Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/597 E. 2018/1251 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/597 Esas
KARAR NO : 2018/1251

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 02/06/2016
KARAR TARİHİ : 13/12/2018

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili aleyhine … 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu 100.000,00-USD ve 50.000,00-USD tutarındaki iki adet senetin haksız suretle icra takibine konu edildiğini, davacının davlaıdan toplamda 150.000,00-USD tutarında nakit almadığını, tarraflar arasında borç alacak ilişkisini doğuracak iş ve işlemlerin yapılmasına yönelik girişimlerin olması sonucu davalıya 2 adet senedin teslim edildiğini, iş bu senetlerin üzerindeki yazıların sonradan doldurulduğunu, senetlerin boş şekilde davalıya sunulduğu ve davalı tarafından doldurulduğunu, iş bu senetlerin herhangi bir protokole bağlanmadığını, karşılığında nakten hiçbir bedel alınmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibine konu edilen senetlerin iptaline, senet ile ilgili yapılan … 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibin durdurulması hakkında tedbir kararı verilmesine, kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 12/05/2017 tarihinde UYAP’tan sunduğu “Dava sebebinin değişmesi nedeni ile davanın kamilen ıslahı” başlıklı ıslah dilekçesinde özetle; davanın … 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu senetlerin kambiyo senetleri vasfında olmadığından ve taraflar arasında borç alacak ilişkisi doğmadığından dolayı iptaline, borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olduğunu, davanın HMK 176 vd. maddeleri ve HMK 180 maddesi uyarınca ıslah edildiğini, icra takibine konu 30/12/2014 tarihli seneidn hisse devir sözleşmesine istinaden 30/07/2014 tarihli senet yerine davalıya teslim edildiğini ve tamamen ödendiğini, icra takibine konu 04/08/2014 tanzim tarihli 50.000,00-USD bedelli senetin davalıya teminat seneti olarak teslim edildiğini belirterek … 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının durdurulmasına ilişkin tedbir kararı verilmesine, davacının hacizli taşınmazının satılmış olduğundan dava konusu icra takibine ödenecek tutarın davalıya veya başkaca üçüncü tarafa ödenmemesine ilişkin tedbir kararı verilmesine, davacının davalıya icra takibine konu senet tutarları kdar borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline, davalı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili tarafından takibe koyulan 2 adet senedi bizzat imzaladığını ve müvekkiline teslim ettiğini açıkça ikrar ettiğini, davacı tarafından imzaya yönelik herhangi bir itiraz olmadığını, davacının borçlu olmadığı iddiasını ispat etmesi gerektiğini, kambiyo senetlerinin karşılığı olarak mal veya hizmet bulunması zorunluluğu olmadığını, nakit alacak-borç ilişkisine karşılık da bono düzenlenebildiğini, davacının i,ddialarının asılsız ve haksız olduğunu, kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan icra takibinin haklı olduğunu belirterek haksız ve kötü niyetli olarak açılan iş bu davanın reddine, kötü niyetli davacının takip miktarının %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatın mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, menfi tespit davasıdır. 2004 sayılı İİK 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Dava konusu olayda davacı taraf, davalının icra takibinden sonra menfi tespit davası açmıştır. Mahkememizce … 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 04/08/2014 tanzim, 30/12/2014 vade tarihli 100.000,00-USD bedelli bono ile 04/08/2014 tanzim, 30/01/2015 vade tarihli 50.000,00-USD bedelli bonoya dayanarak 168.595,89-USD’nin 18/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek %9 oranında temerrüt faizi ile birlikte tahsili talebi ile 18/05/2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Takibe konu bonolarda davacı …’un keşideci, davalı …’nun lehtar olduğu, bonoların geçerli unsurları ihtiva ettiği anlaşılmıştır.
Davaya konu 2 adet senet nedeni ile davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 15/12/2017 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında “30/12/2014 vadeli 100.000,00-USD bedelli senedin 30/07/2014 vadeli 100.000,00-USD bedelli senet yerine verildiği, davacı tarafta 30/12/2014 vadeli 100.000,00-USD bedelli senede 02/01/2015 tarihinde 115.000,00-TL ödeme gerçekleştirildiği, bu ödeme tutarının toplam borcu karşılamamasından dolayı senedin tamamen ödenmediği, yapılan 115.000,00-TL ödemenin 02/01/2015 tarihindeki TCMB döviz satış kuru üzerinden 48.954,92-USD ödeme gerçekleştirildiği ve toplam bono tutarı 100.000,00-USD olmasından dolayı 02/01/2015 tarihi itibari ile 51.045,08-USD eksik ödeme gerçekleştirildiği, davacının takibe konu 30/12/2014 vadeli 100.000,00-USD bedelli senet için 02/01/2015 tarihinden takip tarihine kadar 51.045,08-USD borçlu olduğu, davacının takibe konu 30/01/2015 vadeli 50.000,00-USD bedelli senet için vade tarihinden takip tarihine kadar 50.000,00-USD borçlu olduğu, davacının takibe konu 30/12/2014 vadeli 100.000,00-USD bedelli senet için takip tarihi itibari ile 152.267,47-TL ana para ve 6.607,97-TL faiz olmak üzere toplam 158.875,44-TL borçlu olduğu, davacının takibe konu 30/01/2015 vadeli 50.000,00-USD bedelli senet için takip tarihi itibari ile 149.150,00-TL ana para ve 6.112,25-TL faiz olmak üzere toplam 155.262,25-TL borçlu olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir. Davalı vekilinin kök rapora itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmıştır. 23/05/2018 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında “…Dosyaya kök rapordan sonra eklenen protokolün kök rapordaki incelemeyi değiştirmediği, dava konusu senetlerin vadelerinin 30/12/2014 ve 30/01/2015 vadeli olduğu ve yeni eklenen protokolde bu vadelerin bulunmadığı, dosyaya kök rapordan sonra eklenen protokolün davalı tarafından kelenmesinin dolaylı olarak 30/07/2014 tarihli senetlerin yeniden yapılandırıldığının kabulü anlamına gelebileceği, bu hususta hukuki görüşün tamamen mahkemeye ait olduğu, davalı tarafındaın 03/12/2014 ve 30/01/2015 tarihli senetlerin tamamen başka ödemelere ilişkin olduğu iddia edilse de buna ilişkin olarak iddia dışında dosyaya sunulan bir belge bulunmadığı, 30/12/2014 vadeli 100.000,00-USD bedelli senedin 30/07/2014 vadeli 100.000,00-USD bedelli senet yerine verildiği, davacı tarafta 30/12/2014 vadeli 100.000,00-USD bedelli senede 02/01/2015 tarihinde 115.000,00-TL ödeme gerçekleştirildiği, bu ödeme tutarının toplam borcu karşılamamasından dolayı senedin tamamen ödenmediği, yapılan 115.000,00-TL ödemenin 02/01/2015 tarihindeki TCMB döviz satış kuru üzerinden 48.954,92-USD ödeme gerçekleştirildiği ve toplam bono tutarı 100.000,00-USD olmasından dolayı 02/01/2015 tarihi itibari ile 51.045,08-USD eksik ödeme gerçekleştirildiği, davacının takibe konu 30/12/2014 vadeli 100.000,00-USD bedelli senet için 02/01/2015 tarihinden takip tarihine kadar 51.045,08-USD borçlu olduğu, davacının takibe konu 30/01/2015 vadeli 50.000,00-USD borçlu olduğu, davacının takibe konu 30/12/2014 vadeli 100.000,00-USD bedelli senet için takip tarihi itibari ile 152.267,47-TL anapara ve 6.607,97-TL faiz olmak üzere toplam 158.875,44-TL borçlu olduğu, davacının takibe konu 30/01/2015 vadeli 50.000,00-USD bedelli sneet için takip tarihi itibari ile 149.150,00-TL anapara ve 6.112,25-TL faiz olmak üzere toplam 155.262,25-TL borçlu olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir.
“Bono” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776-779. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bono, hukuki niteliği itibari ile mücerret bir borç ikrarıdır; bir başka deyişle belirli bir bedelin ödenmesi konusunda bir ödeme vaadidir. Uyuşmazlığa konu bonoların düzenleme (ihdas) nedeni bölümünde “nakten” ibaresine yer verildiği görülmüştür. Davacı 04/08/2014 tanzim, 30/01/2015 vade tarihli 50.000,00-USD bedelli senedin teminat senedi olduğunu iddia etmiş, davalı bu iddianın haksız ve asılsız olduğunu savunmuştur. Davalı savunmasında senet metnini talil edecek bir beyanda bulunmamıştır. Kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı TMK’nun 6. maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Bono nedeni ile borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükü kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Davaya konu bono metninde teminat amaçlı olarak verildiğine yönelik bir açıklama yoktur. Bononun teminat olarak verildiği iddiasının 6100 sayılı HMK’nun 200 ve 201 maddeleri uyarınca yazılı delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre senedin teminat senedi olarak verildiği iddiasının senede açıkça atıf yapan bir sözleşme ile de ispatı mümkündür. Somut olayda davacı taraf davaya konu bononun teminat olarak verildiği iddiasını bonoya açıkça atıf yapan bir sözleşme ile de ispatlayamamıştır. Dosyaya yazılı delil sunmamıştır. Bu durum karşısında davacının delilleri arasında yemin delilini de göstermiş olması nedeni ile yemin teklif etme hakkı hatırlatılmıştır. Davacı taraf yemin teklifinde bulunmayacağını beyan etmiştir. Somut olayda davacı, davaya konu 04/08/2014 tanzim, 30/01/2015 vade tarihli 50.000,00-USD bedelli senedin teminat senedi olarak verildiğini usulüne uygun olarak ispatlayamadığından anılan senet yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. Davaya konu 04/08/2014 tanzim, 30/12/2014 vade tarihli 100.000,00-USD bedelli senede ilişkin delil olarak dosyaya sunulan … Bankası’na ait 11/07/2017 tarihli dekont örneğinin incelenmesinde 115.000,00-TL’nin 30/12/2014 vade tarihli 100.000,00-USD bedelli senede istinaden ödendiğinde dair açıklama içerdiği görülmüş olup, dosya kapsamına, mevcut delil durumuna göre bu ödemenin anılan senede ilişkin olduğu ve mahsubunun gerektiği kabul edilmiştir. Bu durumda davacının senet bedelinden kalan kısım yönünden borçlu olmadığını yazılı deliller ile kanıtlaması gerekmekte olup, bu hususta dosyaya yazılı delil sunmamıştır. Bu nedenle yemin teklif etme hakkı hatırlatılmıştır. Davacı taraf yemin teklifinde bulunmayacağını beyan etmiştir. Yukarıda özetlenen bilirkişi raporundan mahsup işlemi ile davacının davaya konu 04/08/2014 tanzim, 30/12/2014 vade tarihli 100.000,00-USD bedelli senet yönünden davalıya 48.954,92-USD borçlu olmadığı anlaşılmakla anılan senet yönünden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. İİK’nun 72/5 maddesi hükmüne göre menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde davalı alacaklının tazminattan sorumlu tutulabilmesi için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli yapılması gereklidir. Somut olayda 04/08/2014 tanzim, 30/12/2014 vade tarihli 100.000,00-USD bedelli senet yönünden yapılan kısmî ödemeye ilişkin banka dekontu nazara alındığında bu kısım yönünden davalının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğu kabul edilerek davanın kabul edilen kısmı yönünden davacı lehine tazminata karar verilmiştir. İİK 72/4 maddesi hükmüne göre menfi tespit davasının alacaklı lehine sonuçlanması halinde davacı borçlunun tazminattan sorumlu tutulabilmesi için mahkemece İİK 72 maddesi kapsamında verilmiş ve davacı tarafından teminatı yatırılmak sureti ile infaz edilmiş bir tedbir kararının bulunması gerekmektedir. Somut olayda mahkememizin 27/07/2017 tarihli tedbir kararı ile “… 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yatırılacak paradan 115.000,00-TL miktar üzerinden %15 teminat yatırıldığında 115.000,00-TL’nin davalıya ödenmemesine ilişkin İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesine” karar verilmiştir. Davanın reddedilen kısmı yönünden ise tedbir kararı verilmemiştir. Bu nedenle davanın reddedilen kısmı yönünden davalı lehine tazminata karar verilmemiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne, … 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu edilen;
A)30/01/2015 vade tarihli 50.000,00-USD meblağlı senet yönünden davanın reddine,
B)30/12/2014 vade tarihli 100.000,00-USD meblağlı senet yönünden davanın kısmen kabulüne, davacının 30/12/2014 vade tarihli 100.000,00-USD meblağlı senet yönünden davalıya 48.954,92-USD borçlu olmadığının tespitine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacının kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile kabul edilen dava değeri olan 48.954,92-USD’nin dava tarihi itibari ile -TL karşılığı olan 144.906,56-TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 28.981,31-TL kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalının yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 9.898,57-TL nispi karar harcından peşin alınan 7.582,41-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.316,16-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.700,00-TL bilirkişi ücreti, 407,50-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 3.107,50-TL üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.014,18-TL gider ile 7.615,91-TL harç masrafı olmak üzere toplam 8.630,09-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 42,00-TL posta gideri olan yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 28,29-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 14.342,52-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 23.895,61-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Taraflarca tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi gereğince ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/12/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza