Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/461 E. 2019/220 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1173 Esas
KARAR NO : 2019/219

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/12/2015
KARAR TARİHİ : 27/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Çamaşır yıkama işi ile iştigal eden müvekkilinin davacı ile ticari münasebette bulunduğunu ve davalı tarafından işletilmekte olan “… Oteli” ünvanlı otelin çamaşır yıkama işini üstlendiğini, davalı tarafından işletilen otelin çamaşırlarını yıkayan müvekkili şirketçe tanzim edilmiş olan 14 adet faturadan kaynaklanan toplam 9.239,71 TL tutarındaki borcun davalı tarafından ödenmediğini, bu alacağı tahsil için … 30. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine de davalı tarafça mücerred beyanlarla itiraz edilmek sureti ile takibin durdurulduğunu beyanla davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce … 30. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine faturadan kaynaklı olarak 9.596,83 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 01/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 04/09/2015 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya, tarafların ticari defterleri ile dosya kapsamı üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak rapor alınmıştır. Bilirkişi kök raporunda özetle; davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yaptırılmış olduğunu, davacının takibe konu ettiği 14 adet faturadan 10 adedinin defterlerde kayıtlı olduğunu, 01/03/2015 – 31/03/2015 tarihleri arasındaki 4 adet faturanın ticari defterlere yazdırılmamış olduğunu, bu nedenle defterlerin usulüne uygun tutulmamış olduğunu, takipten önce temerrüdün gerçekleştiğine dair bir belge olmadığını tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; davacı tarafından sunulan sevk irsaliyelerinden 56 adedinde teslim alan ad ve soyadının olmadığını, yalnızca imza olduğunu, 12 adet sevk irsaliyesinin ise sunulmadığını ve kök rapordaki tespitlerinin geçerli olduğunu beyan etmiştir. Mahkememizce raporlar denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Davacı tarafça rapordan sonra sunulan 12 adet sevk irsaliyesinde de teslim alan kısmında ad ve soyadının olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacının, 14 adet fatura nedeniyle alacaklı olduğu iddiası ile davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, fatura düzenlenmiş olmasının tek başına davacının alacaklı olduğunu ispat etmeyeceği, alacağın miktarı itibariyle senetle ispat sınırının üzerinde olduğu, davacının faturalara konu hizmeti verdiğini ispat ile yükümlü olduğu, sunulan sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmına atılan imzaların kime ait olduğunun tespit edilemediği, her ne kadar faturalardan 10 adedi davacının ticari defterlerine kayıtlı ise de davalı tarafından ticari defterler sunulmamış olup HMK’nın 222. maddesi uyarınca davacının defterlerindeki kayıtlar davalının ticari defterlerindeki kayıtlarla birlikte değerlendirilemediği ve tek başına kesin delil teşkil etmediğinden ve davacı tarafça yemin delili dahil alacağın varlığı hususunda kesin başkaca bir delil sunulmamış olduğundan ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin alınan 157,80 TL harçtan mahsubu ile kalan 113,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/03/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza