Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/576 E. 2018/51 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/576 Esas
KARAR NO : 2018/51

DAVA : İş Sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart
DAVA TARİHİ : 27/05/2016
KARAR TARİHİ : 23/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İş Sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : müvekkili davacının özel istihdam bürosu olarak yerleştirme hizmeti verdiğini, davalılardan …’nün 01/07/2004 tarihli iş sözleşmesi ile insan kaynakları danışmanı olarak müvekkilinde işe başladığını, 18/03/2015 tarihinde davalı istifa edene kadar müvekkili şirkette insan kaynakları danışmanı olarak çalıştığını, sözleşmeye göre fesihten itibaren 1 yıl boyunca … sınırı içerisinde benzer bir firmada çalışmamayı taahhüt ettiğini, bu hükme aykırı davranır ise 6 aylık brüt maaşı tutarında cezai şart ödeyeceğini, davalının müvekkili şirketten ayrılmadan önce almış olduğu son brüt maaşının 5.000,00-TL olduğunu, sözleşmeye aykırı olarak müvekkilinden ayrıldıktan sonra davalı …nde çalışmaya başladığını, bu nedenle her iki davalıya da … 17. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini ve sözleşmeye aykırılık sebebiyle 30.000,00-TL cezai şartın 3 iş günü içerisinde ödemelerinin ihtar edildiğini, bilhare davalıların bu ihtarnameye red mahiyetinde cevap verdiklerini, davalıların İş Kanunu 23. Maddesine göre ve Türk Borçlar Kanununun 444. Maddesine göre cezai şart hükmünden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını beyan ederek şimdilik 5.000,00-TL cezai şartın davalı …’nün davalı şirkette çalışmaya başladığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep etmiştir.
Davacı bilhare UYAP üzerinden gönderdiği ve harçlandırdığı 14/12/2017 düzenleme tarihli dilekçesi ile davasını 30.000,00-TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP;
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, davalı …’nün müvekkili davalı şirkette 02/04/2015 tarihinde kısım müdürü olarak göreve başladığını, davacı ile diğer davalı … arasındaki rekabet etmeme şartının geçersiz olduğunu, davalı çalışanın davacıya ait hiçbir bilgi ve tecrübeyi müvekkili davalı şirkette kullanmadığını, müvekkili şirketin TTK 55. Madde bağlamında herhangi bir rekabete aykırı eyleminin bulunmadığını savunarak davanın Reddini talep etmiştir.
DELİLLER
1-SGK kayıtları, davalı çalışan ile davacı arasındaki iş sözleşmesi, taraflarca karşılıklı olarak gönderilen ihtarname suretleri, tarafların elektronik posta yazışmaları,
2-Mahkememizce bilirkişiler Prof. Dr. … ve …’dan aldırılan bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 444. Maddesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 55. Maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunun 23. Maddesine dayalı haksız rekabet nedeniyle cezai şart davasıdır.
Davalılardan …’nün davacı firmada belirtilen tarihler arasında yazılı sözleşmeye dayalı olarak çalıştığı akabinde işten ayrıldığı ve henüz bir yıllık süre olmadan davalı şirkette çalıştığı noktalarında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf davacı ile davalı çalışan arasında akdedilen sözleşmenin 9.3.ii maddesinde yer alan ” çalışanın iş yerinden ayrıldıktan sonra bir yıl benzer bir firmada çalışmaması ve aksi halde 6 aylık brüt ücretin cezai şart olarak ödemesine ” yönelik hükmün geçerli olup olmadığı, geçerli ise bile bu hükmün şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve davacının cezai şart alacağını hak edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ve dosyaya celp edilen şirket kayıtlarından her iki şirketin rakip şirket olduğu, dosyadaki e-posta kayıtlarına göre davalı çalışanın davacı firmanın sır niteliğindeki müşteri bilgilerine sahip olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların özgür iradesiyle iş sözleşmesi düzenledikleri ve buna cezai şart maddesi ekledikleri kuşkusuzdur. Bu hükmün geçerliliğini sakıt kılacak bir unsura rastlanılmamıştır. Bu sebeple davalı …’nün bu sözleşme maddesine aykırı davrandığı sabit olduğundan sözleşmeyle kararlaştırılan cezai şart bedelini ödemesi gerektiği kabul edilmiştir.
Diğer davalı … yönünden ise 4857 sayılı İş Kanunun 23. Maddesi gereği sorumluluğun doğduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple her iki davalı yönünden müşterek ve müteselsil olarak sorumluluğunun varlığını kabul etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜNE
30.000,00 TL haksız rekabet nedeniyle cezai şart bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine ,
Faiz başlangıç tarihinin davalı … aleyhine 16/09/2015 tarihi olarak, diğer davalı … AŞ aleyhine 09/09/2015 tarihi olarak belirlenmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 2.049,30-TL harçtan peşin alınan 512,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.536,91-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 3.600,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama gideri 545,89-TL ilk harç, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 199,00-TL tebligat gideri üzere toplam 1.944,89-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.23/01/2018

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza