Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/829 E. 2018/943 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/829 Esas
KARAR NO : 2018/943

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2016
KARAR TARİHİ : 09/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : müvekkilinin, … 104 ada 13-14-15-16-19-30 parseller üzerinde bulunan … Hotel olarak faaliyet gösteren gayrimenkullerin %33’ünü 06/11/2014 tarihinde satın aldığını, satın alma bedeli olarak 1.327.000,00-USD nakit(…bank’tan havale suretiyle) 290.000,00-USD’sini… Mahallesinde bir daire, 500.000,00-USD’sinin … mevkiinde bir daire peşinat olarak, 06/11/2017 vadeli 2.227.000,00-USD tutarlı bir adet bono, 06/11/2019 vadeli 250.000,00-USD tutarlı 1 adet bono verdiğini, böylece taşınmazların %33’lük hissesi için 4.594.000,00-USD bedel kararlaştırıldığını, son 250.000,00-USD bedelli bononun ise otel ruhsatının temini için harici masrafları karşılamak amacıyla verildiğini, fakat satış işlemleri bittikten sonra otelin 28/01/2015 tarihinde ruhsat ve denetim müdürlüğü tarafından mühürlendiğini, gelinen aşamada ve otelin riskli yapılardan olması nedeniyle yıkılması gerektiğinin anlaşıldığını, davalının belediyede yapı kontrol mühendisi olarak çalışması nedeniyle otelin bu durumunu önceden bilmesi gerektiğini, fakat bu durumu müvekkilinden gizlediğini, bunun gizli ayıp olduğunu, gizli ayıp nedeniyle semenin indirilmesi gerektiğini, bu nedenle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00-TL’nin satış bedelinden indirilmesine, kambiyo senetlerinden daha aza baliğ olması halinde fazlasının istirdadına, belirlenen kadar bedelden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu otelin üzerinde bulunduğu kök arsalar olan 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların bilahare tevhit edildiğini, 30 parsel numarası aldığını, 1997 yılında taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak 1/2 hisse karşılığında binanın yapıldığını ve iskan alındığını, binanın otel olarak kiraya verilip çalışırken bu binanın bitişinde bulunan 19 parsel ile sonradan 13-14-15 ve 16 parsel sayılı yerlerin davacının ısrarıyla satın alındığını, bilahare yapılan bir kısım devir ve temliklerle müvekkilinin bu taşınmazlardaki hisselerinin %33’lere düşürüldüğünü, bilahare davacının ruhsat ve eklerine aykırı olarak bu parseller üzerine inşaatlar yaptığını ve belediyenin bu kaçak yapıları durdurduğunu, buna rağmen davacının yaptığı inşaatları kök binaya birleştirerek işlettiğini, davacının asıl amacının müvekkilini hissedarlıktan çıkartmak olduğunu, taraflar arasında satıma dair daire verilmesi ve bono verilmesi karşılığında anlaşılmış olmasına rağmen davacının bonoları ödememeye çalıştığını, bu davanın da bu amaçla açıldığını, davacının mimar olduğunu, bu sebeple binanın ve arsanın imar mevzuatı açısından durumunu bilmemesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:
1-Tapu kayıtları, … belediyesinin imara ilişkin cevabi yazıları, Kat karşılığı inşaat sözleşmesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşınmaz satış sözleşmesinde ayıp nedeniyle 6098 sayılı TBK’nın 227/1-(2) maddesine göre bonoya bağlanan bedel indirimi davası mahiyetinde olduğu görüldü.
Dava konusu otelin üzerinde bulunduğu parsellere ait tapu kayıtları ile resmi senetler celp edilmiş, dava konusu taşınmazlarda tarafların hisseleri olduğu anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan ve davalı tarafça da kabul edilen 02/08/2017 tarihli ve 03/05/2018 tarihli adi el yazılı hissedar anlaşması başlıklı iki ayrı belge suretlerinden tarafların sulh olduğu anlaşılmıştır. Taraf vekillerin son celse beyanlarında da davanın konusuz kaldığı ikrar edilmiştir.
Taraflar sulh olduğundan HMK 315. Maddesine göre davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar her iki taraf vekili son celse beyanlarında lehlerine yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş iseler de dosyaya sunulan 03/05/2018 tarihli sulh protokolündeki ” İnşaat iskana bağlanana kadar …’tan bedel talep edilmeyecek.” hükmü nedeniyle davacının davalı tarafın taleplerini kabul etmek suretiyle nizanın son bulduğu anlaşıldığından HMK 331/1. Maddesine göre davalı lehine yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir.
Taraflar delillerin toplanma aşamasında sulh olduğundan alınması gereken karar ve ilam harcının 2/3’ünün alınmasına bu nedenle peşin yatırılan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davacı tarafça tamamlanmasına karar vermek gerekmiştir. Yine dava esastan değil usulden karar bağlandığından davalı lehine nispi değil maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 4.554,00-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 1.707,75-TL harcın düşümü ile bakiye 2.846,25-TL bakiye harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve dava sulh ile usulden sonuçlandığından karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. – 09/10/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza