Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/440 E. 2023/566 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/440 Esas
KARAR NO : 2023/566

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2016
KARAR TARİHİ : 14/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“Davalı …, bedelsiz olan senedi, muvazaalı ve kötü niyetli olarak diğer davalı …’E temlik etmiş göstererek, davalı … tarafından müvekkil aleyhine kambiyo takibi başlatılmış, davalı …, takip konusu senet lehtarı davalı …’ye takip başlatmamıştır. Davalı …’nin eşi …, davalı … ’in genel vekilidir. Davalı … tarafından müvekkil … aleyhine … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosya ile açtığı munzam zarar davası reddedilmiştir. Takip konusu senedin tanzim tarihinde müvekkilin, davalılarla ihtilaflı oldukları ve aralarında icra takibinin olduğu, icra takibi sürecinde senet metninden anlaşıldığı üzere nakden davalı …’nin müvekkile 80.000 TL ödeme yapmayacağı gibi davalı …’nin gelir durumunun böyle bir nakdi ödemeye müsait değildir. … 4.İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyasından davalı …’nin 13.03.2012 tarihinde müvekkile ait … Tapu Müdürlüğü’nde kayıtlı taşınmazın haczinin kaldırılmasını talep etmiş, takip konusu senedin de 13.03.20102 tanzim tarihli olduğu, takibe konu senedi düzenleyen müvekkilimiz, lehtar davalı …, … 4. İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyasından alacaklı …, borçlu müvekkilimiz olduğu gözetildiğinden senedin … Tapu Sicil Müdürlüğündeki müvekkilimize ait taşınmaz üzerindeki haciz kaldırması karşılığında düzenlendiği sabittir. İş bu maddi deliller karşısında takip konusu senedin bedelsiz ve muvazaalı bir şekilde takibe konulduğu gözetilerek teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasını talep ederiz…”
CEVAP:
Davalı … tarafından sunulan 03/06/2016 tarihli ve. Davalı … tarafından sunulan 07/09/2016 tarihli cevap dilekçelerinde özetle dava konusu senedin teminat senedi olduğu iddiası kabul edilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava ve takibe konu bononun davacı tarafından Güngören’de bulunan taşınmaz üzerindeki haczin kaldırması karşılığında teminat amaçlı düzenlenip düzenlenmediği, dolayısıyla senedin bedelsiz olup olmadığı ve ispat yükünün hangi tarafın üzerinde olduğu hususlarına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen kambiyo senetleri ve bunlar arasında bulunan bono sebepten mücerrettir. Kambiyo senetlerindeki taahhüdün mutlaka bir sebebi vardır. Ancak bu sebep senet üzerinde veya senedin açıkça tarif edildiği ayrı bir sözleşme bulunmadığı taktirde bu husus kambiyo senetlerini temel ilişkiden soyut hale getirmektedir. Aksine davranış, yani kambiyo senetlerinin temel ilişki ile ilişkilendirmesi kambiyo senetlerini hükümsüz hale getirecektir. Kambiyo senetlerinde bedelsizlik iddiası ancak kesin delilleri ile ispat edilebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre kanun aksini emretmedikçe taraflardan her biri iddiasını ispata mecburdur. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (HMK’nın 190/1) (Kambiyo senetlerine ilişkin menfi tespit davalarında ispat yükü konusunda bkz. İstanbul BAM 13. HD 2021/717E., 2023/1278K.)
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak davalı alacaklı üzerindedir. Ancak kambiyo senedine dayalı olarak alacak talebinde bulunulması halinde ispat yükü borçlu olmadığını iddia eden davacılar üzerindedir. Bono metninde borcun sebebi (“bedeli malen alınmıştır” veya “bedeli nakden alınmıştır” şeklinde) belirtilmişse, bu kayda dayanan taraf lehine karine mevcut olup, ispat yükü karinenin aksini iddia eden yani senedi talil eden tarafa düşer. Menfi tespit davasının her iki tarafı da bononun ihdas sebebini talil etmiş ise ispat yükü davacıya düşer.
Somut olayda davacı, dava konusu 13.02.2012 tarihli ve 80.000 TL bedelli senedin aynı tarihte … Tapu Müdürlüğünde yapılan işlemin teminatı olarak verildiğini ileri sürmektedir. Senedin lehtarı olan davalı … ve temlik alan … ise bu iddiayı kabul etmemiştir. Yukarıda detaylı açıklandığı üzere, dava konusu senedin teminat amaçlı verildiğini ve bedelsiz olduğunu ispat külfeti davacının üzerindedir. Davacı, dava konusu senetle ilgili borçlu olmadığı iddiasını miktar itibarıyla yazılı belgeyle ispatlamak zorunda olduğu dikkate alındığında yazılı delille ispatlayamamıştır. Bununla birlikte dava dilekçesinde yemin deliline dayanıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan yargılama sonunda, davalılar söz konusu senedin teminat senedi olmadığı ve alacaklı olduklarına dair ayrı ayrı yemin beyanında bulunmuşlar ve ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Reddine,
2-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 1.366,20 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı … tarafından yapılan 5,20 TL vekalet harcı, 50,00 TL tebligat ve posta ücreti olmak üzere toplam 55,20TL’nin davacıdan alınıp davalı …’ye verilmesine,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca gereği takdir ve tayin olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ayrı ayrı verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacının/davalının yüzüne karşı karar verildi. 14/11/2023

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır