Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/932 E. 2019/975 K. 30.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/932 Esas
KARAR NO : 2019/975

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/09/2016
KARAR TARİHİ : 30/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin basiretli bir tacir gibi sözleşmeden kaynaklanan ve üzerine düşen her türlü asli ve tali yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı tarafın ise yükümlülğü olan malın bedelini ödemediğini, buna binaen alacağın elde edilmesi amacıyla cebri icra yoluna başvurduklarını, icra iflas kanunu gereği maddi hak ve alacaklarının yerine getirilmesi amacıyla … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durduğunu, bu sebeple huzurdaki davanın açılmış olduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin takibe konu edilen muhteviyatta bir borcunun bulunmadığını, davacı şirketin geçmişte müvekkili şirket ile kurmuş olduğu organik bağ sayesinde güven esaslı ilişkilerini takibe konu etme düşüncesi içerisinde bulunduğunu, böyle bir borçlarının bulunmadığını, cari hesap ekstresine göre işlem yapılamayacağını, cari hesap dökümünün tek başına alacağın varlığını ispat etmeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemek koşuluyla cari hesap nedeniyle takipten önce temerrüt faizi talep edilemeyeceğini, müvekkili şirket yetkilisi … ile davacı şirketin yetkilisi …’ın sprinkler sistemi, davlumbaz söndürme sistemleri ve acil aydıntaltma sistemleri alanında faaliyet göstermek üzere abi-kardeş ilişkisi içerisinde tamamen güvene dayalı olarak müvekkili şirket yetkilisi … isim ve soyisimlerinin ilk hecelerinden oluşan … Ltd Şirketini 11/08/2000 tarihinde kurduklarını, şirketin müdürünün … olduğunu, davacı … firmasının 2009 yılında … metrosu yangın algılama sisteminin kurulmasına yönelik işi Büyükşehir Belediyesinin taşeron firması olarak … A.Ş nin açtığı ihalede 5.500,00 Euro bedelle de üstlendiğini, bu ihalenin kazanılmasını sektörde güvenli isme sahip olan hassa markası olması ve müvekkili şirketin tanıdığı olan … firmasının katkılarını sağladığını, davacı şirket yetkilisinin müvekkiline ait olan hisseleri hile yoluyla eline aldığını, bu konuda açmış oldukları davanın devam ettiğini, hisse devir sözleşmesinin iptaline ilişkin davanın derdest olarak devam ettiğini, davacının müvekkili aleyhine açmış olduğu birçok davayı kaybettiğini, şimdi bu davada olduğu gibi müvekkilini rahatsız etmek istediğini, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, cari hesap bakiyesine dayalı icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … 1. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine, 53.429,70 TL asıl alacak, 27.543,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 80.972,01 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 03/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 08/10/2014 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya tarafların ticari defterleri ile dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduklarını, davalının 2011 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığını, davacının kendi defter kayıtlarına göre davalıdan takip tarihi itibariyle 53.429,70 TL alacaklı olduğunu, davalının kendi defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacıdan 985,07 TL alacaklı olduğunu, tarafların kayıtları arasındaki farkın 53.515,30 TL olduğunu, davalı tarafça sunulan 51.140,00 TL tutarlı banka dekontunun ödeme olarak kabul edilmesi halinde davacının kayıtlarına göre 2.289,00 TL alacaklı olduğunu, tarafların kayıtları arasındaki 53.515,30 TL’lik farkın 51.140,00 TL’si dışında kalan tutarın fatura olmadığını, bir mal/hizmet alım hareketi yansıtmadığını, takipten önce temerrüdün gerçekleşmediğini tespit ve beyan etmiştir. Davalı tarafın ödeme iddiası kapsamında banka kayıtları celp edilerek taraf vekillerinin itirazlarının da irdelenmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; banka kayıtlarının incelenmesi ile; davacı şirket hesabından, şirket yetkilisi …’ın hesabına 12/04/2011 tarihinde 51.140,00 TL gönderildiğini, bu paranın davacı şirket yetkilisi tarafından 12/04/2011 tarihinde davalı şirket yetkilisi …’ya gönderildiğini, daha sonra davalı şirket hesabından davacı şirket hesabına 12/04/2011 tarihinde 51.140,00 TL gönderildiğini, davacının söz konusu ödemeyi hesaplarına kaydetmediğini, şahsi bir ödeme olduğunu iddia ettiğini beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin itirazları nedeniyle dosya başka bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek yeniden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defter kayıtlarında davalıdan 2011 yılı hesap açılış bakiyesine göre 54.946,66 TL alacaklı olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2011 yılında da devam ettiğini, 2011 yılı sonu bakiyesine göre davacının davalıdan 53.429,70 TL alacaklı olduğunu, bu tarihten sonra aralarında ticari ilişki olmadığını, takip tarihi itibariyle davacının alacağının 53.429,70 TL olduğunu, davalının ticari defterlerine göre 2011 yılı açılış bakiyesine göre davacıya 54.946,66 TL borçlu olduğunu, 2011 yılında ticari ilişkinin devam ettiğini, hesabın 2011 yılı sonu ve takip tarihi itibariyle bakiyesine göre davalının davacıdan 400,57 TL alacaklı olduğunu, davalı şirket tarafından davacı şirket hesabına gönderilen 51.140,00 TL havalenin kayıtlara alındığını, davacı tarafça ise alınmadığını, davacının kayıtlarında yer alan 741,91 TL ve 360,85 TL’nin davalının kayıtlarında yer almadığını, davalını ticari defterlerinde kayıtlı olan 1.702,74 TL, 361,08 TL, 14,06 TL ve 1.962,34 TL tutarlı ödemelerin davacının kayıtlarında yer almadığını, he iki taraf için de söz konusu kayıtların izaha muhtaç olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından cari hesaba dayalı icra takibi başlatıldığı, davacı her ne kadar kendi kayıtlarında takip tarihi itibariyle 53.429,70 TL alacaklı görünse de, bu kayıtların davalının ticari defter kayıtları ile uyuşmadığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtların birbirini doğrulayan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, bu nedenle davacının defterlerindeki kayıtların alacağın varlığını ispat etmediği, kaldı ki davalı tarafından yapıldığı banka kayıtları ile anlaşılan 51.140,00 TL ödemenin davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, bunun dışında kalan kısım yönünden ise alacağı ispata yarar herhangi başka bir delil sunulmadığı, açıklanan nedenlerle takibin haksız ve yapılan ödemeye rağmen talep edilen 51.140,00 TL asıl alacak ve bu miktar üzerinden talep edilen temerrüt faizi yönünden kötü niyetli olduğu anlaşılmakla davanın reddine, 51.140,00 TL ile bu miktar üzerinden talep edilen faiz toplamı üzerinden %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Reddine,
2- 15.500,28 TL kötü niyet tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin alınan 1.382,82 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.338,42 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.227,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/10/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza