Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/381 E. 2018/101 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/381 Esas
KARAR NO : 2018/101

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2016
KARAR TARİHİ : 06/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin Türkiye’de …, …, …, ..’s ve … restoranlarının işletmecisi olduğunu, davalının müvekkilinin işlettiği restoranların elektrik enerji sağlayıcısı olduğunu, davalı tarafından elektrik tüketim miktarına göre faturalar tahakkuk edildiğini, ilgili faturaların süresinde ödendiğini ancak bu faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp kaçak bedeli alındığından bahisle davalı işlemleri ile ilgili olarak geriye dönük faturalara/faturalardaki diğer kalemlere/ödemelere ilişkin hakları ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile istirdat hakları saklı kalmak üzere Ocak 2013’den dava tarihine kadar olan kayıp kaçak bedelinin ve bu bedel dahil edilerek hesaplanmış %1 enerji fonu, %2 TRT payı, %5 belediye vergisi ve %18 KDV içindeki kayıp kaçak toplam bedeli olan en az 10.000,00-TL’den her bir faturadaki her bir fazla ödeme tutarının dava tarihinden itibaren yürütülecek değişen oranda avans faizi oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi, davalı şirket faturalarında dava tarihinden itibaren anılan hukuka aykırı fazla tahakkuk ve tahsilatların ihtiyati tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; dağıtım sistemi kullanan her bir tüketicinin hizmetin sunulması esnasında oluşan maliyet kalemlerine katlanmasının sağlanması ve tüketicilere yansıtılan bu maliyetlerin faturada ayrı kalemler olarak gösterilmesinin EPDK’nın dağıtım lisansına sahip tüzel kişilere getirdiği bir zorunluluk olduğunu, müvekkili şirketin davacı ile arasındaki sözleşmede tedarikçi sıfatında olduğunu, tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp kaçak, enerji fonu, TRT Payı, belediye vergisi, KDV tahsil edip etmeme gibi bir insiyatifi bulunmadığını, faturalara yansıtılan miktarların müvekkili tarafından ilgili bölgede görevli dağıtım şirketine ödendiğini, dava konusu edilen miktarın müvekkili şirketin uhdesinde olmadığından bahisle dava şartlarının bulunmaması ve zamanaşımnı nedeniyle davanın reddine, esasa girilmesi halinde ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu olan kayıp kaçak bedeli 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun geçici 9. maddesinde (mülga 14/03/2013-6446 S.K. madde 30) “Ulusal Tarife” adı altında EPDK tarafından belirlenerek 01/04/2011 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmakta olan bu tarifede EPDK’nun 28/12/2010 tarih ve 2999 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Tarifelerin uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır. Ayrıca 11/08/2002 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği 15/2 fıkrası “perakende satış fiyatlarına ilişkin parametreler, enerji alımına ilişkin tavan fiyat, hedef kayıp/kaçak oranı ve brüt kâr marjı ve verimlilik hedefine ulaşması ölçüsünde elektrik piyasası hedef planı düzenlemesine tabî unsurlar ve raporlamaya ilişkin tebliğ ile ilgili mevzuattaki diğer hükümlere uygun olarak hesaplanmış perakende satış hizmeti maliyetlerini içerecek şekilde belirlenir.” hükmüne yer verdiği, yani bu yönetmeliğe göre satış fiyatlarını kayıp kaçak bedelinin eklenebileceğinin belirtildiği, bu yönetmeliğe dayanılarak 11/08/2002 tarihinde resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “perakende satış hizmetleri geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkındaki tebliğe göre abonelerden kayıp kaçak bedeli adı altında bedelin tahsil edildiği, sayaç okuma bedelinin 4193 sayılı EPDK kurul kararının 8. Maddesine dayanılarak 2011 tarihinden itibaren tüketicilerden tahsil edildiği, yine diğer bedellerin 11/08/2002 tarihinde resmî gazetede yayımlanan tebliğler doğrultusunda tüketicilerden tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/05/2014 tarihli 2013/7-2454 Esas 2014/679 karar sayılı kararı ile “Anayasanın Vergi Ödevi” başlıklı 73. Maddesinde “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mâli gücüne göre vergi ödemek ile yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mâli yükümlülükler kanun ile konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi resim, harç ve benzeri mâli yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlarca ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kayıp kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nun bu kararı dayanak yapılarak iş bu dava 11/04/2016 tarihinde mahkememizde açılmış olup, yargılamanın devamı sırasında 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun 17/06/2016 tarihinde resmî gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 6719 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında; 6719 sayılı Kanunun 15. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun ‘Tanımlar ve Kısaltmalar’ başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasına (şş) bendi eklenmiş ve anılan bendde; (şş) Teknik ve teknik olmayan kayıp: Dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen; teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı, ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Yine 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı Kanunun 21.maddesi ile, 17.maddenin 4.Fıkrasında; ((4) İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar..,) hükmüne yer verilmiş, 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmünde de; (“(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Kezâ 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen geçici 20.madde de; ((1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.”) hükmü getirilmiştir. 6446 sayılı Kanunda yapılan ve yukarda yer verilen 6719 sayılı Kanun değişikliği ile Kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet maliyeti vb gibi Kanunda sayılan kalemler bakımından 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmü ile mahkemece yapılacak incelemenin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk ile sınırlı olduğu ifade edilmiş ve yine eklenen geçici 20. maddede de; bu hükmün (17/10.madde hükmünün) mevcut davalara da uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Bu durumda mahkemelerce yapılacak inceleme bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandırılmıştır. Somut olayda davacının talebe konu bedellerin fazla alındığı iddiası olmadığından mahkememizce bu yönde bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Davacının, dava konusu bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığı iddiası ile mahkememizde açmış olduğu iş bu davanın açılış tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni kanun nedeni ile konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 331/1 maddesi gereğince davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarih 2009/18-421 esas-2009-526 karar sayılı ilamında benzer bir olayda “dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının davadan sonra yürürlüğe giren yasa nedeni ile haksız duruma düşmesi söz konusu olamayacağından dava, davadan sonra yürürlüğe giren yasal değişiklik nedeni ile konusuz kalmış ise davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir.” şeklinde karar vermiştir. Dava devam ederken yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa nedeni ile davanın konusuz kaldığı, davacının dava tarihi itibari ile talebinde haklı olduğu kabul edilerek davacı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-6719 sayılı yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 20. Maddesi hükmü gereğince davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 35,90-TL maktu karar harcının başlangıçta peşin alınan 170,78-TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 134,88-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 72,00-TL tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca takdir ve tayin olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gider avansından kalan kısımların karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/02/2018

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza