Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/371 E. 2018/406 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1226 Esas
KARAR NO : 2018/429

ASIL DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/12/2015
KARAR TARİHİ : 18/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin güvenlik hizmeti veren bir şirket olduğunu, davalının “… Alışveriş ve Yaşam Merkezi” işyerinde güvenlik hizmeti vermek üzere taraflar arasında 25/11/2009 tarihli karşılıklı edim ve taahhütleri içeren iki yıllık sözleşme imza altına alındığını, davalının Türkiye’nin en büyük alışveriş merkezlerini imal ve işletme işini yapan … isimli “iktisaden büyük” bir ana şirketin kuruluşu olduğunu ve ana şirketin bu kuruluşlar ile Forum Alışveriş merkezlerinin imalat ve işletmesini yaptığını, davalının ekonomik olarak daha zayıf olan müvekkiline karşı büyük iş hacmi, varlığı ve görünümü karşısında, müvekkilince sözleşmedeki imzasına ve sözleşmede yüklendiği taahhüt ve edimlerine itimat edildiğini, kendisinden doğal olarak “basiretli bir tacir” davranışına uygun olarak sözleşme temel ilke ve maksadına sadık kalacağının tereddütsüz beklendiğini, bu anlaşma üzerine müvekkili gereklerini en mükemmel şekilde yerine getirmek üzere her türlü hazırlığı yaptığını, bunun için her türlü gerekli giyim, üst baş, üniforma dahil telsziler, elektronik cihazlar, her türlü son model donanım ve malzemeleri satın adığını ve adaylar arasından itina ile seçmek sureti ile burada görevlendirmek üzere gerekli sayıda personeli işe aldığını ve bunların bu görev için eğitim almasını sağladığını, tüm hazırlıkların mükemmel olarak temin edildiği şekilde işe başlandığını, nitekim hem karşı tarafça ve hem de yasa gereği emniyet müdürlüğünce de verilen hizmetin sürekli ve periyodik olarak denetlendiğini ve kusursuz olduğunun belirlendiğini, bu halde iken davalının herhangi geçerli bir mazeret sunmaksızın ve sözleşmenin bitmesine uzun bir süre varken görülen lüzum üzerine demek suretiyle sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin 9. Maddesinde feshin şekil ve şartlarının düzenlenmiş olduğunu, buna göre sözleşmede yazsın veya yazmasın haklı bir sebebin gerektiğini, aksi düşünülse dahi davalının sınırsız bir şekilde sözleşmeyi fesih hakkının olmadığını, sözleşme kurulurken en temel esasın karşılıklı güven olduğunu, davalının müvekkili tüm edimlerini kusursuz olarak yerine getirirken sözleşmeyi feshetmesinin dürüstlük ve iyi niyet ilkesine aykırı olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme süresinin bir müddetinde yatırımlarını karşılayacak ve bir müddet sonra beklediği kazanca kavuşabilecekken sözleşmesinin aykırı, haksız olarak ve keyfi bir şekilde fesholunması ile hem yatırımları ve hem de süreyle ilgili kazanç beklentisinden mahrum kaldığını, müvekkilinin hem yatırımları ve hem de sözleşme sonuna kadar elde edebilecekken elde edemediği mahrum kaldığı kazancının miktarının, yapılacak bilirkişi incelemesi ile elbette net olarak ortaya çıkacağını, müvekkilin, davalının bu davranışı karşısında her türlü ihtimamı gösterdiği halde sözleşmesi fesholan bir şirket durumuna düştüğünü, markasının ve tüzel kişiliğinin itibar kaybına uğradığını beyanla sözleşmeyi sonuna kadar ifa edebilmek bakımından yapılan yatırımlardan fesih ile boşa giden bedeli şimdilik 5.000 TL ve mahrum kalınan kazanaç bedeli şimdilik 5.000 TL olmakla toplam 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin güvenlik hizmeti veren bir şirket olduğnuu, davalının forum aydın alışveriş ve yaşam merkezi iş yerinde güvenlik hizmeti vermek üzere 25/11/2009 tarihli taraflarca karşılıklı edim ve taahhütlerini içeren iki yıllık sözleşmenin imza altına alındığını, sözleşmenin süresi içindeyken davalı birden bire ve ortada geçerli ve haklı bir neden yokken sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davalıya karşı … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas no ile maddi manevi tazminat davası açıldığını, bu nedenlerle davalının dava tarihinden itibaren hesaplanacak lan ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte 39.944,90 TL alacağının davalıdan tahsilini ve yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Feshe ilişkin hükümlerin sözleşmede açıkça düzenlendiğini, sözleşmenin 9. maddesinin B bendinin sözleşmede bulunmayan haller dışındaki fesih durumunu açıkça düzenlendiğini ve feshi yalnızca süreya bağladığını, müvekkilinin de bu hükümden yola çıkarak taraflar arasındaki sözleşmeyi, sözleşme hükümlerindeki süre şartını da gözeterek noter kanalı ile feshettiğini, kaldı ki sözleşmenin feshini gerektirecek haklı sebep bulunduğunu, davacının müvekkilinin çalışanlarından biri ile işbirliği yaparak haksız menfaaat elde ettiğini, müvekkilinin çalışan ve sözleşme imza yetkisi olan … isimli şahsın imzaladığı sözleşmelerin bir kısmında sözleşme bedellerinin rayiçlerin çok üzerinde olduğunun anlaşıldığını, bu çalışanın davacı ile arasındaki bağın anlaşılması üzerine işten çıkarıldığını, bu hususun sözleşmenin feshi için yeterli ve geçerli bir sebep olduğunu, davacı yanın hem olumlu hem de olumsuz zararını istemesine olanak bulunmadığını, davacının manevi tazminat gerekçesi olarak ileri sürdüğü hususların hiçbirisinin olayda gerçekleşmediğini, Yargıtay içtihatlarına göre de sözleşmenin feshinin manevi tazminat için yeterli bir sebep olmadığını beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, sözleşmenin haksız feshi iddiası ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce taraflarca sunulan sözleşme ve delillerin incelenmesi sonucunda 07/05/2012 tarihli karar ile ” taraflar arasındaki sözleşmenin sözleşmenin geçerlilik süresi ve feshi başlıklı 9. maddesinde fesih koşullarının düzenlendiği, sözleşmenin 9.2.b.maddesine göre müşterinin işbu sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek sözleşmeyi sona erdirmek istemesi halinde asgari 3 ay önceden noter marifeti ile bildirimde bulunmak koşuluyla sözleşmeyi feshedebileceğinin hüküm altına alındığı, davalı şirket tarafından sözleşmenin bu hükmüne uygun olarak davacı şirkete keşide edilen … 25. Noterliği’nin … tarihli ihtarnamesiyle görülen lüzum üzerine taraflar arasındaki sözleşmenin 28.02.2011 tarihi itibarı ile feshedildiğinin davacıya bildirildiği, işbu ihtarnamenin davacıya 23.11.2010 tarihinde tebliğ edildiği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 9.2.b.maddesinde sözleşmede “müşteri” olarak tanımlanan davalı şirkete asgari 3 ay öncesinden noter marifeti ile davacıya bildirimde bulunmak kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme yetkisi tanınmış olduğundan, her ikisi de tacir olan tarafların özgür iradeleriyle düzenlemiş oldukları sözleşmenin 9.2.b.maddesindeki süre koşuluna uyulmak suretiyle davalı tarafça sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedildiği ve davacı tarafın usulüne uygun olarak feshedilen sözleşme nedeniyle davalıdan tazminat talep edemeyeceği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Mahkememizce verilen kararın davacı tarafın temyizi ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/36 Esas, 2014/2750 Karar sayılı ve 09/04/2014 tarihli kararı ile;
“taraflar arasındaki sözleşmenin 9.2.b maddesinde müşterinin sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek feshetme hakkının düzenlendiği, davalı tarafından davacıya gönderilen … 25. Noterliğinin … Tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesinde sözleşmede bulunmayan hangi sebebe dayanılarak sözleşmenin feshedildiğinin açıklanmadığı, fesih için bir neden gösterilmediği ve sözleşmenin görülen lüzum üzerine feshedildiğinin bildirildiği, sözleşmenin anılan maddesine göre ise sözleşmede gösterilmeyen bir nedenle de olsa feshin haklı bir gerekçeye dayanması ve kanunen korunmaya değer haklı bir nedenin gösterilmesinin gerektiğini, maddenin davalıya keyfi bir fesih hakkı vermediği, bu halde davalının fesih için ihbarın yapıldığı tarihte doğmuş olmak kaydıyla bir sebep göstermesi ve tazminatla sorumlu olmaması için de bu sebebin haklı olması gerektiği, Mahkememizce davalı vekili tarafından müvekkili şirket adına sözleşme yapan kişi ile davalının işbirliği içerisinde oldukları, bu nedenle taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği ve sözleşmenin bu nedenle feshedildiğine dair iddianın incelenmediği, Mahkememizce davalı tarafından fesih ihtarında bahsetmediği ancak yargılama aşamasında usulüne uygun olarak ileri sürdüğü fesih nedenini ispata yarar delillerin ibraz ettirilmesi ve feshin haklı olup olmadığı, haklı ise talep edilen tazminatların şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda gerekli olması halinde bilirkişi raporu alınarak bir sonuca varılması gerektiği” nden bahisle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkememizce bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin Yargıtayca reddedilmiş, tarafların bozmaya karşı beyanları alınmakla usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekiline bozma ilamı doğrultusunda delillerini sunmak üzere süre verilmiş, delil listesinde olan şirketlerin kayıtları çıkarılmış, … 2. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından bir suret dosya içerisine alınmış, dosya oluşturulan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor alınmıştır. Heyet dosya ve tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde 21/07/2017 tarihli raporunda özetle; davacının 2009 ve 2010 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmamış olduklarını, 2011 yılı defterlerinin ise usulüne uygun olarak tutulmuş olduklarını, davalının tüm ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduklarını, davacı tarafından sözleşme nedeniyle yapılan giderlerin ve sözleşmenin feshi nedeniyle işçilere ödenen kıdem tazminatı toplamının 53.977,95 TL olduğunu, sözleşmenin ayakta kaldığı süre içerisinde davacı tarafından davalı adına 592.668,34 TL tutarında hizmet faturasının tanzim edildiğini, sözleşmenin bitiş süresi 25/11/2011 ve fesih tarihi 28/02/2011 olması nedeniyle davacının bu tarihler arasında kalan dönem için kar kaybı talep edebileceğini, davacının satış karlılığı, kar kaybı ve gider kaybı üzerinden yapılan değerlendirmeye göre kalan süredeki kar kaybının 44.944,90 TL olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında … Alışveriş ve Yaşam Merkezi işyerinde güvenlik hizmeti vermek üzere 25/11/2009 tarihli iki yıllık sözleşmenin imzalandığı, davalı tarafça … 25. Noterliği’nin 23/11/2010 tarihli ihtarnamesiyle görülen lüzum üzerine taraflar arasındaki sözleşmenin 28/02/2011 tarihi itibarı ile feshedildiğinin davacıya bildirildiği, ihtarnamenin davacıya 23/11/2010 tarihinde tebliğ edildiği ve bu şekilde sözleşmenin 28/02/2011 tarihi itibariyle feshedildiği, davalının sözleşmenin feshini 9.2.b maddesi uyarınca gerçekleştirdiğini beyan ettiği, mezkur maddeye göre davalının fesih için sözleşmede yazılı olmasa dahi haklı bir nedene dayanmasının gerektiği, davalının haklı neden olarak eski çalışanı …’ın ortağı olduğu dava dışı … Tic. Ltd. Şti. İle davacı şirket arasında ortaklar bakımından organik bağ bulunduğu, davaya konu sözleşmenin davacı ile davalı adına … arasında imzalandığı ve tarafların anlaşarak sözleşme bedelini rayiç değerlerin çok üzerinde belirlediklerini, bu nedenle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiklerini beyan ettiği, bozmadan sonra davalı tarafın bu haklı sebebin ispatı hususunda dosyaya delil sunulmadığı, davalının eski çalışanının davacı şirket ortaklarınca kurulan başka bir şirkete ortak olmasının davalının iddiasını ispat etmeyeceği, davalının basiretli bir tacir olarak sözleşmeyi imzaladığı, rayiç bedelleri araştırabileceği, sözleşmeyi imzalayan çalışanı tarafından bir zarara uğratılmasının kendi iç meselesi olduğu, kaldı ki sözleşmenin iki yıl uygulandıktan sonra bitimine kısa bir süre kala feshedilmesinin de davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiği, bu şekilde sözleşmenin haklı bir sebebe dayanmaksızın feshedildiği kanaatine varılmış olmakla sözleşme feshedildiği ve davacı yalnızca müspet zararının tazminini talep edebileceğinden asıl davada sözleşme nedeniyle yapmış olduğu giderler yani menfi zarar yönünden 5.000,00 TL tazminat talebinin reddine, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğradığı kar kaybını talep edebileceği anlaşılmakla hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda tespit edilen 44.944,90 TL’nin asıl ve birleşen davada talep edildiği şekilde kabulüne, yalnızca sözleşmenin feshedilmiş olmasının davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği anlaşılmakla asıl davada manevi tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
(A) 1-ASIL DAVADA DAVACININ KAR KAYBINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEBİNİN KABULÜ ile 5.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Asıl davada davacının manevi tazminat ve yatırım bedeli talebinin reddine,
3-Asıl davada karar ve ilam harcı 341,55 TL’den peşin alınan 297,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,5 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Asıl davada davacı tarafından yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti ve 224,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.024,00 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 506,00 TL yargılama gideri ile peşin olarak ödenen harç 316,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Asıl davada davalı tarafından yapılan 70,00 TL yargılama giderinden davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 52,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği kabul edilen maddi tazminat üzerinden takdir ve tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği reddolunan maddi tazminat miktarı üzerinden takdir ve tayin olunan 2.180,00 TL ve reddolunan manevi tazminat üzerinden takdir ve tayin olunan 2.180,00 TL olmak üzere 4.360,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,8-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
(B)1-BİRLEŞEN İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/1048 ESAS SAYILI DOSYASINDA DAVANIN KABULÜ İLE 39.944,90 TL kar kaybından doğan tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen davada karar ve ilam harcı 2.728,63 TL’den peşin alınan 682,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.046,47 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Birleşe davada davacı yargılama gideri olan 718,16 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Birleşen davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 4.743,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Birleşen davada davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilleri ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.18/04/2018

Katip …

Hakim …
E-imza