Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/958 E. 2018/73 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/958 Esas
KARAR NO : 2018/73

DAVA : Şirketin Feshi-Ortaklıktan Çıkarma-Tazminat
BİRLEŞEN DAVA : Şirketin Feshi-Ortaklıktan Çıkarma-Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/10/2016
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 08/02/2017
KARAR TARİHİ : 25/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin …. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin %55 ortağı olduğunu, davalının da aynı şirketin %45 ortağı olduğunu, şirketin esas sözleşmesinde bazı iş ve işlemler bakımından münferit yetkili, bazı iş ve işlemler bakımından ise müşterek yetkili olmak üzere her iki ortağın şirket müdürü olarak belirlendiğini, davalının 2015 yılı Temmuz ayında eşini ve çocuklarını …’ya taşıdığını, o tarihten sonra kendisinin de sık sık …’ya gidip orada kaldığını, şirket işleri ile ilgilenmediğini, …’ya taşınırken şirketin … Bankasındaki Euro hesabından ve bu yıl içinde TL hesabından para çektiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin defterleri işletip bunları fark ettiğinde kendisinin de bunların karşılığında hisseleri oranında para çektiğini, cari hesap ekstresine göre davalının 15.000,00-TL’yi kendisi için çektiğinin açıkça görüldüğünü, tüm bu sebeplerden dolayı davalının şahsından kaynaklanan haklı sebeplerin şirketin faaliyetini ve ortaklık ilişkisinin sürdürülmesini imkânsız kıldığından haklı sebeple şirketin fesih şartlarının oluştuğunu, öncelikle davalının şirketten çıkartılmasına ve şirketin devamına, bu mümkün olmaz ise şirketin haklı sebeple feshine karar verilmesini, ayrıca davalının şirket hesaplarından zimmetine para geçirerek şirketi zarara uğratmış olması sebebi ile HMK 107 maddesi gereği belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere şimdilik 10.000,00-TL’nin davalıdan alınarak şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalının …’ya yerleştiği ve şirket işleri ile ilgilenmediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının şirket merkezinin olduğu yerde ikamet etmediğini, müvekkilinin ikametgahının …’da olduğunu, şirket işleri ile müvekkilinin ilgilendiğini, davacının adresinin …’da bulunduğunu, davacının da hissesi oranında şirket hesabından para çektiğini, müvekkilinn banka hesaplarından çektiği paraların bir kısmının da şirketin personel ve diğer giderleri için kullanıldığını, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkartılmasına dair gerekçe bulunmayıp aksine davacının şirket ortaklığından çıkarılmasına neden olabilecek gerekçelerin mevcut olduğunu, şirketi zarara uğratanın müvekkili değil davacı olduğundan bahisle davacının şirketin tasfiyesi dışındaki tüm taleplerinin reddine, şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Sayılı birleştirme kararı ile mahkememizin iş bu davası ile birleştirilen davanın davacısı … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın dava dilekçesinde özetle; davalı ile … Şirketinde ortak olduklarını, davalının aynı zamanda bir kısım işlemleri münferiden yürütmeye yetkili şirket müdürü olduğunu, davalının şirketin paralarını şirket hesabından çekerek zimmetine geçirdiği gibi şirketin alacaklarına karşılık olarak verilen çekleri de tahsil ettiğini ve zimmetine geçirdiğini, …’a ait … keşide tarihli ve … keşide tarihli toplam 112.914,65-TL bedelli 2 adet çeki davalının tahsil ederek şirket hesabına girmeden doğrudan zimmetine geçirdiğini, ayrıca şirket hesabından … tarihinde 49.700,00-TL, … tarihinde 4.100,00-TL, … tarihinde 1.960,00-TL, … tarihinde 2.300,00-TL, … tarihinde 3.000,00-TL, … tarihinde 1.580,00-TL, 660,00-TL, 300,00-TL, 259,00-TL, … tarihinde 5.000,00-TL paralar çekerek zimmetine geçirdiğini, davalının temsilcisi ve ortağı olduğu firmanın Türkiye’deki temsilciliğini yaptığı ve … firması olan … INC firmasından söz konusu temsilciliği kardeşi adına kurduğu … A.Ş firmasına yönlendirerek ve ayrıca tüm müşteri portföyünü de bu firmaya yönlendirerek hem şirket zarar uğrattığını hem de haksız rekabet oluşturacak şekilde fiillerde bulunarak TTK. 62. maddesinde tarif edilen suçları işlediğini, davalı şirketin müşterilerini kardeşi adına kurduğu firmaya yönlendirdiğini ve şirketi bu şekilde zarara uğrattığını, davalının davranışları ve uzun süredir yaşanan ortaklar arasındaki sorunların giderilmesine yönelik herhangi bir girişimde bulunmaması nedeniyle ortaklıklarının çekilmez hale geldiğini, şirketi zarara uğrattığını ve zarara uğratmaya devam ettiğini belirterek davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, aksi halde şirketin tasfiyesine ve tasfiye müdürü olarak kendisinin atanmasına karar verilmesini, ayrıca davalının şirketi zarara uğratması nedeni ile belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere şimdilik 10.000,00-TL’nin davalıdan alınarak şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davanın davalısı … vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle birleşen davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların ortağı olduğu …. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin sicil dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı-birleşen davanın davalısı …’ın …. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin %55, davalı-birleşen davanın davacısı …’ın %45 ortağı olup, her iki ortağın da şirket müdürü olduğu anlaşılmıştır.
Davada ve birleşen davada birinci talep şirket ortaklığından çıkartılmaya ilişkindir. Limited şirket ortağının çıkartılmasına ilişkin yasal düzenleme TTK 640 md. düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre limited şirket ortağının diğer ortak aleyhine haklı sebeple çıkarma davası açması mümkün değildir. Böyle bir davanın ancak …. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından açılması gerekir, bu nedenle tarafların şirket ortaklığından çıkarılmaya ilişkin taleplerinin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Davada ve birleşen davada ikinci talep şirketin feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Şirketin sona ermesine ilişkin yasal düzenleme TTK 636 vd. maddesinde düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın niteliğine göre davanın şirket tüzel kişiliğine karşı açılması gerekmektedir. Şirket ortağına husumet yöneltilmesi doğru değildir. Bu nedenle tarafların şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin taleplerinin pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Davada ve birleşen davada üçüncü talep ortağın şirket hesabından zimmetine para geçirmek sureti ile şirketi zarara uğrattığından bahisle zimmete geçirilen paranın şirkete iadesi talebine ilişkin olup, yasal düzenleme TTK 555 maddesinde düzenlenmiştir. Dava ve birleşen dava HMK 107 maddesi gereği belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere 10.000,00-TL tutar üzerinden açılmış ise de şirket kayıtlarından uyuşmazlık konusu miktarın belirlenebilecek olması nedeni ile kısmî dava açmakta hukuksal yarar olmadığından ve belirsiz alacak davasının koşulları bulunmadığından, HMK 114/h maddesi uyarınca davada ve birleşen davada alacak talebinin hukuksal yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş olup, tüm bu sebeplerden dolayı davanın ve birleşen davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) 1-Davanın reddine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar harcının peşin olarak alınan 170,78-TL’den mahsubu ile geriye kalan 134,88-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı …’a iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
B)1-Birleşen davanın reddine ,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile geriye kalan 4,50-TL’nin birleşen davanın davacısı …’tan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderinin birleşen davanın davacısı … üzerinde bırakılmasına,
4-Birleşen davada davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin birleşen dava davacısı …’tan alınarak birleşen davanın davalısı …’a verilmesine,
6-Davada ve birleşen davada taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşıkararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2018

Başkan …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Katip …
E-İmza