyorum. Şirketlerimizin 1000 çalışanı vardır, çalışanların hepsini tanımam imkansızdır. Ben bu nedenle bana sorulan …’nun şirket çalışanı olup olmadığını bilmiyorum. Bana sorulan “…” numaralı telefonun kime ait olup olmadığını bilmiyorum, bu numaranın şirketle ilgisi olup olmadığını da bilmiyorum. Davacıların icra takibine konu çek nedeni ile bakiye olarak görünen bedeli icra takibinden önce şirkete ödeyip ödemediklerini hatırlamıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur. İspat yükü kendisinde olan davacı taraf davasını ispatlayamadığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-₺ maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 15.670,78-₺ harçtan mahsubu ile bakiye 15.611,48-₺ harcın karar kesinleşince davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 600,00-₺ bilirkişi ücreti ve 18,00-₺ tebligat posta gideri olmak üzere toplam 618,00-₺ yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 62.768,37-₺ nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/12/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza