Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1059 E. 2019/387 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1059 Esas
KARAR NO : 2019/387

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 08/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Şirkete Kasko Sigortası ile Sigortalı …Tic. Ltd.Şti’nin malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 11/02/2017 tarihinde hasarlandığını, … plakalı aracın 23/01/2017- 23/01/2018 vade … Kasko Poliçe numarası ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını ve bu rapor için 250,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı sigorta şirketine, araçta meydana gelen 6.006,63 TL hasar bedelinin, alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak ödenmesi için 18/09/2017 tarihinde başvuru yapıldığını, davalının meydana gelen zarardan kasko poliçesi genel şartları gereği sorumlu olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 3.750,00 TL hasar bedelinin ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde davalı şirketin temerrüt tarihi olan 28/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, bilindiği üzere bir temlikten bahsedebilmek için geçerli bir temlik sözleşmesininin ve geçerli bir temel sebebinin bulunması gerektiğini, temlik veren olduğu iddia edilen …Tic. Ltd.Şti’nin yetkilisi …’nun huzurdaki davada tanık olarak dinlenilmesiyle birlikte temlik sözleşmesinin temel ilişki ve usul bakımından geçerli olup olmadığının tartışılması gerektiğini, davacının oranımı yapan firmaya ödeme yaparak zarara katlandığını ispat etmesi ve işbu zararı ödediğine ilişkin ödeme belgelerini ibraz etmesinin zorunlu olduğunu, kazanın 11/02/2017 tarihinde meydana geldiği idda edilmiş olmasına rağmen müvekkiline kazadan yaklaşık 7 ay sonra 18/09/2017 tarihinde bildirimde bulunulduğunu, müvekkili şirket tarafından görevlendirilen eksperce inceleme yapılması istenmiş ise de davacı tarafça, ilgili serviste aracın onarımının gerçekleştirildiğinin ve …’ya ekspertiz incelemesi yaptırdıklarının, sigorta şirketinden eksper talep etmediklerinin beyan edildiğini, müvekkilince atanan eksperin inceleme yapmasına izin verilmediğini, bu şekilde müvekkiline karşı hem bildirim yükümlülüğüne hem de inceleme yapmasına izin verilmesi yükümlülüğüne aykırı davranıldığını ve sigortalının sözleşmeden doğan haklarının zayi olduğunu, kaldı ki müvekkilinden herhangi bir onay almadan haricen yapılan onarımların poliçe özel ve genel şartları uyarınca müvekkilinden istenemeyeceğini, taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinde yer alan anlaşmalı servis klozuna göre sigortalının müvekkilinin belirlediği ya da onay verdiği bir servis dışında yaptığı onarımlara ilişkin poliçeye dayalı bir tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle müvekkilinden onay alması gerektiğini, ancak sigortalı tarafından müvekkilinden onay alınmadan onarımın yapıldığını, davacının talep ettiği tazminatın miktar bakımından da kabulünün mümkün olmadığını, poliçede yer alan anlaşmalı servisler klozu gereği tespit edilen hasardan %20 muafiyet indirimi yapılması gerektiğini, müvekkili tarafından görevlendirilen eksper tarafından sunulan evrak ve fotoğraflar üzerinden yapılan hasar tespitinde hasarın KDV dahil 1.689,60 TL tespit edildiğini, davacı tarafından talep edilen hasar tutarının kabulünün mümkün olmadığını, talep edilen 250,00 TL ekspertiz ücretinin yüksek olduğunu, davacının faiz başlangıcına ilişkin taleplerinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını beyanla haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kasko poliçesi kapsamında trafik kazasında oluşan araç hasar bedelinin tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizce aracın poliçesi, hasar dosyası, trafik sicil kaydı celp edilmiş, dosya bilirkişiye tevdi edilerek kazanın oluş şekli ile hasarın miktarı hususunda rapor alınmıştır. Bilirkişiler raporda özetle; dava dışı sürücünün … plakalı aracını … mevkiinde geri manevra yaptığı esnada, aracın arka muhtelif yerlerini duvara çarpması sonucu maddi hasar oluştuğunu, sürücünün kazada %100 oranında kusurlu olduğunu, sunulan fotoğraflar, onarım belgeleri ile eskpertiz raporuna göre 3.840,37 TL yedek parça tutarının kaza tarihi itibariyle kabul edilebilir olduğunu, 1.250,00 TL işçilik tutarının serbest piyaşa koşullarında makul olduğunu, bu şekilde toplam hasar bedelinin 4.805,30 TL olduğunu tespit ve beyan etmişlerdir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Davacı vekili bila tarihli dilekçesi ile talebini, rapor doğrultusunda ıslah ederek eksik harcını ikmal etmiştir. Davalı vekili ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; … plakalı aracın 11/02/2017 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında hasara uğradığı, aracın 23/01/2017-2018 tarihleri arasında davalı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğu anlaşılmıştır. Davalı sigorta şirketinin, sigortalının, ihbar ve müvekkili şirketin denetim ve inceleme yapmasına izin verme yükümlülüklerini ihlal etmesi sebebiyle sigorta hakkının düştüğünü iddia etmesi nedeniyle somut olay mevzuat kapsamında değerlendirilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun “(1) Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirir. (2) Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir. (3) Sigortacı rizikonun gerçekleştiğini daha önce fiilen öğrenmişse, ikinci fıkra hükmünden yararlanamaz. “hükmünü içeren 1446. maddesi gereği sigortalının, riziko gerçekleştiğinde gecikmeksizin sigorta şirketine ihbar yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe uymamasının sonuçları, 1447. madde ile de sigortacının inceleme yapmasına izin verme yükümlülüğü düzenlenmiştir.
Kasko Poliçesi Genel Şartlarının B. Hasar ve Tazminat başlıklı maddesi ile de sigortalının yükümlülükleri;
“Sigortalı ve/veya sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesi halinde aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür.
1.1.Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç beş iş günü içinde sigortacıya bildirimde bulunmak,
1.2.Sigortalı değilmişçesine gerekli kurtarma ve koruma önlemlerini almak ve bu amaçla sigortacı tarafından verilen talimata elinden geldiği kadar uymak,
1.3.Aracın çalınması halinde, durumu öğrenir öğrenmez derhal yetkili makamlara bildirimde bulunmak,
1.4.Zorunlu haller dışında, rizikonun gerçekleştiği yer veya şeylerde bir değişiklik yapmamak,
1.5.Sigortacının isteği üzerine rizikonun gerçekleşmesi nedenlerini ayrıntılı şekilde belirlemeye, zarar miktarıyla delilleri saptamaya ve rücu hakkının kullanılmasına yararlı, sigortalı ve sigorta ettiren için sağlanması mümkün gerekli bilgi ve belgeleri gecikmeksizin sigortacıya vermek,
1.6.Tazminat yükümlülüğü ve miktarı ile rücu haklarının saptanması için sigortacının veya yetkili kıldığı temsilcilerinin sigorta kapsamında yer alan şeylerde ve bunlarla ilgili belgeler üzerinde yapacakları araştırma ve incelemelere izin vermek,
1.7.Üçüncü kişilerin haksız veya kusurlu fiili sonucu meydana gelen kazalar varsa tanıkların kimlikleri ile adreslerini en yakın yetkili makama bildirmek ve mümkün olan hallerde bir görgü tutanağı sağlamak.” şeklinde düzenlenmiştir.
Genel Şartların Tazminat Hakkının Eksilmesi ve Düşmesi başlıklı 3.3.3. maddesinde ise; “Sigortalı ve/veya sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi halinde yükümlülüklerini yerine getirmez ve bunun sonucu zarar miktarında bir artış olursa, sigortacının ödeyeceği tazminattan sigortalı ve/veya sigorta ettirenin kusurunun ağırlığına göre indirim yapılır. Sigorta ettiren ve/veya sigortalı rizikonun gerçekleşmesine kasten sebebiyet verir veya zarar miktarını kasten arttırıcı eylemlerde bulunurlarsa, sigortalının bu poliçeden doğan hakları düşer.” denilerek sigortalının yükümlülüklerine aykırı davranmasının sonuçları düzenlenmiştir. Yine taraflar arasındaki kasko poliçesinin servis muafiyetindeki maddesinde de başka servislerde onarım yapılmasının davalının onayı ile mümkün olduğu ve aksi halde poliçeden doğan hakların düşeceğine dair bir hüküm bulunmadığı bu halde hasar bedelinden %20 muafiyet uygulanacağı kabul edilmiştir. Açıklanan yasal mevzuat çerçevesinde her ne kadar dava dışı sigortalı ihbarı kazanın üzerinden bir süre geçtikten sonra bildirmiş ve bildirim yaptığı tarihte hasar onarılmış ise de sigortalının, kazanın meydana gelmesinde kasta dayanan kusurunun olduğu veya zararın artmasına sebep olduğu ispatlanamadığından poliçeden doğan haklarının düşmediği kanaatine varılmıştır. Davalı tarafın zamanaşımı itirazının ise, zamanaşımı süresinin Kasko Sigortası Genel Şartları’nın C.10. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren iki yıl olması ve davalıya yapılan ihbardan itibaren 10 gün sonrası olan 03/10/2017 tarihinden ıslah tarihi olan 29/04/2019 tarihine kadar iki yıllık süre geçmemiş olduğundan reddine karar verilerek, poliçe kapsamında olduğu anlaşılan ve bilirkişi raporunda tespit edilen 4.805,30 TL hasar bedelinin kabulüne, kabul edilen tazminat miktarına Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.4.1. maddesi uyarınca davacı tarafça yapılan ihbardan 10 iş günü sonra gerçekleşen temerrüt tarihinden itibaren aracın ticari olması sebebiyle avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Ekspertiz ücreti talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; 26/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Eksperleri Atama Yönetmeliğinin “Motorlu araç sigortalarında sigortalı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişi tarafından, her aşamada eksper atanabilir.” şeklindeki 7/1. maddesi ile ücret başlıklı ve “atanan eksperin ücreti, atamayı yapan tarafça ödenir” şeklindeki 11 /4- 7 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, davalıdan talep edilemeyeceği anlaşıldığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 4.805,30 TL hasar bedelinin 03/10/2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Ekspertiz ücreti talebinin reddine,
3-Karar ve ilam harcı 328,25 TL’den peşin alınan 87,31 TL harcın mahsubu ile kalan 240,94 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 141,80 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.341,80 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.274,71 TL ile 118,71 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-DavaLı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.08/05/2019

Katip
E-imza

Hakim
E-imza