Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/451 E. 2018/164 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/199 Esas
KARAR NO : 2018/163

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/02/2016
KARAR TARİHİ : 20/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin …’tan, 6410877 abonelik numarası ile …’dan ve … abonelik numarası … müşteri numarası ile … adresi için davalılardan elektrik enerjisi satın aldığını, müvekkili tarafından ödenmiş ve ödenmekte olan faturalarda davalı şirketler tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde, kullanılan enerji bedeli dışında kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim sistemleri ve dağıtım bedeli adı altında borç kalemleri oluşturularak fatura edildiğini, müvekkilinin kullandığı elektrik enerjisinin bedeli haricinde davalılar tarafından faturalara dahil edilmiş olan alacak kalemlerinden sorumlu olmadığını beyan etmiş olup, davalılar tarafından hukuka aykırı şekilde faturalara yansıtılarak tahsil edilen kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim sistemleri ve dağıtım bedellerinin müvekkili tarafından son on yıl içerisinde ödenmiş olan toplam miktarının tespit edilmesine ve kesim tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, müvekkilinin dağıtım şirketleri ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşması imzalamak sureti ile elektriği üretim şirketlerinden tedarik ederek dağıtım şirketlerinin hatları vasıtası ile elektrik abonelerine satışını yaptığını, müvekkili şirketten tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, dağıtım bedeli, iletim sistemleri kullanım bedelinin müvekkili şirketin uhdesinde bulunmadığını, kayıp kaçak bedeline ilişkin sorumluluğun dağıtım şirketleri ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na ait olduğundan bahisle dava konusu kayıp kaçak bedelinin müvekkili şirket uhdesinde bulunmaması ve ilgili tüzel kişi ve kurumlara beyan edilmiş olması nedeni ile müvekkili şirket açısından davanın husumet yönünden reddine, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Satış A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı ile müvekkili arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi ile birlikte enerji alım/satım sözleşmeleri imzalandığını, tüketiciye yansıtılan bedellerin lisans sahibi şirketler tarafından keyfi şekilde belirlenmediğini, EPDK tarafından yasa düzenlemesi ile yansıtılması zorunlu kılınan bedeller olduğundan bahisle davanın hukuki yarar yokluğundan ve yargı yolunun caiz olmaması, görevli ve yetkili olmayan mahkemede açılmış olan davanın usulden reddine, davacının zamanaşımına uğramış olan taleplerinin reddine ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davanın muhatabının Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu, davanın idari yargıda açılması gerektiğini, elektrik piyasasında faaliyet gösteren perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin kullanıcılarına yannsıtacakları tarifelerin EPDK tarafından çıkarılan hükümlerin dikkate alınarak belirlendiğini, müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığından bahisle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, TRT payı, enerji fonu, Belediye Tüketim Vergisinden kaynaklanan alacak davasıdır. Taraflarca dosyaya sunulan delillerin incelenmesinde davacı ve davalı … Satış A.Ş. arasında elektrik abonelik sözleşmesi düzenlendiği, davacı ile davalı … A.Ş. arasında elektrik satış sözleşmesi düzenlendiği, davacı ile davalı … A.Ş. arasında ise düzenlenmiş sözleşme olmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu olan kayıp kaçak bedeli 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun geçici 9. maddesinde (mülga 14/03/2013-6446 S.K. madde 30) “Ulusal Tarife” adı altında EPDK tarafından belirlenerek 01/04/2011 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmakta olan bu tarifede EPDK’nun 28/12/2010 tarih ve 2999 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Tarifelerin uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır. Ayrıca 11/08/2002 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği 15/2 fıkrası “perakende satış fiyatlarına ilişkin parametreler, enerji alımına ilişkin tavan fiyat, hedef kayıp/kaçak oranı ve brüt kâr marjı ve verimlilik hedefine ulaşması ölçüsünde elektrik piyasası hedef planı düzenlemesine tabî unsurlar ve raporlamaya ilişkin tebliğ ile ilgili mevzuattaki diğer hükümlere uygun olarak hesaplanmış perakende satış hizmeti maliyetlerini içerecek şekilde belirlenir.” hükmüne yer verdiği, yani bu yönetmeliğe göre satış fiyatlarını kayıp kaçak bedelinin eklenebileceğinin belirtildiği, bu yönetmeliğe dayanılarak 11/08/2002 tarihinde resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “perakende satış hizmetleri geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkındaki tebliğe göre abonelerden kayıp kaçak bedeli adı altında bedelin tahsil edildiği, sayaç okuma bedelinin 4193 sayılı EPDK kurul kararının 8. Maddesine dayanılarak 2011 tarihinden itibaren tüketicilerden tahsil edildiği, yine diğer bedellerin 11/08/2002 tarihinde resmî gazetede yayımlanan tebliğler doğrultusunda tüketicilerden tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/05/2014 tarihli 2013/7-2454 Esas 2014/679 karar sayılı kararı ile “Anayasanın Vergi Ödevi” başlıklı 73. Maddesinde “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mâli gücüne göre vergi ödemek ile yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mâli yükümlülükler kanun ile konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi resim, harç ve benzeri mâli yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlarca ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kayıp kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nun bu kararı dayanak yapılarak iş bu dava 15/02/2016 tarihinde mahkememizde açılmış olup, yargılamanın devamı sırasında 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun 17/06/2016 tarihinde resmî gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 6719 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında; 6719 sayılı Kanunun 15. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun ‘Tanımlar ve Kısaltmalar’ başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasına (şş) bendi eklenmiş ve anılan bendde; (şş) Teknik ve teknik olmayan kayıp: Dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen; teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı, ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Yine 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı Kanunun 21.maddesi ile, 17.maddenin 4.Fıkrasında; ((4) İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar..,) hükmüne yer verilmiş, 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmünde de; (“(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Kezâ 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen geçici 20.madde de; ((1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.”) hükmü getirilmiştir. 6446 sayılı Kanunda yapılan ve yukarda yer verilen 6719 sayılı Kanun değişikliği ile Kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet maliyeti vb gibi Kanunda sayılan kalemler bakımından 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmü ile mahkemece yapılacak incelemenin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk ile sınırlı olduğu ifade edilmiş ve yine eklenen geçici 20. maddede de; bu hükmün (17/10.madde hükmünün) mevcut davalara da uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 15/02/2018 tarih 2016/150-2017/179 E.K. Sayılı 28.12.2017 tarihli, R.G. Tarih – Sayı : 15.2.2018 – 30333’lı kararı ile 17. maddeye eklenen 10. Fıkra hükmü iptal edilmiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı davacının, davalı … A.Ş. ile akdedilen elektrik satış sözleşmesi ve davalı … A.Ş. ile akdedilen elektrik abonelik sözleşmesine dayalı olarak iş bu davalılar aleyhine dava konusu bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığı iddiası ile mahkememizde açmış olduğu iş bu davanın açılış tarihinden sonra yapılan yasal düzenlemeler nedeni ile konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı ile diğer davalı … A.Ş. arasında akdedilen sözleşmenin olmaması, dolayısı ile akdî ilişkinin bulunmaması nedeni ile davanın niteliği gereği bu davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 331/1 maddesi gereğince davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarih 2009/18-421 esas-2009-526 karar sayılı ilamında benzer bir olayda “dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının davadan sonra yürürlüğe giren yasa nedeni ile haksız duruma düşmesi söz konusu olamayacağından dava, davadan sonra yürürlüğe giren yasal değişiklik nedeni ile konusuz kalmış ise davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir.” şeklinde karar vermiştir. Dava devam ederken yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa nedeni ile davanın konusuz kaldığı, davacının dava tarihi itibari ile talebinde haklı olduğu kabul edilerek davacı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalılar … Satış A.Ş. Ve … Satış A.Ş. aleyhine açılan davanın 6719 sayılı yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 20. Maddesi hükmü gereğince konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı … Dağıtım A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
3-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan 184,00-TL tebligat posta gideri, 62,70-TL harç gideri olmak üzere toplam 246,70-TL’nin davalılar … Satış A.Ş. Ve … Satış A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince dava değeri üzerinden davacı vekili lehine takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. Ve … Satış A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2 maddesi uyarınca davalı … Dağıtım A.Ş. vekili lehine hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalılarca yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; davalı … ile davalı … vekillerinin yüzüne karşı davacı ve davalı … A.Ş. vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
20/03/2018

Katip
E-İmza

Hakim
E-İmza