Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1037 E. 2018/840 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/977 Esas
KARAR NO : 2018/937

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 04/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit ve alacak davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; kablo tv hizmetleri ve alt yapısının belirli illerde alt yapı ve şebeke kurulumu için açılan ihale sonucunda gelir paylaşımı esasına dayalı kablo tv sistemlerinin yapılması işini üstlenen … ile … arasında imzalanan 10/04/1997 tarihli gelir paylaşım esasına göre kurdurulacak kablo tv sistemi proje uygulamaları sözleşmesini müvekkili şirketin 15/12/1997 ve 09/02/1998 tarihli sözleşmeleri devraldığını, müvekkili ile davalı arasında 24/02/1998 tarihli “Tv Ve Radyo Dağıtım Sistemleri İnteraktif Hizmetler Proje Uygulamaları Sözleşmesi” ve 20/07/1999 tarihli “tv Radyo Dağıtım Sistemleri İnteraktif Hizmetler Proje Uygulamaları Ek Protokolü” imzalandığını, anılan sözleşmeler ile müvekkili şirketin …, …, …, …, … ve … illerinde gelir paylaşımı esasına dayalı olarak kablo tv sistemlerinin yapılması ve yapılacak şebeke ve sistemlerin bakım, işletme, arıza giderme işini üstlendiğini, açılan ihalelerin şartnameleri gereği verilen ve bilahare yenileri ile değiştirilen … Bankası … Şubesi tarafından düzenlenen 11/04/2008 tarihli …, …, …, … ve … sayılı, her biri 300.000,00-USD bedelli ve … sayılı 5.000,00-USD bedelli teminat mektuplarının kesin ve süresiz olduğunu, iş bu teminat mektuplarının müvekkili şirketin taahhüdü yerine getirmediği takdirde tazmin edilmek üzere verildiğini, davalı şirketin 27/07/2006 tarihinde müvekkiline gönderdiği yazı ile sözleşmenin 25. maddesine dayanarak sözleşmeyi feshettiğini, fesih bildirimi sonrasında davalı tarafından alt yapı ve şebekenin mülkiyetinin kime ait olacağı ile ilgili taraflar arasında muaraza çıktığından muarazanın men’i ve tespit davası açıldığını, ilgili davanın … lehine sonuçlandığını, gelir paylaşımına göre davalının fazla ödediğini iddia ettiği tutarların iadesini talep etmesi sonucunda müvekkili tarafından tüm ödemelerin yapıldığını, fesih bildiriminden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davalı şirketin müvekkilinden sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğine yönelik herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmadığını, hak ve alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımına uğramış teminat mektuplarının davalıdan talep edildiğini ancak teminat mektuplarının iade edilmediğini, davalının 06/11/2017 tarihinde 11/04/2008 tarihli …-…-…-…-… sayılı teminat mektuplarının kısmen tazminini bankadan talep ettiğinin öğrenildiğini belirterek davalı Turksat tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak kısmi tazmin talebinde bulunulan 11/04/2008 tarihli …-…-…-…-… sayılı teminat mektuplarının talep edilen tazminat tutarlarının ödenmesinin telafisi güç zararlara sebep olacağından teminatsız olarak ve işin aciliyetine binaen dosya üzerinde yapılacak inceleme ile ihtiyaten durdurulmasına, 11/04/2008 tarihli …-…-…-…-… sayılı teminat mektuplarına vaki el atmanın önlenmesine, davalı tarafın sözleşmenin tüm hükümleri ile sona erdirilen sözleşmeye dayalı hak ve alacaklarının zamanaşımına uğraması nedeni ile 11/04/2008 tarihli sırası ile …, …, …, …, …, … ve … sayılı teminat mektuplarının hükümsüz kaldıklarından müvekkili şirkete iade edilmelerine, müvekkili şirketin şimdilik tazmin talebi olan 756.391,20-TL tutarında bir borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu teminat mektuplarının müvekkili şirkete sunulmasına neden olan gelir paylaşımı sözleşmesinin “Uyuşmazlıkların Çözümü” başlığını taşıyan 13. maddesi uyarınca davada yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş olup, teminat mektuplarının zamanaşımına uğramadığını belirterek davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine, yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesine ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1167-2018/8 E.K. sayılı birleştirme kararı ile birleşen davanın davacısı … Tic. A.Ş. vekili tarafından davalı … aleyhine açılan davanın dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. tarafından başlatılan … un özelleştirilmesi nedeniyle tüm haklarının 21.04.2005 tarih ve 5335 sayılı Kanun uyarınca Ek madde 33’de yapılan değişiklikler ve 406 sayılı Kanuna eklenen geçici madde 10 hükmü gereği ve şartları uyarınca Davalı … işletme A.Ş. Ne devredilen Kablo TV hizmetleri ve alt yapısının belirli illerde alt yapı ve şebeke kurulumu için açılan ihale sonucunda gelir paylaşımı esasına göre kurdulucak kablo Tv sistemi Proje Uygulamaları sözleşmesinin müvekkili şirket ile 15/12/1997 ve 09/02/1998 tarihli sözleşmeler ile devraldığını, bu sözleşmeye ilişkin müvekkili şirket ile davalı Turksat arasındaki sözleşmeler uyarınca müvekkili şirketin kendine düşen edimleri yerine getirmiş olduğunu anılan sözleşmeler ve bu sözleşmelere bağlı olarak verilen teminat mektuplarının müvekkili şirketin davalı tarafa hiçbir borcunun olmadığının tespitinedavalı tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak 11.04.2008 tarihli …- …- …- …- … nolu teminat mektuplarının tazmin edilen 3.315.306,46-TL. Tutarından … 3. ATM nin … E sayılı dosyasına konu 756.391,20-TL tutarı düştükten sonra bakiye 2.558.915,26-TL. Tazmin tarihi olan 28.11.2017 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek olan TCMB avans faizi üzerinden hesaplanacak faizzi ile birlikte istirdatına, Dosyanın … 3. ATM … Esas Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, teminat mektuplarının tazmini ile nedeniyle banka nezdinde ticari itibarı zedenene müveklili şirketin zarar ve ziyanı ile bu husustaki her türlü haklarının halen davalı elinde bulunan ve borcularının bulunmaması nediediyle tazmini gerekmeyen … sayılı 300.000 ABD doları tutarlı ve 421919 sayılı 5.000 ABD doları tutarlı mteminat mektupları ile ilgili her türlü dava ve talep haklarının saklı tutulmasına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davanın davalısı yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu teminat mektuplarının müvekkili şirkete sunulmasına neden olan gelir paylaşımı sözleşmesinin “Uyuşmazlıkların Çözümü” başlığını taşıyan 13. maddesi uyarınca davada yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş olup, mahkememizin 2017/977 esas sırasında açılan dava nedeni ile derdestlik itirazında bulunmuş olup, davaya konu teminat mektuplarının zamanaşımına uğramadığını belirterek davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine, yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesine ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava menfi tespit, birleşen dava ise alacak davasıdır. Davalı asıl ve birleşen davaya yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçelerinde yukarıda açıklandığı üzere yetki itirazında bulunmuştur. HMK’nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi olup, davalının yerleşim yerinin “…” olduğu sabittir. Diğer yandan taraflar arasındaki ticarî ilişkinin temelini ve muhtevasını teşkil eden sözleşmelerde ve mutabakat protokolünde ihtilaf halinde Ankara İcra Daireleri’nin ve mahkemelerinin yetkili kılındığı görülmüştür. Anılan sözleşmeler 1086 sayılı HUMK’un yürürlükte olduğu dönemde akdedilmiş olup, HUMK 22. maddesinde tarafların yetki sözleşmesi yapmak sureti ile yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri öngörülmüş olup, buna göre tarafların sözleşmede yetkili mahkemeyi kararlaştırmış olmaları genel ve özel yetkili bulunan mahkemelerin yetkisini kaldırmayacağından dava davacının seçimine göre genel veya özel yetkili mahkemede de açılabilir. Anılan mutabakat protokolü ise 6100 sayılı HMK’nun yürürlükte olduğu dönemde akdedilmiş olup, taraflar tacir olduğundan HMK’nun 17. maddesine göre yapılan yetki sözleşmesi taraflar açısından bağlayıcıdır. Tüm bu sebeplerden dolayı dava ve birleşen davada yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla yetki itirazının kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada ve birleşen davada mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, HMK 114/1-ç ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın ve birleşen davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/10/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza