Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1054 E. 2018/1326 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1054 Esas
KARAR NO : 2018/1326

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 07/12/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılamaları sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …ünvanlı şirketin, posta, kargo, bankacılık ve elektronik ticaret alanlarında; Türkiye çapında yaygınlaşmış hizmet ağı, iki asra yakın tecrübesi, çağdaş teknoloji ve güvenilir kadroları ile hızlı ve kaliteli kamu hizmeti sunan bir firma olduğunu, davalı …’un hem dergi hem de şahsi twitter hesabından müvekkili şirketin faaliyet ve ticari işleri hakkında yanlış, yanıltıcı ve gereksiz yere inticasi açıklamalarda bulunduğunu, dürüstlük kuralına aykırı davranışlar sergileyen davalının, müvekkili şirketin faaliyetleri ile ilgili olarak toplumda yanlış ve yanıltıcı bir algı oluşturduğunu, müvekkili şirketin … PTT Müdürlüğünden aralıklarla postaya verilen … isimli dergi gönderilerinin alıcılara ulaşmadığına dair gönderici twitter yakınmalarının dürüstlük kuralına aykırı olumsuz reklama dönüştüğünü ve TTK’nın haksız rekabete ilişkin 55/1-a maddesinde sayılan eylemler kapsamında olduğunu, şikayete konu olay ile ilgili … Başmüdürlüğü Makamının 16/06/2017 tarih ve 32669 sayılı emri gereği 28/06/2017 tarih ve … sayılı inceleme raporu hazırlandığını ve davalının yakınmalarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının araştırıldığını, söz konusu raporun çözümleme-değerlendirme bölümüne bakıldığında konunun detaylı olarak incelendiğini, kamera görüntülerinde şüpheli bir durum gözlemlenmediğini, gönderilen vinyet ile ücretlendirilerek sevk edildiğini, gönderilen postada taşıma ve işleme esnasında adreslerinin yırtılmış olabileceğini, adreslerin şeffaf poşet üzerine yapışık vinyet olması nedeniyle başka bir gönderiye yapışarak gönderi üzerinden kalkmış olabileceğini veya zayi de olmuş olabileceğini, işleme merkezince hata ile yanlış yererle sevk edilmesi sonucu alıcılarına ulaşmalarının gecikmesinin de mümkün olabileceğini ancak bu olumsuzlukların oranının gönderilen gönderilerin neredeyse yarısına ulaşmasının oldukça düşük ihtimal olduğunu, göndericinin de sisteme kayıtlı adreslerin vinyete basımında hata yapmış olmasının ihtimal dahilinde olduğunu, fakat en kuvvetli ihtimal olarak albenisi yüksek olan ve çocuklara hitap eden dergilerin kayıtsız olmaları nedeniyle adreslerde, posta kutusu bulunan yerlerde, posta kutularına veya bina içinde veya dışında uygun başkaca alanlara konulmaları sonucunda çocuklar tarafından alınmış olabileceği kanatine varıldığını, davalı ile irtibata geçilerek sosyal medya hesapları üzerinden talep oluşturulmadığının, öneri ve şikayetlerinin … adres linki üzerinden ‘Bize Ulaşın’ konu başlığı aracılığıyla paylaşılabileceğinin belirtildiğini ve hatta davalının şikayetleri giderilerek sorunun çözüme kavuşturulduğunu ve bu durumun 20/06/2017 tarihinde … Dergisi tarafından da paylaşıldığını, müvekkili şirket ile doğrudan irtibata geçmesi gerekirken yanlış, yanıltıcı ve hatta kötüleyici beyan ve açıklamalarla müvekkili şirketin faaliyet ve ticari işlerini sosyal medyada kötüleyerek karalayıcı bir kampanya yürüten davalının TTK’nın 55.maddesinde kapsamında dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, bu paylaşımlar nedeniyle müvekkilinin ticari itibarı ile faaliyetleri zarar gördüğünden TTK’nın 56. maddesi uyarınca haksızlığın tespitinin gerektiğini beyanla söz konusu paylaşımlardan dolayı müvekkili şirketin uğradığı zararın tazminini isteme hakları saklı kalmak kaydıyla davalının fiillerinin/paylaşımlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin menine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı duruşmada; derginin çıkarıldığı firmanın genel yayın yönetmeni olduğunu, davacı ile kayıtsız kargo şeklinde bir anlaşma yaptıklarını, 270 adet dergiyi davacıya alıcılara göndermek üzere teslim ettiklerini, 170 adedinin alıcılara ulaşmadığını, daha sonra davacının bu 170 adet dergiyi satın alarak ücretsiz göndermek istediğini, hatalarını kabul ettiklerini ancak bu dergilerin gönderilmesinde de sıkıntılar yaşandığını, sorunun devam ettiğini, yetkililerle görüşemediğini, daha sonra twitter hesabından durumu duyurmaya çalıştığını, herhangi bir hakareti olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun 55/1-a maddesi kapsamında haksız rekabetin tespiti ve meni taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce taraflar gerçekleşen işlemlere ilişkin belgeler celp edilmiş, davacı tarafça düzenlenen 28/06/2017 tarihli inceleme raporu, davalının twitter paylaşım dökümleri incelenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının genel yayın yönetmeni olduğu “… Dergisi” isimli derginin alıcılara gönderilmesi için davacıya verilmesi akabinde, dergilerin bir kısmının alıcılara ulaşmaması neticesinde, davalının twitter hesabı üzerinden davalı hakkında yaptığı yorumların TTK’nın 55/1-a maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. maddesinde ” Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ” şeklinde ifade edilen haksız rekabet hükümlerinin uygulanması açısından gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını, Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır. Mezkur kanunun 54 vd maddelerinde haksız rekabet yaratan eylemler düzenlenmiş, 55. maddesinde haksız rekabet halleri sınırlayıcı olmayacak şekilde sayılmıştır. Somut olayda TTK 55/1-a-1 bendinin ihlali iddiası söz konusudur. TTK’nın 55/1-a-1 maddesinde “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” haksız rekabet hali olarak görülmüştür. Bu haksız rekabet eylemi, doktrinde ve uygulamada kısaca “kötüleme” olarak nitelendirilmektedir. Kötüleme, muhatabın üzerinde olumsuz etki yapan, her türde ve içerikteki karalayıcı ve küçültücü açıklama olarak bilinmektedir. Kötüleme eyleminden bahsedebilmek için kötüleme kastı aranmamakta ve kötüleyenin de aynı alanda faaliyeti gerekmemektedir. Bu madde hükmünde yer alan haksız rekabet halinden söz etmek için rakibi hedef alan ve rekabet ortamını etkilemeye elverişli olan bir açıklamanın varlığı da tek başına yeterli olmayıp, bu açıklamanın aynı zamanda negatif bir değer yargısı içermesi; kötüleyici olması gerekmektedir. Nihayet kötüleyici bu yargının yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla gerçekleşmesi de gereklidir.
Somut uyuşmazlıkta; taraflar aynı alanda faaliyette bulunan rakip firma olmayıp, davacı hizmet veren, davalı ise hizmet alan konumundadır. Davalının göndermiş olduğu dergilerin büyük bir çoğunluğunun alıcılara ulaşmadığı davacının da kabulünde olup ulaşmayan dergilerin davacı tarafından satın alınarak yeniden gönderildiği, aynı sorunun tekrar ettiği ve davacının kendi içerisinde yaptığı inceleme neticesinde yaşanan soruna net bir sebep bulamadığı, dergilerin başkaları tarafından posta kutusu veya bırakıldıkları yerden alınmış olabilecekleri şeklinde bir açıklama getirdiği, oysaki davacının hizmet veren bir şirket olarak verdiği hizmetin ilk aşamasından alıcıya ulaşmasına kadar olan son aşamasına kadar basiretli bir tacir olarak davranması gerektiği, her ne kadar TTK’nın 55/1-a-1 maddesi uyarınca haksız rekabetin oluştuğundan bahsetmek için davalının, davacı ile rakip firma olması gerekmiyor ise de; günümüzde tüketicilerin aldıkları hizmetten memnuniyetsizliklerini çok sayıda dijital platformlarda ifade edebildikleri, davalı tarafından twitter hesabından yapılan yorumların, davacının faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklama kapsamında değil aldığı hizmetten memnuniyetsizliği kapsamında eleştiri olarak kabul edilmesi gerekmekte olduğu ve bu nedenle haksız rekabet oluşmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 35,90 TL’den peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.26/12/2018

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza