Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/536 E. 2020/723 K. 18.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/536 Esas
KARAR NO : 2020/723

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2013
KARAR TARİHİ : 18/12/2020

Mahkememizden verilen (Kapıtlan 44 Asliye Ticaret Mahkemesi) 26/06/2014 tarih ve 2013/113 Esas sayılı karar, Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2015/5683 Esas, 2015/12737 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, yukarıdaki esasa tevzi almış olup,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalı şirketin vekalet vermiş olduğu … 2.Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye nolu sigorta poliçesi düzenlemeye ve primlerini tahsile yetkili acentelik vekaletnamesine dayalı olarak davalı şirketin acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, ancak davacı şirketin davalı şirket ile sıfırdan çalışmaya başlamadığını, davalı şirketin … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu acentelik sözleşmesi ile davalı şirketin acentesi olarak faaliyet göstermekte olan …’ın tüm portföylerini 13/01/2005 tarihinde devir alarak …’ın portföylerini devam ettirdiğini ve acentelik faaliyetlerini sürdürdüğünü, davacı şirketin davalı şirketin … Bölge Müdürlüğüne bağlıyken bu müdürlüğünün kapatılmasının ardından … Bölge Müdürlüğü’ne bağlı olarak çalışmaya devam ettiğini, bu geçiş öncesinde tarafların 13/11/2009 tarihinde yeni bir acentelik sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin acentelik sözleşmeleri uyarınca çalışmalarını sürdürdüğünü, bu süre zarfından sözlemelere aykırı hareket etmediğini, ancak davalı şirketin keşide ettiği …tarih ve … yevmiye nolu … 6.Noterliğinin fesih ihbarnamesi ile davacı şirketin acentelik sözleşmesinin haksız ve dayanaksız bir şekilde 21/12/2012 tarihi itibari ile feshedildiğini, davalının fesih nedeninin tamamen haksız olduğunu, davacı şirketin portföyünün ağırlıklı olarak kaza branşından oluştuğunu, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin dönemlerin teknik zararla sonuçlandığı ve gerçekleştirilen üretimin davalı şirket acenteleri üretim ortalama ve üretim hedeflerinden uzak olduğu iddiası ile sözleşmenin feshedildiğini, söz konusu nedenlerden hiçbirinin fesih için haklı neden olmayacağını, acentenin görevinin acenteliği yaptığı şirkete yeni müşteriler kazandırmak olduğunu, davacı şirketin kendisine gelen müşterileri kaza riskleri bulunması nedeni ile geri çevirmesinin düşünülemeyeceğini, ayrıca … ilçesi gibi nüfusun az olduğu ve ticari hayatın az olduğu bir ilçede davacı şirketin profilinin ağırlıklı olarak kaza branşından oluşmamasının düşünülemeyeceğini, ayrıca davalı şirketin de acentelik sözleşmesi ile kendisine haksız olarak sağladığı davacı şirketin faaliyet bölgesinde başka acenteleri yetkili kılma hakkını kullanarak …’da başka acenteleri de yetkilendirmesinin davacı şirketin portföy profilini şekillendirmesinde çok olumsuz etkilediğini, yine davacı şirketin 10 yılı aşkın bir süredir yapmış olduğu başarılı hizmetlerin Karasu ilçesindeki diğer sigorta şirketlerinin de dikkatini çektiğini ve çok cazip acentelik tekliflerinde bulunduğunu, bu nedenle acentelik sözleşmesinin hem kanuni sürelere uyulmaksızın hem de haklı bir sebebe dayanmaksızın feshedildiğini, anılan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 35.657,38 TL denkleştirme bedeli ve 50.000,00 TL maddi tazminatın acentelik sözleşmesinin fesih tarihi olan 21/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek kısa vadelere uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 13/11/2009 tarihli acentelik sözleşmesinin … 16.Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu fesihnamesi ile feshedildiğini, davalı şirketin defter ve kayıtları incelendiğinde davacının acentelik sözleşmesinin haklı nedenlerle fesih edilmiş olduğunun görüleceğini, davacının sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedilmiş olması nedeni ile denkleştirme tazminatı, komisyon ve benzeri hakların talep edilmesi ve hak kazanmasının mümkün olmadığını, anılan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER;
1-Sigorta Poliçesi düzenlemeye ve primlerini tahsile yetkili acentelik vekaletnamesi, acentelik sözleşmesi, 13/11/2009 tarihli acentelik sözleşmesi.
2-Mahkememizce atanan bilirkişiler sigortacı …ve Mali Müşavir … tarafından sunulan 03/07/2017 tarihli ön bilirkişi raporu, 03/09/2017 tarihli ek ve 10/07/2019 tarihli kök bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı vekili, sözleşmenin, haklı bir sebebe dayanmaksızın feshedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 35.657,38 TL denkleştirme bedeli ve 50.000,00 TL maddi tazminatın acentelik sözleşmesinin fesih tarihi olan 21/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, davalı vekili; davacının acentelik sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayandığı gerekçesi ile, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili, temyiz etmiş olup, mahkememizce verilen bu karar Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2015/5683 Esas, 2015/12737 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla esasa kaydolmuş ve usul ve bozmaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamında,”..Bu durumda, mahkemece, ihtarnamenin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olup olmadığı, davacı acentenin üretim ortalamasını yakalaması için verilen sürenin acentenin bulunduğu ilçe şartlarında makul olup olmadığı konusunda, ilçe şartlarında diğer emsal acentelerin üretim ortalamalarını da değerlendiren bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış..” yönlendirmesinde bulunulmuştur.
Bu doğrultuda, dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bozma kararı doğrultusunda yeni bir rapor istenmiş ve sunulan 03/07/2017 tarihli bilirkişi raporu ön rapor olarak sunulmuş, 03/09/2017 tarihli kök bilirkişi raporunda ise, “… Davacının acenteliğinin fesihten sonra hangi müşterilerini kaybettiği ve hangi müşterilerinin davalı … şirketinde kalarak sigorta yaptırmaya devam ettiği ve bu nedenle de davalı … şirketinin bu sayede menfaat elde ettiği yönünde delil sunulmadığından davacının talep edebileceğini tazminat tutarının hesaplanamadığına…”dair rapor tanzim edilmiş, itiraz üzerine alınan ek raporda ise,”…gerek davacı ve gerekse de davalı … dava konusu uyuşmazlığın temelini teşkil eden davacının acenteliğinin feshinden sonra hangi müşterilerini kaybettiği ve hangi müşterilerinin davalı … şirketinde kalarak sigorta yaptırmaya devam ettiği ve bu nedenle de davalı … şirketinin bu sayede menfaat elde ettiğini bildiklerini, ancak her iki tarafta bu kayıtları heyete vermekten imtina ettiğine…”dair rapor tanzim edilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, TMK’nun 6.maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”, HMK’nun 190.maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” buna göre davacı taraf, uyuşmazlığın temelini teşkil eden davacının, acenteliğinin feshinden sonra hangi müşterilerini kaybettiği ve hangi müşterilerinin davalı … şirketinde kalarak sigorta yaptırmaya devam ettiği ve bu nedenle de davalı … şirketinin bu sayede menfaat elde ettiğini kanıtlamak zorunda olduğu, dosya içerisinde diğer belgelerden yapılan incelemeye göre, davalının fesihte haklı olduğu ve bozma kararı sonrası bu görüşü değiştirecek belgelerin sunulmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 1.462,85-TL harçtan düşümü ile bakiye 1.408,45-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 11.935,46-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 150,55-TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.18/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza