Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/487 E. 2019/501 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/487 Esas
KARAR NO : 2019/501

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/05/2016
KARAR TARİHİ : 19/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı ile aralarında taşıma ve depolama sözleşmesi bulunan ve davaya konu icra takibine ilişkin hizmet veren ve dayanak belgelerin düzenleyicisi olan … A.Ş’yi, 16.12.2015 tarih ve 8969 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanan kararlar gereği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 136 ila 158’nci, Kurumlar Vergisi Kanununun 18,19,20’nci maddeleri çerçevesinde “Kolaylaştırılmış Birleşme Usulü” ve “Tasfiyesiz İnfisah” suretiyle tüm aktif ve pasifleriyle birlikte devraldığını, birleşmeyi takiben 25.12.2015 tarih 8976 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 15/12/2015 tarihli Şirket Genel Kurul Kararı ile müvekkili şirketin unvanının “…” olarak değiştirildiğini, dolayısıyla işbu davada, davacı sıfatının … ticari unvanı ile müvekkiline ait bulunduğunu, Münfesih … A.Ş. ile davalı arasında, biri 06/04/2015 tarihli “Depolama ve Dağıtım Sözleşmesi”, diğeri 18/12/2014 tarihli “Nakliye Sözleşmesi” olmak üzere iki ayrı sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmeler kapsamında yürüyen ticari ilişkiden doğan parasal işlemlerin de taraflarca karşılıklı olarak cari hesaplarda takip edildiğini, 06/04/2015 tarihli “Depolama ve Dağıtım Sözleşmesi”nin, davalı tarafından … 19. Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı ihbarnamesi ile feshedildiğini, feshedilen sözleşmenin ilgili maddesine göre taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan ticari ilişkinin de 14.11.2015 tarihi itibariyle sona erdiğini, davalının, müvekkili nezdindeki cari hesabının 26.11.2015 tarihli bakiyesinin müvekkili lehine 115.063,69 TL olduğunu, bu miktarın içerisinde yer alan ve müvekkilinin vadesi geçen alacak miktarı olan 107.317,59 TL’nin zamanında ödenmemesi üzerine … 30. İcra Müdürlüğünün E…. sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takip miktarının bir kısmını ödediğini, bir kısmına ise itirazda bulunduğunu, itiraz edilen kısım için müvekkili tarafından … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasına kayden ikame edilen “itirazın iptali” davasının halen derdest bulunduğunu, bahsedilen 115.063,69 TL alacak içerisinde olmasına rağmen sözleşme gereği vadesi henüz dolmadığı için takip dışında bırakılan ve 18/12/2014 tarihli “Nakliye Sözleşmesi” kapsamında verilen taşıma hizmetlerine ait; 16/11/2015 tarih 605561 sayılı faturaya ilişkin 5.789,20 TL, 23/11/2015 tarih 605858 sayılı faturaya ilişkin 1.956,91 TL ile yine söz konusu sözleşme kapsamında verilmiş olan hizmete ait ve söz konusu bakiye içinde bulunmadığı için takip dışında kalmış olan, 30/11/2015 tarih 606100 sayılı faturaya ilişkin 9.958,14 TL olmak üzere toplam: 17.704,25 TL alacağın ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından … 33. İcra Müdürlüğünün E…. dosyasına kayden takip başlatıldığını, icra dosyasında görüleceği üzere davalı tarafından, davalı şirketin müvekkili … A.Ş. ile bugüne kadar hiçbir ticari ilişkisi olmadığı gerekçesiyle husumet itirazı ile birlikte borca ve ferilerine yapmış olduğu itiraz sonucu takibin durduğunu, itirazların haksız olduğunu beyanla, davalı borçlunun … 33. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 17.180,96 TL’lik kısmının iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, davalının, icra takibine itirazının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki itirazın iptali davasına konu icra takibine taraflarınca müvekkili şirketin cari hesapları dikkate alınarak itirazda bulunulduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin 8/1 maddesine uygun olarak yapıldığını, davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden sonra çeşitli tarihlerde haksız, dayanaksız gerçeğe ve hukuka aykırı olarak kesilen bir kısım faturalara yasal süresi içerisinde davacı tarafa iade edilerek itiraz edildiğini, sözleşmenin fesih tarihi olan 14/11/2015 tarihinden sonra düzenlenen faturaları kabul etmediklerini, davacının sözleşmenin 5.1.2. maddesinden kaynaklı yükümlülükler nedeni ile müvekkili tarafından kesilen fatura bedelini de ödemeyerek buna itiraz ettiğini, buna ilişkin her türlü talep, dava ve şikayet haklarını saklı tuttuklarını beyanla davacının haksız ve dayanaksız taleplerinin ve davanın reddine, takibin haksız olması sebebiyle davacı tarafın %40’tan az olmamak kaydıyla kötü niyet/icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, …. 33. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesiyle; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 17.704,25 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 22/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 29/03/2016 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve işbu davanın açtığı anlaşılmıştır.
Dosya, tarafların ticari defterleri ve sunulan deliller kapsamında inceleme yapılarak takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa alacağının miktarı hususunda rapor düzenlemek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacının kendi ticari defterlerinde 2015 yılı sonu itibariyle 33.359,51 TL alacaklı olduğunu ancak icra takibinin 14/04/2016 tarihinde başlatıldığını, 2016 yılı ticari defterlerinin incelemeye sunulmadığını, davalının ticari defterlerinde 2015 yılı sonu itibariyle davacıya 17.530,66 TL borçlu olduğunu ancak 08/02/2016 tarihinde yapılan ödeme ile hesabın kapandığını ve takip tarihi itibariyle borcun kalmadığını tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafın itirazları yerinde görülmekle bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporda özetle; davacının 2016 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, defterlere göre takip tarihi itibariyle 17.180,96 TL alacaklı olduğunu, davacı tarafın defterlerinde yer alan 29/10/2015 tarihli 30.913,64 TL bedelli, 11/11/2015 tarihli 6.417,24 TL bedelli, 16/11/2015 tarihli 14.492,15 TL bedelli faturanın yer almadığını, davacı kayıtlarında yer alan 15/01/2016 tarihli 1.352,11 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde yer almadığını, taraflar arasındaki cari hesap farklılıklarının takdirinin mahkememize ait olduğunu beyan etmiştir. Raporun yeterince denetime açık olmaması ve taraflarca itirazlar ileri sürüldüğünden dosya başka bir mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek yerinden rapor alınmıştır. Bilirkişi kök raporunda özetle; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduklarını, davacının kendi defterlerine göre takip konusu ettiği 17.180,96 TL’nin davalı tarafından 20/02/2016 tarihinde ödenmiş olması sebebiyle alacağının kalmadığını, davacının takip konusu ettiği 3 adet faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Daha önce alınan raporlar ile bu rapor arasında çelişki oluşması ve davacının itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; 26/11/2015 tarihi itibariyle davacının, … 30. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalıdan bakiye 107.317,77 TL alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, bu takiple ilgili itirazın iptali davasının olduğunu, bu döneme ait 29/10/2015 tarihli 30.913,64 TL bedelli faturanın davalı şirket hesabına kaydedildiğini, takip konusu faturaların davalının defterlerinde yer aldığını, her ne kadar davacı toplam 8 adet fatura nedeniyle 17.180,76 TL alacaklı görünse de davalı tarafından yapılan 08/02/2016 tarihli 1.875,37 TL ve 15.655,29 TL ödemelerin takip konusu faturalara ilişkin olarak yapılmış olabileceğinden bu faturalar nedeniyle alacaklı olmadığını, davacının kayıtlarında 17.180,76 TL’lik hareketin açıklamasında gelen havale yazması sebebiyle kök raporda hesabın kapatılmış olduğu belirtilmiş ise de, söz konusu kaydın virman kaydı olduğunu, davacının 08/02/2016 tarihli itibariyle 17.180,76 TL alacaklı olduğunu ancak icra takibinin konusunu oluşturan fatura toplamı 17.704,25 TL’ye karşılık davalı tarafından 17.530,86 TL ödeme yapıldığından, davacının 173,59 TL alacağının kaldığını tespit etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından sunulan rapora beyan dilekçesinde davalı adına düzenlenen 29/10/2015 tarihli, 30.913,64 TL tutarlı faturanın dahil olduğu, cari hesap bakiyesi için davalı hakkında ayrı bir icra takibi başlatıldığı, bu takibe itiraz sebebiyle itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından, devralmış olduğu şirket ile davalı arasında akdedilen sözleşme uyarınca düzenlenen toplam 3 faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, söz konusu faturaların her iki tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı oldukları, bu kapsamda HMK nın 222. maddesi uyarınca fatura konusu alacağın varlığı hususunda bir ihtilaf kalmadığı, ihtilafın bilirkişi raporunda faturalar nedeniyle yapıldığı söylenen ödemeler noktasında toplandığı, her ne kadar ikinci mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve ek raporlarda, davalı tarafından yapılan 17.530,86 TL ödeme nedeniyle davacının alacağının kalmadığı yönünde tespit yapılmış ise de ilk bilirkişi tarafından düzenlenen kök rapor ve son rapora göre söz konusu ödemelerin davacı tarafından daha önce düzenlenen ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan fatura bedellerinden mahsup edildiği, dolayısıyla bu davanın konusu olan icra takibinde talep edilen üç fatura bedeli için yapılmış bir ödeme olmadığı ve davacının bu faturalar kadar alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, takibin devamına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile davalının … 33. İcra Dairesinin… esas sayılı dosyasına itirazının 17.180,96 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin talep edilen faizi ile devamına,
2-Hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan 3436,19-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 1.173,63 TL’den peşin alınan 207,51 TL harcın mahsubu ile kalan 966,12 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 466,50 TL posta ve tebligat masrafı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.666,50 TL yargılama gideri ile 236,71 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.19/06/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza