Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1029 E. 2019/1290 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1029 Esas
KARAR NO : 2019/1290

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/11/2017
KARAR TARİHİ : 31/12/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili firmanın medya pazarlama ticareti ile uğraşmakta olup davalı firma ile yaptığı iş karşılığı düzenlediği muhtelif tarih ve bedelli faturaları davalıya gönderdiğini, davalının fatura bedellerine itiraz etmeyerek kabul ettiğini ancak ödeme yapmadığını, bu nedenle cari hesap alacağının tahsili için 16/02/2017 tarihinde … 25. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazının haksız olduğunu belirterek davalı borçlunun itirazının iptaline, hakkında başlatılan icra takibinin devamına, davalının inkar olunan alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı tarafça davaya konu edilen icra takibinin dayanağı olarak gösterilen belgelerin gerçeği yansıtmadığını, dilekçede bahsi geçen mal ya da hizmet satımı, ticari, fiili ve hukuki münasebet bulunmadığını, icra takibinde tebligatın usulsüzce yapıldığını, kanuna aykırı şekilde kesinleştirilen takip neticesinde 15/03/2017 tarihinde hacze gelindiğini, davacının müvekkiline herhangi bir mal ya da hizmet satmadığını, bu hizmet ya da mal satımına ilişkin herhangi bir fatura düzenlenmediğini, davalı şirkete tebliğ edilmediğini belirterek davanın reddine, karşı tarafın takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce … 25. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … Ve … İşletmeciliği Anonim Şirketi tarafından borçlu … San. Ltd. Şti. aleyhine borcun sebebi “Cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili talebidir.” belirtilerek 904.751,00-TL asıl alacağın takip tarihi olan 16/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 oranında yasal faizi ile birlikte tahsili talebi ile 16/02/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın cari hesap alacağından kaynaklanması nedeni ile davacının alacağının belirlenebilmesi için dayanak icra dosyası, tarafların dava konusu borç dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları incelenerek tarafların dosyaya sunduğu kayıt ve belgeler de nazara alınarak, davaya konu cari hesap alacağı ile davalının davacıya borcu bulunup bulunmadığının, var ise icra takip tarihi itibari ile alacak miktarının denetime elverişli şekilde tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 03/01/2019 tarihli bilirkişi kök raporunun sonuç kısmında “1- Davacı tarafın Sayın Mahkemenizin belirlediği inceleme gününde ticari defter ve kayıtlarını incelemeye İbraz etmediği, 2- Davalı tarafın Sayın Mahkemenizin belirlediği inceleme gününde ticari defter ve kayıtlarını incelemeye ibraz etmediği, 3- Davacının Sayın Mahkemenizde açmış olduğu itirazın iptali davası dilekçesinde alacak iddiasının delili olarak yer alan faturaların ibraz edilmediği, davacının bu faturaları düzenleyip davalıya teslim ettiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı, 4-Delil olarak kabul edilmesi mahkemenin takdirinde olmak üzere; Davacının daha sonraki dilekçesinde sunduğu delillerden taraflar arasında düzenlenen 22.02.2012 tarihli sözleşmenin okunaksız olduğu, 5- Davacı tarafın bu sözleşmeye istinaden davalıya senet teslim ettiği iddiasını kanıtlayacak herhangi bir belge bulunmadığı, 6-Davacının yine daha sonradan sunduğu delilerde yer alan, raporda detaylı olarak açıklanan senetlerin davaya konu alacak ile ilgisinin bulunmadığı, 7-Dosyadaki belgelerin incelenmesi sonucunda davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, 8-… 25. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin durdurulmasının uygun olacağı…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi kök raporunun dosya kapsamına göre düzenlenmiş olduğu, tarafların dava konusu borç dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtlarının incelenmemiş olduğu görülmekle tarafların dava konusu borç dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sureti ile görüş bildirilmesi hususunda bilirkişiden ek rapor alınmıştır. 29/05/2019 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında “…Davacı tarafın ticari defterlerinni incelenmesi sonucunda; 31/12/2012 tarihi itibari ile davacını ndavlaı şirketen 159.01.004 … Ltd. Şti. Hesabında 146.002,14-TL alacaklı olduğu, 2013 yılı içerisinde bu alacağın tahsil edildiği ve 31/12/2013 tarihi itibari ile davacının davalı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığı, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı ve dolayısı ile davacnın davlaıdan alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı … Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinin incelenmesi; davalı taraf incelemeye katılmış ancak mahkemenin inceleme gününde hazır edlimesini istediği ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemişlerdir. SONUÇ: Davacı tarafın ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine uygun olarka tutulduğu, ticari defterlerin davacı lehine delil olma durumunun mahkemenin takdirinde olduğu, davacı tarafın dava tairhi itibari ile davalı taraftan herhang bir alacağının bulunmadığı, … 25. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin durdurulmasının uygun olacağı…” yönünde görüş bildirilmiş olup, dosya kapsamına uyan bilirkişi raporu denetime elverişli kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı vekili, müvekkili firmanın medya pazarlama ticareti ile uğraşmakta olup davalı firma ile yaptığı iş karşılığı düzenlediği muhtelif tarih ve bedelli faturaları davalıya gönderdiğini, davalının fatura bedellerine itiraz etmeyerek kabul ettiğini ancak ödeme yapmadığını, bu nedenle cari hesap alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazının haksız olduğunu öne sürerek iş bu davayı açmıştır. Davalı vekili ise müvekkili şirket ile davacı arasında ticari ilişki ve herhangi bir borç ilişkisi olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Uyuşmazlığın çözümü için icra takip tarihi itibari ile davacının davalıdan cari hesap alacağı olup olmadığının tespiti gerekmekte olup, somut olayda ispat yükü davacı taraftadır. İspat kuralına ilişkin TMK md. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” HMK md. 191 hükmüne göre: “İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Bir vakadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakayı ispat etmeye mecburdur. Davacının iddialarının haklı görülebilmesi için anılan kurallar uyarınca davacının davalıdan alacaklı olduğunu geçerli deliller ile ispat etmesi gerekmektedir. Taraflar tacirdir. Ticari davalarda yani 2 tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile ticari ilişkinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Davacı taraf ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen yukarıda yazılı bilirkişi raporundan 31/12/2012 tarihi itibari ile davacının davalı şirketten 146.002,14-TL alacaklı olduğu, 2013 yılında bu alacağın tahsil edildiği ve 31/12/2013 tarihi itibari ile davacının davalı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığı, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı ve dolayısı ile davacının davalıdan alacağının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı delilleri arasında ayrıca ve açıkça yemin deliline de dayanmamıştır. Tüm bu sebeplerle davacının takip tarihi itibari ile davalıdan alacaklı olduğunu ispat edemediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında reddedilen dava değeri üzerinden borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı-alacaklının takibe geçmede ve itirazın iptali davasını açıp yürütmekte kötü niyetli olduğunun davalı borçlu tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Somut olayın açıklanan özelliklerine göre davacı-alacaklının kötü niyetli olduğu kabul edildiğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
Red edilen alacağın (904.751,00-TL asıl alacak) %20’si üzerinden hesaplanan 180.950,20-TL kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 10.927,14-TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.882,74-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 50.140,04-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/12/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza