Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/476 E. 2019/1073 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/476 Esas
KARAR NO : 2019/1073

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2016
KARAR TARİHİ : 27/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı ile davalı sigorta şirketi arasında imzalanan … 9. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı acentelik sözleşmesinin … tarih ve … sayılı fesih ihtarnamesi ile hiç bir haklı ve yasal gerekçe gösterilmeden feshedildiğini, müvekkilinin davalıya 5000’e yakın müşteri kazandırdığını, bu nedenle davalının kazancının arttığını, müvekkilinin ise kazandırılan müşterilerden sağlamış olduğu ücret hakkını kaybederek zarara uğradığını, taraflar arasında akdedilen 01/01/2011 tarihli ek komisyon sözleşmesi dahilinde 01/01/2011-31/12/2011 tarihleri arasında davalı şirket nam ve hesabına yapılacak zorunlu poliçeler dışında kalan aylık minimum 25.000,00 TL ve yıllık minimum 300.000,00 TL’lik üretime karşılık sözleşmenin ek komisyon sütununda belirtilen oranlarda hak ek komisyon ücretine hak kazınılmasına rağmen bu miktarın müvekkiline ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin alacak hakkının doğduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili davacının acentelik sözleşmesinden kaynaklanan pörtföy tazminatı ile ek komisyon sözleşmesinden kaynaklanan alacağı nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin süresiz olarak akdedildiğini, bu sözleşmenin 17. maddesi ile taraflardan herhangi birine 1 ay önceden haber vererek tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme yetkisi verdiğini, davacı tarafın müvekkili ile akdetmiş olduğu sözleşme gereğince kendisine verilmiş olan ödeme yükümlülüğünü de gereği gibi yerine getirmediğini, bu sebepten dolayı hakkında … 10. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini ve alacağın halen tahsil edilemediğini, davacı tarafın müvekkili şirket nezdinde komisyon alacağı olduğunu ileri sürdüğünü ancak iddiaların gerçek dışı ve mesnetsiz olduğunu, tacir olan davacının hangi poliçe kapsamında ne kadar poliçe komisyonu alması gerektiğini bilmesi gerektiğini, bu sebep dolayısıyla da belirsiz alacak davası açılamayacağını, ticari ilişkinin sonlanmasından sonra davacıya ait hiçbir portföyün müvekkili nezdinde bulunmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, acente tarafından portföy tazminatı ile komisyon alacağı talebine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı ile olan 03/12/2008 tarihli acentelik sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini, davacıya yeni müşteri çevresi kazandırdığını, bu nedenle portföy tazminatına hak kazandığını, ayrıca taraflar arasında imzalanan 01/01/2011 tarihli ek komisyon sözleşmesi uyarınca 01/01/2011-31/12/2011 tarihleri arasında yapılan poliçeler nedeniyle ek komisyon alacağının bulunduğunu iddia etmiş, davalı taraf sözleşmenin 17. maddesi gereği feshedildiğini, davacının ek komisyon alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketinden davacı acenteye ait ücretim raporu celp edilmiş, dosya rapor tanzim edilmek üzere bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir. Heyet kök raporunda özetle; davacının ticari defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğini, davalının incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2008 yılında başladığını, davacı tarafça portföy tazminatı talebinin hangi müşterilerden, hangi poliçelerden kaynaklandığının ve hangi dönemde oluştuğunun açıklanmadığını, bu nedenle herhangi bir tespit yapılamadığını beyan etmiştir. Bu kapsamda davacı tarafa ek komisyon sözleşmesini sunması için kesin süre verilmiş, dosya davalıdan gelen üretim raporu ile sözleşmeler kapsamında yeniden değerlendirme yapılmak üzere bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir. Heyet ek raporunda özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 17. maddesinde, taraflardan herhangi birine bir ay önceden haber vererek tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme yetkisi verildiğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, ek komisyon sözleşmesinin 3. maddesinde ek komisyon oranlarının belirlendiğini, sunulan deliller üzerinde yapılan inceleme neticesinde yalnızca davacı acentenin çalıştığı döneme ilişkin toplam üretilen poliçe tutarı ve toplam komisyon miktarının tespitinin yapılabildiğini, poliçelerinin hangi tür poliçe olduklarının, buna göre ek komisyon sözleşmesinin 3. maddesi olup olmadıklarının belirlenemediğini tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça davalı ile aralarında bulunan 03/12/2008 tarihli acentelik sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği ve davalıya yeni müşteri çevresi kazandırıldığından bahisle portföy tazminatı ve ek komisyon sözleşmesi uyarınca ek komisyon ücretine hak kazanıldığı iddiası ile alacak talep edilmiştir.Türk Ticaret Kanunu’nun 122. maddesi; “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.” düzenlemesini ve Sigortacılık Kanunu’nun 23/16. maddesi ” Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak, sigorta acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer.” düzenlemesini haiz olup her iki kanun maddesi birlikte değerlendirildiğinde, acentenin portföy tazminatı talep edilebilmesi için aranan koşullar; sözleşmenin sigorta şirketi tarafından haksız olarak feshedilmesi, sigorta şirketi tarafından acente tarafından kazandırılan yeni müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde edilmesi, acentenin ücret kaybına uğraması, denkleştirme ödenmesinin hakkaniyete uygun olmasıdır. Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 17. maddesinde, taraflardan herhangi birine sözleşmeyi 1 ay önceden bildirilmek suretiyle feshetme hakkının tanındığı, bu kapsamda davalı tarafça sözleşmenin, … 9. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesi ile feshedildiği, davacının portföy tazminatı talep edilebilmesi için sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davalıya yeni bir müşteri çevresi kazandırdığını, bundan davalının sözleşmenin feshinden sonra da fayda sağladığını ispat ile yükümlü olduğu, davacı tarafça sunulan deliller kapsamında bu hususların ispat edilemediği anlaşıldığından portföy tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Ek komisyon ücreti talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; her ne kadar taraflar arasında 01/01/2011 tarihinde ek komisyon sözleşmesi akdedilmiş ve bu sözleşmenin 3. maddesi ile davacıya 01/01/2011-31/12/2011 tarihleri arasında davalı adına ve hesabına yapacağı zorunlu poliçeler dışında kalan aylık minimum 25.000,00 TL, yıllık minimum 300.000,00 TL’lik ürctime karşılık belirlenen oranlarda ek komisyon ücreti hakkı tanınmış ise de, davacı tarafça sunulan deliller kapsamında belirtilen tarihler arasında zorunlu poliçeler dışında aylık ve yıllık belirlenen oranlarda üretim yapıldığı ispatlanamadığından talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’den peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile kalan 15,20 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/11/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza