Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/598 E. 2022/406 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/598 Esas
KARAR NO : 2022/406

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2016
KARAR TARİHİ : 11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Asıl davada dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davalı … İle dava dışı …A.Ş. Arasında …’nde yapımı planlanan …. Projesinin mimari iş ve işlemlerine ilişkin bir sözleşme akdedilmiştir. Söz konusu projede davalı tarafından üstlenilen işlerin bir kısmı alt yükleniciler vasıtasıyla yapılmıştır. Bu alt yüklenicilerden birisi de davacı …A.Ş.’dir. Davacı müvekkil şirket iç mimari/tasarım uygulama projesinin çizimi ve uygulaması işini üstlenmiştir. Ancak belirtmek isteriz kis köz konusu iç mimari işleri davalı tarafından ilk olarak dava dışı … Şti( …)’ ne taşere edilmiştir. İç mimarı tasarım projesinin çizimi ve işin ifası esnasında davalı dava dışı … mimarlık firması ile sözleşmesini feshederek, çizimi ve projelendirilmesi dava dışı … firması ile sözleşmesini feshederek, çizimi ve projelendirmesi dava dışı … ve danışmanlık Ltd. Şti (…)’ne yaptırılan iç mimari projesinin uygulama projesinin çizimi ve projenin uygulanması işi davacı şirket …’ye taşere edilmiştir. Buna göre dava davacı müvekkil ile davalı yan arasında davacıya taşere edilmek suretiyle anlaşma sağlanan işin konusunu; çizimi gerçekleştirilmiş iç mimari tasarım projesinin çizimi ve projenin uygulanması işleminin gerçekleştirilmesi ile ifa edilen bu işin karşılığında davalı tarafından iş sahibi sıfatıyla davacıya 117.000-Euro + KDV olmak üzere toplam 137.639,92-TL Euro ödenmesi olup, taraflar bu hususta 26/05/2015 tarihinde anlaşma sağlamışlardır. Belirtildiği gibi davalı şirket davacı müvekkile taşere ettiği iç mimari tasarım projesinin uygulama projesinin çizimi ve projenin uygulanması işinde çizilmiş projelendirilmiş, hazır iç mimarı tasarım projesinde kesinlikle hiçbir değişiklik yapılmamasını ve belirlenen esaslar çerçevesinde kısıtlı zaman diliminde 09/07/2015 tarihine kadar işin teslimini talep etmiştir. Davacı müvekkil anlaşma gereğince kararlaştırılan esaslar dahilinde belirlenen kısıtlı zaman diliminde yoğun bir ekip çalışması ile 09/07/2015 tarihinde davalıya kesin proje teslimini yapmış, davalı da ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin projeyi teslim almıştır. Davalı şirket davacı müvekkilden teslim aldığı uygulama projesi ve uygulama işlerinin yapım aşamasında dava dışı … Ltd. Şti.’nce çizimi gerçekleştirilen iç mimari tasarımlarındaki eksiklik ve hatalar nedeniyle İŞ SAHİBİ DAVA DIŞI … A.Ş.’nin talebi üzerine davalı, teslim edilen iş mimari tasarım projesinde köklü değişiklikler ve esaslı revizyonlar yapılmasını davacıdan talep etmiştir. Davalının davacıdan iç mimari tasarım projesi’nde talep ettiği işbu köklü ve esaslı değişim ve revizyonlar, iç mimari proje’de %90 oranında davacı yanca değişiklik yapılmasına, adeta sıfırdan/en baştan bir iç mimari/tasarım projesi çizimini gerektirmiştir. Dava dışı … A.Ş.’nin istekleri doğrultusunda davalıya anlaşmanın en başında taşere edilen işe ilaveten, devam eden süreçte, iç mimari tasarım projesi’nde talep edilen (kararlaştırılan işin dışında) köklü ve esaslı değişim ve revizyonlar sebebiyle davacıya ayrıça ve ilaveten sıfırdan/en baştan bir iç mimari/tasarım projesi çizim ve projelendirilmesi ile projenin uygulaması işi taşere edilmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşme bir “eser sözleşmesi” olup, davacı sözleşme gereği üstlendiği edimlerini eksiksiz hatta aynı proje içinde 2 ayrı eser meydana getirerek, ifa ettiği halde, davalı, sözleşme ile yüklendiği kanundan doğan sorumluluğuna aykırı davranarak, dayacı müvekkile, ilave taleplerinden doğan borcunu ödememiştir. Öncelikle ve kısaca belirtmek gerekirse, taraflar arasında akdedilen, huzurdaki davaya konu sözleşme bir “eser sözleşmesi” dir. Fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, davalının iç mimari projede değişim ve revizyon talebi neticesinde davacı tarafından davalı firma için yapılan ilave işlere ilişkin 110.000-Euro alacağımızın (ıslah ve fazlaya dair talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla ( şimdilik 10.000-Euro tutarındaki kısmının temerrüt tarihinden itibaren en yüksek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir….”
Asıl davada cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Müvekkil Şirket, dava dışı … Şirketi ile imzaladığı 27.02.2015 tarihli … Hizmeti Sözleşmesi ile bir kongre binası ve bir şehir merkezi olmak üzere iki farklı projenin mimari ve iç mimari işlerini gerçekleştirmeyi üstlenmiştir. Kongre Merkezi projesinde, iç mimari bölümlerinin uygulama projelerinin çizim ve uygulanması işleri davacı Şirkete devredilmiştir. Yapılması umulan işlere karşılık 34.700-Euro’luk kısmı ön ödeme olarak, bakiye 43.490-Buro ise işin kısmen tesliminden sonra davacı Şirket hesabına gönderilmiştir. Davacı Şirkete, toplam 78.190 Euro ödendiği ihtilafsızdır. Davacı Şirket, 26.06.2015 tarihinde tarafların anlaştığını; 09.07.2015 tarihinde projenin teslim edildiğini ve aynı konulu projenin değişiklikler sebebiyle 17/09/2015 tarihinde ikinci kez teslim edildiğini iddia etmektedir. Somut davanın dayanağı (dava sebebi), projenin 09.07.2015 tarihinde teslim edilmesinden sonra, değişiklik yapılarak 17.09.2015’de yeniden teslim edilmek zorunda kalınması ve bu dönemde ek çalışma yapılmasıdır. Davacı Şirket, dava dışı … firmasından çalışması akabinde çalışmaya başlamıştır. Projenin aşamalarından avan proje/ön proje ve kesin/ruhsat projeleri aşamaları … firması tarafından gerçekleştirilmiş; davacı Şirket ile uygulama projesi aşaması için anlaşılmıştır. Bu konular taraflar arasında ihtilafsızdır. Dava dışı … firması tarafından teslim edilen kesin projede bazı basit eksikliklerin bulunması sebebiyle, davacı Şirketin kesin projedeki bazı hususları düzeltmesi ve nihai hale getirmesi kararlaştırılmıştır. Dava dışı … tarafından yapılan işlerin bir kısmı, 03.07.2015 Cuma günü tarihinde davacı Şirkete teslim edilmiş; davacı Şirket en fazla iki üç günlük bir çalışmayla kesin projenin küçük eksikliklerini gidermiş ve 09.07.2015 tarihinde kesin projeyi müvekkil Şirkete teslim etmiştir. Davacı Şirketin esas çalışması bu andan itibaren başlamış; kendileri tarafından da belirtildiği gibi 17.09.2015 tarihinde “sözde” uygulama projesi tevdi edilmiştir. Bu proje dahi çok geç tevdi edilmiş olup; içerdiği sayısız kusur ve eksiklik sebebiyle birçok kere düzeltilmesi istenmiş; ancak davacı Şirket, bir türlü üst işverenin (dava dışı … Şirketi’nin) kabul edebileceği bir proje hazırlayamamıştır. Sadece davacı Şirketin iddiaları dikkate alındığında, davacı Şirket, sadece birkaç gün içinde yaklaşık 140.000 Euro değerinde bir proje hazırlamış; akabinde proje tamamen değiştirilmiş ve iki buçuk ay sonra da aynı proje ikinci kez teslim edilmiştir. Davacı Şirketin iddiaları, sadece gerçek dışı değil, aynı zamanda mantık dışıdır. İzah ettiğimiz gibi, 09.07.2015 tarihinde tevdi edilen proje, hali hazırda dava dışı … tarafından hazırlanmış kesin projenin nihai hale getirilmesinden ibarettir. Bu tarihten sonra, uygulama projesi çalışılmaya başlanmış; birçok kere teslim süresi ertelenmek zorunda kalmış; nihayet 17.09.2015 tarihinde “sözde” uygulama projesi teslim edilmiştir. Bu projedeki, gecikmeler, eksiklikler, kusurlar kârşı dava dilekçemizde ayrıca açıklanacaktır. Davacı Şirket, üstlendiği çalışmayı yerine getirmemiş olmasına ve müvekkil Şirketi ciddi zarara uğratmasına karşılık, hiçbir belge sunmaksızın tamamen afaki bir şekilde 110.000- Euro zararı olduğunu iddia etmektedir. İddia edilen zararı, ispata yarar hiçbir belge yer almamaktadır. Davacı Şirket, sanki kendisinden talep edilen işlerin tamamını gereği gibi yerine getirmiş bir de üzerinde yeni işler yapmış gibi “ek çalışma” açıklamasıyla 110.000-Euro bedelli bir fatura göndermiş; bu faturaya süresi içinde itiraz edilmiştir. Medeni Kanun’un “ispat yükü” başlıklı 6. maddesi hükmü uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Bu nedenle ispatlanamayan davanın reddini talep ederiz. Müvekkil Şirket, davacı Şirketin anlaşmaları çerçevesinde belirlenen işleri, belirlenen standartlarda yapacağı düşüncesiyle talep edilen ödemeleri yapmıştır. Ancak davacı Şirket kendisinden istenen projeleri zamanında teslim edememiş; teslim edilen projeler sayısız teknik kusur içerdiğinden üst işveren (dava dışı … Şirketi) tarafından reddedilmiş; müvekkil Şirket çok uzun çalışma saatleri harcayarak eksiklikleri ve kusurları gidermek zorunda kalmıştır. Bu arada, müvekkil Şirketin, üst işveren ile ilişkileri zedelenmiş; aralarındaki sözleşme kısmen revize edilmiş ve müvekkil Şirket ciddi zarara uğramıştır. Müvekkil şirketin, davacı Şirkete borcu yoktur. Aksine aşağıda da ayrıntısı ile izah edildiği üzere davacı Şirket akdi yükümlülüklerini yerine getirmediği için müvekkil Şirketi zarara sokmuştur. Davacı Şirket, yaptığı işlerin kusurlu olduğunu ve reddedildiği bilmesine rağmen işbu haksız ve dayanaksız davayı açmıştır. Asıl davanın reddini talep ediyoruz. Karşı Dava hakkında Müvekkil şirket, 27.02.2015 tarihli …Hizmeti Sözleşmesi (EK 1) ile bir kongre binası ve bir şehir merkezi olmak üzere iki farklı projenin mimari ve iç mimari işlerini gerçekleştirmeyi üstlenmiş olup; sözleşmenin toplam bedeli 2.000.000-Euro’dur. Kongre Merkezi projesine derhal başlanmış; iç mimari bölümlerinin projelerinin çizim ve uygulanması işleri şifahi bir anlaşma ile karşı davalı Şirkete devredilmiş ve dava dışı … Şirketi ile yapılan sözleşme ve beklenen çalışmanın ayrıntıları, standartlar, öngörülen süreler karşı davalı Şirkete bildirilmiştir. Üst işverenin dava dışı … Şirketi olduğu; projeyi yüklenen müvekkil Şirketin proje konusu işlerden iç mimariye ilişkin bir kısım işi davacı karşı davalı Şirkete verdiği ihtilafsızdır. Her ne kadar müvekkil Şirket ile davacı karşı davalı Şirket arasında yazılı bir sözleşme olmasa da Müvekkil, dava dışı … Şirketi ile imzaladığı … Hizmeti Sözleşmesi ve eklerinde yer alan iç mimarlık işini davacı karşı davalı Şirkete tevdi etmiştir. Karşı tarafın ifa yükümlülüğü, üstlendiği iş bakımından, Kintele … Hizmeti Sözleşmesi ve eklerine uygun olarak proje hazırlamaktır. Projenin kalite standartları bakımından da, projenin başında … standartlarına (bir teknik şartnamedir) atıf yapılmış; bu şartnamelerin takip edilmesi gereği ortaya konulmuştur. İşin tamamlanmasında müvekkilin uyması gereken süreler …Hizmeti Sözleşmesinin “İşin Programı ve Süresi” başlıklı 5. Kısmında açıkça belirtilmiştir. Buna göre dava konusu olan … bakımından müvekkil; Sözleşmenin imzalanmasını takiben 23. hafta sonunda (5,5 ay) sonunda … projesi mimari ve iç mimari uygulama projelerini, …tüm disiplinlerce koordine edilmiş şekilde teslim etmekle yükümlü kılınmıştır. Sözleşme, 27.02.2015 – tarihinde imzalanmıştır. Dolayısıyla, dava konusu işin bitmesi için öngörülen süre, 07.08.2015”’dir. Oysaki davacı, taahhüt ettiği tarihlerde işleri göndermeyerek, müvekkilin taraf olduğu yukarıdaki Sözleşmedeki süreleri kaçırarak üst işveren ile neredeyse Sözleşmenin feshi aşamasına gelinmesine sebebiyet vermiştir. Nitekim müvekkil Şirket çalışanlarından …’nin, davacı karşı davalı Şirket çalışanlarından … Hanıma attığı aşağıdaki birkaç mail sürelerin yerine getirilemediğini açıkça göstermektedir. Sonuç olarak; taraflar arasındaki uyuşmazlıkta davacı karşı davalı Şirketin kusuru ile zarara uğrayan taraf müvekkil Şirkettir. Bu sebeple karşı davamızın kabulü ile anlaşmaya uymayarak eksik, kusurlu ve geç teslim gerçekleştiren davacı Şirkete ödenen 78.190 Euro’nun müvekkil Şirkete iadesi gerekmektedir. Bunun yanında, davacı Şirket tarafından teslim edilen işlerdeki eksiklerin tamamlanması ve kusurların giderilmesi için harcanın mesainin karşılığı olarak 50.351,98 EUR + KDV (KDV dâhil 59.147,11 EUR) mesai alacağı ve müvekkilin ikinci proje bakımından dava dışı … Şirketi’nin gösterdiği bir şirketle çalışmak zorunda kalması sebebiyle doğrudan uğradığı 270.000 – EUR + KDV’nin (KDV dâhil 317.123,43 EUR) zarar ve dava dışı … Şirketi’nin ödemesinin gecikmesinden doğan 4.000 EUR karşılığı toplamda 458.460,54 EUR maddi tazminat ve 100.000 TL manevi tazminat alacağı ortaya çıkmıştır. Müvekkil Şirketin alacaklı olduğu toplam meblağ, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla 458.460,54 EUR maddi + 100.000 TL manevi tazminattır. Yukarıda izah edilen nedenlerle; Müvekkil şirketin dava ve talep hakları saklı olmak üzere; Müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından, işbu haksız ve mesnetsiz asıl davanın REDDİNE, Karşı davamızın KABULÜ ile toplam alacağımızdan şimdilik 200.000 TL’nin davacı karşı davalı Şirketten temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline, Yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davacı/alacaklı görünen tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir..”
Asıl davada karşı davaya cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davacı/karşı davalı şirket, tarihsiz duplik ve karşı dava cevap dilekçesinde, öncesinde benimsediği tutumu devam ettirerek ileri sürdüğümüz dellileri ve maddi oluşu görmezden gelmek suretiyle iddia ve savunmalarını tekrarlamıştır. Tek başına davacı/karşı davalı tarafın beyanları incelendiğinde dahi, karşı yanın iddialarının akla ve mantığa ne kadar aykırı olduğu rahatlıkla anlaşılabilir. Karşı yan, tarafların sözlü olarak anlaştığı uygulama projesi çizimi konusunda kendisi herşeyi mükemmel yaptığını ve tamamladığını; müvekkil Şirketin tamamen keyfi olarak projeyi neredeyse yüzde yüz değiştirip tamamen farklı bir proje talep ettiğini dolayısıyla da aynı mekan hakkında iki ayrı proje hazırlamak zorunda kaldığını dolayısıyla da dava açarak hazırlanan ikinci projenin bedelini istediğini iddai etmektedir. Kronolojik sırasıyla gerçekler şöyledir: Müvekkil şirket, dava dışı … Şirketi ile anlaşarak … Projesini üstlenmiştir. Dava dışı … Şirketi üst işsahibidir. Müvekil şirket, (alt işsahibi), sadece … Merkezi’nin iç mimarisi bakımından ve sadece uygulama projesi aşaması için, karşı taraf ile sözlü olarak anlaşmıştır. Karşı yan Şirket alt yüklenicidir. Bu bağlamda, müvekkil şirket ile dava dışı … Şirketi arasındaki Sözleşmenin dosyadan çıkartılması talebi yersizdir . Bu Sözleşmenin dosyadan çıkartılmasını talep eden karşı taraf, diğer yandan, ihtilaf hakkında dava dışı … Şirketi’ne müzekkere yazılmasını talep ederek çelişkili beyanlarda bulunmaktadır. Projenin teslim süresi, 07.08.2015’tir. Bu süre, senet niteliğinde bulunan üst İşsahibi ile müvekkil Şirket arasındaki sözleşme ile sabittir. Karşı taraf, bu sürede işi bitirememiş ve sonrasında uzatılan sürelere dahi uymamıştır. Ancak karşı tarafın da ikrar ettiği gibi, projenin teslim edilememesi sebebiyle uzatılmak zorunda kalınan teslim sürelerinden biri 16.09.2015’tir . Karşı taraf bu tarihte projeyi teslim ettiğini iddia dahi etmemektedir. Proje süresinde teslim edilmediği gibi, teslim edilen bölümlerin çok ağır/fahiş hatalar içerdiği görülmüştür. Bu dönemde, üst İşsahibi sözleşmeyi feshetmek durumuna gelmiştir. Doğrudan ilgisi bakımından davanın dava dışı … Şirketi’ne ihbarı gerekmektedir. Bu vesileyle, somut davanın dava dışı … Şirketi’ne ihbar edilmesini talep ederiz. Karşı yanın teslim ettiği projelerdeki eksiklikler, kusurlar defaetle uyarılmalarına rağmen aylarca giderilmemiştir. Yapılan görüşmeler, karşı yan Şirketin yaptığı hatalar, gecikmeler, istenen ancak yerine getirilmeyen düzeltmeler hakkındaki onlarca mail haihazırda dosyaya sunulmuştur. Ayrıca tespit edilen yazışmalar da dosyaya sunulacaktır. Karşı taraf duplik/cevap dilekçesinde, bu bildirimleri görmezden gelerek müvekkil Şirketin yapılan tüm işleri (bu işler zamanında ve kusursuz teslim edilmiş gibi) kabul ettiği yönünde beyanlarına devam etmektedir. Belirli bir aşamada, karşı taraf düzeltme taleplerini dikkate dahi almamaya başlamıştır. Üst İşsahibi, Sözleşmeyi feshetmek üzereyken, müvekkil Şirket bizzat kendisi projeyi tamamlayarak dava dışı Üst İşsahibine teslim etmiştir. Bu aşamada, ne kadar çalışma yapıldığı cevap/karşı dava dilekçemizde ayrıca açıklanmıştır. Karşı taraf, dava dilekçesinde, uygulama ile uygulama projesi kavramlarını karıştırdığı gibi; duplik/cevap dilekçesinde de kesin proje ile kesin teslim kavramlarını karıştırmaktadır. Bir mimari projenin, dört aşaması bulunmaktadır: (1) ön proje (avan proje), (2) kesin proje (bazı hallerde ruhsat projesi olarak da adlandırılır) (3) uygulama projesi ve (4) iş sahibi ile anlaşmaya bağlı olarak ihale aşaması. Somut olayda, kesin proje dava dışı … firması tarafından hazırlanmıştır. Sonradan tespit edilen bazı eksiklikler de karşı yan tarafından kısa bir çalışma ile giderilmiştir. Karşı yanın iddia ettiği gibi (duplik/cevap dilekçesi, ek 3, 06.07.2015 tarihli mail) 07.07.2016 tarihinde kesin proje düzeltme çalışmasının teslim edildiği kabul edilirse, dava dışı … tarafından hazırlanan kesin projenin 03.07.2015 tarihinde karşı yana teslim edildiği dikkate alındığında, karşı yanın kesin proje aşaması hakkında yaptığı çalışmanın tamamı üç günden ibarettir. Kaldı ki, tarafların anlaşmasının dava dışı … firması tarafından hazırlanan ön proje ve kesin proje üzerine uygulama projesi hazırlanıp teslim edilmesi olduğu ikrar edilmiştir. Mimar (yüklenici) tarafından gerçekleştirilen teslimin kesinleşmesi ile genellikle teslim edilen işin onaylanması ifade edilmektedir. Yüklenici tek taraflı olarak teslim ettiği çalışmanın nihai veya kesin olduğunu iddia edemez zira eser sözleşmesinin yapısı gereği, iş sahibi varsa gerekli düzetlmeleri yükleniciye bildirir. Düzeltme gereği olmadığı anlaşılır veya düzeltme gereği gibi yerine getilirse teslim onaylanır ve kesinleşen teslim üzerine de ücret ödenir. Bu bağlamda, karşı yanın (yüklenicinin) kendi maillerinde yazdığı gibi tek taraflı olarak teslimin kesin teslim olduğunu ileri sürmesinin herhangi bir sonucu yoktur. Karşı tarafın, köklü revizyon taleplerinin varlığı için sunduğu delillerin kısaca incelenmesi gerekebilir: 06.07.2015 tarihli mail, bu mail, içerik olarak ertesi gün 07.07.2015 tarihinde gerçekleştirilecek kesin proje bakımından yapılacaklar listesi içermektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi, taraflar arasındaki sözleşmenin konusu uygulama projesi aşamasıdır. Köklü revizyona veya herhangi bir şekilde ilgili bir içeriğe rastlanmamıştır. 08.10.2015 tarihli mail, esas olarak “Presidential tavan kesite göre düzeltilmiş şekilde ektedir” cümlesinden ibarettir. Mail, tam da iddialarımız doğrultusunda, teslim edilen projelerin birçok kez düzeltilmesinin istendiğini kanıtlamaktadır. 04.12.2015 tarihli mail, bu mail saat 18.55’de yani akşam saat yedide müvekkil şirkete gönderilmiş. 04.12.2015 tarihi Cuma gününe denk gelmektedir; mailde, değişikliğin mobilyaları da etkilediği belirtiliyor ve bu gece yetişmeyeceği ancak değişikliğin ancak Pazartesi teslim edileceği belirtilmiştir. Köklü revizyon talebininin ispatı için ibraz edilen bu mail, revizyon olarak adlandırılacak bir iş varsa varsa dahi bunun bir günlük çalışma olduğunu net olarak ortaya koymaktadır. Tüm proje baştan çizdiğini iddia eden karşı tarafın ileri sürdüğü bu mail, varsa dahi reviyzonun talebinin bir günlük işe tekabül ettiğini ispatlamaktadır. Kaldı ki, bu mailde de adı geçen değişiklik esası itibariyle bir revizyon değil düzeltmedir. 20.11.2015 tarihi mail, karşı tarafın bir iç yazışmasıdır. Anlaşılan, karşı yan Şirketin … Hanım adlı bir çalışanından, karşı yan Şirketin … Hanım isimli bir çalışanına gönderilmiştir. İç yazışmaların, aleyhimize delil olarak sunulamayacağı açıktır. Kaldı ki, içerik hiçbir şekilde köklü revizyon değişiklikleri ve benzeri bir hususa işaret etmediği gibi, düzetlme taleplerini göstermektedir. 22.10.2015 tarihli mail, köklü revizyon iddialarını destek için sunulan mailde, onlarca mobilyanın yer aldığı bir odadaki, masanın ayağının renginin değişimi belirtilmektedir. 29.09.2015 tarihli mail, tamamen tek taraflı olarak hazırlanmış bir mail olup hiçbir şekilde müvekkil şirket beyanları ile örtüşmemektedir. Yapılan hatalar, eksikler, kusurlar karşısında istenilen bir takım düzeltmeler, projenin yüzde doksanı değişti şeklinde yansıtılmaya çalışılmaktadır. Karşı yanın sunduğu dellilerden biri, 22.02.2016 tarihli maildir. Çok üzücü olan bu mail, karşı yan Şirketin kurucu ortağı ve temsilcisi … tarafından dava dışı üst İşsahibi … Şirketi’ne yazılmıştır. Bu mailde, müvekkil Şirket için “…sahtekarlık peşindeler” ifadesi kullanılmıştır. Tarafımızdan fark edilen bu ifade hakkında cezai yollara başvurulacaktır. Bu ifade en hafif niteleme ile hakaret suçunu oluşturur. Alt yüklenici karşı yan Şirket yetkilisi, doğrudan Üst İşsahibine, müvekkil Şirket hakkında sahtekar diyerek mail yazmıştır. Bu mail, müvekkil Şirketin, nasıl insanlara muhatap olduğununun başlıca kanıtı olup manevi tazminat talebimize de dayanak oluşturacaktır. Karşı tarafın, dava dışı üst İşsahibi … Şirketi’ne gönderdiği 18.02.2016 tarihli mail, 22.02.2016 ve 26.09.2016 tarihli mailler, müvekkil Şirketi hakaret ve kötüleme suretiyle doğrudan dava dışı … Şirketi ile çalışma arzusunu ortaya koymaktadır. Bu maillerin haksız rekabet teşkil ettiği açıktır. Bu sebeple ayrıca tazminat davası açılacaktır. Şimdiden karşı yan Şirkete, anılan sebeplerle hem cezai yollara başvuracağımızı hem de ayrıca tazminat talebinde bulunacağımızı ihtar ederiz. Taraflar arasında sözlü olarak … projesi çerçevesinde, iç mimari kapsamında bir uygulama projesi hazırlanması konusunda anlaşıldığı ihitlafsızdır. Karşı yanın birçok kere bu sebeple tanık dinlenmesini istemesi gereksizdir. Zira böyle bir anlaşma yapıldığı ihtilaflı değildir. İhtilaflı hususlar, anlaşmanın değeri olabilir; bu sebeple de tanık dinlenmesi mümkün değildir. Zira 2.500TL üzerindeki hukuki işlemlerin senetle ispatlanması zorunludur. Bu vesileyle, karşı tarafın tam da somut dava konusu Sözleşme ve iş uyarınca almadığını iddia ettiği meblağ için dava yürüttüğünü (… 8. Asliye Ticaret Mahkemesi… E.) belirtmek isteriz. Karşı yan, aynı sözleşmeden dolayı biri alacak diğeri tazminat talebiyle, tarafları ve dava sebebi aynı olan iki ayrı dava açmıştır. Bu davaların birleştirilmesi tahkikatın selahiyeti, usul ekonomisi ilkesi ve çelişikili kararların verilmesinin önlenmesi gibi sebeplerle yerinde olacaktır. Bu aşamada, davaların birleştirilmesini talep ederiz. Diğer yandan, karşı taraf, ısrarla dava dışı … Şirketi’ne müzekkere yazılmasını ve hesapların kontrol edilmesini istemiş ve müvekkil Şirketin dava dışı … Şirketi’nden alacağını alıp almadığını uzun uzun tartışmıştır. Halbuki karşı dava dilekçesinde de belirtildiği gibi, karşı yanın eksik ve kusurlu işleri sebebiyle, dava dışı … Şirketi proje bedellerini ödemiş ancak geç ödemiştir. Tazminat taleplerimizden biri, yapılan hatalı ve eksik işler sebebiyle, dava dışı … Şirketi’nin projenin devamında tamamen farklı bir üçüncü şirketle anlaşılmasını şart koşması ve müvekkil şirket tarafından hazırlanarak kazancın elde edilmesi imkanı bulunan 300.000 Euro değerindeki işin, 270.000 Euro karşılığında üçüncü bir Şirkete taşere edilmesidir. Karşı dava dilekçemizden de görüleceği üzere, dava dışı … Şirketi’nden ödeme alınıp alınmadığ hususunda ihtilaf yoktur. Dolayısıyla, bu yönde müzekkere yazılmasına da mahal olmadığı düşüncesindeyiz. Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde, Mevcut davanın dava dışı … Şirketi’ne ihbar edilmesini; … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi …E. dosyasıyla görülen, tarafların ve dava sebebinin birebir aynı olduğu davaların birleştirilmesini; Kök davanın reddine ve karşı davamızın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir…”
Birleşen davada dava dilekçesi özetle şöyledir:
“…Davalı ile dava dışı … A.Ş arasında …’nde yapımı planlanan “…”‘nin mimari işlerine ilişkin sözleşme akdedildiğini, söz konusu projede, davalı tarafından üstlenilen işlerin bir kısmının alt yükleniciler vasıtasıyla yapıldığını, bu alt yüklenicilerden birisinin müvekkili şirket olup, müvekkilinin iç mimari / tasarım projesi çizimi ve uygulaması işini üstlendiğini, söz konsu iç mimari işlerinin davalı tarafından ilk olarak, dava dışı … Ltd.Şti’ne taşere edildiğini, çizim ve işin ifası esnasında dava dışı bu firma ile sözleşmenin feshedildiğini, taraflar arasında anlaşma sağlanan işin karşılığında davalının müvekkiline 137.639,92 Euro ödenmesi hususunda anlaşma sağlandığını, davalı yanca kararlaştırılan işe ilişkin olarak toplam: 34.700,00 Euro ödemenin müvekkiline yapıldığını, müvekkilinin anlaşma gereğince, kararlaştırılan esaslar dalihinde, belirlenen kısıtlı zaman diliminde, yoğun bir ekip çalışması ile davalıya kesin proje teslimini yaptığını, davalının da ihtiraz-i kayıt ileri sürmeksizin projeyi teslim aldığını, bunun neticesinde davalı tarafından 43.490,00 Euro ilave ücret ödendiğini, ancak bakiye kalan 59.449,00 Euronun tüm ihtarlara rağmen ödenmediğini, alacağın tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir….”
Birleşen davada cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Dava konusu sözleşmeye ilişkin projenin iç mimariyle ilgili bir bölümünün şifai bir anlaşma ile, davacıya taşere edildiğini, üst işveren dava dışı … şirketinin projeden beklentileri, şartnameler, uyulması gereken standartların davacıya bildirildiğin ancak sunulan projelerin çok sayıda eksiklik ve kusur içerdiğinden tüm çabalara rağmen, üst işveren tarafından onaylanmadığını, bu karşılık davacının onaylanabilir bir proje sunabileceği düşüncesiyle, yapılmayan iş bedellerinin dahi ödendiğini, sabit bulunan tüm bu hususlara rağmen, davacının tamamen gerçek dışı bir fatura düzenleyerek icra takibine giriştiğini, müvekkilinin borçlu değil; uğratıldığı zarar itibariyle alacaklı durumunda bulunduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından, işbu haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, davacı tarafın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur….”
GEREKÇE:
Asıl dava, Proje Çizim Sözleşmesine ek işler ücretinin tahsili talebi, karşı davanın sözleşmeye aykırılık iddiasıyla uğranılan zararların tazmini talebidir.
Birleşen … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davası, proje çizim sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebidir.
… 23. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle şöyledir:
“…Alacaklısı … tarafından, borçlu …, aleyhine 59.449,00-Euro asıl alacak 312,72-Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 59.761,72-Euro’nun icra takip tarihi olan 26/02/2016 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %6 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 26/02/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır….”
30/04/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“….Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ışığında ve rapor içerisinde açıklanan nedenlerle; İncelenen davacı (karşı davalı) şirkete ait 2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu. bu anlamda davacı yanın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, Davacı yanın takibe konu ettiği faturanın ticari defterlerde kayıtlı olduğu, kendi ticari defterleri ve cari hesap durumuna nazaran 26.02.2016 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 557.233,99 TL alacaklı göründüğü, incelenen davalı (karşı davacı) şirkete ait 2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda davalı yanın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, Davacı yanın takibe konu ettiği faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, faturanın 26.02.2016 takip tarihi itibarıyla davalı yanın davacı yandan 246.908,80-TL alacaklı göründüğü, Taraflar arasındaki cari hesap farklılıklarının davacı yanın davalı yana düzenlemiş olduğu, 25.01.2016 tarihli … seri ve sıra numaralı 137.639,92 € karşılığı, 448.940,13 TL bedelli ve 24.02.2016 tarihli …) seri ve sıra numaralı 110.000,00 € karşılığı 355.707,00 TL bedelli olmak üzere, toplamda 804.647,13 TL tutarındaki faturalarının davalı kayıtlarında yer almaması ile davalı yanın kayıtlarında yer alan 09/07/2015 tarihindeki 34.709,22 TL tutarındaki ödemenin davacı kayıtlarında 34.586,37 TL olarak yer alması ve davalı kayıtlarında yer alan 02.09.2015 tarihindeki 77.199.88 TL tutarındaki ödemenin davacı kayıtlarında 77.827,07 TL olarak kayıtlı olmasından kaynaklandığı, davacı yanın takipte işlemiş faiz talep ettiği görülmekle, takibe konu faturanın davalı muhataba tebliğ edilememiş olması ve takip konusu fatura içeriğinde yer alan hizmetin çekişme konusu olması nedeni ile, mali mütalaaya görc, davacı yanın bu aşamada takipte işlemiş faiz talep edemeyeceği, sözleşme konusu işlerin kararlaştırıldığı gibi süresinde yapılıp yapılmadığı hususunun yazılı bir akit olmaması sebebi ile, buna dayalı bir mukayese ile anlaşılmasının güç olduğu, üst işveren ile … arasındaki varlığı şifahi olarak savlanan sözleşme gereği bir gecikme olduğunun ifade edilebileceği, ancak sunulu dokümanlardan sürecin gecikmesi hususunun kimden kaynaklandığının anlaşılmasının olanaklı görülmediği, bu yönün takdirinin sayın Mahkemeye ait olduğu, hüküm sürecinde, her halükarda “Netice-i Talep İle Bağlılık İlkesi”nin muhterem Mahkemece gözetilmek mevkiinde olacağı, Kararlaştırılan işlere ek iş bulunmadığı, bir başka deyişle, teknik bilirkişilerin değerlendirmesine göre, sunulu dokümanlarda buna dair bir emare bulunmadığı, revize işler olduğu ancak bunun teknik teamül gereği işin doğasından kaynaklandığı, öte yandan icra inkar tazminatı gibi istemlerin takdir makamının sayın Mahkeme olduğunun umumi bir ifade ile bu noktada ifade edilebileceği, en son hali ile projenin tamamlanıp işverene teslim edildiği bzı eksiklikler olduğu iddiası olduğu ancak karşılıklı olarak sunulu olan çizimlerde hem proje başlıkları hemde içeriklerinde bir takım farklar bulunduğu dolayısı ile eksikliklere ilişkin net bir kanaat oluşmasının olanaklı olamadığı, … tarafından …’ya ödenmiş olan 270,000,00 euro + kdv bedelin ve … yaptığı işler için (ekstra işler değil) talep etmiş olduğu 117,000,00 euro bedellerin toplamının teknik teamül gereği iki projeye ayrılması olası %25 lik dilim olan 500.000 Euronun içerisinde kaldığı bu hususta fazlaya ilişkin bir hesaba gerek olmadığı, … yaptığı eksik ve hatalı işlere yönelik kabul halinde kesilebilecek nefaset miktarının % 10 olduğu bu bedelin 117.000 EURO + KDV bedel üzerinden hesap edilmesinin gerektiği yolunda teknik bilirkişilerin görüş sahibi olduğu, Dava dosyasına … tarafından sunulan ve sözleşmenin (… ile … arasındaki sözleşme) iç mimari ile ilgili kısmında yapılması gerekenlerin tamamının uygulanmış olduğu görülmekle, teknik bilirkişi tarafından serdedilen yoruma nazaran, fiili süreç ve işlem bütünü de gözetildikte, şifahi olduğu savlanan anlaşmaya uygun olduğu ve kesilen faturanın da bu meblağa uygun olduğu, … iddiası olan ekstra revizyonlar hususunda ise talep edilebilecek meblağın dava tarihi itibari ile (öncesindeki ticari ilişkinin de devamı göz önüne alınarak bir başka deyişle işin devamı niteliğinde ve ayrılmaz bir parça olması sebepleri ile) 40,000 Euro + KDV olabileceği, bunun da teknik bilirkişinin mütalaası dairesinde serdedcilen bir yön olduğu, yukarıda açıklanmış olan hususlar ışığında … ‘in karşı davadaki taleplerinin dayanaklarını ispatlayamadığının sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu, teknik mütalaanın karşı davacının karşı davasındaki savlarını ispatlayamadığı cihetinde bulunduğu bu nedenle karşı davanın bu perspektifle sınırlı olarak yerinde görülmediğinin ifade edilebileceği, bununla birlikte mezkur talebin taktirinin sayın Mahkemede olduğuna…”
22/07/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“….Teknik açıdan Kök Rapordaki teknik açıdan kanaatimizde bir değişiklik bulunmamakta olup; Kök Rapor’da davacı /karşı davalı yanın durumuna ilişkin değerlendirme yapıldığı, bu Ek Rapor vesilesiyle de davalı/karşı davacı yanın itirazlarının ve beyanlarının değerlendirildiği, meselenin bilcümle hukuki takdiri ve tavsifinin 6754 sayılı Kanun’un md 3/3 hükmü ile 6100 sayılı HMK’nın md. 266/c.2 ve md. 279/4 ahkamı gereği münhasıran ve tamamen sayın Mahkemeye ait olduğu işaret edildiğine…”
08/09/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…Davaya konu, Davacı-karşı davalı şirketin, davalı-karşı davacı şirkete, yapmış olduğu proje çizimlerinden dolayı 62.202,71 € (KDV dahil ) bakiye alacağı olduğuna…”
25/05/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“….Mahkemede görülen 2016/598 Esas numaralı dosya, birleşen … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile … 23. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasının ve dosyalara sunulan deliller ile bilirkişi raporlarının incelenmesi neticesinde, kök raporumuza paralel ve ek olarak aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır; Davacı/karşı davalı ve davalı/karşı davacı şirketlerin, Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken ticari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdikleri dolayısıyla davacı/karşı davalı ve davalı/karşı davacı şirketlerin ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini taşıdıkları anlaşılmıştır. Davacı/karşı davalı şirketin, davalı/karşı davacı şirketten, dava tarihi (02.06.2016) ve birleşen … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında takip tarihi (26.02.2016) itibariyle 62.202,71 € asıl alacak, 143,15 € işlemiş faiz olmak üzere toplam 62.345,86 € alacağının olduğuna..”
Davacı – karşı davalı vekilinin UYAP üzerinden gönderdiği ıslah dilekçesi özetle şöyledir:
“….Sayın Mahkemeniz huzurunda ikame edilen davada; dosyada mevcut; gerek 22.07.2019 tarihli ek bilirkişi raporu gerekse 08.09.2020 tarihli bilirkişi raporları ile davamızın haklılığı , karşı davanın ise mesnetsizliği tevsik edilmiş bulunmaktadır. Dosya kapsamında; Müvekkilin gerek uygulama projesini gerek ek işleri anlaşmaya uygun olarak makul sürede teslim ettiği, Yapılan işlerin şifahi anlaşmaya uygun olduğu, Müvekkil tarafından kesilen faturaların meblağa uygun olduğu, Davalının meblağın tamamının müvekkilin emek ve mesai gözetilmeksizin iadesini talep etmesinin teknik açıdan hakkaniyetli bulunmadığı hususları bilirkişi raporları ile açıklığa kavuşmuştur. Netice itibariyle; huzurdaki dava 10.000-EURO üzerinden ikame edilmiş olduğundan, 08.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda alacaklı olduğumuz belirtilen 62.202,71-EURO üzerinden ıslah talep etmemiz gereği hasıl olmuştur. Buna göre; Müddeabihimizi 52.202,71-EURO arttırarak ıslah ettiğimizi beyan eder, ıslah talebimizin ve haklı davamızın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir…”
Davalı … Ltd. Şti. ile dava dışı üçüncü bir firma arasında yurt dışında bir kongre merkezi ve otel yapımı konusunda anlaşmaya varılmıştır. Söz konusu anlaşma kapsamında, davacı … A.Ş. ile davalı arasında söz konusu projenin uygulama projesinin çizimi konusunda taşeron anlaşması yapılmıştır. Anlaşmanın bedeli ise davacı tarafından117.000 Euro + KDV olarak belirtilmiştir.
Bu çerçevede, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında, davacı, söz konusu projede davalının talebi üzerine esaslı değişiklikler yapıldığını, sözleşme kapsamında hak edilen ve sözleşmeye ek olarak yapılan işlerin ödemesinin yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000 Euro tazminat alacak talebinde bulunmuştur. Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde söz konusu talepler reddedilmiş; davacının hak ve alacaklarının eksiksiz olarak ödendiği belirtilmiş ve buna ek olarak davacının edimlerini sözleşmeye ve taahütlerine uygun şekilde yerine getirmediği belirtilerek 200.000 TL karşı dava yoluyla tazminat talebinde bulunulmuştur.
Bunun yanında, davacı … A.Ş. tarafından … 23. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden, davalı aleyhine 59.761,72-Euro tutarında … tarihli ve … numaralı faturaya istinaden takip başlatılmıştır. Davalı tarafından bu takibe itiraz edilmesi üzerine, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası açılmıştır. Anılan dava ile mahkememizin huzurdaki dosyasının birleştirimesine karar verilmiştir.
Tarafların iddialarının teknik uzmanlık ve mali inceleme gerektirmesi nedeniyle, mahkememizce mali müşavir, mimar ve borçlar hukuku alanında nitelikli inceleme uzmanı (akademisyen) bilirkişilerden oluşan heyetten 30.04.2019 tarihinde ilk rapor alınmıştır. Yukarıda özet olarak belirtildiği üzere, bilirkişi heyeti, davacı… A.Ş.nin belirtildiği şekilde alacaklı olduğuna, davalının karşı davasında ortaya koyduğu iddia ve taleplerini ispatlayamadığına dair müşterek görüş sunulmuştur. Tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda ek rapor alınmış ise de bilirkişi heyetinin görüşünde değişiklik olmamıştır. Nitekim mimarlar ve mali müşavirlerden oluşan yeni bir bilirkişi heyeti tarafından da benzer şekilde görüş bildirilmiş; dosya kapsamına yansıyan tüm raporlarda, davalı yanın karşı davasında talep ettiği tazminat talebinin ispatlanamadığı belirtilmiştir. Mahkememizce de, dosya kapsamıyla uyumlu ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporlarından ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Bu çerçevede, davacı … A.Ş.nin 10.000 EURO kısmi bedelle açtığı ve sonrasında ıslah yoluyla 62.202,71-EURO olarak talebini artırdığı asıl davada, davacının taraflar arasındaki taşeron sözleşmesine dayalı olarak gerçekleştirdiği edimlerin bedelini davalı yandan tahsil edemediği, ıslah dilekçesinde belirtilen miktar kadar alacaklı olduğu, taraflar arasındaki sözleşme, proje dökümleri, defter incelemesi, fatura kayıtları ve 22.07.2019 ve 08.09.2020 tarihli bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamından anlaşılmış; bu nedenle asıl davanın kabulüne ve karşı davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin 11/05/2022 tarih 2016/598 esas 2022/406 karar sayılı kısa karanının 1 nolu bendinde davalı isminin sehven dosya kapsamında bulunmayan üçüncü bir kişi ismi şeklinde hatalı yazıldığı anlaşıldığından bu husus gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
Öte yandan, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirme neticesinde;
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesi şöyledir:
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibarıyla takip bedeli kadar alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını alacağa dayanak olarak gösterdiği faturası, vergi beyannamesi, ticari defter kayıtları ile ortaya koyduğu, bilirkişi raporlarının davacının iddiasını destekler mahiyette olduğu, takip öncesi faiz talebinin alacağın mahiyetine uygun düşmediği, buna karşılık takip talebine konu edilen alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle miktar itibarıyla hesaplanabilir olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davaya konu edilen icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair koşullarının somut dosya bağlamında mevcut bulunduğu değerlendirilmiş ve takip öncesi faiz istemi dışında davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Son olarak, davanın yabancı para istemine ilişkin olması nedeniyle, İstanbul BAM 45. Hukuk Dairesinin 2020/620E., 2022/297K. Sayılı içtihadında belirtildiği ve yüksek mahkeme kararlarına atıf yapıldığı üzere, karar ve ilam harcı dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden, vekalet ücreti kabul edilen kısım yönünden karar tarihindeki, ret edilen kısım yönünden dava tarihindeki kur üzerinden hesaplanmıştır. İcra inkar tazminatı ise takip tarihindeki kura göre hesaplanmıştır.
Sonuç olarak, asıl davanın kabulüne, asıl dava ile birlikte görülen karşı davanın reddine; birleşen dava yönünden ise davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
A- (ASIL DAVA) … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası yönünden;
1-Davanın KABULÜNE, 10.000,00-Euro’nun dava tarihinden, 52.202,71-Euro’nun 05/02/2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasının 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarınca uygulanan 1 yıllık en yüksek mevduat faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Karşı davanın reddine,
2-Asıl davada karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 32.377,89-TL harçtan peşin alınan 8.123,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 24.254,29-TL karar ve ilam harcının Davalı …’den alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Asıl davada davacı … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 40.749,24-TL nisbi vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti alınıp davacı … A.Ş ‘ye verilmesine,
4-Asıl davada davacı …tarafından yapılan 8.157,10-TL (ilk harç ve masraflar/ıslah harcı) ile 19.173,50-TL (posta/tebligat/bilirkişi) olmak üzere toplam ‭27.330,6‬0-TL yargılama giderinin davalı …den alınıp davacı …ye verilmesine,
5-Asıl davada davalı … Ltd. Şti tarafından yapılan yargılama masraflarının kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Karşı davada karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken ‭13.662‬,00-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 3.415,50-TL harçtan düşümü ile bakiye ‭‭10.246,5‬0-TL harcın davacı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Karşı davada davalı …kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 22.450,00-TL vekalet ücretinin davacı …den alınarak davalı …e verilmesine,
8-Karşı davada davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
9-Asıl ve Karşı davalarda taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
B-… 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyası yönünden;
1-… 23. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile 59.449,00-Euro asıl alacak yönünden takibin takip talebindeki şartlarla devamına, takip öncesi işlemiş faiz yönünden istemin reddine,
2-Alacağın %20’si olan 38.526,51-TL icra inkar tazminatının Davalı …’den alınıp davacı …ye verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken ‭13.414,16-TL harçtan peşin alınan 2.399,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.014,26-TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 22.196,04-TL nisbi vekalet ücretinin davalı …den alınıp davacı …’ye verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 1.032,97-TL nisbi vekalet ücretinin davacı …’den alınıp davalı … Ltd. Şti.’ye verilmesine,
6-Davacı … tarafından yapılan 100,00-TL(posta/tebligat) ‘den kabul ve red durumuna göre davalı … Ltd. Şti. hissesine düşen 99,47-TL ile 2.433,40-TL ilk harç ve masraflar olmak üzere toplam 2.532,87-TL’nin davalı … Şti.’den alınıp davacı …’ye verilmesine, bakiyesinin davacı … üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine
Dair; davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/05/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza