Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/363 E. 2020/447 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/363 Esas
KARAR NO : 2020/447

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2016
KARAR TARİHİ : 14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Bank A.Ş. tarafından davacı müvekkili aleyhine … 25. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, icra takibinde dava dışı…Ltd. Şti.’nin kredi borçlusu, dava dışı … ve davacı müvekkili … ‘ın ise kefil sıfatı ile icra takibinin muhatabı olduğunu, icra takibine dayanak olarak ticari kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarının gösterildiğini, kredi borçlusu olarak görünen …Ltd. Şti.’nin, müvekkili davacının eşi ve aynı zamanda krediye kefil olan …’ın ticari faaliyetlerini yürüttüğü ve tek yetkilisi olduğu tüzel kişi olduğunu, müvekkilinin de bu şirkette yasal olarak ortak göründüğünü ancak tüm ticari faaliyetlerin şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olan dava dışı … tarafından yürütüldüğünü, dava dışı şirketin davacı bankadan ticari kredi kullandığını, bu kredinin sağlanması aşamasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzası olduğunun iddia edildiğini ancak müvekkilinin söz konusu sözleşmeyi kefil olarak imzalamadığını, yine kefilin kendi el yazısı ile yazması gereken kısımların da müvekkili tarafından yazılmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davalıya icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını beyanla davacı müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespiti ile haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle%20’den aşağı olmamak üzere lehe tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … Bank A.Ş. ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında akdedilen 07/03/2012 ve 17/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmelerinde davacı …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunduğunu, kredi borcunun ödenmemesinden ötürü, dava dışı … Bank A.Ş. tarafından …. 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takipte davacı …’ın kredi sözleşmesi kapsamındaki müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatından ötürü borçlu olarak yer aldığını, kredi sözleşmesinde bulunan imzanın davacıya ait olduğunu, davacının takipte bu hususa itiraz etmediğini beyanla davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, genel kredi sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Mahkememizce, … 25. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacıya temlik eden dava dışı … Bank A.Ş. tarafından dava dışı … Ltd., dava dışı … ve davacı aleyhine asıl alacak 203.435,40 TL, işlemiş faiz 8.193,15 TL, BSMV 409,65 TL ve masraf 1.229,50 TL olmak üzere toplam 213.267,70 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe dayanak olarak … 4. Noterliği’nin … tarihli ihtarnamesi, hesap özetleri ve genel kredi sözleşmelerinin gösterildiği ve takip talebine borçlusu …Tic. Ltd. olan ve davacının müteselsil kefil olduğu 17/07/2012 tarihli – 500.000,00 TL limitli ve 12/03/2010 tarihli – 115.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri ile 07/03/2012 tarihli limit artırım sözleşmesinin eklendiği, ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği, süresi içerisinde itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacıya ait ıslak imza içeren belgeler celp edilerek imza ve yazı örnekleri alındıktan sonra dosya, sözleşmelerdeki kefil imza ve yazılarının davacıya aidiyeti yönünden rapor alınmak üzere İstanbul ATK’ya gönderilmiştir. 11/10/2018 tarihli ATK raporunda özetle; ” İnceleme konusu 17/07/2012 tarihli sözleşmede … isim yazıları ve atfen atılı imzalar ile …’ın mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu isim yazıları ve imzaların …’ın eli ürünü olduğu, inceleme konusu 17/07/2012 tarihli sözleşmedeki diğer yazılar ile …’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı, inceleme konusu 07/03/2012 tarihli sözleşmedeki yazılar ile …’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı, inceleme konusu 07/03/2012 tarihli sözleşmede … adına atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğu” tespit ve mütalaa edilmiştir.
Dosya, davacıya temlik eden banka tarafından icra takibine konu edilen kat ihtarnamesinde yer alan alacağın hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ve buna göre talep edilebilecek alacak varsa miktarı yönünden inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; dava dışı … Bank A.Ş. ile dava dışı borçlu …Tic. Ltd. arasında 07/03/2012 tarihli – 250.000,00 TL limitli, 17/07/2012 tarihli – 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını, davacının söz konusu sözleşmeleri müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, dava dışı banka tarafından söz konusu genel kredi sözleşmeleri uyarınca dava dışı şirkete krediler kullandırıldığını ve kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek borçlu ve kefillere kat ihtarnamesinin gönderildiğini, davacıya ihtarnamenin tebliğ edilemediğini, bu nedenle temerrüdün takip tarihi itibariyle gerçekleştiğini, takip tarihi itibariyle davacının asıl alacak 167.129,62 TL, işlemiş faiz 2.104,01 TL, Bsmv 105,19 TL ve masraf 1.229,50 TL olmak üzere toplam 170.568,32 TL alacaklı olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Raporda Mahkememizce incelenmesi istenen kredilerin hangi sözleşme uyarınca ve hangi tarihte kullandırıldığı hususunda açıklama bulunmadığından bilirkişiden bu hususların incelenmesi ve her bir kredi sözleşmesinden doğan alacağın ayrı ayrı tespit edilmesi için ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; dava dışı … Bank A.Ş. ile dava dışı asıl borçlu …Tic. Ltd. arasında 12/03/2010 tarihli – 115.000,00 TL limitli, 07/03/2012 tarihli – 250.000,00 TL limitli, 17/07/2012 tarihli – 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını, davacının söz konusu sözleşmeleri müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, takibe konu edilen 11.574,19 TL’lik KMH’ın açılış tarihinin 01/01/2013, 61.093,72 TL’lik kredinin açılış tarihinin 05/12/2012 ve 94.461,71 TL’lik kredinin açılış tarihinin 14/09/2012 olduğunu beyan ederek her bir alacak kalemi yönünden davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği tutarları tespit etmiştir. Ek raporda da takibe konu edilen kredilerin hangi sözleşme uyarınca kullandırıldığı açıkça tespit edilmediğinden bilirkişiden bu hususta ikinci kez ek rapor alınmıştır. Bilirkişi 2. ek raporunda özetle; 11.574,19 TL’lik KMH’ın açılış tarihinin 01/01/2013, 61.093,72 TL’lik kredinin açılış tarihinin 05/12/2012 ve 94.461,71 TL’lik kredinin açılış tarihinin 14/09/2012 olduğunu ve tüm kredilerin en son imzalanan 17/07/2012 tarihli sözleşmeden sonra kullandırıldığını beyan etmiştir. Raporlar taraflara tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; dava dışı … Bank A.Ş. ile dava dışı asıl borçlu …Tic. Ltd. arasında 17/07/2012 tarihli – 500.000,00 TL limitli ve 12/03/2010 tarihli – 115.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri ile 07/03/2012 tarihli limit artırım sözleşmesinin imzalandığı, davacının söz konusu sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, davacının kredi sözleşmelerindeki imza ve yazıların kendisinde ait olmadığını beyan ederek borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, alınan ATK raporu ile 07/07/2012 ve 07/03/2012 tarihli sözleşmelerde davacı tarafından doldurulan kısımlarda bulunan yazıların davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, 12/03/2010 tarihli – 115.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga Borçlar Kanunu’nun kefaletin şeklini düzenleyen 484. maddesinde “kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar iraesine mütevakkıftır.” denilmekle kefaletin geçerli olabilmesi için kefil olunan miktarın belirtilmesi ve sözleşmenin yazılı olmasından başka bir şekil şartının aranmadığı, 17/07/2012 ve 07/03/2012 tarihli sözleşmelerin ise 04/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu’nun kefaletin şeklini düzenleyen 583. maddesine tabi olduğu ve mezkur maddede “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmünü içerdiği, anılan düzenleme ile kefaletin geçerliliğinin mülga Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemeden daha ağır şekil şartlarına bağlandığı, dolayısıyla 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra imzalanmış olan sözleşmeler ile artık, yürürlükten önceki mülga 818 sayılı Kanun döneminde imzalanmış sözleşmenin yenilenmiş sayılacağı ve önceki sözleşmeye dayanılarak kredi kullandırılamayacağı, her ne kadar takip talebine her üç sözleşmede eklenmiş ise de, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda da tespit edildiği üzere, takibe konu tüm kredilerin 17/07/2012 ve 07/03/2012 tarihli sözleşmelerden sonra kullandırıldığı ve bu sözleşmeler uyarınca kullandırıldıklarının kabul edileceği, her iki sözleşmenin de geçerli şekilde yapılmadığı ve bu sözleşmelerden doğan borcun müteselsil kefil sıfatı ile davacıdan talep edilemeyeceği, davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşılmış olmakla davanın kabulüne, takip haksız olup sözleşmenin diğer tarafı olan bankanın ve temlik alan davalının basiretli tacir olarak sözleşmedeki yazıların davacıya ait olmadığını bildiği halde takip başlatmasında kötü niyetli olduğu kanaatine varılarak davacının kötü niyet tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Kabulüne, davacının … 25. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-42.653,54-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 14.568,31 TL’den peşin alınan 3.642,08 TL harcın mahsubu ile kalan 10.926,23 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 378,50 TL posta ve tebligat masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 978,50 TL yargılama gideri ile 3.671,28 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 23.378,74 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza