Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/981 E. 2022/172 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/981 Esas
KARAR NO : 2022/172

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 12/10/2016
KARAR TARİHİ : 09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : davacının ortağı ve kurucusu bulunduğu …Tic Ltd Ştindeki hisselerini 2012 yılında devrettiğini, aktif ticari hayatına son vererek emeklilik hayatını geçirmek üzere memleketi … ilçesine yerleştiğini, ancak şirketi devralan yeni ortağın kullandığı kredi nedeni borçlandırılmaya çalışıldığını, davalı tarafça … 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.07.2016 gün ve … Esas D.İŞ….Karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile İlamsız takip başlatıldığını(… 34.İcra Müdürlüğü … Esas), İhtiyati haciz kararında davacı …’in Kredi sözleşmesinde kefil olmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, mahkemenin verdiği bu karar rağmen haklarında da yukarıda belirtilmiş olan icra dosyasında diğer borçlulara uygulandığı gibi davacı hakkında da ihtiyati haciz uygulandığını, bu sebepten davacının aracına ve banka hesaplarındaki paralarına haciz konulduğunu, davacı aleyhine başlatılan bu takibin ödeme emri tebliğ tarihi tebligat parçasında 19.08.2016 gibi görülse de muhatabın kapısına haber kağıdı yapıştırılmadığını veya yapıştırıldıysa da birileri tarafından sökülmesinden dolayı borca süresinde itiraz edilemediğini, öğrenme tarihi olan 05.06.2016 tarihinden sonra icra dosyasına itirazlarını yaptıklarını, alacağa dayanak olarak gösterilen 2 adet sözleşme olduğu bu sözleşmelerden 100.000-TL bedelli 21.06.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzaladığını gördük fakat ne sözleşmeden haberlerinin olduğunu, ne de sözleşmedeki imza ve el yazıları taraflarına ait olduğunu, eğer haklarında başlatılan icra takibine bu sözleşme dayanak olarak gösteriliyorsa zaten böyle bir borcunun bulunmadığını, bu sözleşmeye müvekkili adına imza atanın tespit edilmesi halinde özel belgede sahtecilik ve diğer oluşan suçlar bakımından Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını, dayanak olarak gösterilen ikinci sözleşmede 450.000 TL bedelli 08.02.2013 tarihli olduğunu, bu genel kredi sözleşmesinde zaten hiçbir taraf sıfatıyla ilgilerinin bulunmadığını, ayrıca davaya konu alacağın takibinin yapıldığı dosya incelendiğinde asıl alacağı oluşturan kredilerin tarihlerinin 2016 yılına ait olduğunun görüleceğini, taraflarını dosyada borçlu olarak gösterilmelerinin sebebi 2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde kefil sıfatını taşımaları olduğunu, mahkemece uygun görmesi durumunda teminatsız aksi halde belirleyeceği teminatın yatırılması ile dava kesinleşinceye kadar haklarında başlatılan takibinin durdurulmasını bu da mümkün görülmediği durumda icra veznesinde olacak paranın dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haklı hukuka uygun davanın kabulü ile birlikte alacaklının … 34.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlattığı icra dosyasındaki alacağın tamamına ilişkin borçlu olmadıklarının tespitine, alacaklı olmadığını bildiği halde haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine girişen davalı alacaklı aleyhine takibine konu alacak miktarının %20 sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine , yargılama gideri ile birlikte vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle:“…Müvekkili Bankanın müşterilerinden dava dışı … ŞİRKETİ’ ne Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden Çek Taahhüt Kredisi, Nakdi Krediler, Şirket Kredi Kartı, Ticari Kredili Mevduat Hesabı açılıp krediler kullandırıldığını, davacı/borçlu … ile dava dışı …’in ise Genel kredi Sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil Kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesaplar kat edilerek; davacı/borçlu ile dava dışı kredi borçlusu ve diğer dava dışı kefile … 1.Noterliği nin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile borçlarının ödenmesi ihtar edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine, Müvekkili Banka tarafından muaccel olan alacağının tahsili amacıyla … 34. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, Davacı/borçlu tarafından işbu takibe yasal süresinde itiraz edilmediğini, takibin kesinleştiğini, Davacı/borçlunun, bu kere Sayın Mahkemenize başvurarak borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası ikame ettiğini, davalının, 21.06.2011 tarihli genel kredi sözleşmesindeki imzasını inkar ettiğini, imza incelemesi ile itirazın haksız olduğu ortaya çıkacağını, davacının icra takibine dayanak yapılan sözleşmelerden birini kefil sıfatıyla imzalamış olduğunu gördüğünü ancak imzanın tarafına ait olmadığını belirttiğini, dava konusu icra takibine dayanak yapılan 2 adet Genel Kredi Sözleşmesi bulunduğunu, 21.06.2011 tarihli 100.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinde davalı …’in kefalet imzası bulunduğunu,08.02.2013 tarihli 450.000 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinde dava dışı …’in kefalet imzası bulunduğunu, Davacı/borçlunun inkar ettiği kefalet imzalarının kendisine ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, yapılacak bilirkişi incelemesi ile imza itirazlarının kötü niyetli olduğu ortaya çıkacağını, kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan kanunlar dairesinde değerlendirilmesi gerektiğini, 2011 tarihinde imzalanan sözleşmeye ilişkin eş rızası aranamayacağını, davacının yeni Borçlar Kanunu kapsamında eşin rızası bulunmayan Genel Kredi Sözleşmesinin geçersiz olacağını belirttiğini, davacının bu yöndeki beyanına itibar etmek mümkün olmadığını, her hukuki işlemin yapıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirildiğini, davacı tarafından imzalanan Sözleşme tarihinde mevcut olmayan yükümlülüklerin Müvekkili Banka tarafından sağlanmasını beklemenin hukuka açık aykırılık oluşturacağını, davacının kefaletinin imza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuata uygun olup hukuken geçerli olduğunu, şirket ortaklığından ayrılmanın kefalet sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, davacının, dava dışı kredi borçlusu firmadaki hisselerini 2012 yılında devrederek ticari hayatına son verdiğini belirttiğini, ancak, şirket hisselerini devretmekle kefalet sorumluluğunun ortadan kalkacağının düşünülemeyeceğini, müvekkili Banka ile kredi borçlusu ve müteselsil kefiller arasındaki kredi ilişkisinin, sürekli devam eden bir ilişki olduğunu, Genel Kredi Sözleşmelerine dayanarak değişik tarih ve tutarlarda kredi kullandımı ile bu ticari ilişkinin devam ettiğini, sözleşme hükümleri gereğince müteselsil kefilin, limit dâhilinde olan geçmiş ve gelecek tüm borçlardan sorumlu olduğunu, müteselsil kefilin kredi borçlusu olan şirketin ortaklığından ayrılmasının da işbu kefalet sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, davacı kefilin kefaletten istifa da etmediğini, sözleşme hükümleri gereğince geçmiş ve gelecek borçlardan sorumlu olan davacının ileriye yönelik olarak kefaletten istifa ettiğine ilişkin beyanda bulunmadığını, bu sebeple de müşterek borçlu müteselsil kefil davacı kefalet limiti dahilinde borçtan sorumlu olmaya devam ettiğini, müvekkili bankanın takipte kötü niyetli olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının; 21.06.2011 tarihli 100.000 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesindeki kefalet imzası sebebiyle borçtan müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu, kefaletten istifa ettiğine dair herhangi bir beyanda bulunmamış olan davacının, şirket ortaklığından ayrılması sebebiyle borçtan sorumlu olmayacağı düşüncesiyle hareket ederek huzurdaki davayı ikame ettiğini, dava dilekçesinde de “unutulmuş bir kefalet nedeniyle” şeklindeki ifadesi ile basiretli bir tacir olarak davranma yükümlülüğünü yerine getirmediğini de bir nev i ikrar ettiğini, bir güven kurumu olan Müvekkili Banka’nın
tek gayesinin kanunlar dairesinde alacağının tahsilini mümkün kılmak olduğunu, davacının, kefil olduğu tutar ile birlikte kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğunu, burada Müvekkili Banka’nın kötü niyetinden değil – kabul anlamına gelmemek kaydı ile -ancak ve ancak alacağa ilişkin yapılan hesap hatasından bahsedilebileceğini, bu hususun da bilirkişiler tarafından yapılacak incelemeler sonucunda açığa kavuşacağını, Mahkemenizce alacak miktarına ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması halinde, müvekkili Bankanın defter ve kayıtlan üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın mevcudiyetinin sabit olacağını, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmelerinin delil anlaşması niteliğinde olduğunu, müvekkili Bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağının davacı borçlu tarafından da kabul edildiğini, dava konusu İcra takibinde talep edilen alacak kalemleri, faiz miktarları ve faiz oranlarının sözleşmeye ve Medeni Kanun’un 2. Maddesine uygun olduğunu, alacağın varlığı ve itirazların haksızlığının yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacağını, huzurdaki davada takibin durdurulmasına ilişkin tedbir kararı verilemeyeceğini, İcra ve İflas Kanunu 72 maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, ancak borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.’’ hükmü düzenlendiğini, Dava konusu takip tarihi 02/08/2016; dava tarihi ise 12/10/2016 olduğunu, bu durumda davacının ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulması taleplerinin reddi gerektiğini, davacının haksız ve mesnetsiz davasının esastan reddine, davacı yan aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini ” talep etmiştir.
DELİLLER:
21.06.2011 tarihli 100.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi, … 34.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 11/04/2019 tarihli raporu, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 29/04/2021 tarihli raporu, 14/12/2021 tarihli bilirkişi raporu, tarafların yazılı ve sözlü beyanları ile tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak davacı aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle İİK 72. Madde uyarınca menfi tespit talebine ilişkindir.
Mahkememizin dava dosyasının yargılamasının devam eden sürecinde davalı … Bank A.Ş.’den alınan … A.Ş tarafça temlik ve vekaletname sunulduğu, davalı tarafın UYAP kaydı davalı …Ş olarak değiştirilmiştir.
… 34.İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; … bank tarafından 02.08.2016 tarihinde davacı ve diğer takip borçlusu hakkında; 2.514,24 TL Şirket Kredi Kartı-Asıl Alacak , 119.716,09 TL Kredi, 5.948,89 TL (%100) İşlemiş Faiz, (Sabit Oranlı Faiz (%36,36), Sabit Oranlı Faiz (%100) , 295,19 TL %5 BSMV ,18.060,00 TL İade edilmeyen çek yaprağı depo bedeli
, 914,99 TL İhtar protesto , 400,00 TL İhtiyati haciz vekalet ücreti , 81,60 TL İhtiyati haciz karar harcı 147.931,00 TL üzerinden takip başlatılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası kasa evraklarıyla imza incelemesi yapılarak rapor tanzimi için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığına gönderilmiş, 11/04/2019 tarihli ilk raporda davacıya ilişkin bir takım ıslak imzalı belgelerin temin edilmesi halinde imza incelemesi yapılacağı bildirilmiş, talep edilen evrakların temin edilmesinin ardından dosya Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığına tekrar gönderilmiş ve kurum tarafından tanzim edilen 29/04/2021 tarihli raporda özetle”:…İnceleme konusu genel kredi sözleşmesinin kapak sayfasının iç kısmında ”…” kaşe izi üzerinde, 1. sayfanın altında, 23. sayfanın altında, 24.sayfanın altında ve 28. sayfada müşteri kısmı ve Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil/Kefiller kısmında yer alan basit tersimli imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Uyuşmazlığın kredi ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle, davalı bankanın varsa alacağının belirlenebilmesi için dayanak sözleşmeler, icra dosyası, banka kayıtları incelenerek ve tarafların sunduğu kayıt ve belgeler doğrultusunda davacının sorumluluğu da nazara alınarak takibe dayanak kredi sözleşmesi nedeni ile takip tarihi itibari ile borçlu olup olmadığı, borçlu ise asıl borç ve işlemiş faiz miktarı ve uygulanacak faiz tür ve oranının tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi incelemesi sonucunda tanzim edilen 14/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle”:….Davalı banka ile dava dışı … Şirketi arasında, 21.06.2011 tarihinde 100.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olduğu, sözleşmenin “Müteselsil Kefil” sıfatıyla davacı … ismiyle imza edilen kefalet limitinin 100.000,00 TL olarak belirtildiğini, 29.04.2021 tarihli Adli Tıp Raporu’nda genel kredi sözleşmesinin kapak sayfasının iç kısmında “…'” kaşe izi üzerinde, 1. sayfanın altında, 23. sayfanın altında, 24.sayfanın altında ve 28. sayfada müşteri kısmı ve Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil/Kefiller kısmında yer alan basit tersimli imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’in “ el ünü olduğunun belirtildiğini, konu hakkında nihai takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu, Anılan sözleşmeler kapsamında davalı bankanın dava dışı… Ticaret Limited Şirketi’ne nakdi ve gayri nakdi krediler tesis ettiğini, dava dışı … Limited Şirketi’ne tesis edilen nakdi ve gayri nakdi kredi borçların öngörülen süre içinde ödenmemiş olduğu, Genel Kredi Sözleşmeleri ve Adli Tıp Raporu göz önüne alındığında; davalı bankanın müteselsil kefil olan davacı hakkında takip ve dava hakkının bulunup bulunmadığı konusunun yalnızca mahkemenin takdirinde olduğunu, Davalı banka tarafından 02.08.2016 tarihinde … 34.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davacı ve diğer kredi muhatapları hakkında icra takibi başlatıldığını, … 34.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasındaki alacak talebi yönünden; davalı bankanın … nolu Tüzel Kredili Mevduat Hesabı, … nolu Spot Kredi, … nolu Spot Kredi, … nolu Şirket Kredi Kartı, ve gayri nakdi kredilerin risk tutarları sebebi ile alacağı 02.08.2016 icra takip tarihine kadar işlemiş faizleri ile birlikte toplamının 145.522,41 TL olarak hesaplandığını, mahkeme tarafından davacı …’in Genel sözleşmeleri doğrultusunda müteselsil kefil olduğunun kabulü durumunda; davacının Genel Kredi Sözleşmesi’nde belirtilen kefalet limitleri doğrultusunda söz konusu borcun 100.000,00 TL’lik kısmından sorumlu olacağının tespit edildiğine…”dair görüş sunulmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafça genel kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak … 34.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile aleyhine başlatılmış olan icra takibi nedeniyle menfi tespit talepli iş bu dava açılmışsa da, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 29/04/2021 tarihli raporuna göre 21.06.2011 tarihli 100.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olduğu ve davacının sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle kefalet için eş muvaffakatının alınmasının zorunlu olmadığı ve davacının sözleşme tarihi itibariyle de asıl borçlu …Tic Ltd Şti’nin ortağı olması nedeniyle de eş muvaffakatının alınmasının gerekmediği, bu sebeple de kefalete ilişkin koşulların gerçekleşmiş olduğu, 14/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada … 34.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle bankanın…nolu Tüzel Kredili Mevduat Hesabı, … nolu Spot Kredi,… nolu Spot Kredi, … nolu Şirket Kredi Kartı, ve gayri nakdi kredilerin risk tutarları sebebi ile 02.08.2016 icra takip tarihine kadar işlemiş faizleri ile birlikte toplam alacağının 145.522,41 TL olduğu, davacının ise kefalet limiti doğrultusunda bu alacağın 100.000,00 TL’lik kısmından sorumlu olduğu anlaşılmakla , davacının menfi tespit talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 1.707,75TL harçtan düşümü ile bakiye 1.678,55TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 13.450,00TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 55,95TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/03/2022

Katip … Hakim …
E-imza E-imza