Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/560 E. 2018/994 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/560 Esas
KARAR NO : 2018/994

DAVA : Yönetim ve Genel Kurul Kararının İptali ve Tescil İşleminin İptali
DAVA TARİHİ : 24/05/2016
KARAR TARİHİ : 18/10/2018

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı …’ın müvekkillerinin ortağı ve tek yetkilisi olduğu … A.Ş. ile ilgili olarak şirketin Nominal hisse değerinin 1,00 TL olmak üzere 500.000 hisseden oluştuğunu, şirketin 4 ortaklı olduğunu, ortaklardan 255.000 hissenin …, 205.000 hissenin davacıya ait olduğu, 15.000 hissenin … ve 25.000 hissenin de …’ na ait olduğunu, müvekkilinin hemşire olması ve şirket ortaklarının doktor olması zorunluluğu nedeni ile şirkette kendi adına olan 205.000 hisse ile birlikte … adına kayıtlı 255.000 hissenin davalı …’a devri konusunda anlaştıklarını, bu devir karşılığında davalının …’e 460.000,00-TL ödeme yapacağının ve ayrıca şirketin 2.300.000,00-TL değerinde borcunu ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, tarafların varılan bu mutabakat çerçevesinde ön anlaşmaya varıp ödemelerin yapılması sonrasında da şirket yönetim kurulu kararı ile de hisselerin devrinin tamamlanacağını ancak davalının ödeme yapmadığını ve hisse devrine ilişkin karar alınması için baskı yapmaya başladığını, bunun üzerine müvekkilinin ön anlaşmayı fesh ettiğini ve herhangi bir suretle karar alınamayacağını belirttiğinden davalının beraberindeki kişiler ile şirketi bastığını, personeli tehdit ederek müvekkilini şirkete almadığını, müvekkilinin durumu polise bildirdiğini, kolluk kuvvetlerinin olay yerine gelmesi üzerine davalının şirketin kendisine ait olduğunu, şirket yetkilisinin de kendisi olduğunu belirterek kolluk kuvvetlerine bir takım belgeler ibraz ettiğini, davalının müvekkili ve diğer şirket ortaklarının da imzaladığı, hisse devir kararı düzenlediğinin öğrenildiğini, 28/03/2016 tarih ve 2016/4 sayılı kararda yönetim kurulu başkanı olarak müvekkili adına sahte imza atıldığını, 28/04/2016 tarih ve 2016/5 karar sayılı olağanüstü genel kurul toplantısı yer ve gün tespiti konulu kararda yer alan şirket ortalkarının imzalarının sahte olduğunu, bu karar doğrultusunda davalı şirket genel kurulunun toplanmış gibi 29/04/2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı düzenlendiğini ve bu tutanakta yer alan ortakların imzasının sahte olduğunu, … 35. Noterliği’nden … tarih ve … yevmiye numarası ile onaylı genel kurul toplantı tutanağına göre …’ın yönetim kurulu başkanlığı’na, şirket dışı …’ın ise yönetim kurulu üyeliğine seçilmesine karar verildiğini, genel kurul toplanma kararı ve genel kurul tutanağının sahte imzalı olmasının yanında TTK’nun 410 maddesine aykırılığı nedeni ile hukuka aykırı olup iptali gerektiğini, tüm bu sebeplerden dolayı şirket hisselerini devralmak, şirket yönetimini ele geçirmek, bu hususları Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil ettirmek ve şirket faaliyetinin temel dayanağını oluşturan mali değeri çok yüksek olan … İl Sağlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı uygunluk belgesinin mülkiyeni ele geçirmek ve sonrasında satmak amacıyla sahte imzalar ile düzenlenmiş olan … 35. Noterliğinin … tarih … yevmiye numarası ile onaylı 28/03/2016 tarih, 2016/4 K. Sayılı yönetim kurulu kararının, aynı Noterliğin 02/05/2016 tarih 8204 yevmiye numarası ile onaylı 28/04/2016 tarih ve 2016/5 K. Sayılı Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı ve Gün Tespiti kararının, aynı noterliğin 02/05/2016 tarih, 8106 yevmiye numaralı, 29/04/2016 tarihli 2016 yılına ait Olağanüstü Genel Kurul Toplantı tutanağının ve aynı noterliğin 02/05/2016 tarih 8205 yevmiye numarası ile onaylı 29/04/2016 tarih, 2016/6 sayılı Yönetim kurulu kararının iptali ile sahte imzalı bu belgeler doğrultusunda şirket hisse dağılımı ile yönetim kurulu kararlarının tescile dönük Ticaret Sicil Müdürlüğünde yapılan her türlü tescil ve iptalin sicilden terkinini ve gerçekte müvekkiline ait olan ancak yolsuz tescil ile ele geçirilen davalı şirket yönünden bir hak kaybına ve talefisi imkansız zararlara mahal vermemek adına iptali istenen sahte imzalı bu belgeler doğrultusunda şirket hisse dağılımı ile yönetim kurulu kararlarının tesciline dönük Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde yapılan veya yapılacak her türlü tescilin durdurulmasını ve yine kötü niyetli bir şekilde şirket faaliyetlerinin temel dayanağını oluşturan ve mali değeri çok yüksek olan … İl Sağlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı uygunluk belgesinin mülkiyetinin ele geçirilerek satılmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin hissedarlarından …’nun Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde, davaya konu imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin beyanının içeriğinin doğru olup olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edilmediğini, müvekkili şirket hissedarlarından …’nun da anılan ifadesinde, davacının şirket hisselerinin tamamını davalı …’a sattığını beyan ettiğini, davacının 13/07/2016 tarihli duruşmada delil listesi ekinde sunulan davacı ile müvekkili arasında yapılan Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, müvekkili şirketin diğer paydaşları zararına herhangi bir işlem yapmasının söz konusu olmadığını, davacı tarafça defter asılları sunulduğu takdirde toplantılardaki imzaların kime ait olduğu hususunun ortaya çıkacağını, davacının defter ve kayıtları ibrazdan kaçındığını savunarak, uygunluk belgesinin davanın öznesi de olmadığından üzerine konulması istenen tedbir talebinin reddine, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı şirketin genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının sahte imza ile düzenlendiği iddiasına dayalı olarak iptali ve anılan kararlar doğrultusunda yapılan şirket hisse dağılımının ve yönetim kurulu kararlarının Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde yapılan tescilinin iptal ve sicilden terkini talebine ilişkindir.
Mahkememizce davalı şirketin sicil dosyası, dava konusu edilen 28/03/2016 tarihli 2016/4 karar sayılı yönetim kurulu kararı, 28/04/2016 tarih ve 2016/5 karar sayılı Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı ve Gün Tespit kararı, 29/04/2016 tarihli 2016 yılına ait Olağanüstü Genel Kurul Toplantı tutanağı ve 29/04/2016 tarih, 2016/6 sayılı Yönetim kurulu kararı getirtilip incelenmiştir. Taraflarca delil olarak gösterilen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/1695, 2016/60709, 2017/162698, 2016/71695 nolu soruşturma dosyalarının suretleri getirtilip incelenmiştir.
Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davalı … Sağlık Merkezi A.Ş.’nin … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı olduğu, 06/08/2007 tarihinde kurulduğu, şirketin ana sözleşmesinin 6. maddesinde “Sermaye” konusunun düzenlendiği, şirketin pay senetlerinin türüne (nama-hamiline) pay senetlerinin veya ilmuhaberin basılıp basılmadığına ilişkin ve pay devri konusuna ilişkin ana sözleşmede düzenlemenin yer almadığı, dosyada mevcut pay defteri sayfası fotokopilerinden şirket hisselerinin nama yazılı olduğu anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK madde 490’da nama yazılı pay senetlerinin devir edilebilme koşulları düzenlenmiştir. Bu maddeye göre nama yazılı pay senetleri esas sözleşmede aksine hüküm olmadıkça devir edilebilir. Devir, ciro edilmiş pay senedinin devir alana teslimi ile olur. Yani nama yazılı pay senedinin devri “ciro” ve “zilyetliğinin” devralana geçirilmesi ile mümkündür. Nama yazılı pay senedi senedin devralana teslimi olmaksızın sadece ayrı bir kağıda yazılan temlikname ile devredilemez. Ayrıca anonim şirketlerde henüz çıkarılmamış pay senetlerini temsil etmek üzere ilmuhaberler de çıkarılabilir. İlmuhaberler hak sahibine tüm pay sahipliği haklarını sağlar. 6102 sayılı TTK’nun 486/2 maddesi gereğince ilmuhaberlere kıyas yolu ile nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır. Hisse senedine veya ilmuhabere bağlanmamış nama yazılı payların devri, alacağın temliki hükümlerine tâbi olup Türk Borçlar Kanunu 184 maddesi çerçevesinde yazılı şekilde yapılması geçerlilik koşuludur. Başkaca şekil şartı yoktur. Anonim şirket hisse devir sözleşmeleri akdin nispiliği ilkesi gereği ancak tarafları hakkında hüküm ve sonuç doğurur. Diğer yandan nama yazılı pay devri şirkete karşı ancak pay defterine kayıt ile hüküm ifade eder. Bu nedenle devrin şirket pay defterine yazılması gerekir. Devir alan pay sahibi adayı, devir işleminin şirket pay defterine kaydını bizzat veya vekil aracılığı ile şirket yönetim kurulundan isteyebilir. Şirket yönetim kurulu bu istem hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermek zorundadır. Eğer bir takım belgelerde eksiklik varsa bu eksik belgelerin tamamlanması istenebilir. Yönetim kurulu istemi reddederse yönetim kurulunun bu kararı hakkında mahkemede iptal davası veya şirketin muarazasının önlenmesi davası açılabilir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya döndüğümüzde; davalı şirket hisselerinin nama yazılı olduğu ve taraf vekillerinin 27/09/2018 tarihli duruşmadaki beyanlarından pay senedi veya ilmuhaber basılmadığı, bu durumda pay devrinin yukarıda açıklandığı üzere alacağın temliki hükümlerine tâbi olup yazılı şekilde yapılmasının geçerlilik koşulu olduğu, başkaca şekil şartının aranmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda davacı ve davalı … arasında “Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” akdedildiği, anılan sözleşmede “…205.000 adet paya karşılık 205.000,00-TL sermaye payını … isimli kişiye 205.000,00-TL bedelle bütün hak ve borçları ile devrettim. Bu payların devralana intikalini kabul ederim. Devre bahis hisselerin bugünden sonra devir alana ait bulunduğunu, devir alanın iş bu hisse devir sözleşmesini ilgili yere ibrazla kendi adına ortaklar pay defterine işletmesine rıza ve muvafakatinin bulunduğunu… kabul, beyan ve taahhüt ederim.” şeklinde beyan yer aldığı görülmüştür. Davacı 13/07/2016 tarihli duruşmada anılan sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olduğunu beyan etmiş olup bu halde anılan sözleşmenin davacı ve davalı … hakkında hüküm ve sonuç doğuracağının kabulü gerekmektedir. Davacı anılan sözleşmede belirlenen devir bedelinin ödenmediğini, bu nedenle sözleşmeyi sözlü olarak feshettiğini, dolayısı ile sözleşmenin ve sözleşmeye konu hisse devrinin geçersiz hale geldiğini öne sürmüştür. Davacı kendisine ait bu hisselerin ve dava dışı …’e ait hisselerin davalı …’a devrine ilişkin 28/03/2016 tarihli 2016/4 sayılı yönetim kurulu kararında ismi altındaki imzanın sahte olduğunu, bu nedenle anılan yönetim kurulu kararının iptalinin gerektiğini, ayrıca dava konusu diğer yönetim ve genel kurul kararlarının da çeşitli sebeplerden dolayı geçersiz olduğunu savunarak dava konusu yönetim ve genel kurul kararlarının iptali talebi ile mahkememizde iş bu davayı açmıştır. İddianın ileri sürülüş biçimi, somut olayın özellikleri ve TMK 2 maddesi dikkate alındığında iş bu davanın dinlenebilmesi için öncelikle davacının anılan hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğuna dair iddiasının davalı …’a husumet yöneltilerek açılmış bir davada maddi hukuk kurallarına göre ispatlanmış olması gerekir. Bu yönde açılmış bir davanın varlığı öne sürülmemiştir. Anılan hisse devir sözleşmesinin geçersizliği tespit edilmeden mahkememizde açılan iş bu davanın dinlenilmesi genel hükümlere aykırıdır. Tüm bu sebeplerden dolayı usul ve yasaya aykırı görülen iş bu davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili lehine takdir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara HMK 333 maddesi uyarınca iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/10/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza