Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/60 E. 2018/1038 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/60 Esas
KARAR NO : 2018/1038

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 21/01/2016
KARAR TARİHİ : 24/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirkete İşyerim Paket Poliçesi ile Sigortalı … adresinde bulunan işyerinde, 10/07/2012 tarihinde sigortalı iş yerinin yan sokağının zeminin kazılmış olmasından mütevellit … ye ait temiz su boru hattının patlaması sonucu oluşan su baskını neticesinde maddi hasar meydana geldiğini, oluşan hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından sigortalısına 20/09/2012 tarihinde 11.500,00 TL tazminat ödendiğini, oluşan bu zarardan davalının 2560 sayılı … Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunu’nun 2/a maddesi uyarınca sorumlu olduğunu, bu nedenle müvekkili tarafından sigortalısına ödenen bedelin tazmini için davalı idareye 10/09/2012 tarihinde mektup gönderildiğini ancak cevap alınamadığını, hasarın ödenmesi ile mukavele şartlarına ve Ticaret Kanununun 1301.maddesi hükmüne göre, bunun üzerine davalı hakkında … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini ancak hasara konu su baskınının meydana gelmesinde davalının bakım ve onarımını üstlendiği kanalizasyon hattının bakımsızlığından kaynaklandığının açık olduğunu, hasarın ödenmesi ile birlikte müvekkilinin sigortalısının yerine halef olduğunu ve sigortalının zarara sebebiyet verenler aleyhine her türlü talep ve dava haklarının müvekkiline intikal ettiğini, dava konusu olayda, davalı idarenin hizmetini beklenen özenle ve gereken kalitede yapmaması neticesinde meydana gelen zararın karşılanması gerektiğini beyanla müvekkili tarafından ödenen 11.500,00 tutarında tazminatın ödeme tarihi olan 13/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Olayın meydana geliş şekliyle ilgili davacı taraf anlatımı dikkate alındığında olayın hizmet kusuruna dayalı olduğunu, davanın tam yargı davası olarak idari yargıda açılması gerektiğini, müvekkilinin 2560 sayılı Kanuna göre kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluş olduğunu, bu nedenle işlem ve eylemleri ile ilgili davaların idari yargıda açılması gerektiğini, Mahkememizin bu davada görevli olmadığını, kayıtlar üzerinde yapılan incelemeye göre arızanın aynı gün içerisinde giderildiğini, söz konusu işyerinin bodrum katında olması ve dış cephe izolasyonu bulunmaması nedeniyle su sirayet etmesinde müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusur olmadığını, hayatın olağan akışı içerisinde basınç vs sebeplerle şube yolu borularının patlayabildiğini ve müvekkilinin buna engel olma imkanının olmadığını, davacının sigortalısının işyerinin fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığının da tespit edilmesi gerektiğini, talep edilen bedelin fahiş olduğunu, faizi kabul etmediklerini ancak aksi halde dahi davadan itibaren faiz işletilebileceğini beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı sigortacının, poliçe kapsamında sigortalısına ödediği bedeli TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi gereği zararın meydana gelmesinden sorumlu olduğunu iddia ettiği davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Dosya Mahkememize İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı ile gelmiş, mahkemece görevsizlik kararından önce davacı nezdinde bulunan hasar dosyası, işyeri poliçesi, sigortalı işyerine ait atık su projesi celp edilmiş ve mahallinde keşif yapılarak bilirkişi heyetinden kusur ve hasar konusunda rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 17/11/2014 tarihli raporunda özetle; keşfen yapılan incelemede olayın üzerinden uzun bir süre geçmiş olması nedeniyle hasarın izlerinin kalmadığını, teknik olarak …’ye ait şube yolu borularından birinin patlaması sonucu, suyun açılan kazı nedeniyle topraktan bodrum katta yer alan dükkan deposuna sızması ve dolmasının mümkün olabileceğini, bu nedenle ekspertiz raporuna göre değerlendirme yapılması gerektiğini, şube yolu hattı ya da atık su kanallarının döşenmesi ve malzeme seçimleri ile eskime zamanlarının tespiti ile kontrol ve bakımlarının …’nin sorumluluğu altında olduğunu, sorunun parsel bağlantısında olması halinde sorumluluğun mal sahibine, şube yolu kanalında olması halinde ise …’ye ait olacağını, olayda … şube yolu hattının patlaması sonucunda hasar meydana geldiğinden sorumluluğun …’ye ait olabileceğini, eksper raporunda hasar miktarı yönünden yapılan değerlendirmenin isabetli olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Mahkemece itirazlar üzerine bilirkişi heyetinden alınan ek raporda da aynı görüş ve tespitler tekrar edilmiş, söz konusu işyerinin bulunduğu binanın kaçak olmasının, bodrum kat seviyesinde dış cepheye gerekli tekniğe uygun izolasyonun yapılmamış olmasının bir eksilik olduğunu ancak meydana gelen hasarın nedenini ve varlığını ortadan kaldırmayacağını beyan etmiştir.
Mahkememizce hasara uğradığı iddia edilen malların faturalarının dava dışı sigortalının defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafça dava dışı sigortalının defterlerinin incelemeye sunulmadığını, dosyaya sunulan faturaların tamamının tarihinin hasar tarihinden önce olduğunu, toplam fatura tutarının 12.785,39 TL olduğunu tespit etmiştir. Bu rapordan sonra dosya bu kez mobilya konusunda uzman bilirkişiye tevdii edilerek hasara uğrayan mobilyaların bedelleri ile faturaların ve tespit edilen hasar bedeli ile yapılan ödemenin uyumlu olup olmadığı hususunda rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; hasara uğradığı iddia edilen ürünlerin büyük kısmının artık üretilmiyor olması sebebiyle davacı tarafından yapılan ödemenin piyasa rayiçlerine uygunluğunun denetlenmediğini ancak iki ürün için yapılan değerlendirmede tespit edilen değerlerin güncel değerlere uygun olduğunu, alım faturaları üzerinden yapılan değerlendirmede hasara uğrayan mobilyaların tutarının 13.034,04 TL olduğunu tespit ve beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacının dava dışı sigortalısına ait işyerine su basması nedeniyle işyerinde bulunan mobilyaların hasar gördüğü, söz konusu hasara alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davalıya ait temiz su hattının patlamasının sebep olduğu ve bu nedenle davalının meydana gelen hasardan sorumlu olduğu, davacının, hasarın oluştuğu işyerini 15/04/2012-15/04/2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere işyerim paket poliçesi sigortalamış olması sebebiyle dava dışı sigortalının başvurusu üzerine yapılan eksper incelemesi neticesinde sigortalısına 11.500,00 TL hasar bedelini ödeyerek Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğu, alınan teknik bilirkişi raporu ile hasar ile sigortalıya ödenen bedelin uyumlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davanın kabulü ile davacının ödemiş olduğu bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜ ile 11.500,00 TL alacağın 13/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 785,56 TL’den peşin harç 196,40 TL’nin mahsubu ile kalan 589,16 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 1.700,00 TL, keşif harcı 177,50 TL, keşif araç ücreti 100,00 TL ve posta ve tebligat masrafı 309,00 TL olmak üzere toplam 2.286,50 TL yargılama gideri ile ilk harç 220,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.24/10/2018

Katip
E-imza

Hakim
E-imza