Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1019 E. 2018/68 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1019 Esas
KARAR NO : 2018/68

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ : 25/01/2018

İstanbul (Kapatılan) 43. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/106-2014/38 E.K. Sayılı kararının Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/4319-2015/4345 E.K. Sayılı 05/06/2015 tarihli ilamı ile bozulması neticesinde dosya mahkememize tevzii edilmiş olup mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılarak yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde aşamalardaki beyanında özetle; taraflar arasında … nolu Hizmet Alım Sözleşmesi ile … İşletme Müdürlüğü Bölgesinde sözleşme kapsamındaki işin davacı tarafça üstlenildiği, sözleşmenin 5.maddesinde belirtildiği üzere “Alçak gerilim (AG)den beslenen müşterilere ait elektrik sayaçlarının endeks tespiti, tespit edilen endekslerin el bilgisayarlarına kaydedilmesi, fatura, fatura bildirimi tanzimi ve müşteriye bırakılması, tespit edilmiş bilgilerin idare bilgisayarına aktarılması, müşteri sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ilişkin işlerdir, işin teknik özellikleri ve diğer ayrıntılarının sözleşme ekinde yer alan ve ihale dökümanını oluşturan belgelerde düzenlenmiştir.” şeklinde tanımlanmış olup, sözleşmenin 9.maddesinde de “Teklif Etme Şartnamesi ve Ekleri”, “Teknik Şartname”, “Teklif Mektubu”nun bu sözleşmenin ayrılmaz parçaları olarak nitelendirildiği, sözleşmenin ayrılmaz eki olduğu belirtilen endeks okuma işinin 3.şahıslara endeksörle yaptırılması ile ilgili Teknik Şartnamelerin 2.maddesinde yapılacak işin açıklamasının düzenlendiği ve bu düzenlemede aynen “…Okunacak, daha sonra idarenin belirleyeceği programa göre metropol ilçeler ve merkez ilçe aboneleri ayda bir okunacak şekle dönüştürülecek tarzda, idarenin madde 4.3’de belirtilmiş esaslarına uygun olarak; endeksörle sayaç endeks tespiti, fatura bildirim tanzimi ve aboneye bırakılması, endeks ve abone bilgilerinin elektronik veya manyetik ortamda idarece belirlenen kayıt yapılarına uygun olarak idare bilgisayarına aktarılarak fatura çıkmasının sağlanması ve sayaçların kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitidir.“ şeklinde olup, 3.maddesinde ise “Yapılacak işler için ödenecek bedeller başlığı altında” düzenlemeler yapıldığı, davacı şirketin imzalanan sözleşme ve ekleri kapsamında işyeri teslimi yaptığı ve iş programına bağlı olarak da üzerine düşen edimlerini yerine getirmeye başladığı ve Teknik Şartnamenin 5 ve 5.1.maddesinde düzenlenen işlemleri gerçekleştirdiği, sözleşmenin bütünüyle değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere davacı tarafından yerine getirilen bu edim yükümlülüğü cihazlara yine sözleşmenin ayrılmaz parçası olan Teknik Şartnamenin 5.3.a.maddesinde düzenlenen abone durum kodlarını davalıya elektronik ortamda bildirilmek suretiyle yerine getirildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı olarak yerine getirilmesi sürecinde davacının davalının elektronik ortamdan gelen verile emirlerini abone durum kodlarına bağlı olarak ve bu kodlara bağlayarak yine sözleşme hükümleri dairesinde davalıya elektronik ortamda bildirdiği, bu işin taraflar arasındaki sözleşmenin ayrılmaz parçası olan Teknik Şartnamenin 5.3.a.maddesinde sayılan ve 7000-7099 kodlarına uygun olarak yerine getirildiği ve davalı tarafından da her ay belli kodlara ilişkin ödemelerin yapıldığı,belli kodlara ilişkin ödemelerin yapılmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 9.2.maddesi gereğince sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan Teknik Şartnamenin 5.3.a.maddesinde abone durum kodlarının tek tek sayıldığı, yüklenici taraf olarak davalının davacıya elektronik ortamda gönderdiği abonelere ilişkin kayıtların bu abone kodlarına bağlı olarak elektronik ortamdaki endeksörlere yüklenmesi ve davalıya durumun bildirilmesinin asli görev olduğu, davacı şirket tarafından dava dilekçesinin 6 nolu bendinde dökümü yapılan abone kodları durumuyla ilgili olarak sunulan hizmetin karşılığı olmak üzere 7012 (daire boş) ve 7011 (sayacı okuyup …’a geliniz) kodlarına ilişkin alacağa ilişkin ise taraflar arasındaki sözleşme ile Teknik Şartnamenin birlikte değerlendirilmesinin yeterli olacağı, sözleşme bir bütün olarak değerlendirildiğinde ve özellikle Teknik Şartnamenin 3.1.maddesinde düzenlenen “ana hizmet” tanımı ile 2.1.maddesinde ana hizmetlerin neler olduğu açıklanmak üzere açıkça düzenlendiği, 7012 (daire boş) durum kodunda yüklenicinin davalını elektronik ortamda gönderdiği iş emrine bağlı olarak abonenin bulunduğu ortama gitmesine rağmen okuma yapacağı sayacın bulunduğu mekanın boş olması nedeniyle okuma işinin gerçekleştirilememesinin ifade edildiği, ancak söz konusu verile emri üzerine abonenin konuta gidip ana hizmet tanımındaki görevin yerine getirilmesi ile yüklenicinin sözleşme gereği üzerine düşen edim yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kabul edilmesinin gerektiği, talep konusu yapılan bu kodların esasında davalının sözleşme gereği davacıya kullandırdığı programda bir dönem bileşik olarak kullanılmış olup talebin bir bütün olarak bu iki koda ilişkin olduğu, 7011 (sayacı okuyup …’a geliniz) kodu ile ise abonenin sayacının var olduğu, çalıştığı fakat herhangi bir sebeple okunamaması durumunda aboneye ihbarname niteliğinde boş bir fatura bırakılması durumu olduğundan bahisle taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı tarafından davalı idareye bildirilen 01.11.2010 tarihinden 31.12.2012 tarihleri arasında (her iki ay dahil olmak üzere) 7012 ve 7011 kodlarına ilişkin ödenen ve ödenmeyen tüm dökümlerin tablo halinde davalıdan istenerek sözleşme gereği ifası gerçekleştirilen 2010/45 nolu sözleşmeden mütevellit 339.345,36-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanında özetle; taraflar arasında … İşletme Müdürlüğü Görev Bölgesinde abonelerin sayaç endekslerinin endeksörle okunması, hizmet alım işleri konusunda sözleşme yapıldığı, bu sözleşme ve sözleşmenin ayrılmaz parçası kabul edilen Teknik Şartnamenin “Yapılacak işler için ödenecek bedeller” başlıklı 3-1.3.paragrafında “BEDAŞ tarafından okunmak üzere yönlendirilen abonelerden o emisyon dönemi içinde çıkan ve dönem faturası olarak bilinen tahakkuka bağlanan fatura sayısıXana hizmet bedeli yükleniciye ödeme yapılacaktır.” şeklinde olduğu, yine aynı maddede yer alan kaçak elektrik kullanan abonenin BEDAŞ’a bildirilmesi halinde kaçak kontrol hizmetinin karşılığı olarak yükleniciye EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 25.maddesi uyarınca “Diğer aboneler” için belirlenen kesme-bağlama brim bedelinin %30’u ödenecektir. Ancak bu bedelin ödenebilmesi için kaçak tutanağının EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine göre işlem yapıldıktan sonra tahakkuka bağlanması şarttır. Denildiği, aynı zamanda sözleşmenin 10.maddesinde bahsedildiği gibi ödemelerin her ayın düzenlenen ara hakediş raporlarına göre fatura karşılığı ödendiğinden bu ödemeleri kapsayan hakedişlerde herhangi bir itiraza rastlanılmadığı, bu durumda davalı şirket tarafından okuması yapılmak üzere endeksöre indirilen abone sayısına göre değil, okuma sonucunda endeksör kayıtlarında alınan bilgilere göre tahakkuk ettirilen (bir KVH olsa bile) fatura adedi X ana hizmet bedeline göre ödeme yapılacağı yani ödemenin faturanın tahakkuk etmiş olmasına bağlı olduğu, davacı tarafın kaçak kodlarıyla ilgili sözleşme ve sözleşmenin ayrılmaz parçası olan Teknik Şartnamenin 3-1.3.maddesine aykırı olarak yapılacak ödemenin tahakkuk şartına bağlı olmadan fatura sayısı esas alınarak yapılması şeklindeki talebinin sözleşme hukukuna aykırılık teşkil ettiğinden bahisle açılan davanın reddine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul (Kapatılan) 43. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/106 Esas 2014/38 karar sayılı 12/02/2014 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup iş bu karar Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/4319-2015/4345 E.K. Sayılı 05/06/2015 tarihli ilamı ile “…Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak ödenmeyen hak ediş alacağının tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki sözleşmenin 13.2 maddesi, ”Yüklenici yapılan işe ilişkin hak ediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına devir veya temlik edemez. Temliknamelerin noterlikçe düzenlenmesi ve idare tarafından istenilen kayıt ve şartları sağlaması zorunludur” hükmünü içermektedir. Somut olayda, dava hizmet alım sözleşmesinin tarafı olan … Şirketi tarafından açılmış olup, yargılama sırasında … 18. Noterliği’nce düzenlenen … tarih ve … yevmiye sayılı temlikname ile dava konusu alacağını Türk Borçlar Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca … Ticaret Limited Şirketi adına temlik ettiği anlaşılmıştır. Taraf sıfatı (husumet), maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usulî hukuki ilişkinin süjesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usûli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Buna göre tüm insanlar, hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. (HMK’nın 51) Fiil ehliyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usûl işlemlerini yapabilir. Reşit olan ve temyiz kudretine sahip olan kişiler fiil ehliyetine sahiptir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve dava takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece re’sen gözönünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur. Bu durumda, mahkemece, davayı açan … Şirketi ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmesinde temlik yasağı bulunduğu gözetilerek alacağın sadece … Şirketi tarafından talep edilebileceği, temlik alan şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. 2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA…” karar verilmiş olup mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmuş olup bozma ilamında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacı tarafın aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda yazıldığı üzere;
1-Aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 5.795,20-TL harçtan düşümü ile bakiye 5.759,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 48,00-TL yargılama giderinin (24,00-TL ilk karar masrafı, 24,00-TL temyiz masrafı) davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2018

Başkan
E-İmza
Üye
E-İmza
Üye
E-İmza
Katip
E-İmza